Kayıtlar

Allah’ım etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Allah’ım Bizleri Aldananlardan Eyleme!

  Âlemlerin Rabbi Allah’ü Teâlâ mealen buyuruyor ki: Bismillâhirrahmânirrâhîm! يَٓا اَيُّهَا الْاِنْسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَر۪يمِۙ Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı? (İnfitâr Sûresi 6) Ya Rabbi! Biz fakir ve aciz kullarını nefsimize, şeytan   ve dünyaya aldanan gafillerden eyleme! Kısacık ömrümüzü Allah’ü Teâlâ yolunda en iyi değerlendiren bahtiyar kullarından eyle! Âllahümme âmîn!

''Allah’ım Ona Lânet Et!' Gibi Şeyler Demeyiniz…

"Kardeşinizin bir günah işlediğini gördüğünüzde: 'Rabb'imiz! Onu rezil et! Allah’ım ona lânet et!' gibi şeyler söyleyerek onun aleyhinde şeytana yardımcı olmayınız.” Aksine: “Rabb'imiz! Onu affet ve kendisini doğru yola ilet' deyiniz." Seyda Muhammed El Konyevi Kuddise Sirrûh

Aman Allah’ım aman!

  Aman Allah’ım aman!   Alma tenden canımı, Aman Allah’ım aman! Görmeden cananımı, Aman Allah’ım aman!   Bir kez yüzün göreyim, Payine yüz süreyim, Anda canım vereyim, Aman Allah’ım aman!   Ahım göğe çıkmasın, Melekleri yakmasın, Felekleri yıkmasın, Aman Allah’ım aman!   Zor eyleme işimi, Zehr eyleme aşımı, Dökme kanlı yaşımı, Aman Allah’ım aman!   Aşıkım Muhammed'e, Ol Resul-i emcede, Koyma beni hasrete, Aman Allah’ım aman!   YUNUS cânın şükrâne, Kurban etsin cânâne, Atma dâim hicrâne, Aman Allah’ım aman!   Yunus Emre Kuddise Sirrûh

Affet Allah’ım affet!

Affet Allah’ım affet! Yaşım kemale erdi bitti bende hevesler, Ben Sana geliyorum affet Allah’ım affet! Defterler dürülecek değişecek adresler, Suçluyum biliyorum affet Allah’ım affet! Gafletimden ötürü nefsime ettim zulüm, İtiraf ediyorum çok günahkâr bir kulum! Ömrüm bitmek üzere artık yaklaştı ölüm, Emrinle ölüyorum affet Allah’ım affet! Ebedi hayat başlar bu gidiş değil bitiş, Bu gidiş Hakka gidiş Rabbim sana kaldı iş Layığımı bulmadan yetiş Allah’ım yetiş, Merhamet diliyorum affet Allah’ım affet! Elimde hiçbir şey yok, bir canım var vereyim, Son dileğim son arzum Rahmetine ereyim! Ya Rab bağışla beni günahkâr biçareyim, Tövbeyle siliyorum affet Allah’ım affet! Cürümlerime karşı ben hazırım ölmeye, Korkuyorum günahla huzuruna gelmeye! Ancak umudum sonsuz Rahmetine ermeye, Umutla doluyorum affet Allah’ım affet! Günahlarım dağ gibi her şeyi bilen Sensin, Affedip bağışlayan günahı silen Sensin! Vekilim kefilim yok

Biz Kısık Sesleriz

Biz Kısık Sesleriz Biz kısık sesleriz, minareleri, Sen ezansız bırakma Allah’ım! Ya çağır şurda bal yapan arılarını, Ya kovansız bırakma Allah’ım! Mahyasız minareler, göğü de, Kehkeşansız bırakma Allah’ım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allah’ım! Bize güç ver, cihad meydanını, Pehlivansız bırakma Allah’ım! Kahraman bekleyen yığınlarını, Kahramansız bırakma Allah’ım! Bilelim hasma karşı koymasını, Bizi cansız bırakma Allah’ım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allah’ım! Yarının yollarında yılları da, Ramazansız bırakma Allah’ım Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü, Ya çobansız bırakma Allah’ım! Bizi sen sevgisiz susuz havasız, Ve vatansız bırakma Allah’ım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allah’ım! Arif Nihat Asya Rahmetullahi Aleyh

Allah’ım! Bütün İşlerimizin Sonucunu Güzel Eyle!

