Mahşer

Mahşer
Dr. İsmail Ulukuş

Kıyametin kopması ve yeniden dirilişten sonra tüm insanlar hesap için Allah’ü Teâlâ’nın huzurunda toplanacaklardır. İlâhî adaletin tecelli edeceği bu toplantıya, "mahşer" denir. Bu gün, Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde "Kıyamet Günü", "Din Günü", "Hesap Günü" gibi terimlerle anlatılan gündür. Bu gün, ilâhî vaadin gerçekleşeceği, herkesin dünyada iken yaptıkları ve söylediklerinin hesabını vereceği, inanan inanmayan herkesin, tüm âlemlerin tek egemeninin Allah’ü Teâlâ olduğunu açık bir biçimde anlayacakları gündür. Bu gün, her şeyin tek Yaratıcısı, tek düzenleyicisi, tek kural koyucusu ve tek yöneticisinin Allah’ü Teâlâ olduğunu dünyada iken idrak edemeyen körlerin, artık her şeyin farkına varacakları, ama bu farkındalığın hiçbir işe yaramayacağı gündür.
"Bu, Allah’ü Teâlâ’nın vaadidir. Allah’ü Teâlâ vaadinden caymaz" [Zümer, 20]
"O, din gününün sahibidir" [Fatiha, 4]
"O, kendi hükümranlığına kimseyi ortak etmez." [Kehf, 26]
"O, kulların üstünde yegâne Hâkim’dir" [En'am, 61]
"O, yaptığından sorumlu olmaz, onlar ise sorumlu tutulacaklardır." [Enbiya, 23]

O gün kimseye haksızlık yapılmaz
Herkes Cenab-i Hakk'ı kabul veya inkârı, Hak olarak insanlara bildirilen ilâhî kurallara uyup uymadıkları, kendilerine sosyal hayatta konulan ilâhî sınırları (haddi) aşıp aşmadıkları konusunda tek tek sorguya çekilecektir. Burada, hiç kimseye haksızlık yapılmaz. Kimsenin hakkı yenmez.
"Hüküm O'nundur. O, hesap görenlerin en süratlisidir."[En'am, 62]
"Yoksa Allah ve Resulünün kendilerine zulüm ve haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar?" [Nur, 50]
"O geleceğinde hiç şüphe olmayan günde kendilerini bir araya topladığımız ve hiç kimseye haksızlık edilmeden herkese ne kazandıysa tamamen ödendiği vakit halleri nasıl olacaktır?" [Al-i imran, 25]
"Ahiret, Allah’ü Teâlâ’ya karşı gelmekten sakınan için daha hayırlıdır ve size kıl kadar haksızlık edilmez." [Nisa, 77]
"Hâlbuki Allah’ü Teâlâ, gökleri ve yeri hak ile yarattı. Hem de herkese yaptığının karşılığı verilmek üzere... Onlara asla haksızlık edilmez." [Casiye, 22]
"Her ümmetin bir peygamberi vardır. O peygamberleri gelince aralarında adaletle hüküm verilir. Onların hakları yenmez." [Yunus,47]

Kayıt defterlerinin dağıtılması
Hesap aşamasına geçmeden önce herkese yaptıkları ve söylediklerini görmeleri için kayıt defterleri dağıtılır.
"O gün herkesin amel defteri ortaya konulmuştur. Ey Muhammed! Günahkârların, amel defterlerinden korkarak: 'Eyvah bize! Bu nasıl deftermiş ki, büyük küçük hiçbir şey bırakmadan hepsini saymış dökmüş' dediklerini görürsün. Onlar, bütün yaptıklarını hazır bulmuşlardır. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez."[Kehf, 49]
Kayıt defterleri, cennetliklere sağdan, cehennemliklere soldan verilir.
"Kitabı sağından verilen, "alın okuyun kitabımı…" "Çünkü ben hesabıma kavuşacağımı sezmiştim" der. "[Hakka, 19-20]
"Kitabı sol tarafından verilen ise der ki: "Keşke kitabım verilmeseydi de, hesabımın ne olduğunu bilmeseydim..."[Hakka, 25-26]

Sorgu
Kayıt defterlerinin dağıtılıp herkesin yaptıklarını görmesinden sonra sıra sorguya gelir. Ayet-i kerimelerde:
"Kendilerine peygamber gönderilen kimseleri de, onlara gönderilen peygamberleri de mutlaka sorguya çekeceğiz!" [Araf, 6]
"Biz, mutlaka onların hepsini yaptıklarından dolayı hesaba çekeceğiz." [Hicr, 92-93] buyruldu.
Hadis-i şeriflerde de:
"Hiçbir kul, kıyamet gününde, ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne gibi işler yaptığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından sorulmadıkça bulunduğu yerden kıpırdayamaz." [Tirmizi]
"Kıyamette, Allahü teâlâ kuluna malından sual eder."[Hatib] buyruldu.

