Kayıtlar

altı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Mü'min altı şeyden çok korkmalıdır! 1

Mü'min altı şeyden çok korkmalıdır! 1 İftara doğru M. SAİD ARVAS Yüce Rabbimizin, üzerimizdeki nimetlerini saymakla bitiremeyiz. Bizi O yarattı ve yaşatıyor. İmanla şereflendirdi. En büyük nimet, bir insanın son nefesini imanla verebilmesidir. Meleklerin bile kendisinden hayâ ettikleri; Hazreti Osman radıyallahü anh buyuruyor ki: Mü'min altı şeyden çok korkmalıdır. Ona göre kendini hazırlamalıdır: 1- İmansız gitmekten korkmalıdır. Allah korusun, bir insan, imanlı, ibadetli dahi olsa, son nefesini imanla veremediyse, hiçbir kıymeti olmaz. Önemli olan son nefestir. Yüce Rabbimizin, üzerimizdeki nimetlerini saymakla bitiremeyiz. Bizi O yarattı ve yaşatıyor. İmanla şereflendirdi. En büyük nimet, bir insanın son nefesini imanla verebilmesidir. Bundan daha büyük lütuf, bundan daha büyük nimet olmaz. Çünkü insan, nasıl öldüyse öyle haşrolunur. İmanla kabre girebilmek için dünyayı sevmemek lâzımdır. Dünyayı çok seven, ondan ayrılmak istemez. 2- Sol omuzumu

Peygamber Efendimiz’in Altı Yüz Bin Öğüt Kuvvetinde Altı Öğüdü

Peygamber Efendimiz’in Altı Yüz Bin Öğüt Kuvvetinde Altı Öğüdü Bir gün Peygamber Efendimiz Hazret-i Aliye hitaben; -Ya Ali! Altı yüz bin koyun mu istersin yahut altı yüz bin altın mı veya altı yüz bin nasihat mi istersin? Buyurunca hazret-i Ali; -Altı yüz bin nasihat isterim ya Rasûlullah cevabını verir. Bunun üzerine Peygamber efendimiz buyururlar ki: “Şu altı nasihate uyarsan, altı yüz bin nasihate uymuş olursun.” 1-Herkes nafilelerle meşgul olurken, sen farzları ifa et. Yani farzlardaki rükünleri, vacipleri, sünnetleri, müstehâbları ifa et. 2-Herkes dünya ile meşgul olurken, sen Allah’ü Teâlâ’yı hatırla. Yani din ile meşgul ol, dine uygun yaşa, dine uygun kazan, dine uygun harca. 3-Herkes birbirinin ayıbını araştırırken, sen kendi ayıplarını ara. Kendi ayıplarınla meşgul ol. 4-Herkes, dünyayı imar ederken, sen dinini imar et, ziynetledir. 5-Herkes halka yaklaşmak için vasıta ararken, halkın rızasını gözetirken, sen Hakkın rızasını gözet. Hakka yaklaştırıcı sebep

Sünneti Terkin Âkıbeti: Altı Kişiye Lâ’net Ettim… Sünneti Terk Edene!

Sünneti Terkin Âkıbeti: Altı Kişiye Lâ’net Ettim… Sünneti Terk Edene! Soru: Peygamber Efendimiz’in Sallallahü Aleyhi Vesellem yapmış olduğu şeyleri terk etmemizde bir sakınca var mı? Daha doğrusu sünneti terk etmenin sonucu nedir? Cevap: Peygamber Aleyhissalâtü vesselâm’a mahsus olan ve kendisini usûl ilminde “El-Hasâisu’n-Nebeviyye” şeklinde kategorize ettiğimiz kısım hâriç, Hz. Peygamber’in Sallallahü Aleyhi Vesellem yapmış olduğu fiilleri terk etmekte sakınca olduğu açık bir husustur. Zîrâ Cumhur Ulema “Andolsun Allah Mü’minlere kendi içlerinden onlara âyetlerini okuyan, onları arıtıp tertemiz yapan ve onlara kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur.”1 şeklindeki âyet-i kerîmede geçen hikmetin “sünnet” olduğu husûsunda görüş belirtmişlerdir.2 Diyeceğimiz o ki, bize iyilik kabîlinden ihsân edilen bir sünnetin terk olunması tabii ki sakınca arz eder. Sünneti terk etmenin hükmüne gelince; Usûl ilminde sünnet iki kısımda incelenir: Birinc

İyi İnsan Kimdir?

