Kayıtlar

Peygamberimiz etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Peygamberimizin İblîs’e Suâlleri

Malûm olduğu üzere “Şeytân”: “Kovulmuş, uzaklaştırılmış”, “Allahü teâlânın ‘Âdem’e secde ediniz’ emrine, kibir ve gurûru sebebiyle isyân edip, karşı geldiği için, O’nun rahmetinden uzaklaştırılan varlık, İblîs” manâlarında kullanılmaktadır. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde (meâlen) buyurdu ki: “Şeytân, insana çok şeyi söz verir ve birçok şeyi hâtırlatır. Şeytânın söz verdiği şeylerin hepsi yalandır.” (Nisâ, 121) “İblîs” ise: “Şeytânın isimlerinden biri veya şeytânların reîsi” anlamındadır. Allahü teâlâ yine Kur’ân-ı Kerîm’de (meâlen) buyurdu ki: “Onu hâtırla ki meleklere, ‘Âdem’e secde edin’ demiştik de, İblîs’ten başka bütün melekler hemen secde etmişlerdi. Ancak İblîs yüz çevirip, kibirlendi ve kâfirlerden oldu.” (Bakara, 34) [İblîs, melek değil, cin tâifesindendir.] “Allahü teâlâ, İblîs’e; ‘Ben sana secde ile emretmiş iken, seni secde etmekten alıkoyan neydi?’ buyurdu. İblîs şöyle dedi: ‘Ben Âdem’den hayırlıyım; çünkü beni ateşten, onu ise çamurdan yarattın.’ ” (A’râf, 12)

Peygamberimiz Aleyhisselâm’ın “Cennete Giremez” Buyurduğu Bazı Hadis-i Şerifler

Peygamberimiz Aleyhisselâm’ın “Cennet’e Giremez” Buyurduğu Bazı Hadis-i Şerifler ·       “Yaptığı iyilikleri başa kakan, Cennet’e giremez.” (Tirmizi) ·       “Cimri, Cennet’e giremez.” (Deylemi) ·       “Faiz yiyen, Cennet’e giremez.” (Hâkim) ·       “Kölesine kötü davranan, Cennet’e giremez.” (Tirmizi) ·       “Yetim malı yiyen, Cennet’e giremez” (Hâkim) ·       “Hayâsız, Cennet’e giremez.” (Deylemi) ·       “Alkolik olan, Cennet’e giremez.” (Hâkim) ·       “Erkeklere benzemeye çalışan kadın, Cennet’e giremez.” (Nesai) ·       “Ana babasına asi olan, Cennet’e giremez.” (Nesai) ·       “Fuhuş söyleyen, Cennet’e giremez.” (Ebu Nuaym)

Peygamberimiz Aleyhisselâm’ın “Mümin Değildir” Buyurduğu Bazı Hadis-i Şerifler

  ·      “Komşusu açken tok yatan, mümin değildir.” (Buhari) ·      “Komşusu kötülüğünden emin olmayan kimse, mümin değildir.” (Buhari) ·      “Malına veya çoluk çocuğuna zarar verir korkusuyla komşusuna kapısını kapatan, onunla görüşmeyi kesen, mümin değildir.” (Harâiti) ·      “Kendisi için sevdiği şeyi, komşusu veya arkadaşı için sevmeyen mümin değildir.” (Müslim) ·      “Fuhuş konuşan mümin değildir.” (Buhari) ·      “Belayı nimet, rahatı musibet saymayan, mümin değildir.” (Taberani) ·      Kendisi için sevdiğini, kardeşi için sevmeyen mümin değildir.” (Buhari) ·      “Zina eden, şarap içen ve hırsızlık eden o anda mümin değildir.” (Buhari) ·      “Emanete riayet etmeyenin imanı yoktur.” (Taberani) ·      “Merhametli olmayanın imanı olmaz.” (Taberani) ·      “Başkasının karısını, kızını ayartan bizden değildir.” (İ. Ahmed) ·      “Müslümana zarar veren, hile yapan, bizden değildir.” (Müslim) ·      “Bizi aldatan bizden değildir.” (Taberani) ·      “İlim

Peygamberimiz Aleyhisselâm’ın Farsça Ve Habeş Dili Tekellümü

  Peygamberimiz Aleyhisselâm’ın Farsça Ve Habeş Dili Tekellümü   Hâlid İbn-i Saîd’in kızı ve Hâlid (İbn-i Zübeyr) in anası (Eme) Radiyallahu Anh â’dan Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: (çocukluğumda) babamla berâber üzerimde sarı (renkli) bir gömlek giyimli olarak Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in huzûruna gelmiştim. Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem (beni tatyîb için): “- Hasene! Hasene! (Güzel! Güzel!)”, buyurdu. Habeş dilinde hasene (güzel şey) demektir. Bu sırada ben (Resûlullah’ın iki küreği arasındaki yumurta cesâmetinde bulunan) nübüvvet hâtemi (mühürü) yani (et beni) ile oynamağa başladım; babam beni men’ etti de Resûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem babama: “- Çocuğu kendi hâline bırak!” buyurdu. Sonra (bana da) üç def’a: “- Çocuğum çok yaşa da gömleğini güle güle giy, eskit, yırt, yenisini giy!” buyurdu. (Hadîsin râvîlerinden Abdullah İbn-i Mübârek Radiyallahü Anh demiştir ki: Ümm-i Hâlid Radiyallahü Anh ço

Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’in En Önemli Tavsiyelerinden 7’si Şunlardır:

  Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’in En Önemli Tavsiyelerinden 7’si Şunlardır:   1 – Nimetlerin adil bir şekilde bölüşümü, infak, sadaka, fakirlere ve yoksullara yardım, 2 – Bitki ve hayvanların yaşam ve gelişim haklarının güvence altına alınıp korunması, ekolojik dengenin tahrip edilmemesi, 3 - Su kaynaklarının ölçülü ve bilinçli kullanımı, 4 – Kurak bölgelerin sulandırılması, ağaçlandırılması ve yeniden tabiî hayatın canlandırılmasının sağlanması, 5 – Çevreyi temiz tutmak,    6 – Ormanlık alanların korunması, yeni ormanlık alanlar kurulması, 7 – Şehirleşmenin planlı bir şekilde yapılması, şehir inşasının ve mimarinin belli bir ölçü ve ahenge göre düzenlenmesi.   Şu ibretâmiz hikmete bakın ki, bugün dünyanın ve insanlığın en büyük 7 sorunu ise şunlardır: 1 – Açlık ve yoksulluk, 2 – Ekolojik dengenin tahrip edilmesi, 3 – Su kaynaklarının yetersiz oluşu ve bilinçsiz kullanımı, 4 – Çölleşme, 5 – Çevre kirliliği, 6 – Orman yangınları, 7 – Çarpık şehi

Peygamberimizin Emri: "Allah’ü Teâlâ’nın Kullarını Üzmeyin"

Peygamberimizin Emri: "Allah’ü Teâlâ’nın Kullarını Üzmeyin"    Sadece sahabeler açısından değil, İslam’ın genel kuralı bize bütün Müslümanların ayıplarının araştırılmamasını yayılmamasını emreder. İslam’da genel prensip kötülüğün tecessüsü hoş karşılanmamasıdır. Bir hadis-i şerifte Rasulüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem:   “Allah’ü Teâlâ’nın kullarını üzmeyin, onları ayıplı duruma sokmayın, avretlerini (hoşa gitmeyecek gizliliklerini) araştırmayın. Kim Müslüman kardeşinin avretini araştırırsa Allah’ü Teâlâ da onun kusurunu arar, hatta evinin içinde onu halka rüsvay eder.” (Ahmed b. Hanbel, ve Zıya el-Makdisi, Sevban Radiyallahü Anh’dan buyurur (Râmûzul-Ehâdîs, s. 465, (no: 5777); Konuyla ilgisi açısından bk. Cevâhirul-Buhârî s. 70 (no: 91) Müslümanlar bunyan-ı Mersûs gibidirler, birbirlerini sımsıkı tutarlar, s. 190 (no: 310) Müslümanların Müslümanlara faydalı olması, zarar değil fayda vermesi tavsiye edilir) s. 217 (no: 351) Hataların gizli kalması avretlerin araştı

Peygamberimiz Aleyhisselâm’ın Cennette Gördükleri

  Peygamberimiz Aleyhisselâm’ın Cennette Gördükleri   Âlemlerin efendisi olan sevgili Peygamberimiz Sallallahü Aleyhisselâm, İsrafil aleyhisselam ile birlikte Cebrail aleyhisselamın yanına geldiler. Allah Celle Celâlüh’ün emrini yerine getirmek için Cebrail aleyhisselam, Peygamber efendimiz Aleyhisselâm’ı Cennet'e götürdü.   Melekler, ellerinde nur dolu tabaklarla bekliyorlardı. Cebrail aleyhisselam;   “– Ya Resulallah! Bunlar, Âdem aleyhisselamdan seksen bin yıl önce yaratıldı. Bu makamda, tabaktakileri sana ve ümmetine saçmak için sabırsızlanırlar. Kıyamet günü Hazretin ve ümmetin, Allah’ü Teâlâ’nın emriyle Cennet'in eşiğine ayak basınca, bu melekler tabaklardaki cevahiri üzerinize saçacaklardır" dedi.               Cennet'te vazifeli olan Rıdvan ismindeki melek, onları karşıladı. Peygamber efendimize müjdeler verdi ve; "Hak teâlâ, ikisini senin ümmetine, birini de diğer ümmetlere vermek için Cennet'i üç kısım etti" dedi ve Cennet'in

Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’i Ağlatan Olay!

  Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’i Ağlatan Olay!   Bir gün bir sahabe, bir cuma günü cuma namazına yetişmek için mescide doğru koşmaya başlar… Mescide varan sahabe abdest almak için çeşmeye yaklaşır ayakkabısını çıkarırken birde bakar ki hiç farkına varmadan bir karıncayı ezdiğini fark eder.   Bu mübarek sahabe; farkına varmadan bir karıncayı ezdiği için:   “– Ben bunun hesabını yarın mahşerde nasıl vereceğim?” diye hüngür hüngür ağlamaya başlar... Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’in huzuruna gelir, “– Ey Allah’ın Resulu; cuma namazına yetişmek için mescid’e doğru koşmaya başladım hiç farkına varmadan bir karıncayı ezerek öldürdüm. Bunun hesabı ağır mı?” diye ağlayarak sorar. Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem; “– Ey ashabım sen şimdiye kadar bundan daha ağır bir suç işledin mi?” “–   Ya Rasulallah! Ben kızını diri diri gömenlerdenim!” der. Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem sahabeye sorar: “– Nasıl yaptın asha