Allah Korkusu
Allah Korkusu
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“...(Ey Nebî!) O mütevâzı, itaatkâr ve samîmî
insanları müjdele! Onlar ki Allâh anıldığı zaman kalbleri titrer…” (Hac, 34-35)
Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular:
“Allâh katında iki damla ve iki izden daha sevimli
bir şey yoktur: İki damla; haşyetullâh sebebiyle akan gözyaşı ile Allâh yolunda
akıtılan kan damlasıdır. İki iz de; Allâh yolunda (cihâd ederken) bırakılan iz
ile Allâh’ın farzlarından birini edâ esnâsında bırakılan izdir.” (Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd,
26/1669)
Hazret-i Ebû Bekir Radiyallahü Anh’ın Allâh
korkusunu aksettiren şu misal ne kadar ibretlidir:
Ebû Bekir Radiyallahü Anh berrak bir havada dışarı
çıkmıştı. Semâya bakıyor, Allâh Teâlâ’nın kullarına ibret için sergilediği bin
bir türlü kudret akışlarını seyrediyordu. Gözü bir kuşa takıldı. Ağacın dalına
konmuş, güzel sesiyle tatlı tatlı ötüyordu. Hazret-i Ebû Bekir içini çekti.
Gıpta ve hasretle kuşa şöyle seslendi:
“–Ne mutlu sana ey kuş! Vallâhi ben de senin gibi
olmak isterdim. Ağacın üzerine konuyorsun, meyvelerinden yiyorsun, sonra da
uçup gidiyorsun. Ne hesap var ne de azap!
Vallâhi Rabbimin huzûrunda hesâba çekilecek bir
insan olmaktansa, yolun kenarında bir ağaç olmayı, bir devenin gelip beni
ağzına alarak ezmesini ve yiyip yutmasını ne kadar isterdim!” (İbn-i Ebî Şeybe,
VIII, 144)
Yine Ebû Bekir Radiyallahü Anh bir gün kıyâmeti,
mîzânı, cenneti, cehennemi, meleklerin saf saf dizilmesini, göklerin
dürülmesini, dağların savrulmasını, güneşin dürülmesini, yıldızların
saçılmasını hatırladı, bunlar üzerinde tefekküre daldı. Sonra da Allâh
korkusuyla:
“–İsterdim ki, şu yeşillikler gibi bir yeşillik
olaydım ve bir hayvan gelip beni yeseydi de yok olup gitseydim.” dedi. Bunun
üzerine:
“Rabbinin mâkamında durup hesap vermekten korkan
kimseye iki cennet vardır.” (er-Rahmân, 46) âyet-i kerîmesi nâzil oldu.
(Süyûtî, Lübâbu’n-Nukûl, II, 146; Âlûsî, XXVII, 117)
Ashâb-ı kirâm, Cenâb-ı Hakk’ın:
“Ey îmân edenler! Allâh’tan O’na yaraşır şekilde
korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin.” (Âl-i İmrân, 102) îkâzını hiçbir
zaman akıllarından çıkarmıyor ve hep bu duygular içinde yaşıyorlardı. (Osman
Nûri Topbaş, Faziletler Medeniyeti-1, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna
(Allah’ın En Güzel İsimleri)
eş-Şekûr: Kendi rızası için yapılan işleri daha ziyadesiyle karşılayan,
az bir ibadetin karşılığında büyük mükâfatlar veren, kullarının ecrini kat kat
artıran, demektir.
Kısa Günün Kârı
Mü’minlerin Allâh korkusuyla döktükleri gözyaşları,
fânî gecelerin zîneti, kabir karanlıklarının kandilleri, cennet bahçelerinin
şebnemleridir. Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerîm’in hikmet ve esrârı karşısında
duygulanmayan yürekten ve Allâh korkusuyla yaşarmayan gözden cümlemizi muhâfaza
buyursun.
Lügatçe
Haşyetullah: Allah korkusu.
gıpta: İmrenme, imrenti.
mizân: Terazi.
Yorumlar
Yorum Gönder