İyi İnsan Kimdir?   İyi insan kimdir? Bu soruyu herkese sorsak değişik cevaplar alırız. Biz kısaca cevap verelim: “ İyi insan, görevini en iyi yapan kişidir.” Dünyamız devletlerden, devletler milletlerden, milletler ailelerden, aileler ise fertlerden oluşur. O halde herkes görevini iyi yaparsa; fertlerde, ailelerde, milletlerde ve devletlerde dolaysıyla dünyamızda hiçbir problem kalmaz.  O zaman diyoruz ki: Çöpçü, öğretmen, doktor, polis, asker, hâkim, vali, bakan, başbakan, kısacası her fert; görevini iyi yaparsa o toplum dünyanın en kalkınmış ve huzurlu toplumu olur. Yok, herkes suçu başkasına atarsa; kargaşa ve anarşi doğar. Ayrıca, görevini iyi yapmanın yanında, sorumluluk sahibi, suçu başkasına atmayan kişidir. Atasözüyle anlatırsak; “Elini taşın altına sokan” kişidir. “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” derse en kötü insandır. Hepimiz masa başı sohbetlerinde vatanı kurtarırız . “Ben yetkili olsaydım; şöyle yapardım, böyle çatardım!” diyerek mangalda kül bırakmayı

Akıl Okulu

Resim
Akıl Okulu    Değerli dostlar eğitim o kadar önemli ki… O’nun önemini anlatmak için kütüphaneler dolusu kitap okusak; bir o kadar da kitap yazsak yine anlatamayız. Size şu hikâyeyi anlatmaya karar verdim.       Bir gün ülkenin küçük kasabalarından olan Yitan'da şöyle bir haber yayılmış:       -Güzel başkentimizde bir “ Akıl Okulu” varmış. Her kim o okula giderse orada akıl öğretiliyormuş. Herkes bu haberi şaşkınlıkla birbirine anlatıyormuş. Kasabanın en zenginlerinden olan bir adam da bu haberi duyunca kahkahalarla gülmeye başlamış:       -Efendim, hayatımda hiç bu kadar komik bir şey duymamıştım. Akılın okulu mu olur? Bir insan akıllıysa akıllıdır. Sonradan akıl kazanılır mı hiç? Olacak şey midir? Bu adam çok zengin olduğu için çocuklarının hiçbirisini okutmamış. Öyle çok parası varmış ki, istese kasabanın tamamını satın alabilirmiş. Fakat çocuklarına devamlı şöyle diyormuş:       -Şükürler olsun çok paramız var. Yine de paramıza para katmalıyız. Ne kadar çok kaza

İYİ Mİ OLDU?

İYİ Mİ OLDU? Herkes çalışırken sen çalışmadın, Sınıfta kaldın da iyi mi oldu? Oynadın, zıpladın hiç uslanmadın, Tembel tembel yatmak iyi mi oldu? Baban üzüntüden yatağa düştü, Annen utancından hayata küstü, Seni ayıpladı, düşmanı dostu, Sokaklarda gezmek iyi mi oldu? El âlem doktor, mühendis oldu Çalışan işini, aşını buldu, Ağaçlar kurudu, çiçekler soldu, Gölgede uyumak iyi mi oldu? Babana güvendin baban iflâsta, Annene güvendin, annen çok hasta, Düşmanların güler, dostların yasta, Rezil, rüsva oldun iyi mi oldu?                                                 15. 05. 2004              Yaşar AKKAŞ “Bu eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ”