Kayıtlar

Nûşirevân'dan Az Adil Değilim!

Nûşirevân'dan Az Adil Değilim! Hazret-i Ömer halife iken, Sa'd bin Ebî Vakkâs hazretleri de Mısır'da komutandı. Mısır'da ordusunu sevk ederken bir karargâh lâzım olur. Karargâh olacak en uygun yerde bir Yahûdînin evi vardır. Satması istenir, fakat inat edip satmaz Yahûdî. "Bize burası lâzım" denir ve Yahûdîye evinin değeri verilip evinden zorla çıkartılır. Yahûdî hanımına der ki: -Ne yapacağız? -Bunlara bir şey yapamazsın ki. Bunların Medîne'de bir Halîfeleri var. İstersen yürü git, "Böyle böyle yaptılar bana" diyerek bunları şikâyet et. Birşey çıkacağını zannetmem, ama bir ümit, git bakalım. Adam, küçük bir ümit de olsa, çıkıp gelir Medîne'ye. Sorar karşısına çıkanlara: -Halîfenin sarayı nerede? diye sorar. Adamın bu sorusu üzerine güler Medîneliler. Cevap verirler: -Ne sarayı? Evi şurası. Yahûdî gösterilen eve gider ki, basit, kerpiç bir ev. Kapıya vurarak seslenir: -Emîr-ül mü'minin nerede? Çocukları derler k

Çocuk Eğitimi Anne Karnında Başlar!

Resim
Çocuk Eğitimi Anne Karnında Başlar! Besmeleden sonra… Allah (c.c) yarattığı hiçbir şeyi başıboş bırakmadığı gibi hiçbir şeyi de boşuna yaratmamıştır hiç şüphesiz. Yüce yüce dağların eteklerinde nazarlardan uzak çiçeklerden, bizden binlerce ışık yılı uzaklıktaki gezegenlere kadar hepsinin bir yaratılış amacı olduğuna iman ederiz çünkü Allah (c.c) noksan sıfatlardan pak ve münezzehtir. Rabbimiz bu konuda Kur’an’da şöyle buyurmaktadır:  “Onlar ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler: ‘Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın, Sen münezzehsin…’”   (Al-i İmran,191)   Peki, bu girift yapı içindeki insanın yaratılışında bir başıboşluk ya da boşunalık söz konusu olabilir mi? Cevap yine Kur’an’ın ebedî sesinden yükselmektedir:  “İnsanoğlu kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır?”  (Kıyamet,36)  Mütalaadan önce belirtilmelidir ki biz bu düşünceden Allah’a sığınırız. İnsanın anne karnındaki evreleri Kur’an’da şöyle anlatılmıştır:

Esma’ül-Hüsna Okumanın Adabı

Esma’ül-Hüsna Okumanın Adabı ·         Esma’ül-Hüsna okumak için, ister Allah’ü Teâlâ Rızasını kazanmak ister her hangi bir istek için olsun; ·         Önce Allah’ü Teâlâ Hazretleri’nin rızası için 2 rekât namaz kılınır. ·         Sessiz, sakin ve haram sayılan herhangi bir şeyin bulunmadığı bir yerde okumak maksada daha uygundur. ·         Okumaya başlamadan önce Besmele çekilir. ·         Okunacak Esma, kaç kere okunacaksa; o kadar okunur. Ağır ağır okumaya gayret edilir. ·         Esmayı her okuyuşun ardından Celle Celâlühü (Yüce ve Aziz) olsun denilir. Mesela; “Ya Allah Celle Celâlühü”, “er Rahman Celle Celâlühü”, er Rahîm Celle Celâlühü” diye zikredilir. ·         Sonunda hacet ne ise o istenir. ·         Asla kendiniz için hoş görmediğiniz her hangi bir şeyi başkası için, istemek niyetiyle “Esma” okumayın! ·         Esma’ül Hüsna’da geçen isimler “Ebced-i Kebir” usulüyle hesaplanmış ve hangi isim ne gibi hacetler için kaçar kere okunacağı bildirilmiştir.

Ah yazık!