Allah’ım! Bütün İşlerimizin Sonucunu Güzel Eyle!   اَللّٰهُمَّ أحْسِنْ عَاقِبَتَنَا فِي الأُمُورِ كُلِّهَا، وَأجِرْنَا مِنْ خِزْيِ الدُّنْيَا وَعَذَابِ الْآخِرَةِ. Okunuşu: Allahümme ahsin ‘âkıbetena fi’l-umûri küllihâ ve ecirnâ min hızyi’dünyâ ve ‘azâbî’l-âhireti. Anlamı: Allah’ım! Bütün işlerimizin sonucunu güzel eyle, dünyada rezil olmaktan ve ahiret azabından bizi koru. Kaynak: İbn Hıbban, Ed’ıye, No: 949, el-Heysemi, Ed’ıye, 33, No: 17390, Ahmed b. Hanbel (el-Müsned 4/181)

Allah’ım! Beni bağışla Duası

Allah’ım! Beni bağışla Duası اَللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِي وَارْحَمْنِي وَعَافِنِي وَاهْدِنِي وَارْزُقْنِي Okunuşu: Allahümmeğfirlî verhamnî Anlamı: Allah’ım! Beni bağışla, bana merhamet et, beni doğru yola ilet ve bana rızık ver.” Kaynak: Ebû Davud, Salât, 145

Allah’ım İşlerimizi Kolaylaştır Duası

Allah’ım İşlerimizi Kolaylaştır Duası اَللّٰهُمَّ أَحْسِنْ عَاقِبَتَنَا فِي اْلأُمُورِ كُلِّهَا وَأَجِرْنَا مِنْ خِزْيِ الدُّنْيَا وَعَذَابِ اْلآخِرَةِ Okunuşu: Allahümme ahsin ‘âkıbetena fi’l-umûri küllihâ ve ecirnâ min hızyi’dünyâ ve ‘azâbî’l-âhireti. Anlamı: Allah’ım! Bütün işlerimizin sonucunu güzel eyle, dünyada rezil olmaktan ve ahiret azabından bizi koru. [İbn Hibbân, Ed’iye, No: 949: el- Heysemî, Ed’iye, 33, No: 17390]

Ey Doğruların Yardımcısı Olan Allah’ım!

Ey Doğruların Yardımcısı Olan Allah’ım! Gencin birisi Kâbe’de hep, “— Ey doğruların yardımcısı olan Allah’ım, Ey haramdan sakınanların yardımcısı olan Allah’ım, sana hamdü sena ederim!” diye dua eder. Bu durum herkesin dikkatini çeker. Birisi: “— Neden hep aynı duayı yapıyorsun, başka bir şey bilmiyor musun?” der. O da anlatır: Yedi sekiz sene önce yine Be’de iken içi altın dolu bir torba buldum. Tam bin altın vardı. İçimden bir ses: “— Bu altınlarla, şunları şunları yaparsın” diyordu. Hayır dedim kendi kendime. Bu benim değil. Başkasının malı, kullanmam haram olur dedim. Bu sırada birisi “— Şöyle bir torba bulan var mı?” diye bağırıyordu. Çağırdım onu. “— Nasıl bir torbaydı? İçinde ne vardı?” diye sordum. Torbayı tarif etti ve “— İçinde bin altın vardı” dedi. “— Torban burada.” diyerek verdim. Adam torbayı açıp bana otuz altın verdi. Pazara gittim. Temiz yüzlü genç bir esiri överek satıyorlardı. Gencin temizliği dikkatimi çekti. Yanlarına gittim, “— Bu köle i

