Ümmet-i Muhammed Duası 1
Hz. Âişe Radiyallahü
Anh, Peygamber Efendimiz’i [Sallallahu
aleyhi Vesellem] neşeli gördüğü bir gün:
“- Ey Allah’ın Rasûlü,
benim için Allah’a dua ediver!” Demişti.
Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem:
“- Allah’ım, Âişe’nin
geçmiş, gelecek, gizli ve açık bütün günahlarını mağfiret eyle!” Diye dua etti.
Hz. Âişe Radiyallahü
Anha vâlidemiz o kadar mesrûr oldu ki, sevincinden başı önüne düştü.
Rasûlullah Sallallahü
Aleyhi Vesellem:
“- Dua etmem seni
sevindirdi mi?” diye sordu.
O da:
“- Senin duan beni neden
sevindirmesin ki?” Dedi.
Bunun üzerine Rasûlullah
Sallallahü Aleyhi Vesellem:
“- Vallâhi bu, benim
ümmetim için her namazda yaptığım duâmdır!” buyurdu.
(Heysemî, IX, 243; İbn-i
Hibbân, Sahîh, XVI, 47/7111)
Bu sebeple Allah
dostları, dualarında hep ümmet-i Muhammed’i düşünerek şu şekilde iltica
etmişlerdir:
Ümmet-i
Muhammed Duası
Allah’ü Teâlâ’nın rahmetinden kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’ü
Teâlâ’ya sığınıyorum. Rahman ve Rahim Allah’ü Teâlâ’nın adıyla başlıyorum. Allah’ü
Teâlâ’ya hamd, Rasûlune salat ve selam ve Aline ve ashabının tümüne olsun. (Tirmizî,
Deavât, 64/3476) (Bkz. Tirmizî, Vitir,
21/486) (Bkz. İsrâ Sûresi, 17:44) |
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطاَنِ
الرَّجِيمِ بِسْمِ ﷲِ الرَّحْمَنِ
الرَّحِيم اَلْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ العَالَمِينَ وَ الصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ
عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَﺁلِهِ وَ صَحْبِهِ اَجْمَعِينْ |
Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’i
mağfiret eyle! |
اَللّٰهُمَّ
اغْفِرْ أُمَّةَ مُحَمَّدٍ ﷺ |
Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’e
rahmet eyle! |
اَللّٰهُمَّ
ارْحَمْ أُمَّةَ مُحَمَّدٍ ﷺ |
Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’e
yardım eyle, zafer nasîb eyle! |
ﷺ اَللّٰهُمَّ
انْصُرْ أُمَّةَ مُحَمَّدٍ |
Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’i
muhâfaza eyle! |
ﷺ اَللّٰهُمَّ
احْفَظْ أُمَّةَ مُحَمَّدٍ |
Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’i bir araya getir
ve yek vücut eyle! |
ﷺ اَللّٰهُمَّ
اجْمَعْ أُمَّةَ مُحَمَّدٍ |
Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’i ıslah
eyle! |
اَللّٰهُمَّ
أَصْلِحْ أُمَّةَ مُحَمَّدٍ ﷺ |
Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’in
sıkıntılarını gider! |
ﷺ اَللّٰهُمَّ
فَرِّجْ عَنْ أُمَّةِ مُحَمَّدٍ |
(Ebû Nuaym, Hilye, VIII, 366;
İbn-i Asâkîr, Târîhu Dımeşk, XXXIX, 402) |
|
(Çok değerli kardeşlerim lütfen bunu paylaşalım. Ne
kadar çok kişiye ulaşırsak o kadar sevap alırız.)
Yorumlar
Yorum Gönder