Kayıtlar

arasında etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ümit İle Yeis Arasında Yaşamak

Ümit İle Yeis Arasında Yaşamak İman ettik, Müslüman olduk. İmanımızın gereği olarak Müslümanlık ilmini haramları-helâlleri; farzları, sünnetleri, müstehapları, mekruhları, müfsitleri mubahları öğrenip; hayatımızın her alanına tatbik edip; ihlâs ile Müslüman gibi yaşamaya çalışacağız. Sürekli de imanımızı kaybetme yani küfre düşme endişesi taşıyacağız. “Ya son nefesime kadar imanımı taşıyamaz da imansız olarak ölürsem!” diye korkacağız. Bir Müslüman’ın en büyük korkusu İmansız ölmek korkusudur. Çünkü kimse son nefesinde imanla gideceğini bilemez. Ama asla ve asla da ümidimizi kaybetmeyeceğiz. Buna “Ümit ile yeis arasında yaşamak” deniyor. Deseler ki “Bütün insanlar Cennet’e gidecek yalnızca bir kişi Cehennem’e gidecek” o kişi ben olabilirim korkusunu taşıyacağız. Deseler ki “Bütün insanlar Cehennem’e gidecek yalnızca bir kişi Cennet’e gidecek!” o bir kişi ben olabilirim ümidini taşıyacağız. 

Erkekle Kadın Arasında Müşterek Sevap

Erkekle Kadın Arasında Müşterek Sevap Eshabın büyüklerinden kadın sahabi Hz. Esma Radiyallahü Anha peygamberimizin huzuruna çıkarak şunları söyledi: — Ya Resûlallah! Anam-babam sana feda olsun. Ben Müslüman kadınlarını temsilen huzurunuza geldim. Hak Teâlâ sizi erkek ve kadınlara peygamber olarak göndermiştir. Biz artık sizin yolunuzdayız, size inandık, îman ettik... Biz evimizin dört duvarı arasındayız, dışarı çok az çıkabiliyoruz. Erkekler ise Cuma namazı, cenaze namazı, bayram namazı kılarlar. En büyük ibadet olan cihat ederler. Biz ise bunlardan mahrumuz. Biz hep evde çocuklarımızla meşgul olur, kocalarımızın elbiselerini dikeriz, yemek yapar, evin temizliği ile uğraşır onların rahat etmesi için elimizden geleni yapmaya çalışırız. Kocalarımızın yaptığı ibadetten bize de bir hisse var mı? Yoksa biz onların kazandıkları sevaptan mahrum mu oluyoruz? Dedi. Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem memnun olmuşlardı... Orada bulunan eshaba dönerek: — Siz bu zamana kadar din

Kullar Arasında Hesabın Görülmesi

Kullar Arasında Hesabın Görülmesi Yaratılmışlar arasında hesabın görülmesi ve yargının sonuçlanmasına Allah’ın izin vermesiyle, bu konuda ilk hesaba çağrılacak olanlar peygamberlerdir. Peygamberlere, aldıkları görevin gereğini yapıp yapmadıkları, vazifelerini yerine getirip getirmedikleri sorulacaktır. Nitekim yüce Allah şöyle buyuruyor:  “Elbette kendilerine peygamber gönderilen kimseleri de, gönderilen peygamberleri de sorguya çekeceğiz.” (Araf, 7/6) Peygamberler, biz, Rabbimizden aldığımız mesajları kendi kavimlerimize ilettik, ancak onlar bizi yalanladırlar -ki Allah zaten bu gerçeği bilmektedir- diye haber verdiklerinde, hemen ümmetler hesaba çekilmek üzere çağrılır. Bu konuda davet olunacak ilk ümmet de Peygamberimizin Aleyhisselâm ümmeti olacaktır. Yüce Allah şöyle buyuruyor:  “Rabbin hakkı için, mutlaka onların hepsini yaptıklarından dolayı sorguya çekeceğiz.” (Hicr, 15/92–93) Mümin olan kişi inancını açıklayacak, inkârcı kâfir de inkârını, münafıkların da ikiyüzlü

