Kayıtlar

Küfre Sebep Olan Bazı Söz Ve İşler

Küfre Sebep Olan Bazı Söz Ve İşler 01- Allah’ü Teâlâ’ya layık olmayan şey söylemek. Mesela bir kimse bir işi yaptığı halde, (Allah biliyor ki yapmadım) demek. Yahut yapmadığı bir şey için (Allah biliyor ki yaptım) demek. Böyle söylemek Allah’ü Teâlâ’yı hâşâ cahillikle suçlamak olur. 02- Allah akıllıdır, şuurludur, iyi düşünür demek. Böyle demekle Allah’ü Teâlâ yaratıklara benzetilmiş oluyor. 03- Peygamberleri küçültücü şey söylemek, onunla alay etmek. Mesela Hz. Âdemi kastedip (İlk insan vahşi idi) demek. Veya bir evliyayı peygamberden üstün bilmek. Yahut peygamberin dediği doğru ise biz kurtulduk demek. Bir kimseye (Öküz aleyhisselâm) demek. (Yalnız Kur'an), (Kur’an’dan başka kaynak tanımam), (Kur’an’dan başka kaynağa lüzum yok), (Peygamber postacıdır, vazifesi bitmiştir), (Peygamberimizden sonra Resul gelmez ama nebi gelir) gibi sözler küfürdür. Yani bu şekilde söyleyen ve inanan kâfir olur. 04- Peygamber efendimizden sonra başka bir peygamberin geleceğini caiz görmek.

54 FARZ

54 FARZ 1. Allah Teâlâ'yı bir bilip zikir etmek, 2. Helalinden kazanıp, yemek içmek, 3. Abdest almak, 4. Beş vakit namaz kılmak, 5. Cünüplükten yıkanmak, 6. Kişinin rızkına Allah'ın kefil olduğunu inanmak, 7. Helâlden temiz elbise giymek, 8. Allah'ü Teâlâ'ya tevekkül etmek, 9. Kanaat etmek, 10. Nimetlerin mukabilinde Allah’ü Teâlâ'ya şükür etmek, 11. Allah'ü Teâlâ'dan gelen kazaya razı olmak, 12. Allah'ü Teâlâ'dan gelen belâya sabretmek, 13. Günahlardan tövbe etmek, 14. İhlasla Allah'ü Teâlâ'ya ibadet etmek, 15. Şeytanı düşman bilmek, 16. Kur'an-ı Kerim’i kesin delil kabul edip hükmüne razı olmak, 17. Ölümü hak bilmek, 18. Allah’ü Teâlâ'nın sevdiğini sevip, sevmediğinden uzak durmak, 19. Ana-babaya iyilik etmek, 20. İyiliği emretmek (Emr-i maruf), kötülükten sakındırmak (nehy-i münker), 21. Akrabayı ziyaret etmek, 22. Emanete hıyanet etmemek, 23. Gücü yetenler için hacca gitmek, 24. A

Otuz İki Farz

Otuz İki Farz İmamın Şartları (6) 1- Allah’ü Teâlâ’nın varlığına, birliğine; eşi, benzeri ve ortağı olmadığına inanmak. 2- Allah’ü Teâlâ’nın meleklerine inanmak. 3- Allah’ü Teâlâ’nın kitaplarına inanmak. 4- Allah’ü Teâlâ’nın Peygamberlerine inanmak. 5- Ahiret (kıyamet) gününe inanmak. 6- Kadere, yani hayır ve şerrin (iyilik ve kötülüğün) Allah’ü teâlâdan geldiğine inanmak. İslam’ın Şartları (5) 1- Kelime-i şehadet getirmek. 2- Her gün beş vakti namaz kılmak. 3- Malın zekâtını vermek. 4- Ramazan ayında her gün oruç tutmak. 5- Gücü yetenin ömründe bir kerre hac etmesidir. Namazın Farzları (12) A- Dışındaki farzları altıdır. 1- Hadesten tehâret (Vücudumuzun temiz olması, abdestli olmak). 2- Necasetten tehâret (Elbiselerimizin ve namaz kılacağımız yerin temiz olması). 3- Setr-i avret. (Erkeklerin diz kapağı ile göbek arasının kapalı olması. Hanımların yüzü, elleri ve topuktan altı hariç her taraflarının kapalı olması). 4- İstikbâl-i Kıble (Namaz

Annenin Hizmete İhtiyacı var!

