Kayıtlar

korku etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ayakkabıcının Korkusu

Ayakkabıcının Korkusu Âbidin biri ibadet etmek üzere dağa çıkar. Bir gece rüyasında: "Falan ayakkabıcıya git! Senin için dua etsin" denir. Âbid dağdan iner, adamı bulur, ne iş yaptığını sorar. Adam, gündüzleri oruç tutup, ayakkabı işlerinde çalıştığını, kazandığı para ile ailesini geçindirdikten sonra fazlasını tasadduk ettiğini söyler. Âbid, adamın güzel bir iş yaptığını ancak kendisinin dağda sırf ibadetle meşgul olmasını daha iyi bulur ve tekrar ibadetine döner. Yine gece rüyasında: Ayakkabıcıya git ve ona, "Bu yüzündeki sararmanın sebebi nedir, diye sor! " Denir. Âbid gider ayakkabıcıya bunu sorar. Ayakkabıcı, "Kimi görürsem, bu kurtulacak da, ben helâk olacağım der ve kendimden korkarım. Yüzümün sararması bundandır" der. İşte o zaman âbid, ayakkabıcının bu korku ve tevazu ile üstünlük kazandığını anlar.

Allah Korkusu

Allah Korkusu Cenâb-ı Hak buyuruyor: “...(Ey Nebî!) O mütevâzı, itaatkâr ve samîmî insanları müjdele! Onlar ki Allâh anıldığı zaman kalbleri titrer…” (Hac, 34-35) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Allâh katında iki damla ve iki izden daha sevimli bir şey yoktur: İki damla; haşyetullâh sebebiyle akan gözyaşı ile Allâh yolunda akıtılan kan damlasıdır. İki iz de; Allâh yolunda (cihâd ederken) bırakılan iz ile Allâh’ın farzlarından birini edâ esnâsında bırakılan izdir.” (Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 26/1669) Hazret-i Ebû Bekir Radiyallahü Anh’ın Allâh korkusunu aksettiren şu misal ne kadar ibretlidir: Ebû Bekir Radiyallahü Anh berrak bir havada dışarı çıkmıştı. Semâya bakıyor, Allâh Teâlâ’nın kullarına ibret için sergilediği bin bir türlü kudret akışlarını seyrediyordu. Gözü bir kuşa takıldı. Ağacın dalına konmuş, güzel sesiyle tatlı tatlı ötüyordu. Hazret-i Ebû Bekir içini çekti. Gıpta ve hasretle kuşa şöyle seslendi: “–Ne mutlu sana ey kuş! Vallâhi ben

İki Emniyet Ve İki Korku!

İki Emniyet Ve İki Korku! Havf (korku) ve reca (ümit), Cenab-ı Hakk'ın insana verdiği/vereceği iki büyük nimet… Bu iki nimeti ölçülü biçimde kullanıp Allah'a ulaşmaya vesile edinmek ise bundan ayrı ve daha büyük nimet! Nitekim Hadiste şöyle buyruluyor; ''BEN KULUMA İKİ EMNİYETİ BİRDEN VERMEM, İKİ KORKUYUDA BİRDEN VERMEM'' ''Ben kuluma iki emniyeti birden bahşetmem''; Bir insan dünyada keyif içinde, ahiret adına endişesiz ve kalbi hayatının yıkılmasından ve duygularının ölüp gitmesinden, ruhi melekelerinin sönmesinden hiç endişe duymuyor! Ve korkusuz yaşıyorsa! o insan öbür alemde korkusuz olamaz! Ve; ''Ben iki korkuyu da birden vermem''; Bir insan dünyada -arz ettiğimiz açıdan- korku içinde yaşıyor ve hep endişe içinde ise yani hem sözleri hem de hali ile ''Aman Ya Rabbi! Senin inayetin olmazsa, imanımı koruyamam, Senin keremin olmazsa ben ayakta duramam, Senin lütfun olmazsa letaifimi

Bir Kalpte İki Korku Olmaz!

