Kayıtlar

Evliyanın Duası

Evliyanın Duası Dürüstlüğün senet olduğu bir dönemde sözü ilahi aşkın kudretiyle mayalanmış, sözü ve özü bir olan Allah’ın rızasını, sevgisini her şeyden üstün tutan. Yaratılanı sadece yaratandan ötürü seven bir Allah dostu vardı. Bu veliyullah sabırlı, hoşgörülü, mütevazı, güzel huylu ve iyiliksever biriydi. Öte yandan bu velinin huysuz, Şükürsüz, çirkin ve bencil bir karısı vardı. Eşi sürekli kendisine hakaret eder, sen bana layık değilsin. Ben krallara layıkım deyip, adamı azarlayıp dururdu. Allah’ın bu sadık ve sıddık kulu ise yaratanına şükür eder, sabırla hanımının düzelmesi için dualarda bulunur ona nasihatler ederdi. Bir gün Allah’ın sadık kulu düşünceli bir şekilde eve gelir. Eşi olup biteni anlamaya çalışsa da evliyanın ağzını bıçak açmaz. Bu durum günlerce, haftalarca devam eder. Karısı artık onun deli olduğunu düşünmüş ve onun için endişelenmeye başlamıştır. Karısı Allah dostunun karşısına geçmiş ve kendisine sormuş. “- Neden benimle konuşmuyorsun, dertleşmiyo

Dürüstlüğün Bedeli

Dürüstlüğün Bedeli Dâhiliye Nâzırı Ahmet Reşit Bey anlatır: 1902 yılı Ramazan ayının 15. günü Hırka-i Saadet'i ziyaretten dönen II. Abdülhamid Hân, Hazine-i Hümâyûn'da bulunan Sultan III. Mehmet'e ait murassâ sorgucu ister. Sorguç, bir heyet tarafından yerinden alınır ve Bağdat Köşkü'nde padişaha takdim olunur. Hasan Şevkı Bey, huzurdan çıkınca, Başmâbeynci Hacı Ali Paşa'ya dert yanar: "- Efendimizin ulu ecdâdı, Hazine-i Hümâyûnlarına birçok şey koymuşlar, vermişler, fakat buradan bir habbe bile çıkarmamışlar ve alamamışlardır. Eğer şevketmeâb efendimiz bu sorgucu götüreceklerse, doğrusu bu âcizi çok mahzun edecekler." II. Abdülhamid Hân, kızı Ayşe Sultan'a yaptıracağı taca örnek tutmak için istemiştir sorgucu. İtiraz kendisine arz edildiğinde, bunu geçici olarak aldığını, bayramın birinci günü iade edeceğini belirtir ve Hasan Şevkı Bey'e teslim edilmek üzere, bir de senet imzalayarak verir. Ve bayram gelir çatar. Yıldız Sarayı'nd

Ey insan! Dünyaya Aldanma!

Ey insan! Dünyaya Aldanma! Yeryüzüne Allah’ın halifesi olarak gönderilmiş olan insan, günümüz dünyasında değerlerinden o kadar uzaklaştı ki dünyaya daldı, ahireti unuttu. Her şeyin para, mal, kadın ve maddeden ibaret olduğunu sandı, dünyevileşti. Hâlbuki bizim bu dünyada daha ulvi görevlerimiz vardı. O görevler bizi ebedileştirecek, ahiretimizi kazandıracak, cennete götürecekti. Her şeyi geçici, aldatıcı, yalan, vefasız ve bir gün bizi silkeleyip atacak olan dünyaya aldandık. Rabbimiz, biz kullarına dünyayı şöyle tanıtıyor: Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlat sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdikleri ziraatçıların hoşuna gider. Sonra, kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer çöp olur. Ahirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah’ü Teâlâ’nın mağfireti ve rızası vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimsizlikten başka bir şey değildir. (Hadid, 20)

Ateşin Yakmadığı Âşık

Resim
Ateşin Yakmadığı Âşık   Yemen’de ortaya çıkan yalancı peygamber Esvedül-Ansi, o bölgede oturan Müslüman salihlerden Ebu Müslim Havlaniyi yanına çağırttı. Ona kendisini peygamber olarak seçtirmek istiyordu. Yanına gelince: Benim peygamber olduğuma şahitlik eder misin? Diye sordu, Ebu Müslim Havlani (Rahmetullahi Aleyh), Duymuyorum, kulağım sağır! Diye cevap ver di. Esved, Muhammedin peygamber olduğuna şahitlik eder misin? Diye sordu: Ebu Müslim, Evet, şahitlik ederim dedi. Esved tekrar, Benim peygamber olduğuma şahitlik eder misin? Diye sordu… Ebu Müslim tekrar: Duymuyorum kulağım sağır! Diye cevap verdi. Esved tekrar, Muhammedin peygamber olduğuna şahitlik eder misin? Diye sordu: Evet, şahitlik ederim dedi. Esved, sorusunu tekrar tekrar sordu, Ebu Müslim de (Rahmetullahi Aleyh)aynı hep aynı şekilde cevap verdi. Esved kızdı, onu cezalandırmak istedi. Büyük bir ateşe attı. Ateş ona hiçbir zarar vermedi. Ebu Müslim (Rahmetullahi Aleyh) ateşin içinde n

Fatih Sultan Mehmet Han (Rahmetullahi Aleyh) Şöyle Buyuruyor

Fatih Sultan Mehmet Han (Rahmetullahi Aleyh) Şöyle Buyuruyor: Bir şehirde en önemli üç şey; “Kanalizasyon, hamam, kütüphane” dir. Çünkü kanalizasyon şehrin kirini, Hamam bedenin kirini, Kütüphaneler de ruhun kirini temizler. Allah’ü Teâlâ hepmizi; şehri temiz, bedeni temiz, ruhu temiz olanlardan eylesin!

İyi İnsanın Bazı Özellikleri 2

İyi İnsanın Bazı Özellikleri 2   0001- Hayırlı bir iş yapacağı zaman şeytan ve kötü insanlardan gelen mani ve engellere karşı koymak için ihlâsa dayanır. İhlâsı kıracak sebeplerden yılandan kaçar gibi kaçar. 0002- İsteklerine kavuşmak için, tembelce oturmayıp, bütün sebeplere eksiksiz yapışır, görevini tam yapıp bütün tedbirleri aldıktan sonra:  “Ya Rabbi sana inandım, sadece senin rahmetine güveniyorum, hakkımda hayırlısını ver!” diyerek tevekkül eder; Rabbine güvenir. Rabbinin verdiği de ne olursa olsun ona razı olur. 0003- “Kıldığım namaz, tuttuğum oruç gibi ibadetlerin çoğu kendim içindir. Asıl ibadetim ise insanlara ayırım yapmadan hizmet etmektir!” anlayışına sahiptir. 0004- İnsanlara hizmet etmenin, onlara faydalı olmanın ve onları sevindirmenin Allah’ü Teâlâ’nın rızasını kazanmaya sebep olduğunu bilir. 0005- “O nerede olursanız sizinle beraberdir!” ( Hadid Sûresi-4) ile “Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü b