Kayıtlar

Ma'rûf el-Kerhî Hazretlerinin Duası

Ma'rûf el-Kerhî Hazretlerinin Duası Büyük velîlerden Ma'rûf el-Kerhî Hazretleri, "Bir murâdı için aşağıdaki duâyı okuyup da murâdı hâsıl olmayan bana la'net etsin" buyuruyorlar: بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اَللَّهُمَّ يَا لَطِيفُ أَدْرِكْنِي بِلُطْفِكَ الخَفِيُّ، أَنَا محْتَاجُ ذَلِيلُ، وَأَنتَ الغَنِيُّ العَزِيزُ Bismillahirrahmanirrahîm Okunuşu: Allahümme yâ latîfü edriknî bi lutfike'l-hafiyyi ene muhtâcü'z-zelîl ve ente ganiyyü'l-azîz... Anlamı: Allah’ım! Ey Latîf! Bana gizli lütuflarını gönder zira ben lütfuna muhtaç ve hakir sen ise her şeyden müstağni ve en yücesin... (Bu duayı bir kere okuduktan sonra, aşağıdaki duayı da kırk kere veya bin kere okumalıdır.) سُبْحَانَ المُقَدِّرُ كَيْفَ يَشَاءُ بِقُدْرَتِهِ سُبْحَانَ الْحَكِيمُ كَيْفَ يَشَاءُ بِعِزَّتِهِ سُبْحَانَ مَنْ يَقْدِي كلّ شَيْءٍ بِمَشِيَّتِهِ Okunuşu: Sübhâne'l-mukaddirü keyfe yeşâ'ü bi kudretihî. Sübhâne'l-hakîmü keyfe yeşâ'ü bi izzet

Köyümün Gelenekleri

Resim
Köyümün Gelenekleri   Osmanlı döneminde ve Cumhuriyetin ilk yıllarında köylerimizde ne güzel gelenekler varmış… Daha doğrusu vardı... Neden böyle diyorum? Çünkü bir kısmını biliyor, bir kısmını bilmiyoruz! Bu geleneklerden bir kısmı tamamen unutuldu, bir kısmı ise kör topal yaşıyor, bir kısmı da sadece zihinlerde kaldı… Ben atalarımızdan işittiklerimi ve kendi gördüklerimden bir kısmını yazacağım… Önce çocuk yetiştirmeden başlayalım. Eskiden hemen hemen her evde “Dede, nine, amca, hala gibi” büyüklerden oluşan geniş aile vardı. Yeni evlenenler büyüklerin yanında beraber kaldıklarından dolayı çocukların eğitiminde en ufak bir zorluk çekmezlerdi. Çünkü çocukları tecrübeli büyükler yetiştirirdi. Büyükler çocuk eğitiminde yanlış bile yapsalar anne ve babalar saygılarından dolayı büyüklere asla itiraz edemezdi. Sonraları yeni evleneceklere ayrı ev tutulur olunca çekirdek aile oluştu. Hiçbir tecrübesi olmayan anne ve baba çocuk yetiştirme gibi yüksek ihtisas isteyen bir

Duaya Başlarken…

Duaya Başlarken… Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem, bir adamın, namazda Allah’ü Teâlâ’yı övmeden ve Peygambere salâvat okumadan dua ettiğini işitti. Bunun üzerine şöyle buyurdu: “Bu acele etti!” Daha sonra adamı çağırıp, ona ve orada bulunan ve diğer insanlara şöyle buyurdu: “Sizden biri namaz kıldığı zaman Rabbine hamd edip, O’nu överek duaya başlasın. Ardından Peygamber Sallallahü Aleyhi Veselleme salâvat getirir (bir rivayette: getirsin). Daha sonra dilediği gibi dua etsin!” (Ahmed, Ebû Davud, İbn Huzeyme (1/83/2). Hâkim hadisin sahih olduğunu söylemiş; Zehebî de bu görüşünde ona katılmıştır. Bilmen gerekir ki, bu hadis, mevcut emirden dolayı, bu teşehhudde de Peygamber’e Sallallahü Aleyhi Vesellem salâvat getirmenin vacib olduğunu göstermektedir. İmam Şafiî ve kendisinden nakledilen iki rivâyetten sonuncusuna göre İmam Ahmed, bu teşehhudde salâvat okumanın vacib olduğunu söylemiştir. Onlardan önce de bir grup sahâbî aynı görüşü dile getirmiştir. Bun

Ey merhametliler merhametlisi!