Annenin Hizmete İhtiyacı var! Ebu l-Haseni l-Harkani Kuddise Sirruh hazretleri şöyle anlatır: İki kardeş vardı. Bu iki kardeşin hizmete muhtaç bir anneleri vardı. Her gece kardeşlerden biri annenin hizmeti ile meşgul olur, diğeri Allah’ü Teâlâ’ya ibadet ederdi. Bir akşam, Allah’ü Teâlâ’ya ibadet eden kardeş, yaptığı ibadetten, duyduğu hazdan dolayı kardeşine: "Bu gece de anneme sen hizmet et, ben ibadet edeyim", dedi. Kardeşi kabul etti. İbadet ederken secdede uyuya kaldı ve o anda bir rüya gördü. Rüyasında bir ses ona: "Kardeşini affettik, seni de onun hatırı için bağışladık!" deyince genç: "Ben Allah’ü Teâlâ’ya ibadet ediyorum. Kardeşim ise anneme hizmet ediyor. Fakat beni onun yaptığı amel yüzünden bağışlıyorsunuz!", dedi. Ses ona: "Evet, sen ibadet ediyorsun. Yaptığın ibadetlere Allah’ü Teâlâ’nın hiç ihtiyacı yok. Fakat kardeşinin annene yaptığı hizmetlere, annenin ihtiyacı var!" karşılığını verdi.

Yolumuzdaki Engeller…

Yolumuzdaki Engeller… Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuştu. Bakalım neler olacak? Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri birer birer geldiler, sabahtan öğlene kadar. Hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girdiler. Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirdi. Halkından bu kadar vergi alıyor, ama yolları temiz tutamıyordu. Sonunda bir köylü çıkageldi. Saraya meyve ve sebze getiriyordu. Sırtındaki küfeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarıldı ve ıkına sıkına itmeye başladı. Sonunda kan ter içinde kaldı ama kayayı da yolun kenarına çekti. Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereydi ki, kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu gördü. Açtı. Kese altın doluydu. Bir de kralın notu vardı içinde. "Bu altınlar kayayı yoldan kaldıran kişiye aittir" diyordu kral. Köylü, bugün dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders almıştı. Alınacak Dersler: Her engel, yaşa

Müthiş Bir Evlilik Dersi

Müthiş Bir Evlilik Dersi Baba evlenmeye hazırlanan oğluna aile hayatının temel kurallarını öğretmeye karar verir. Oğlunu çağırıp der: -"İstediğim odur ki sana evlilik hayatının eşiğinde bir ders vereyim. Ama bu dersi mutfakta göstermek istiyorum!" Oğlu şaşkınlık içinde kalıyor. Düşünür ki, galiba babası ona bazı basit çöreklerin ve yemeklerin pişirilme kuralını öğretmek istiyor ki, evlendikten sonra eğer herhangi bir neden yüzünden eşi evde yemek pişirmezse, o, aç kalmasın! Hiç itiraz etmeden babası ile birlikte mutfağa geçer. Baba ocağı yakıp, ateşin üzerine su dolu üç tencere koyuyor. Sonra yüzünü oğluna dönüp diyor: -"Şimdi söylediklerimi yap. Bana iki havuç, iki yumurta, iki tane de kuru kahve tanesi ver!". Oğlu denileni yapar, babasının istediklerini ona verir. Baba Havuçları tencerelerin birine, yumurtaları ötekine koyuyor. Üçüncü tencerenin içine de kahve tanelerini atıyor. Her üçünde de ateşin sıcaklığını aynı seviyede düzenler. Baba-oğul

Ben İstiklal Marşı’nı Ödül İçin Okumadım

Resim
Ben İstiklal Marşı’nı Ödül İçin Okumadım Mersin’in Anamur ilçesinde Türkiye Kamu Çalışanları Kalkınma ve Dayanışma Vakfı (TÜRKAV) Şubesi’nin bu yıl 3’üncüsünü düzenlediği İstiklal Marşı Okuma Yarışması’nda ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileri sergiledikleri performanslarla salonda bulunanları duygulandırdı. Yarışmada dereceye giren Rabia Şeyda Kar, "İstiklal Marşı’na ödül konmaz" diyerek verilen altın ödülünü kabul etmedi. Anamur Kaplan Düğün Salonu’nda yapılan yarışmanın açılışına Anamur Belediye Başkanı Mehmet Türe ile çok sayıda davetli katıldı. TÜRKAV Anamur Şube Başkanı Mehmet Gümüş, burada yaptığı konuşmada İstiklal Marşı’nın nasıl yazıldığını anlattı ve amaçlarının gençlere bu ruhu yaşatmak olduğunu söyledi. Konuşmaların ardından 36 öğrenci 3 kategoride yarıştı. İlkokul ve ortaokul kategorisinde Şerife Ars birinci, Elif Metin ikinci ve Kübra Uysal üçüncü oldu. Liselerde ise Şehit İbrahim Armut Fen Lisesi 10’uncu sınıf öğrencisi Rabia Tatar birinci olurke