Allah’ım Onu Koru

Allah’ım Onu Koru Genç adam, evinin alt katında marangozluk yapıyordu. Kapı ve pencere konusunda uzmandı. Fakat plâstik pencereler yaygınlaşınca, ahşap olanlara rağbet azaldı. Bu yüzden işler iyi gitmiyordu. Üstelik de çocukları büyümüş, biri hariç okula başlamıştı. Masrafları artınca, yanındaki kalfasına yol verdi. İşe biraz daha erken koyulur, yardımcıya ayırdığı parayı, çocukların harçlığına katardı. Adam, bir gün çalışırken, elektrik kesildi. Ve uzun süre beklediği halde gelmedi. Aksi gibi, o akşamüzeri teslim etmesi gereken birkaç pencere vardı. Boş kalmayı sevmezdi. Planyayı yağladı, talaşları süpürdü. Biraz dinlenmek için eve çıkarken, sigortaya göz attı. Eğer yanılmıyorsa, bu iş normal değildi. Biri gelip sigortayı kapatmış olmalıydı. Şalteri kaldırınca, atölye aydınlandı. Tahminleri doğru çıkmıştı ama bu işe bir anlam veremiyordu. Şaka dese, böyle bir şaka yapılmazdı. Kendisini kıskanacak bir düşmanı da yoktu. İşe koyulduğunda, yine aynı şey oldu. Ama bu sefer suçl

Allah’ım, Annem ve namazım: Hangisini tercih edeyim?

Allah’ım, Annem ve namazım: Hangisini tercih edeyim? Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Üç kişi dışında hiç kimse beşikte iken konuşmamıştır. Bunlar: Hz. İsa İbnu Meryem aleyhima's-selam, Cüreyc'in arkadaşı. Cüreyc, kendini ibâdete vermiş âbid bir kuldu. Bir manastıra çekilmiş orada ibadetle meşguldü. Derken bir gün annesi yanına geldi, o namaz kılıyordu. "Ey Cüreyc! Yanıma gel, seninle konuşacağım! Ben annenim" diye seslendi. Cüreyc: "Allah’ım, Annem ve namazım: Hangisini tercih edeyim?" diye düşündü. Namazına devama karar verdi. Annesi çağırmasını her defasında üç kere olmak üzere üç gün tekrarladı. Cevap alamayınca üçüncü çağırmanın sonunda: "Allah’ım, kötü kadınların yüzünü göstermedikçe canını alma!" diye bedduada bulundu. Beni İsrail, aralarında Cüreyc ve onun ibadetini konuşuyorlardı. O diyarda güzelliğiyle herkesin dilinde olan zinacı bir kadın va

Allah’ım Beni Onun Gibi Yapma!

Allah’ım Beni Onun Gibi Yapma! Bir zamanlar bir çocuk annesini emiyordu. Oradan şahlanmış bir at üzerinde kılık kıyafeti güzel bir adam geçti. Onu gören kadın: "Allah'ım şu oğlumu bunun gibi yap!" diye dua etti. Çocuk memeyi bırakarak adama doğru yönelip baktı ve: "Allah’ım beni bunun gibi yapma!" diye dua etti. Sonra tekrar memesine dönüp emmeye başladı." Ebu Hureyre der ki: "Ben Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ı, şehadet parmağını ağzına koyup emmeye başlayarak, çocuğun emişini taklit ederken görür gibiyim." Rasulullah anlatmaya devam etti: "Sonra annenin yanından bir kalabalık geçti. Ellerinde bir cariye vardı. Onu dövüyorlar ve: "Seni zâni seni! Zina yaparsın, hırsızlık yaparsın ha!" diyorlardı. Cariye ise: "Allah bana yeter, o ne iyi vekildir!" diyordu. Çocuğun annesi: "Allah’ım çocuğumu bunun gibi yapma!" dedi. Çocuk yine emmeyi bıraktı, cariyeye baktı ve: &qu

Fısıltı

Fısıltı Adam fısıldadı... "Allah’ım konuş benimle!" ve bir kuş cıvıldadı, ağaçta ama adam duymadı. Sonra adam bağırdı: "Allah’ım konuş benimle!" Ve gökyüzünde bir şimşek çaktı, ama adam dinlemedi onu. Adam etrafına bakındı ve "Allah’ım seni görmeme izin ver!" dedi. Ve bir yıldız parıldadı gökyüzünde. Ama adam farkına varmadı. Ve adama bağırdı, "Allah’ım bana bir mucize göster! " Ve bir bebek doğdu bir yerlerde. Ama adam bunu bilemedi. Sonra adam çaresizlik içinde sızlandı… "Dokun bana Allah’ım ve burada olduğunu anlamamı sağla!" Bunun üzerine Bir kelebek aşağı süzüldü ve adama dokundu. Ama adam kelebeği elinin tersiyle uzaklaştırdı ve yürüyüp gitti.