Ey merhametliler merhametlisi! “Birahmetike Ya Erham'er – Rahimin” (Rahmetine güveniyoruz, ey merhametliler merhametlisi) Ebû Umâme el-Bahilî  Radiyallahü Anh şöyle anlattı: — Resulüllah efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu; — “Allah’ü Teâlâ tarafından tayin edilen bir melek vardır. Bir kimse: — Ya Erhamerrahimin... (Ey merhametliler merhametlisi) Dediği zaman, o melek, o kula şöyle söyler: — Erhamerrahimin Allah sana yöneldi, ne dileğin varsa dile!” “Hısn-ı Hasıyn” adlı eserde şöyle anlatıldı: — Resulüllah efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’e Allah’ü Teâlâ salât ve selâm eylesin! Âmin! Bir kimsenin yanından geçti. O kimse duasında: — “Ya Erhamerrahimin” diye yalvarıyordu. Resulüllah efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem ona şöyle buyurdu: — “Ne dileyeceksen dile; Âlemlerin Rabbi sana bakıyor!” Bu rivayetlere göre, bir kere dahi: — “Ya Erhamerrahimin!” Diyen kimseye Yüce Allah, rahmeti ile tecelli eder.

Hastalara Karşı Okunacak Dualar

Hastalara Karşı Okunacak Dua 1 Sahabeden Hz. Enes Radiyallahü Anh anlatıyor. Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem hastalıklara karşı şu duayı okurdu; اَللّٰهُمَّ اِنّيِ اَعُوذُ بِكَ مِنَ الْجُذَّامِ والْبَرَصِ وَالْجُنُونِ وَمِنْ سَ يِّ ئِ الاَسْقاَمِ Okunuşu : ”Allâhümme innî e’ûzü bike mine’l-cüzzamı ve’l-barasi ve’l-cünûni ve seyyi’il-eskâm”. Anlamı: “ Allah’ım! Cüzzamdan, barastan delilikten ve hastalıkların kötüsünden sana sığınırım.” (ebu davud, Salât, 367) Hastalara Karşı Okunacak Dua 2 يَابَدِيْعَ اْلعَجَائِبِ بِالْخَيْرِ إِرْحَمْنِى إِلَى يَوْمِ الدِّيْنِ Hastanın okuması ya da onun yanında okunması gereken duadır. Okunuşu: “Yâ Bedî’al ‘acâib-i, bi’l-Hayri’r-Hamnî ilâ yevmi’d-Dîn.” Anlamı: "Ey acayip işleri eşsiz olan Allah’ım! Ceza gününe kadar bana hayırla rahmet et" tesbihiyle zikirde bulunursa Allah-u Subhanehu ve Tela ona yepyeni bir hayat bahşeder. Kaynak: [1] Muhammed İbn-ü Hatîrü’d-Dîn, el-Cevâhiru’l-Hams, sh

Toprağın altında ne var?

Toprağın altında ne var? Behlül Dânâ hazretleri, Halife Harun Reşid’e: “- Bil bakalım! Toprağın altında en çok ne var?” diye sorunca, “- Ölüler var!” der. “- Bilemedin!” deyince; “- Böcekler var!” der. “- Yine bilemedin!” deyince; “- Peki, ne var?” diye sorar. O da şöyle der: “- Gelen sesleri duymuyor musun? Salihler: “- Keşke biraz daha ibadet etseydik, şu yüksek makamlara biz de sahip olsaydık!” diyorlar. Günahkârlar; azap içinde: “- Keşke şu günahları işlemeseydik! Diye feryat ediyorlar. “- Kâfirlerin feryatları ise dayanılacak gibi değil, çok şiddetli azap içindeler. ‘Keşke bir kelime-i şehadet getirseydik, Rabbimize iman etseydik!’ diye feryat ediyorlar.”

