Kayıtlar

BM'den ABD'de Nefret Suçu Açıklaması

BM'den ABD'de Nefret Suçu Açıklaması BM Genel Sekreter Sözcü Yardımcısı Farhan Haq, günlük basın toplantısında Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) 2015 yılına ait yayınladığı raporda yer alan ABD'de nefret suçlarının artmasına ilişkin istatistiklerle ilgili değerlendirmede bulundu. Ülke genelinde nefret suçlarının artmasının endişe verici olduğunu belirten Haq, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un din, ırk, cinsiyete dayalı her türlü ayrımcılığı kınadığını ifade etti. Haq, bütün nefret suçlarının kapsamlı bir şekilde araştırılması gerektiğini vurguladı. FBI, ülke genelindeki nefret suçlarının 2015 yılında bir önceki yıla göre yüzde 6,7 artış gösterdiğini, Müslümanlara yönelik nefret suçlarının ise yüzde 67 arttığı açıklamıştı. ABD medyası ise FBI'ın yayınladığı rapor tarihlerinin Paris'te ve San Bernardino'da düzenlenen terör saldırılarından önceki zaman dilimine ait olduğuna dikkati çekerek, son zamanlarda ve özellikle de seçim kampany

Huzura Ulaşmanın Tek Yolu

Huzura Ulaşmanın Tek Yolu Huzura ulaşmanın tek yolu vardır; o da huzura durmaktır. İşte her şey burada bitiyor. Bazı insanlar mutluluğa yoga ile ulaşmaya çalışırken bizim secdelerimiz var O yüce makama ulaşma hazzı ile bizleri mutluluğa ulaştıran. Huzuru bulmak için önce yaratana varmak gerekir ki yaratana varmanın tek yolu da secdedir. O secde ki yaratanına en yakın olduğun an. Tam teslimiyetin ifadesidir o an. O an ki rabbinin huzurunda acizliğini haykırmaktır. - “Rabbim! Ben yaratılanım sen ise yaratan. Ben fani olanım sen ise baki olan” demektir. Nasıl ki küçük bir çocuk suç işlediğinde korktuğunda annesine sığınır ondan yardım ister. Hatta annesinden dahi korksa annesine nazlanır ona cilve yapar ve sonunda annesinin gönlünü alır ve yine ona sığınır. Tıpkı böyle bir yavrunun annesine sığınması gibi kulun da rabbine sığınmasıdır sığınağıdır secde. Bir günah işlediğinde secde et ki rabbin bağışlasın. Hayır, işlediğinde de secde et ki rabbine şükret Rabb

Şimdi Sus Gönlüm!

Şimdi Sus Gönlüm! Şimdi sus gönlüm! Sus ve teslim ol! Fani umutlarla tükenmekten vazgeç... Dünya buna değmeyecek kadar kısa... Sabır zamanı kısa... Bir şimşek parıltısı kadar kısa! Unutma ey gönül, Burası dünya! Sefası da fani, cefası da... Ne olur gözlerin yaşarsa da, Dilin ancak rabbinin razı olduğu söz söylesin. Sabret gönlüm! Pes etme! Mevlâna Rahmetullahi Aleyh

En Güzel Benjamin Franklin Sözleri

En Güzel Benjamin Franklin Sözleri ·       Boş bir çuvalın dik durması zordur. ·       Cahilin soru sorduğu görülmemiştir. ·       Para her şeyi yapar diyen adam, para için her şeyi yapan adamdır. ·       Küçük bir delik, koca bir gemiyi batırır. ·       En kötü öğretmen deneyimdir. Hep önce sınav yapar, sonra öğretir. ·       Siz erteleyebilirsiniz ama zaman ertelemez. ·       İnsanların çoğu 25 yaşında ölürler ama 75 yaşında gömülürler. ·       Acısız kazanç yoktur. ·       "Para ve insan arasındaki karşılıklı ilişki şöyledir: İnsan paranın sahtesini yapar, para da insanın." ·       En tehlikeli insanlar; büyük makamlara gelmiş küçük insanlardır. ·       Dişlerinin arasında olmasına rağmen bazen kendi diline bile hâkim olamıyorsan, başkalarının söylediklerini önemsememelisin. ·       Hayatı seviyor musun? Öyleyse zamanı çarçur etme, çünkü hayat ondan ibarettir. ·       Barış bile, büyük ücretlere satın alınır. ·       Bırak bütün, insanılar se