Ah yazık! Ömrüm boş şeylerle geçti, ah yazık! Yarını hiç düşünmedim, ah yazık! Hep hevaya bina kurdum, şaşkınca, Din temeli çürük oldu, ah yazık! Afvı sonsuzdur diyerek, pek azdım, “Kahhar” ismini unuttum, ah yazık! Daldım günaha, yapmadım hiç hayır, Niçin doğru yoldan saptım? Ah yazık! Mal için, makam için hep uğraştım, Sonsuz nimetlerden oldum, ah yazık! Yol bozuk ve karanlık, önde şeytan, Günah ağır, ağlarım hep, ah yazık! Hesap defterimde yok bir iyilik, Nasıl kurtulur bu Garib? Ah yazık!

Bir Dakikada Neler Yapılır?

Bir Dakikada Neler Yapılır? 01-  1 dakikada 5 defa  “Fatiha suresini seri bir şekilde okuyabilirsin”.  Fatiha suresini bir defa okumak 1400 sevaptır. 5 defa okununca bir dakikada 7000 sevap elde edebilirsin. 02-  1 dakikada on defa  “İhlâs suresini okuyabilirsin”.  10 defa ihlâs suresi 3 Kur’anı Kerim hatmine bedel sevap kazandırır. Her gün bir dakikanı ihlâs suresine ayarsan ayda 300 defa senede 3600 defa ihlâs okumuş olursun. Bu da 1200 hatme bedel olur. 03-  1 dakikada  “Allah’ü Teâlâ’nın kitabı Kur’an-ı Kerim’den bir sahife”  okuyabilirsin. 04-  1 dakikada  “Kısa bir hadis, kısa bir ayet”  ezberleyebilirsin. 05-  1 dakikada 30 defa  “Kelime-i tevhid   “Lâ ilâhle illallah Mumahmmeden Rasülallah”  söyleyebilirsin. 06-  1 dakikada 100 defa  “Sübhanallahi ve bihamdihi”  dersin. Denizlerin köpüğü kadar günah da olsa bağışlanır. 07-  1 dakikada 40 defa  “La havle velâ kuvvete illâ billâh”  dersin cennet hazinelerinden 40 hazine elde etmiş olursun. 08-  1

Esma-ül Hüsna’yı Okumanın Faydaları

Esma-ül Hüsna’yı Okumanın Faydaları Yûsuf Nebhânî hazretleri, Esmai hüsna’yı söylemenin faydalarını şöyle bildirir Kalbin temizlenmesi için: El-Âhiru ismi şerîfini söyleyenin gönlü temizlenir. Safâya kavuşur. Günde yüz defa söylenirse, Allah’ü Teâlâdan başka her şeyin sevgisi kalbden çıkar. Manevi sırların açılması için: El-Alîm ismi şerîfini söylemeye devâm edene mânevî sırlar açılır, hikmet ve mârifete kavuşur. Hastanın şifa bulması için: Cumâ günü namazdan önce abdestli, elbisesi temiz ve kalbinden dünyâ düşüncelerini çıkarmış olarak iki yüz kerre “Yâ Allah’ü el-mahmûdü fî fiâlihi” derse, Allah’ü Teâlâ onun hastalığına şifâ verir. Elem ve kederden kurtulmak için: El-Azîm ismi şerîfini söyleyen, elem ve kederden kurtulur. Muhtaç olmamak için: Bir kimse kırk gün günde kırk kerre el-Azîz ismi şerîfini söylerse Allah’ü Teâlâ ona yardım eder ve onu üstün kılar. Mahlûkattan hiç birine muhtaç olmaz. İlim ve hikmet için: Kim uyumadan önce elini göğsü

Anne Karnındaki Bebeğin Rabbiyle Diyaloğu

Resim
Anne Karnındaki Bebeğin Rabbiyle Diyaloğu Anne karnındaki bir çocuğun ağzı vardır, gözü vardır, kulağı vardır, eli vardır, ayağı vardır. Bütün aza ve cihazatı tam tekmil verilmiştir. Hâlbuki bunların hiçbirine orada lüzum yoktur. Orada çocuk, gıdasını, göbeğinden annesine bağlı bir hortumla almaktadır. Şimdi bu çocuk: - Ya Rabbi! Dese, şu hortum bana yetmektedir. Pekiyi şu ağza, şu göze, şu kulağa, şu ele, şu ayağa ne lüzum vardı. Hiçbir işe yaramamaktadırlar? Herhalde Allah’tan Celle Celâlûhü alacağı cevap şöyle olsa gerek: - Acele etme kulum, aklının almadığı şeye de burnunu sokma. Sen kısa bir müddet sonra öyle bir âleme gideceksin ki burada 'her şeyim' dediğin hortum, orada hiçbir şeye yaramayacak, kesilip atılacak. Lüzumsuz sandığın ağız, göz, kulak gibi şeylerde en lüzumlu cihaz durumuna geçecek. O çocuk bu gerçeklere inanmasa ve bir inkârcı olarak dünyaya gelse hakikaten hortumun işe yaramadığını, ebenin onu kesip kaldırıp attığını; lüzumsuz sandığı ağız,