İncinip, Üzüldüyseniz, İçiniz Daralıyorsa Rahatlamak İçin Dua

İncinip, Üzüldüyseniz, İçiniz Daralıyorsa Rahatlamak İçin Dua اَللَّهُمَّ إِنِّي عَبْدُكَ، اِبْنُ عَبْدِكَ، اِبْنُ أَمَتِكَ، فِي قَبْضَتِكَ، نَاصِيَتِي بِيَدِكَ، مَاضٍ فِيَّ حُكْمُكَ، عَدْلٌ فِيَّ قَضَاؤُكَ. أَسْأَلُكَ بِكُلِّ اسْمٍ هُوَ لَكَ سَمَّيْتَ بِهِ نَفْسَكَ، أَوْ أَنْزَلْتَهُ فِي كِتَابِكَ، أَوْ عَلَّمْتَهُ أَحَدًا مِنْ خَلْقِكَ، أَوِ اسْتَأْثَرْتَ بِهِ فِي عِلْمِ الْغَيْبِ عِنْدَكَ، أَنْ تَجْعَلَ  الْقُرْآنَ رَبِيعَ قَلْبِي، وَنُورَ صَدْرِي، وَجَلَاءَ حُزْنِي، وَذَهَابَ هَمِّي Okunuşu: Allahümme innî abdüke ibnü abdike ibnü emetike fî kabdatike nasiyeti biyedike, madin fiyye hükmüke adlün fiyye kadauke, eselüke bikülli hüve leke semmeyte bihî nefse’ke ev enzeltehû fî kitabike ev allemtehû ehaden min halkıke ev iste'serte bihî fı ilmi'l ğaybi îndeke en tecalel  Kur'âne Rabia kalbî nura sadri ve celâe huznî ve zehâbe hemmî. Anlamı: Allah'ım ben senin kulunum, kölenin cariyenin evladıyım. Senin avucundayım. İdarem senin elindedir. Hükmün bende geç

Tevhid Duası دُعَاءُ التَّوْحِيدِ

Tevhid Duası دُعَاءُ التَّوْحِيدِ يَا اَلله٬ يَا اَلله! لاَ اِلَهَ اِلاَّ الله! مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللهِ! يَا رَحْمَنُ٬ يَا رَحِيمُ٬ يَا عَفُوُّ٬ يَا كَرِيمُ٬ فَاعْفُ عَنِّي وَارْحَمْنيِ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ! تَوَفَّنيِ مُسْلِمًا وَاَلْحِقْنيِ بِالصَّالِحِينَ. اَللَّهُمَّ اغْفِرْ ليِ وَلِآبَائِي وَأُمَّهَاتيِ وَلِآبَاءِ وَاُمَّهَاتِ زَوْجَتِي وَلِأَجْدَادِي وَجَدَّاتيِ وَلِأَبْنَائِي وَبَنَاتيِ وَلإِخْوَتيِ وَأَخَوَاتيِ وَلأَعْمَامِي وَعَمَّاتيِ وَلِأَخْوَاليِ وَخَالاَتيِ وَلِأُسْتَاذِي وَلِكَفَّةِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ. اَلاَحْيَاءِ مِنْهُمْ وَالاَمْوَاتِ. «رَحْمَةُ اللهِ تَعَالىَ عَلَيْهِمْ أَجْمَعِينَ.» بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ٬ وَاْلحَمْدُ ِللهِ رَبِّ اْلعَالَمِينَ Okunuşu: Ya Allah, Ya Allah! Lâ ilâhe illallah, Muhammedün Resûlullah! Yâ Rahmân, yâ Rahîm, yâ afüvvü yâ Kerîm, fa’fü annî verhamnî yâ erhamerrâhimîn! Teveffenî müslimen ve elhiknî bissâlihîn. Allahümmagfirlî ve li-âbâî ve ümmehâtî ve li âbâ-i ve ümmehât-i zevcetî ve li-ecdâdî

Kula Lazım Olan 24 Esas

Kula Lazım Olan 24 Esas Seyda Muhammed Emin Er Hoca 01- İlim Ehli sünnet itikadını öğrenmek, İşlenmesi ve terki farz ve müstehap olan şeyleri öğrenmek: Bunların en önemlileri İslam’ın, imanın, abdestin, guslün, teyemmümüm, namazın şartlarını, erkânlarını, müfsidlerini ve müstehaplarını öğrenmektir. Zekât farz olunca zekâtın, Ramazan orucu farz olunca Ramazan’ın ve orucun, Hac farz olunca Hacc’ın şartlarını, erkânlarını, müfsidlerini ve müstehaplarını öğrenmek, Herhangi bir muameleyi, akdi veya görevi yapmak istediğinde onların mahiyetlerini, şartlarını, erkânlarını, müfsidlerini ve müstehaplarını öğrenmek. 02- Tevbe Tevbe, günahları terk etmek demektir. Bir takım şartları vardır. Bunlar: 1. Bütün günahlardan pişman olmak, 2. Yapmakta olduğu günahları hemen terk etmek, 3. Bir daha yapmamaya azim ve kesin niyet etmek, 4. Üzerinde kul hakkı varsa ödeyerek hak sahibini razı etmek, 5. Namaz, zekât, oruç borçları varsa kaza etmek. Her ay en az bir aylık na