Fakir Çoban Padişahın Kızını Neden Almadı?
Fakir Çoban Padişahın Kızını Neden Almadı? Fakir bir çoban, hükümdarın kızını görür, âşık olur… Aşkı onu Mecnunlaştırır. Her nasıl olursa olsun o kıza kavuşmayı kafasına koyar… “Acaba nasıl olabilir?” diyerek memleketin ulu kişilerini, aklı erenlerini dolaşmaya başlar. Her huzuruna vardığı mübareğe durumu anlatır ve sorar. “- Acep ben ne etsem de hükümdara damat olabilsem?” Dinleyenler tebessümle cevap verir. Sırt sıvazlar, teselli ederler: “- Be evladım!”, derler, “- Bu olacak iş mi, davul bile dengi dengine… Var git köyüne, kendi dengini bul… Hükümdar kızını unut.” Fakat kaç kere bu; ümit yıkan cevabı almış olsa da yılmaz, garip çoban. Nihayet gerçek bir arif, gerçek bir “bilen kişi” bulana kadar… O, arif kişi: “- Kolay!” der, “Ama söyleyeceğimi aynen yapacaksın.” Âşık çobanın gözleri ümitle parlar, heyecanla atılır… “- Ne istersen söyle yaparım!” der. Arif kişi anlatır… “- Şehrin kapısının karşısına bir divan kur. Üzerine otur ve yirmi dört saat