Temel Bir Gün Ünlü Bir Âlime Sormuş

Temel bir gün ünlü bir âlime sormuş Temel bir gün ünlü bir âlime sormuş. -“Hocam ben namaz kılmam, oruç tutmam; camiye, cumaya gitmem. Rakı, içki, uyuşturucu içerim. Şunu, bunu, (Ne kadar haram, pis şeyler vs. varsa hepsini saymış…) hepsini de yaparım. Ben Cennet’e gider miyim?” Âlim demiş ki; -“Sen Ankara bileti alsan, İstanbul’a mı gidersin, yoksa Ankara’ya mı? Sen gideceğin yolun biletini çoktan almışsın. Eğer Cennet’e gitmek istersen bir an önce tövbe et biletini Cennet biletine değiştir. O zaman Cennete gidersin!

Allah'ı seviyor musun?

Allah'ı seviyor musun? Bayezıd-ı Bestami hazretleri bir öğüdünde oğluna şunları der; -Ey oğul! Olur da biri sana; "Allah'ı seviyor musun?" diye sorarsa sus, cevap verme. -Neden cevap vermeyeyim babacığım? -Sevmiyorum dersen küfür olur! Seviyorum dersen Allah'ı sevenlerin içinde bulunduğu hal sende yok."

Affet Babacığım

Affet Babacığım Evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyor ve onun evde bir fazlalık olduğunu düşünüyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara ulaşıyordu. Yine böyle bir tartışma anında; eşi, bütün bağları kopardı ve “Ya ben giderim, ya da baban bu evde kalmayacak” diyerek rest çekti… Eşini kaybetmeyi göze alamazdı. Babası yüzünden çıkan tartışmalar dışında mutlu bir yuvası, sevdiği ve kendini seven bir eşi ve birde çocukları vardı. Eşi için çok mücadele etmişti evliliği sırasında. Ailesini ikna etmek için çok uğraşmış ve çok sorunlarla karşılaşmıştı. Hâlâ onu ölürcesine seviyordu. Çaresizlik içinde ne yapacağını düşündü ve kendince bir çözüm yolu buldu. Yıllar önce avcılık merakı yüzünden kendisi için yaptırdığı kulübe tipi dağ evine götürecekti babasını. Haftada bir uğrayacak ve ihtiyacı neyse karşılayacak, böylelikle eşiyle de bu tür sorunlar yaşamayacaktı. Babasına lâzım olacak bütün malzemeleri hazırladıktan s

Kral Ve Dört Eşi

Kral Ve Dört Eşi Bir zamanlar, büyük ve güçlü bir ülkeyi yöneten bir kralın dört eşi varmış. Kral en çok dördüncü eşini sever, bir dediğini iki etmez, her şeyin en güzelini, en iyisini ona verirmiş. Kral üçüncü eşini de çok severmiş. Bu güzelliğin bir gün kendisini terk edebileceğinden korktuğu için, onu çok kıskanır, üzerine titrermiş. Kral ikinci eşini de severmiş. Kendisine karşı her zaman iyi ve sabırlı davranan eşi, ne zaman bir derdi olsa daima onun yanında bulunur, sorunun çözümünde ona destek verirmiş. Kraliçe olan birinci eşiymiş kralın. Onu en çok seven, karşılık beklemeden seven, sağlığına ve hükümdarlığına en büyük katkıyı sağlayan bu eşi olmasına rağmen, kral bu eşini hiç sevmez ve onunla hiç ilgilenmezmiş. Bir gün kral ölümcül bir hastalığa yakalanmış. Yakında öleceğini anladığı ve öldükten sonra yalnız kalmaktan çok korktuğu için, eşlerinden hangisinin ölüm yalnızlığını kendisi ile paylaşmak isteyebileceğini öğrenmek istemiş. En çok sevdiği dördüncü eşin