Salâten Tüncina Duası

Salatı Münciye (Salâten Tüncina) Duası اَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى سَيـِّدِنَا مُحَمَّدٍ، وَعَلَى اٰلِ   سَيـِّدِنَا مُحَمَّدٍ صَلاَةً تُـنْجـِينَا بـِهَا مِنْ جَمِيعِ الاَهْوَالِ   وَلْآفَاتِ، وَتَقْضِى لَنَا بـِهَا جَمِيعَ الْحَاجَاتِ، وَتُطَهِّرُنَا بـِهَا مِنْ جَمِيعِ السَّـيِّـئَاتِ، وَتَرْفَعُنَا بـِهَا عِنْدَكَ اَعْلَى الدَّرَجَاتِ، وَتُبَلِّغُنَا بـِهَا اَقْصَى الْغَايَاتِ، مِنْ جَمِيعِ الْخَـيْـرَاتِ، فِى الْحَيٰوةِ وَبَعْدَ الْمَمَاتِ، بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ. حَسْبُنَا اللهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ. نِعْمَ الْمَوْلَى وَنِعْمَ النَّصِيرُ غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَاِلَيكَ الْمَصِيرُ. اِنَّكَ عَلَٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرُ. Okunuşu: Allâhumme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidina Muhammedin salâten tüncînâ bihâ min-cemî’il-ehvâli vel âfat. Ve takdî lenâ bihâ cemîal hâcât ve tutahhirunâ bihâ min-cemîi’s-seyyiât ve terfe’unâ bihâ îndeke a’lâ’d-deracât. Ve tubelliğunâ bihâ aksâ’l-ğayât. Min cemiîl-hayrâti fî’l-hayâti ve ba’del-memât. Birahmetike yâ Erhame

Seyyidül İstiğfar Duası

Seyyidül İstiğfar Duası Şeddâd İbni Evs Radiyallah’ü Anh’dan rivayet edildiğine göre Rasûl-i Ekrem Sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İstiğfarın en üstünü kulun “Seyyidül İstiğfar Duası’nı” okumasıdır. Rasûl-i Ekrem sözüne şöyle devam etti: “Her kim, bu seyyidü’l-istiğfârı sevabına ve faziletine bütün kalbiyle inanarak gündüz okur da o gün akşam olmadan ölürse cennetlik olur. Yine her kim, sevabına ve faziletine gönülden inanarak gece okur da sabah olmadan ölürse cennetlik olur.” عنْ شَدَّادِ بْنِ أَوْسٍ رضي اللَّه عنْهُ عن النَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قال: سيِّدُ الاسْتِغْفار أَنْ يقُول الْعبْدُ: «اَللَّهُمَّ أَنْتَ رَبِّي، لَا إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ خَلَقْتَنِي وَأَنَا عَبْدُكَ، وَأَنَا عَلَى عَهْدِكَ وَوَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ، أَبوءُ لَكَ بِنِعْمتِكَ عَلَي، وَأَبُوءُ بِذَنْبِي فَاغْفِرْ لِي، فَإِنَّهُ لَا يَغْفِرُ الذُّنُوبِ إِلَّا أَنْتَ.» Okunuşu: Allâhümme ente rabbî, lâ ilâhe illâ ente, halaktenî ve ene a