Bir Kalpte İki Korku Olmaz! Abdüllatif Uyan Büyük velîlerden “Muhammed Hârezmî” hazretleri, bir iki ahbabıyla sohbet ederken; - Allahü teâlâ, bir kuluna iki korkuyu birden vermez, buyurdu. - Anlamadık, dediler. Şöyle izah etti: - Hadîs-i kudsîde mealen; “Dünyada benden korkan, âhirette korkmasın. Dünyada korkmayan ise âhirette çok korksun” buyuruluyor. Ve ilave etti: - Ama korkmak, sevginin alâmetidir. Seven korkar çünkü. Sevmeyen korkmaz. - Seven niye korkar ki efendim? - Onu incitirim diye korkar. Korkusu, onu üzerim diyedir. Müslümanın Rabbinden korkması da böyledir işte. Bir günah işlerim de Rabbim bana gücenir, diye titrer âdeta. Tasavvuf nedir? Sordular yine: - Tasavvuf nedir efendim? - Tasavvufu çok âlimler tarif etmiştir, buyurdu. Bunların içinde benim en çok beğendiğim bir tarif var. - O hangisi? - Tasavvuf, ehemmi mühimme tercih etmektir. - Anlamadık, nasıl yâni? - Yâni hangi iş mühimse, onu önce yapmak, mühim olmayanı sonraya bırak

Almanların Korkusu

Almanların Korkusu Abdürrahim Karakoç Almanya’nın büyük bir kentinde üniversite tahsili yapıyordum. Okul arkadaşım Müller’in teşvik ve teklifiyle bir Pazar günü kilise de papazın vaazını dinlemeye gittim. Kilise doluydu. Ben papaz efendiyi İncil’den pasajlar okuyacak oradaki insanlara kendi dinlerinden bahsedecek zannediyordum. Hâlbuki vaaz Türk düşmanlığı ile başladı. Türk düşmanlığı ile sona erdi. Papaz Türkleri barbar, canavar hatta yamyam olarak takdim ediyordu. Ben orada Türkler hakkında söylenenlerin hepsini zikredecek değilim. Ancak vaaz bittikten sonra papazla aramızda geçen konuşmayı olduğu gibi aktarıyorum. -Papaz efendi ben bir Türküm. Sizi dini bilgilerden bahseder zannıyla vaazınızı dinledim. Hâlbuki siz sadece Türkler aleyhinde propaganda yaptınız. Hatta cemaati tahrik ettiniz. Ben din adamlarını yapıcı olgun, hoşgörü sahibi bilirdim. Yanılmışım sizi bu duruma sevk eden sebep nedir? -Kiliseler birliği böyle istiyor... -Biz Almanları dost kabu

Allah Korkusu Ve Diğer Korkular

Allah Korkusu Ve Diğer Korkular İzmir’den okuyucumuz: “Korku nedir? Korku küfürdür diyenler var. Küfürden sayılır mı? Korkunun imanın bir alâmeti sayılan cinsi yok mu?” Korku lügatte tehlike anında duyulan endişe, kaygı, tasa, ürküntü ve dehşet alma hâli olarak açıklanmıştır. Korku ile küfrü özdeşleştirmek doğru değildir. Korku çok yersiz ve gereksiz olsa bile, küfür sayılmaz. Çünkü küfür, Allah’ı ve Allah’a ait değerleri “inkârdan” başka bir şey değildir. Korku Allah’tan olursa şüphesiz imanın alâmetidir. Hatta Allah korkusu, ulaşmamız, yaşamamız ve korumamız gereken faziletlerin başında gelir. Fakat başka şeylerden olursa insana faydası olmamakla beraber, bunu küfür saymamıza gerek de yoktur. Kur’ân insanları Allah korkusuna çağırır. Rabb’inden “korkan” kimseye “iki Cennet” vaad eden[1] Cenâb-ı Hak başka bir âyette, “Benden korkun!” [2] buyurur. Bir başka âyette ise, “Allah Kendisinden korkmanızı emrediyor”[3] buyurulur. Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesel

Harun Reşid'in Allah Korkusu

Harun Reşid'in Allah Korkusu Halife Harun Reşit karısı Zübeyde hanımla sohbet ediyorlardı. Karısı Harun Reşit'e: — Sen tebeanâ karşı Hazreti Ömer Radiyallahü Anh gibi adil olmadıkça cennete gireceğini sanma! Zalim olursan cehennemliklerden olursun, dedi. Harun Reşit karısının bu ithamına tahammül edemeyerek: — Ben Allah'ın cennetlik kullarındanım. Eğer bu sözümde yalan varsa sen benden üç talak boş ol, diyerek yemin etti. Zübeyde hanım islâmî emirlere bağlı bir kadındı. Kocasının böyle söylemesine karşı: — Ey Harun! Aşare-i mübeşşereden başka cennetlik olduğu dünyada iken belli olan kim var? Sen nasıl böyle konuşuyor ve yemin ediyorsun? Bu sözden sonra aramızda ayrılık kesinleşmiştir, dedi ve Halife Harun Reşit'ten ayrıldı. Bir daha da yanına yaklaşmamaya karar verdi. Harun Reşit müşkül durumda kalmıştı. Zamanının meşhur alimlerini çağırarak meseleyi anlatıp karısının boş olup olmadığını sordu. Bütün alimler nikâhın zail olduğunu bir daha evlen