Hesapların görülmesi
Hesapların görülmesi çok çabuk olur. Ve herkes, hak ettiği karşılığı alır.
"Allah, herkesi kazandığı ile cezalandıracaktır. Gerçekten Allah, hesabı çabuk görendir." [İbrahim, 51]
Burada, cezalandırma, yaptığının karşılığını verme anlamındadır. Hesapların görülmesi ile ilgili diğer ayet-i kerimelerde:
"Yeryüzü Rabbinin nuruyla aydınlanır, kitap açılır, peygamberler ve şahitler getirilir ve onlara haksızlık yapılmadan, aralarında adaletle hüküm verilir. Her kişiye işlediği ödenir." [Zümer, 69-70]
"Kıyamet günü doğru teraziler kurarız; hiçbir kimse hiçbir haksızlığa uğratılmaz. Hardal tanesi kadar olsa bile yapılanı ortaya koyarız. Hesap gören olarak Biz yeteriz." [Enbiya, 47]
"O gün mizan haktır. Kimin (sevap) tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtulanlardır." [Araf, 8]
"Kimin de tartıları hafif gelirse, işte onlar da ayetlerimize haksızlık etmelerinden ötürü kendilerini ziyana sokanlardır." [Araf, 9] buyruldu.
Hadis-i şeriflerde de buyruldu ki:
"Âdemoğlu kıyamette getirilir ve mizanın kefeleri önünde durdurulur. Ona bir melek tayin edilir. Eğer mizanı ağır gelirse, vazifeli melek, 'Filan kimse bundan sonra ebedi olarak kurtulmuştur' der. Mizanı hafif gelirse, melek 'Falan kimse de kaybetmiştir' der." [Ebu Nuaym]
Rabbim bizleri hesabı kolay görülüp tartısı ağır gelenlerden eylesin.

En küçük bir iyilik veya kötülük mizanda yerini alır
İlahî adaletin tecelli edeceği Mahşer gününde, hiç kimseye haksızlık yapılmaz. Mizan'da en küçük bir iyilik ve en küçük bir kötülük dahi yerini alır. Bu durum ayet-i kerimede:
"Kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür. Kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu görür." [Zilzal, 7-8] şeklinde ifade edildi.
Hesapların görülmesinden sonra, iyiler (müminler) cennete ve kötüler (gerçeği bir türlü kabullenmeyip Allah'ın ayetlerine haksızlık edenler, hakkı örtenler, kâfirler) cehenneme sevk edilecektir. Herkes cehennemde imanındaki bozukluk nispetinde ceza görecektir.

Azap, imandaki bozukluk oranında
Hadis-i şerifte:
"Cehennemde günahkârlar, imanlarının bozukluğu kadar, azap çekerler." [Hâkim] buyruldu.
Zaten insanların işlerindeki bozukluk, imanlarındaki bozukluk sebebiyledir. İnsan ne kadar tam bir iman sahibi olursa, işleri ve sözleri de o kadar düzgün, tam ve doğru olur. İmanın tamlığı, Allah korkusu (takva) ve Allah sevgisi (imanın nuru) ile doğru orantılıdır. Bir insana her şeyden önce gerekli olan şey, tereddüt ve kuşkulardan arınmış, doğru ve kâmil bir imandır. O sebeple önce imanlarımızı, Ehl-i sünnet bilginlerinin bildirdiği şekilde düzeltelim. Sonra da Rabbimizin yasakladığı kötü işlerden uzak durarak ve buyurduğu iyi işleri yaparak imanlarımızı olgunluk noktasına taşımaya çalışalım.
İyi kötü herkes cehennemi mutlaka görür. Ayet-i kerimede:
"İçinizde Cehenneme uğramayacak hiç kimse yoktur. Bu, Rabbinin kesin hükmüdür. Allah’tan sakınanları kurtarır; zalimleri de dizüstü çökmüş olarak orada bırakırız." [Meryem, 71-72] buyruldu.
Hadis-i şeriflerde de:
"İyi kötü herkes Cehenneme girer. Yalnız mümine, serin ve selamet olur, İbrahim’e ateşin serin olduğu gibi. Allah, takva ehlini kurtarır, zalimleri ise orada yüzüstü bırakır." [İbni Mace]
"Allahü Tealâ iman sahiplerine, Cehennemde, günahları kadar azap eder. Sonra imanları sebebiyle ebedi olarak Cennete sevk eder." [Ebu Nuaym] buyruldu.