Karınca (Bereket) Duası

Karınca ( Bereket) Duası ﺑِﺴْﻢِ اﻟﻠّٰﻪِ اﻟﺮَّﺣْﻤٰﻦِ اﻟﺮَّﺣٖﻴﻢِ أَللّٰهُمَّ يَا رَبِّ وَجَبْرَائِيلَ وَمِيكَائِيلَ وَإِسْرَافِيلَ وَعَزْرَائِيلَ وَإِبْرَاهِيمَ وَإِسْمٰعيِلَ وَإِسْحَقَ وَيَعْقُوبَ وَمُنْزِلَ اْلبَرَكَاتِ وَمُنْزِلَ التَّوْرٰيةِ وَالزَّبوُرِ وَاﻟْﻔُﺮْﻗَﺎنِ وَلَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللّٰهِ اْلعَلِيِّ الْعَظيِم لَا إِلٰهَ إِلَّا اللّٰهُ الْمَلِكُ الْحَقُّ الْمُبِينُ مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللّٰهِ صَادِقُ الْوَعْدِالْ أَمِينُ يَا رَبِّ يَا رَبِّ يَا حَيُّ يَاقَيُّومُ يَا ذَا الْجَلأَلِ وَاْلِاكْرَامِ أَسْئَلُكَ يَا رَبَّ اْلعَرْشِ اْلعَظيِمِ أَنْ يَرْزُقَنيِ رِزْقاً حَلَالًا طَيِّببًا رَحْمَتِكَ يَاأَرْحَمَ الرَّاحِميِنَ Okunuşu: Allahümme yâ rabbi ve Cebraîyle ve miykâiyle ve İsrâfiyle ve Azrâiyle ve İbrahiyme ve İsmâiyle ve İshâga ve Yagûbe ve Münzilelberekâti ve münzilettevrâti vezzebûri vel'incîli velfurgani ve lâhavle ve la kuvvete illâ billâhil'aliyyil'azıym. Lâ ilâhe illallâhül melikülhaggul mübiyn. Muhammedün resûlullahi sadı gulivadil emi

Şifa Duası

Şifa Duası كَانَ النَّبِيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم يَعُودُ بَعْضَ أَهْلِهِ يَمْسَحُ بِيَدِهِ اليُمْنى وَيَقولُ: «اَللَّهُمَّ رَبَّ النَّاسِ، أَذْهِبْ الْبَأسَ، واشْفِ، أَنْتَ الشَّافِي لَا شِفَاءَ إِلاَّ شِفَاؤُكَ، شِفَاءً لَا يُغَادِرُ سَقَماً» مُتَّفِقٌ عَلَيْه. Okunuşu: Kane ennebiyyi sallahallah’ü aleyhi ve sellem yeûdü ba’de ehlihi yemsehû  biyedihil yümna ve yekûl: Allahümme Rabbennasi, ezhibil be’se, veşfi, enteşşafî lâ şifae illâ şifâûke, şifaen lâ yüğadiru sekâmnen. Anlamı: Ey bütün insanların her türlü ihtiyacını karşılayıp onları terbiye eden Rab! Ey dertlilerin devası, bütün ıstırap ve sıkıntıları dindiren Allah’ım! Şifayı bizzat sen ver, zira hakikatte şifayı veren sadece sensin. Öyle bir şifa ihsan etki, hastalıktan eser bırakmasın. Buhari

Ümmet-i Muhammed Duası 1

Resim
Ümmet-i Muhammed Duası 1 Hz. Âişe Radiyallahü Anh, Peygamber Efendimiz’i  [Sallallahu aleyhi Vesellem] neşeli gördüğü bir gün: “- Ey Allah’ın Rasûlü, benim için Allah’a dua ediver!” Demişti. Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem: “- Allah’ım, Âişe’nin geçmiş, gelecek, gizli ve açık bütün günahlarını mağfiret eyle!” Diye dua etti. Hz. Âişe Radiyallahü Anha vâlidemiz o kadar mesrûr oldu ki, sevincinden başı önüne düştü. Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem: “- Dua etmem seni sevindirdi mi?” diye sordu. O da: “- Senin duan beni neden sevindirmesin ki?” Dedi. Bunun üzerine Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem: “- Vallâhi bu, benim ümmetim için her namazda yaptığım duâmdır!” buyurdu. (Heysemî, IX, 243; İbn-i Hibbân, Sahîh, XVI, 47/7111) Bu sebeple Allah dostları, dualarında hep ümmet-i Muhammed’i düşünerek şu şekilde iltica etmişlerdir:   Ümmet-i Muhammed Duası   Allah’ü Teâlâ’nın rahmetinden kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’ü Teâlâ’ya sığınıy