Afrika Açlıktan Kırılırken Şuna Bak

Resim
Afrika Açlıktan Kırılırken Şuna Bak Afrika Açlıktan Kırılırken Şuna Bak! Dünyanın pek çok bölgesi açlıktan inim inim inlerken, porsiyonu 25 bin dolara satılan tatlı var. İşte Türkiye dahil rekor fiyatla satılan dünyanın 10 tatlısının fotoğrafları... ABD'nin New York kentinde, porsiyonu 25 bin dolara satılan bir tatlı, Guinness Rekorlar Kitabı'na dünyanın en pahalı tatlısı olarak girdi.             ''Serendipity 3'' adlı pastanenin sahibi Stephen Bruce, lüks mücevher mağazası Euphoria New York'' ile işbirliği yaparak hazırladığı Frrozen Haute Chocolate'' adlı tatlıya 25 bin dolar fiyat biçti ve dünyanın en pahalı tatlıları listesinde zirveye oturmasını sağladı. ''Yenilebilir altın!'' Tatlıda, 5 gram, yenilebilir 23 karat altın bulunuyor. Yenilebilir altınla çevrelenmiş bir kadeh içinde sunulan tatlının dibinde de 1 karat elmasla süslü 18 karatlık altın bilezik yer alıyor. “Altın Kek” Dünyanın en pahalı

Dilek Öğretmenin Büyük Başarısı

Resim
Dilek Öğretmenin Büyük Başarısı 16 Mart 2015 Dünyadaki en iyi 50 öğretmen' arasında gösterilen ilk Türk öğretmeni olan Dilek Livaneli, 1 milyon dolarlık ödülü alamadı. SAMSUN Samsun'un Kumköy İlkokulu'nda görev yapan, bir vakıf tarafından 'Dünyadaki en iyi 50 öğretmen' arasında gösterilen ilk Türk öğretmeni olan Dilek Livaneli, dün yapılan törenle yarışmayı 1 milyon Dolarlık ödülle ABD'li bir İngilizce öğretmenin kazandığını belirtti. Livaneli, "Birinci olamadım ama ilk 50'ye giren ilk Türk öğretmen oldum. Büyük bir sevgi ve saygı kazandım. Bunun gururu bana yeter" dedi. Samsun'un Çarşamba İlçesi'ne 15 kilometre uzaklıktaki Kumköy İlkokulu'nun 'müdür yetkili' sınıf öğretmeni 33 yaşındaki Dilek Livaneli, 6 yıldır bulunduğu okulda yaptığı çalışmalar sonucunda Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Samsun'da 2012'de 'Yılın mesleğinde fark yaratan öğretmeni' seçildi. Okulun iç donanımı ve fiziki şartlarını

Hak Dostları Arasında Var mıyım?

Hak Dostları Arasında Var mıyım? Rivâyet edilir ki bir gün, İbrahim bin Edhem Hazretleri rüyasında Cebrâil -aleyhisselâm-’ı gördü. Hazret-i Cebrâil’in elinde bir defter vardı. İbrahim Edhem Hazretleri sordu: “–O defter nedir yâ Cebrâil?” O da cevap verdi: “–Hak dostlarının isminin yazılı olduğu defterdir.” İbrahim Edhem Hazretleri merak etti: “–Acaba benim ismim de Hak dostlarının arasında yazılı mıdır?” Cevap olumsuzdu: “–Hayır. Senin ismin, Hak dostlarının arasında yoktur.” İbrahim Edhem Hazretleri boynunu büktü ve bir ümit şöyle sordu: “–Acaba ismim Hak dostlarını sevenler arasında da mı yok?” Bu defa cevap olumluydu: “–Evet, Hak dostlarını sevenlerin listesinde ismin var.” Bunun üzerine İbrahim Edhem heyecanlandı, gayri ihtiyârî bir şekilde talep etti: “–Öyleyse bu âcizi de o dostların arasına yazar mısın?” Cebrâil -aleyhisselâm- ne diyeceğini bilemedi, Allâh’a ilticâ etti: “–Ey Rabbim! Ne ferman buyurursun?” Bu talep üzerine Cenâb-ı Hak buyurdu

Sevgi Nedir Diye Sormuşlar

Sevgi Nedir? Bir Ermiş’e sormuşlar:  Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır? -“Bakın göstereyim’” demiş, Ermiş. Önce sevgiyi dilden gerçeğe indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar. Ermiş bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz diye bir de şart koymuş. Peki demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan. Bunun üzerine şimdi demiş Ermiş, sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe. Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. Buyurun deyince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükr