Kayıtlar

Besmele etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Besmele İle Gelen Sabrın Meyvesi

Besmele İle Gelen Sabrın Meyvesi Saliha bir kadının inkâr etmiş, geçimsiz ve cahil bir kocası vardı. Bu kadın “Bismillahirrahmanirrahim!” diye besmele çekmeden hiçbir işine başlamazdı. Geçimsiz kocası, onun bu haline çok kızar, kadıncağıza yapmadığı eziyeti bırakmazdı. O Saliha kadın ise, kocasının eziyetlerine ve cefalarına sabreder ve onun doğru yola gelmesi için, Allah’a dua ederdi. Bir gün, o zalim adam iyice öfkelenmişti. Karısına yapacağı eziyet ve kötülük için bir bahane arıyor ve kendi kendine: “- Şuna bir oyun çevireyim de görsün! Bakalım onu rezil olmaktan kim kurtaracak?” diye söylenip duruyordu. Başkalarına açıkça söylemediği inkârcılığı, artık bütün çirkinliğiyle, içinde dolup taşmıştı. Hanımını çağırdı. Ona bir kese altın vererek: “- Bunu iyi sakla!” diye tembih etti. O Saliha kadın da, kocasının emri üzerine hemen gitti. Besmele’yi çekerek keseyi iyice sakladı. Fakat kocası olan zalim adam da onu gizlice takip ediyordu. Sonra, karısının haberi ol

Hadis-i Şeriflerle Besmele

  Hadis-i Şeriflerle Besmele 001-     “İyi insanın İmanı”; Allah’ü Teâlâ’nın varlığına, birliğine; eşi, benzeri ve ortağı olmadığına; Muhammed Aleyhisselâm’ın kulu ve peygamberi olduğuna; gözüyle görmüş gibi şeksiz-şüphesiz inanır. 002-   “İyi insanın İmanı”; akıl, mantık ve bilgi temeline oturur; candan, gönülden ve içten; sağlam sarsılmaz, şeksiz, şüphesiz bir iman ve inancı vardır neye, nasıl inandığını bilir; aykırı fikir, inanış ve sorulara cevap verebilir. 003-   Hz. Enes Radiyallahü Anh anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), ayakta olduğu halde yedi deveyi kendi eliyle kesti. Medine'de ise, boynuzlu ve alacalı iki koyun kurban etti. Resûlullah (aleyhissalàtu vesselâm) keserken tekbir getiriyor, besmele çekiyor ve ayağını hayvanların boyunlarının üzerine koyuyordu." Buhârî, Hacc 117, 119, Cihâd 104,126; Müslim, Edâhî 17, (1966); Tirmizî, Edâhî 2, (1494); Ebu Dâvud, Edâhî 4, (2793, 2794); Nesâî, Dahâyâ 28-31, (7, 219-230); İbnu Mâce, Edâhi 1, (3

Besmeleye Hürmet

Besmeleye Hürmet Bişr-i Hafi Rahmetullahi Aleyh, gençliğindeki hatalarından dönüp doğru yola girmesi şöyle anlatılmaktadır: Bir gün, sarhoş bir hâlde giderken, üstünde Besmele yazılı bir kâğıt gördü. Bu hâle gönlü razı olmayıp, yerden aldı ve öpüp, çamurlarını sildi; temizledikten sonra, güzel kokular sürüp, evinin duvarına astı. O gece âlim ve evliya bir zâta, rüyada; “- Git Bişr’e söyle! İsmimi temizlediğin gibi seni temizlerim, ismimi büyük tuttuğun gibi seni büyültürüm, ismimi güzel kokulu yaptığın gibi, seni güzel ederim. İzzetime yemin ederim ki, senin ismini dünyada ve ahirette temiz ve güzel eylerim” dendi. Bu rüya üç defa tekrar ette. Sabah Bişr-i Hafî’yi arayıp meyhanede buldu. Mühim haberim var diye içerden çağırdı. Bişr geldiğinde; “Sana Allah’ü Teâlâ’dan haberim var!” der demez ağlamaya başladı. “Bana kızıyor mu, şiddetli azâb mı yapacak?” dedi. Rüyayı dinleyince arkadaşlarına dönerek; “Artık çağırdılar, bundan sonra beni bir daha buralarda göremeyecek

Besmele ve Önemi

Besmele ve Önemi “Besmele” hakkında aşağıdaki alıntı yazı çok güzel… Ben âcizane olarak “Besmele” hakkında şunları söylüyorum: “Besmele” Allah’ü Teâlâ’dan izin almaktır. Madem her şeyi Allah’ü Teâlâ yarattı, madem Allah’ü Teâlâ’nın mülkünde misafir olarak yaşıyoruz. Misafir ev sahibenden izinsiz eşyalarını kullanamaz ve tasarruf edemez. O halde sahibinden yani Allah’ü Teâlâ’dan izin almak lâzımdır. İzin almazsak ne olur. Bize kızar veya işimizi engelleyebilir. Hatta bize ağır cezalar verebilir, bizi helâk edebilir. Eğer “Besmele” ile başlarsak bizi daha çok sever ve bize yardımcı olur. “Besmele” yi bilerek terk etmek Rabbimizin yardımlarını istemiyorum demektir. “Bismillahirrahmanirrahim” demek: “Ey esirgeyen ve bağışlayan yüce Allah’ım! Yapacağım işim için senden izin istiyorum! Bana yardım et! Çünkü ben acizim; sen ise gücü ve kudreti sonsuz yüce Mevlâsın! Sen yardım etmezsen ben hiçbir işi başaramam!” demektir. “Besmele”, “Bismillahirrahmanirrahim” sözünün kısa

İçimizdeki Cami Düşmanları

İçimizdeki Cami Düşmanları Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “Şüphesiz mescidler Allah’ındır. Öyleyse Allah’la beraber başkasına tapmayın. Gerçekten Allah’ın kulu O’na ibadet için kalktığında onun üzerine üşüşerek neredeyse keçe gibi olacaklardı.” (Cin, 72/18-19) Mescidler yani camiler Allah’ü Teâlâ’ya kulluk görevinin yerine getirilmesi için kullanılan yerlerdir. Buralarda insanların huzur içinde kulluk görevlerini yerine getirmeleri kimseyi rahatsız etmemeli. Ancak bazıları bundan rahatsız olurlar. Allah’ın kulu sırf ibadet görevini yerine getirmek için kalktığında içlerindeki kin ve düşmanlık duyguları harekete geçer. Onun üzerine yüklenmek, onu boğmak isterler. Ayette geçen “keçe gibi olacaklardı” ifadesiyle Müslümanın ibadetinden rahatsız olanların üstüste yığılarak, ibadet için kalkan kulun üzerine çökme ve onu linç etme arzularını dile getirmektedir. Bir âyeti kerimede de şöyle buyurulmaktadır: “Eğer Allah’ın insanların bazılarını bazılarıyla savması ol

Besmele’yi Şerif’i Bir Kere Yazarsa…

Besmele’yi Şerif’i Bir Kere Yazarsa… Ruh’ul Beyân tefsirinde nakil olunur ki: Firavun, henüz ulûhiyyet dâ’vasında bulunmazdan önce, sarayının kapısına “Bismi kellahümme” yazdırmıştı. Musâ Aleyhisselâm’a îmân etmediği için Musâ Aleyhisselâm Cenab-ı Hakk Celle Celâlüh’a: “Yarabbi ben onu dâ’vet ediyorum ama onda bir hayır görmüyorum!” diye ilticâ ettiğinde Cenâb-ı Hakk Celle Celâlüh: “— Her halde sen onun helâk edilmesini istiyorsun. Ve sen sadece onun küfrünü görüyorsun, ben ise onun kapısına yazdığı yazıyı da görüyorum, buyurdu.” Kim Besmele-yi Şerîfe’yi suveydâ-i kalbine bir ömür boyu dilinden düşürmemek üzere nakşederse rahmete lâyık olur. Cenâb-ı Hakk Celle Celâlüh Firavun’e Firavun olduğu halde sarayının kapısına bir besmele yazdığı için bu kadar mühlet veriyor. Onu kalbine yazan bir mü’minin ne kadar âtıfet-i İlâhiye’ye mazhar olacağı bedîhîdir. “Meşrû olan bir şeye Besmele ile başlanılmazsa (o işin) hayır ve bereketi kesilmiş olur.” (Hadis-i Şerif) Esmâ’ül-

Beyin Fırtınası ve Besmelenin Sırrı

Öğrencilerime bir ödev vermiştim. Amacım bir beyin fırtınası yaparak küçücük beyinlerin neler düşündüğünü öğrenmekti. Öğrenciler araştırmışlar kimisi dedesinden, kimisi ninesinden bir şeyler öğrenmişler, kimisi de internetten araştırmış çok güzel şeyler yazmışlardı. Tembel öğrenciler bulamadım, yazamadım derken çalışkan öğrenciler büyük bir iştahla yazdıklarını okuyorlardı. Sıra Esra isimli süper zekâlı öğrencime gelmişti. Tek bir cümle ile işi bitirmişti. “Öğretmenim  “Besmele Allah’ü Teâlâ’dan izin istemektir!”  Dedi. Tam anlamıyla şok olmuştum. O anda başka bir öğrencim parmak kaldırarak: “Öğretmenim ‘Besmele söylemek’: Bizi kâinatı ve her şeyi yoktan yaratan, mülkün sahibi yüce yaratanımızdan yardım istemektir!” . Dedi. Evet, iki öğrencim besmelenin sayısız sırlarını özetleyivermişti. “Yüce yaratıcımızdan izin ve yardım istemek…” Bunlar ne müthiş zekâydı. Bunlar ne müthiş tespitti. Yıllarca düşünsem benim aklıma bile gelmezdi. Evet, Besmele  “Besmele All