Hangi İslam, Nasıl Müslüman

Hangi İslam, Nasıl Müslüman Dinimizin yeni zamanlarda daha geniş kitlelere yayıldığı bir hakikattir. Dün hayâl bile edilemeyen sonuçlar bugün gerçek olmuştur. Teknoloji ve sistemler dinimize hizmet etmeye başlamıştır. Dünyayı evirip çeviren güç odakları, İslam ı yok sayabilecekleri bir konumda görememektedirler kendilerini. Sadece şu gerçek bile İslam ın gücü açısından önemli bir işarettir: Artık küfür, nifakı tercih etmek durumunda kalmıştır. Yok, sayamayacaklarını ve yok edemeyeceklerini anlayınca ikiyüzlü davranmak zorunda kalmışlardır. Mekke de ezmeye çalıştıkları dinin Medine de devlet olması üzerine nifaka yeltenmeleri gibi bir durumdur bu. Böyle bir sonuç bile İslam dininin güçlenerek yayılmakta olduğunu göstermesi açısından yeterlidir. Böyle bir gelişmeye şükretmek durumundayız. Ezanı susturulmuş, alfabesi imha edilmek istenmiş, iman esaslarına bile müdahale edilmeye uğraşılmış bir din ile bugünkü İslam arasında gözle görülebilecek bir fark vardır. Bu fark siyasetten eko

Niçin Müslüman oldum? (6) SALÂHADDÎN BOART (Amerikalı)

Niçin Müslüman oldum? (6) SALÂHADDÎN BOART (Amerikalı) 1338 [m. 1920] senesinde, bir doktoru ziyâret için mu'âyenehânesine gittiğim zaman, bekleme odasında, Londrada çıkan (Orient Review) ve (African Times) mecmû'alarını görmüştüm. Bu mecmû'ayı karıştırırken okuduğum: (Ancak bir tek Allah vardır) cümlesi, benim üzerimde çok derin bir te'sîr yaptı. Çünkü hıristiyanlık dîninde, tâm üç dâne tanrı vardı ve aklımız kabûl etmediği hâlde, buna inanmak zorundaydık. Bu (Ancak bir tek Allah vardır)ibâresi, bu tarihten îtibaren aklımdan çıkmaz oldu. Bu kudsî ve ulvî îtikat, müslümanların kalblerinde taşıdıkları, behâ biçilmez bir hazînedir.  Artık islâmiyete alâkam arttı. Bir müddet sonra müslüman olmaya karar vermiştim. Müslüman olduktan sonra, Salâhaddîn ismini aldım. Müslümanlığın en doğru din olduğuna inanıyordum. Zîrâ müslümanlık, Allahü teâlânın hiç bir şerîki olmadığını ve bir günahın ancak Allah tarafından affedilebileceğini esas olarak kabûl etmektedir. Bu îman, ta

Niçin Müslüman oldum? (5) Albay Donald Rockwell (Amerikalı)

Niçin Müslüman oldum? (5) Albay Donald Rockwell (Amerikalı) Müslümanlığı niçin kabul ettim? Müslümanlığın çok mantıki ve sade oluşu,camilerin insanı kendine çeken cazibesi,bu dine mensub olanların,dinlerine büyük bir ciddiyet ve muhabbet ile bağlanmış olması,bütün dünyada,müslümanların günde beş defa aynı saatte büyük bir saygı ve ihlas ile secdeye kapanışı,benim üzerimde çoktan beri büyük bir tesir yapmıştı.Fakat bunlar benim müslüman olmaklığım için kafi gelmedi.Ben ancak,İslam dinini iyice tedkikten ve onda güzel,faideli bir çok hususlar bulduktan sonra müslüman oldum.Hayata ciddiyet,fakat aynı zamanda tatlılıkla bağlı olmak(ki Muhammed(a.s)'ın kendi hareket tarzıdır),işlerde müşavere etmek,insanlara daima merhamet ve şefkat ile muamele etmek,yoksullara yardım etmek,ilk defa olarak kadınlara da mal sahibi olma hakkını vermek gibi,o zamana göre en muazzam medeni inkilaplar,Muhammed(a.s)'ın kısa ve veciz sözleriyle ne güzel ifade edilmiştir.Muhammed(a.s) aynı zamanda;&q

Niçin Müslüman oldum? (4) Muhammed Alexander Russel Webb kimdir?

