Kayıtlar

Rızkın Genişlemesi ve Bereketlenmesi İçin Bazı Dua ve Tavsiyeler

Rızkın Genişlemesi ve Bereketlenmesi İçin Bazı Dua ve Tavsiyeler اللَّهُمَ قَنِّعْنِي بِمَا رَزَقْتَنِي، وَبَارِكْ لي فِيهِ، وَاخْلُفْ عَلَيَّ كُلَّ غَائِبَةٍ لِي بِخَيْرٍ Bu dua örneğinde, İslâmî açıdan dünyevî ve uhrevî mutluluğu sağlayacak olan hususların hepsi özet olarak dile getirilmektedir. Okunuşu: “Allâhümme kanni’nî bimâ razektenî ve bâriklî fîhi ve ahlif ‘aleyye külli ğâibetin lî bihayr.” Anlamı: “Allah’ım! Bana verdiğin rızık konusunda beni kanaat sahibi yap ve o rızkımı bereketli kıl. Zayi olan her nimetin daha hayırlısını bana ihsan eyle.” Kaynak: (Hâkim, De’avât, No:1878) Bu duasında da Peygamberimiz, kendisine rızık vermesini, rızkını bereketli yapmasını, tükettiği nimetin yenilerini ve daha iyilerini vermesini ve kendisini kanaatkâr yapmasını Allah’tan istemektedir. Bu dua örneği, aynı zamanda istenilen bu rızkı elde edebilmek için çalışılması gerektiğine de işaret eder. Rızkın Genişlemesi Ve Bereketlenmesi İçin Bazı Tavsiyeler 01-   İnsa

İki Salkım Üzüm Tanesi

İki Salkım Üzüm Tanesi 1500 lü yıllarda, İstanbul'da Topkapı surlarının dibinde küçük bir kulübede fakir bir takkeci yaşarmış. Geçimini Namaz takkeleri örüp, bunları satarak temin edermiş. Fakir olmasına rağmen, gönlü zengin, takva sahibi bir zatmış İbrahim Efendi. En büyük arzusu bir camii yaptırmakmış. Onun bu isteğini bilen arkadaşları bazen ona takılırlarmış. İbrahim Efendi, neyle yaptıracaksın camiyi? Ekmeğini zor kazanıyorsun derlermiş Fakat Takkeci İbrahim Efendi hiçbir zaman ümidini yitirmez, devamlı dua edermiş: Umulur ki derya tutuşa, dermiş. Cami yaptırma sevdası yüreğinde kor gibi yanarmış. Bir gün İbrahim Efendi rüyasında bir zat görür. Bu kişi İbrahim Efendiye: “Rızkın iki salkım üzümdedir, Bağdat’a git” der. Heyecanla uyanmış İbrahim Efendi, "Hayırdır inşallah!" demiş. Fakat rüyasına bir mana verememiş. Ertesi gün sabah namazından önce aynı rüyâyı, açık seçik bir şekilde yine görmüş. "Hayırdır inşallah!" demiş. Acaba gitsem mi

Ahiret Empatisi

Ahiret Empatisi Âlemlerin Rabbi Allah’ü Teâlâ buyurdular ki: “Sevdiğiniz şeylerden harcamadıkça asla iyiliğe eremezsiniz. Ne harcarsanız Allah onu bilir.” (Âl-i İmrân, 92)             İki cihan güneşi sevgili peygamberimiz Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi Vesellem: “Bir saat tefekkür bazen bir sene ibadetten daha hayırlıdır.” (Suyutî, Camiu’s-Sağir, II/127; Aclûnî, I/310)             "Ölüm gelip çatmadan evvel, şehvanî ve nefsanî hislerinizi terk etmek suretiyle bir nevi ölünüz." (el-Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ)             “Sizden biriniz kendisi için istediğini başkaları için de istemedikçe gerçek manada iman etmiş olamaz.”  [Buhârî, İmân 7; Müslim, İmân 71, 72; Tirmizî, Kıyâme 59; Nesâî, İmân, Buyurdular.             Hakiki Müslüman kendisi için istediği bir şeyi diğer Müslümanlar için de ister; kendisi için istemediklerini diğer Müslümanlar için de istemez.             Bir Müslüman, zaman zaman “Ahiret empatisi” yapar.                Ağır hasta

Cehennem Ateşini Ne Söndürür?

Cehennem Ateşini Ne Söndürür? Ahlak-I Hamide'yi İçine Alan Mevıza-i Hasene الموعظةالحسنةالتى تجمع مكارم اﻻخلاق هذا الحديث جاء في (كنز العمال) باختلاف عما جاء هنا ونصه: كما جاء في الجزء 16 من كتاب (كنز العمال) تحت الرقم 44154 قال الشيخ جلال الدين السيوطي رحمه الله تعالى: وجدت بخط الشيخ شمس الدين بن القماح في مجموع له عن أبي العباس المستغفري قال: قصدت مصر أريد طلب العلم من الإمام أبي حامد المصري والتمست منه حديث خالد بن الوليد فأمرني بصوم سنة ثم عاودته في ذلك فأخبرني بإسناده عن مشايخه إلى خالد بن الوليد قال : قال: خالد بن الوليد رضى الله تعالى عنه: ((جاء رجلٌ إلى النبيِّ صلَّى اللهُ عليهِ وسلَّمَ فقال: إني سائِلُك عمَّا في الدنيا والآخرةِ فقال له: سلْ عمَّا بدا لك،   1- قال يا نبيَّ اللهِ أحبُّ أنْ أكونَ أعلمَ الناسِ   قال: اتقِ اللهَ تكنْ أعلمَ الناسِ 2- فقال: أحبُّ أنْ أكونَ أغنى النَّاسِ قال: كن قنِعًا تكنْ أغنى الناسِ . 3- قال: : أحبُّ أن أكونَ خيرَ الناسِ فقال: خيرُ الناسِ من ينفعُ الناسَ فكن نافعًا لهم . 4- فقال: أحبُّ أن أكونَ أعدلَ الناسِ قال

Cömertlik Yarışı

Cömertlik Yarışı Bir zamanların Yemen hükümdarı, oldukça cömert biri idi. Hatim-i Tai ’ nin c ö mertli ğ inden bahsedilmesine tahamm ü l edemez ve onu ö ld ü rtmeye karar verir. Bu i ş i ç in y ü kl ü bir para ile bir gen ç kiralar. Gen ç , Tay kabilesine gelir. G ü ler y ü zl ü , kendisi gibi yi ğ it bir gen ç le kar şı la şı r. “Ç ok yorgun oldu ğ un anla ş ılıyor. Bu gece misafirim ol! ” diyerek evine g ö t ü r ü r. Gece, misafirine ç ok ikram ve ihsanda bulunur. İ yilik ve hizmet etmekten zevk duydu ğ u anla şı lan ev sahibi der ki: “- Buradaki i ş in nedir, sana acaba bir yard ı m ı m dokunabilir mi?” “- Ey asil ki ş i, sen ç ok cömertsin, iyilik seversin, senden sır çıkmayacağı belli. Hatim isimli birini arıyorum. Onu öldürmek için geldim. Acaba tanıyor musun? Bu işte bana yardımcı olman mümkün mü? “- Elbette mümkündür. Yalnız bu iş pek kolay olmaz. Dediklerime uyarsan tere yağından kıl çekmiş gibi zahmetsiz olur. Çünkü Hatim de senin gibi yiğit biridir. Bel