Üç Soru

Üç Soru Rivayete göre bir gün bir kişi ünlü filozof Sokrates'in yanına gelip der: -"Senin arkadaş olduğun birinin hakkında bazı şeyler duydum. Bunları sana haber vermek istiyorum ki arkadaşın hakkında gerçekleri bilesin!". Sokrat onun ricasına tepki vermeden önce diyor: -"Acele etme, duyduklarını bana konuşmaya vaktin olacak. Ama istiyorum ki bundan önce sana üç soru sorup cevabını öğreneyim. Eğer uygun olursa, dostumun hakkında bildiklerini bana söylersin ". Adam anlaşıp Sokrates'in sorularını bekliyor. Sokrat birinci soruyu sorar: -"Bana söyleyeceğin konunun doğru olduğunu muhtemelen biliyor musun? Bunu kendi gözlerinle mi gördün, yoksa birilerinden mi duydun?” Adam cevap verir: -“Doğruyu söyleyecek olursam, tam doğru olmasına emin değilim. Bir kişi bunları bana konuşup anlattı". Sokrat diyor: -"İyi. Demek ki, söyleyeceğin şeyin tam doğru olduğuna emin değilsin, büyük ihtimalle yalan ve iftira da olabilir.” -“O zaman

Bu Adam Buraya Nasıl Gelmiş

Bu Adam Buraya Nasıl Gelmiş Televizyon izlerken birilerine bakıp da "Ya bu adam bu sığlıkla (Bu basit kafayla) nasıl buralara kadar gelebilmiş" diye düşündüğünüz oldu mu hiç? Ya da işyerinizde sizinle aynı ya da daha üst aşamada bir görevde olan bazıları, sizde büyük bir şaşkınlık uyandırdı mı? Onlara bakıp "Bu cahillik, kendini bilmezlik, nasıl fark edilmez?" diye iç geçirdiniz mi? Justin Kruger ve David Dunning adlı iki ABD'li bu hissi çok yaşamış olacak ki, iki psikiyatri uzmanı, 10 yıl kadar önce bir teori ortaya attı: "Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır." Ve bunun üzerine bir araştırma başlatıldı. Fizyolojik ve zihinsel alanda yapılan çeşitli uygulamaların sonucunda şu bulgulara ulaşıldı: ·         Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler. ·         Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir. ·         Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların

Şükürün Manası Nedir?

Şükürün Manası Nedir? Cüneyd-i Bağdadi "Kuddise Sirruh", henüz çocuk idi. Dayısı Sırrı Sekati hazretleri Onu yanına alıp hacca gitti. Mescid-i haramda dört yüz âlim toplanmış, şükrün tarifini yapıyorlardı. Bir kenara oturup dinlediler. Dört yüz tarif yapıldıysa da, yine de tam tarifi yapılamamıştı. Sırrî Sekati hazretleri, yeğenine; - Kalk Cüneyd, sen de bir tarif yap, dedi. Hazret-i Cüneyd; - Peki, dayıcığım, deyip kalktı. Ve yüksek sesle; - Şükür, Allah’ü Teâlâ’nın verdiği nimetleri, O'nun emrettiği yerde kullanmaktır, dedi. Âlimler, bu tarifi çok beğenip; - Şükrün manası şimdi tamam oldu, dediler.

Mahşer

Mahşer Dr. İsmail Ulukuş Kıyametin kopması ve yeniden dirilişten sonra tüm insanlar hesap için Allah’ü Teâlâ’nın huzurunda toplanacaklardır. İlâhî adaletin tecelli edeceği bu toplantıya, "mahşer" denir. Bu gün, Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde "Kıyamet Günü", "Din Günü", "Hesap Günü" gibi terimlerle anlatılan gündür. Bu gün, ilâhî vaadin gerçekleşeceği, herkesin dünyada iken yaptıkları ve söylediklerinin hesabını vereceği, inanan inanmayan herkesin, tüm âlemlerin tek egemeninin Allah’ü Teâlâ olduğunu açık bir biçimde anlayacakları gündür. Bu gün, her şeyin tek Yaratıcısı, tek düzenleyicisi, tek kural koyucusu ve tek yöneticisinin Allah’ü Teâlâ olduğunu dünyada iken idrak edemeyen körlerin, artık her şeyin farkına varacakları, ama bu farkındalığın hiçbir işe yaramayacağı gündür. "Bu, Allah’ü Teâlâ’nın vaadidir. Allah’ü Teâlâ vaadinden caymaz" [Zümer, 20] "O, din gününün sahibidir" [Fatiha, 4] "O, k

Allah’ü Teâlâ Kapısına Geleni Boş Çevirir mi?