Zengin Tüccar İle Allah Korkusundan Titreyen Yoksul Kadın

Zengin Tüccar İle Allah Korkusundan Titreyen Yoksul Kadın Zamanın birinde İsrail oğullarından biri vardı, adam kendini ibadete vermişti. Çoluk çocuk sahibi idi. Günün birinde ailece aç kalırlar. Tamamen çaresiz kaldığı için yiyecek bir şeyler bulup getirsin diye karısını dışarıya gönderir. Kadın bir tüccarın evine varır, çoluk çocuğuna yedirecek bir şeyler ister. Tüccar, kadına “olur, fakat önce bana kendini teslim et!” diye teklif eder. Kadın hiçbir cevap vermeden çıkar, evine döner. Yavrularını “Anneciğim! Açlıktan öleceğiz, bize yiyecek bir şey ver!” diye feryat eder durumda bulur. Geri çıkarak tekrar tüccarın yanına varır, yavrularının acıklı durumunu anlatır. Tüccar “İstediğim olacak mı?” diye sorar. Kadın “Evet!” der. İkisi baş başa kalınca kadının mafsalları (eklemleri) öylesine titremeye başlar ki, azaları yerlerinden çıkacak gibi olur. Tüccar; “Ne oluyor sana!” diye sorar. Kadın; “Allah’tan korkuyorum!” diye cevap verir. Aldığı cevap üzerine kendine g

Beyninizin Düşmanlarını Biliyor musunuz?

Beyninizin Düşmanlarını Biliyor musunuz? 1- Korku; Düşüncelerimizi felce uğratır. Mantıklı ve zekice davranmamızı engeller. Kesin olarak neden korktuğumuzu bulmalıyız. 2- Stres: Fazla yüklenme anlamına gelir. Günlük hayatta devamlı karşımıza çıkan bir durumdur. Görev dağıtmayı veya reddetmeyi öğrenin. 3- Telâş: Yeteri kadar zaman olmadığını düşünüyorsanız, birinci derecede Önemliyle ikinci derecede önemli ayırımını yapın. 4- Kurallar: Düşünce yasaklarına yol açan İlkelerinizi kontrol edin. 5- Rutin olmak: Zamanla bezginlik oluşturur. Frenleyici düşüncelerden uzak durun. Değişime açık olun. 6- Dikkat eksikliği: Üreticilik için dikkat şan. Sizi rahatsız eden şeyi bulun ve ortadan kaldırın. 7- Zaman baskısı: Uygun ritmi bulun. Uzun vâdede düşünebilenler kısa vâdede harekete geçerler. 8- Şüphe: Kendinize karşı olumlu olun. Böylece potansiyeilinizi tam kullanabilirsiniz. 9- İsteksizlik: Yaptığınız şeyden hoşlanmıyorsanız, sevebileceğiniz yeni hede

Salâten Tüncina Duası

Salatı Münciye (Salâten Tüncina) Duası اَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى سَيـِّدِنَا مُحَمَّدٍ، وَعَلَى اٰلِ   سَيـِّدِنَا مُحَمَّدٍ صَلاَةً تُـنْجـِينَا بـِهَا مِنْ جَمِيعِ الاَهْوَالِ   وَلْآفَاتِ، وَتَقْضِى لَنَا بـِهَا جَمِيعَ الْحَاجَاتِ، وَتُطَهِّرُنَا بـِهَا مِنْ جَمِيعِ السَّـيِّـئَاتِ، وَتَرْفَعُنَا بـِهَا عِنْدَكَ اَعْلَى الدَّرَجَاتِ، وَتُبَلِّغُنَا بـِهَا اَقْصَى الْغَايَاتِ، مِنْ جَمِيعِ الْخَـيْـرَاتِ، فِى الْحَيٰوةِ وَبَعْدَ الْمَمَاتِ، بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ. حَسْبُنَا اللهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ. نِعْمَ الْمَوْلَى وَنِعْمَ النَّصِيرُ غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَاِلَيكَ الْمَصِيرُ. اِنَّكَ عَلَٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرُ. Okunuşu: Allâhumme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidina Muhammedin salâten tüncînâ bihâ min-cemî’il-ehvâli vel âfat. Ve takdî lenâ bihâ cemîal hâcât ve tutahhirunâ bihâ min-cemîi’s-seyyiât ve terfe’unâ bihâ îndeke a’lâ’d-deracât. Ve tubelliğunâ bihâ aksâ’l-ğayât. Min cemiîl-hayrâti fî’l-hayâti ve ba’del-memât. Birahmetike yâ Erhame