Niçin Müslüman oldum? (4) Muhammed Alexander Russel Webb kimdir? Muhammed Alexander Russel Webb kimdir? Hayatı ve eserleri: Yazar ve diplomat. 1846 yılında Amerika’da Hudson şehrinde doğdu. New York Üniversitesinde okudu. Kısa zamanda sevilen ve çok beğenilen bir fıkra yazarı oldu. St. Joseph Gazett ve Missouri Republican adlı mecmuaları neşretti. 1887 yılında Filipinlerde Amerika konsolosu oldu. Yaptığı araştırma ve tetkiklerin sonunda İslâmiyeti kabul etti. Bundan sonra kendini tamâmıyla İslâmiyeti anlatmaya, insanları doğru yola çağırmaya vakfetti. Amerika’daki İslâmî teşkilâtın başına geçti. 1916 yılında vefât etti. İslâmiyeti kabul etmesini kendisi şöyle anlatır: “Bana, ahâlisinin pekçoğu Hıristiyan olan Amerika’da doğan, büyüyünceye kadar mütemâdiyen Hıristiyan papazların minberden yaptıkları vaazları, daha doğrusu saçmaları dinleyen benim gibi bir insanın niçin dînini değiştirerek Müslüman olduğunu soranlar çok oldu. Ben de onlara Müslümanlığı niçin hayat rehberi olarak

Niçin Müslüman oldum? Bayan ÂMİNE MOSLER (3)

Niçin Müslüman oldum? Bayan ÂMİNE MOSLER (3) Oğlumun, bana sorduğu birçok suâllere cevap veremiyordum. O bana: (Anne, Allah niçin üç dâne?) diye soruyor, kendim de üç tanrıya inanmadığım için, ona inandırıcı bir cevap veremiyordum. Nihâyet 1346 [m. 1928] senesinde yaşı artık oldukça ilerlemiş olan oğlum, birgün gözleri yaşlı olarak bana geldi, (Anne, ben müslümanlığı tedkîk ettim. Onlar bir tek mâbuta [yaratıcıya] inanıyorlar. Onların dîni, en doğru din. Ben de müslüman olmaya karar verdim. Sen de bana katıl!)diye yalvarmaya başladı. Onun ricâsı üzerine, ben de islâm dînini incelemeye başladım. Berlin câmiine gittim. Câmiin imamı beni çok iyi kabûl etti ve bana müslümanlığın esaslarını anlattı. O anlattıkca, sözlerinin ne kadar doğru, ne kadar mantıkî olduğunu görüyordum. Artık ben de, oğlum gibi islâm dîninin en doğru bir din olduğuna inanmaya başlamıştım. Herşeyden evvel, daha genç yaşta iken bile, bir türlü anlayamadığım, aklımın bir türlü kabûl etmediği üçlü tanrıyı müslümanlı

Dr. HÂMİD MARCUS (Alman) (2)

Dr. HÂMİD MARCUS (Alman) (2) Dr. Marcus tanınmış bir fikr adamı ve yazar olup, Berlinde Moslemische Revue adlı mecmû’ayı kurmuşdur. Dahâ çocukken müslimânlığı merak etmiş ve islâmiyyet hakkında ma’lûmât [bilgi] toplamağa başlamışdım. Doğduğum şehrin kütübhânesinde 1164 [m. 1750] senesinde basılmış eski bir Kur’ân-ı kerîm tercemesi buldum. Rivâyete göre, Goethe de, islâm dînini incelerken aynı Kur’ân-ı kerîm tercemesini okumuş ve ondan sonra, bu kitâba karşı olan hayrânlığını izhâr etmişdi. Kur’ân-ı kerîmi okudukca, onun gâyet mantıkî olan ve aynı zemânda insanın rûhuna kadar işliyen câzibeli ifâdesi bana çok te’sîr etdi. İslâmiyyetin koyduğu esâsların ne kadar doğru, ne kadar fâideli olduğunu, islâmiyyet ile şereflenen milletlerin, az zemân içerisinde, tam bir medeniyyete kavuşmasını, açıkca isbât ediyordu. Kendi memleketimden ayrılıp, Berline geldiğim zemân, orada müslimânlarla dost oldum ve onlarla birlikde İslâm merkezi [misyonu] a’zâlarının vermekde oldukları, çok ilgi