Allah’ü Teâlâ Kapısına Geleni Boş Çevirir mi? Adamın biri her zaman yaptığı gibi saç ve sakal tıraşı için berbere gitti. Onunla ilgilenen berberle güzel bir sohbet başladılar. Değişik konular üzerinde konuştular. Birden Allah’ü Teâlâ la ilgili konu açıldı... Berber: -"Bak adamım, ben senin söylediğin gibi Allah’ü Teâlâ in varlığına inanmıyorum." Adam: -"Peki, neden böyle düşünüyorsun?" -Berber: "Bunu açıklamak çok kolay... Bunu görmek için dışarıya çıkmalısın. Lütfen bana söyler misin, eğer Allah’ü Teâlâ olsaydı, bu kadar çok hasta insan olur muydu, terk edilmiş çocuklar olur muydu? Allah’ü Teâlâ olsaydı, kimse acı çekmezdi. Allah’ü Teâlâ olsaydı, bunların olmasına izin vereceğini sanmıyorum..." Adam bir an durdu ve düşündü, ama gereksiz bir konuya girmek istemediği için cevap vermedi. Beraber işini bitirdikten sonra dışarı çıktı, dolaştı geri geldi. Tam o anda caddede saçı sakalı birbirine karışmış bir adam göründü. Adam bu kadar dağı

Üniversiteden 87 yaşında mezun oldu!

Resim
Üniversiteden 87 yaşında mezun oldu! 18 Aralık 2007  Üniversiteye başladıktan 50 yıl sonra diplomasına kavuştu! ABD’de, 50 yıl sonra yarım bıraktığı okuluna dönmeye karar veren 87 yaşındaki Clarence Garrett, törenle üniversite diplomasını aldı. Okuluna 2006 yılında dönen Garrett, Wisconsin-Milwaukee Üniversitesindeki derslerini başarıyla tamamlayarak, Edebiyat ve Bilim Fakültesi öğrencilerinin temsilcisi olarak katıldığı törende diplomasına kavuştu. Üniversite Rektörü Carlos Santiago, Garrett’in daha önce bu okuldan mezun olan en yaşlı öğrenci olup olmadığından emin olmadıklarını, ancak daha önce Başkan Woodrow Wilson döneminde doğan bir mezunlarının olmadığını söyledi. Garrett’in ayakta alkışlanarak diplomasını aldığı törene, Garrett’in eşi Mary, çocukları ve torunları da katıldı. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Milwaukee’ye yerleşip, mezun olduğu okuldan ders almaya başlayan Garrett’in, ailesini geçindirmek için okulu bırakmak zorunda kaldığı belirtildi. Garrett, &qu

Stresi Hayatınızdan Uzak Tutun!

Stresi Hayatınızdan Uzak Tutun! Kadın veya erkek olmanız fark etmez çünkü bel çevresindeki yağları eritmek her iki cins içinde zordur. Bel bölgesindeki yağlarından yakınanlar için, bel yağlarından kurtulmanın çaresi var. Beslenmeye dikkat etmek kadar egzersiz yapmak da yağlanmayı engelliyor. Bol bol su içmek beslenme düzeninde çok önemli. Bir de stres var tabi! Stres ruhsal hastalıklardan başka sorunlara da yol açıyor. Bel çevresinin yağlanmasında stresin de etkisi var. O yüzden stresten uzak durmak şart! Bel ve çevresindeki yağlanmayı engellemek için bunları yapın: 1- Ödem ve şişkinlik yapan yiyeceklerden uzak durun 2- İşlenmiş tahıllar, margarinler, bitkisel yağlar, soya ve mısırdan kaçının. 3- Göbek ve bel çevrenizi sıkılaştırın: Göbek ve bel çevrenizi sıkılaştırmanın en iyi yolu plank yapmaktır. Yere uzanın, kollarınızı dirseklerinize kadar yere yaslayıp ayak parmaklarınızın üstünde dengede durun. Vücudunuzu omuzlarınızdan topuklarınıza düz bir çizgide tutmaya çalışı