Zerre kadar iman
Ebedî bir azaptan kurtulmada, zerre kadar bir iman dahi, çok önemlidir.
"Kalbinde zerre miktarı iman bulunan kimse ateşten çıkacaktır." [Tirmizi]
"Allah cennetlikleri cennete, cehennemlikleri cehenneme koyacak, sonra da bakın kalbinde hardal tanesi kadar imanı olan birisini bulursanız onu cehennemden çıkarın diyecektir." (Buhari, Müslim)
"Kalbinde buğday, arpa ve zerre ölçüsü iman olduğu halde, Allah'tan başka tanrı yoktur, Muhammed O'nun elçisidir, diyen kimse cehennemden çıkar" [Buhari, Tirmizi, İbn Mace]
Allah’ü Teâlâ’dan korkup bir günahtan vazgeçmek de, önemli bir iman göstergesidir. Hadis-i şerifte:
"Ömründe bir defa Allahü Tealâ'yı anan veya O'ndan korkan Müslüman, Cehennemden çıkar" [Tirmizi] buyruldu.

İmandan sonra hesabı görülecek ilk iş
İmandan sonra kulun ilk hesaba çekileceği işi, namazdır.
"Kulun Kıyamette ilk hesaba çekileceği ameli namazdır. Eğer o düzgün çıkarsa, diğer amelleri de düzgün olur. Eğer o bozuk çıkarsa diğer amelleri de bozuk olur." [Taberani]
O sebeple namazı kesinlikle hafife almayalım. İmanın ve kulluğun en önemli belirtisi, secde ve namazdır.
"Bizim ayetlerimize ancak o kimseler inanırlar ki, bunlarla kendilerine öğüt verildiğinde, büyüklük taslamadan secdeye kapanırlar" [Secde, 15]
Namaz kılmayanın hesabı zordur. O sebeple haddini bilmez, edepsiz insanların alaylı sözlerinden çekinerek namaz kılmaktan kaçınmayalım. Asıl korkulacak ve çekinilecek olan, bütün güç ve kuvvetin gerçek sahibi olan Allah’ü Teâlâ’dır. İnsan, er veya geç, mutlaka Rabbine kavuşur. Nefsimizin en küçük bir arzusunu yerine getirmek için ne zorluklara katlanıyoruz. Birazcık da Rabbimize zaman ayıralım, O'nun rızası için bazı zorluklara katlanalım. Bir insan için en önemli şey, kendi Yaratıcısını, kendisine gelen her türlü nimetin gerçek sahibi olan Rabbini razı ve hoşnut etmektir. Allah’ü Teâlâ kendisinden razı olduktan sonra, ona kim, ne yapabilir? Allah’ü Teâlâ’yı en hoşnut eden şeyin de iman ve namaz olduğu, Kur'an-ı kerimde ve Hadis-i şeriflerde tekrar tekrar vurgulanmasından anlaşılmıyor mu? Allah’ü Teâlâ gönül hoşluğu ile namaz kılanın her işini kolaylaştırır. Namaz, dünyada ve ahirette ona ışık olur. Sürekli işleri ters giden, dünya sıkıntıları ve huzursuzluklarından kurtulamayan insanlara dikkat ediniz, hemen hepsi Allah'ı unutmuş, namaz kılmayan, Kur'an-ı Kerim’den yüz çeviren insanlardır.
Namaz, Allah'ı anmanın en önemli vasıtasıdır. Ayet-i kerimelerde:
"Namazı dosdoğru kıl, muhakkak ki namaz, hayasızlıktan ve fenalıktan alıkoyar. Allah’ı anmak, elbette en büyük şeydir." [Ankebut, 45]
"Her kim de benim zikrimden yüz çevirirse, ona dar bir geçim vardır" [Taha, 124] buyruldu.
Allah’ü Teâlâ’ya emanet olunuz.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)