Kayıtlar

İnsanlar etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bir Ağaçtan İnsanlara On Nasihat

                                                         Bir Ağaçtan İnsanlara On Nasihat   Bir ağacın gölgesinde adam felsefe kitabı okuyordu. Sorular üstüne sorular adamın kafasını karıştırmıştı. Başını kaldırıp ağaca baktı. “- Keşke ağaç olsaydım, hiç düşünmeden yaşasaydım dedi. Birden ağaç dile geldi: “- Ben düşünmüyorum belki ama düşünen insanlara o kadar çok ders verebilirim ki, dedi. Adam heyecanla: “- Seni dinlemek isterim, dedi. Ağaç konuşmaya başladı: “- At o felsefe kitabını elinden, şimdi bana bak ve beni dinle sana on tane hayat dersi vereceğim dedi. 1- Ağaç yaş iken eğilir ya da doğrulur. Her şeyin bir zamanı vardır. Hayat öğrenme sürecidir ama zamanlaması çok önemlidir. Siz de bilirsiniz ki “Yaşlı köpeğe yeni oyunlar öğretilmez.”, “Yaşlı kurda yol öğretilmez.” 2- Düşen ağaca balta vuran çok olur. Onun için hayatta düşmemeye dikkat etmek gerek; güçlüyken gölgene sığınanlar düşerken baltayı alıp sana koşarlar. 3- Bizi yok etmeye çalışan baltanın sap

Sapkınlıkla İnsanların Ruhları Ve Gönülleri İfsat Ediliyor!

  Sapkınlıkla İnsanların Ruhları Ve Gönülleri İfsat Ediliyor!   Zamanımızda küresel güçler, zayıf memleketlerin bütün imkânlarını sömürüp alıyor. Bundan daha kötüsü, insanların ruhlarını ve gönüllerini de ifsâd ediyor. Dünyaya yayılan ve maddî virüslerden daha beter olan LGBT gibi sapkınlıkların yaygınlaşması, bu ifsatların en kötüsüdür.   Unutmamalıdır ki;   Allah Teâlâ, Lût Kavmi’ni bu insanlık dışı sapkınlıkları dolayısıyla korkunç bir şekilde helâk etmiştir.   Yine unutmamalıdır ki;   Toplumun temel harcı olan âileyi, nesli, edebi, hayâyı, ahlâkı yok eden ve hayvanlarda bile görülmeyen eşcinsellik çılgınlığına karşı sessiz kalmak, ağır bir mes’ûliyettir. Ailenin ve toplumun felâketidir. Bu ahlâksızlıkların sonu, insanlığa vedâ etmektir. Câhiliyede olduğu gibi, evlât sevgisi yerine, evlerde köpek besleyerek aileyi imha etme hareketidir.   Dolayısıyla; geçmişte olduğu gibi âhir zamanda da yegâne çare, nice mikrop ve virüslerin cirit attığı imtihan hengâmı olan

Kırk Beşinci Tavsiye: İnsanların En Değerlisi

      Kırk Beşinci Tavsiye: İnsanların En Değerlisi Ebu Said El Hudri Radiyallahü Anh anlatır: Bir adam: “- Ya Rasulallah insanların hangisi daha faziletlidir?” dedi. O da şöyle buyurdu: “- Mü'min olan ve canıylâ malıylâ Allah’ü Teâlâ yolunda cihad edendir.” Adam: “- Sonra kim?” dedi. O da: “- Vadilerden bir vadiye çekilmiş Rabbine ibadet eden bir adamdır!” dedi. Diğer bir rivayette ise: “- Allah’ü Teâlâ’dan sakınır, insanları da şerrinden dolayı bırakır.” (Buhari, Müslim) Yine Ebu Said El Hudri Radiyallahü Anh Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “- Müslüman bir adamın en hayırlı malı koyunları olup da dinini fitnelerden kurtarmak için dağların tepelerine, kenar bölgelere onları sürüp götüreceği yakındır.” (Buhari)

İnsanlar Kabirden Nasıl Kalkacak?

  İnsanlar Kabirden Nasıl Kalkacak?   Hazret-i Muaz Radiyallahü Anh, “Hepiniz bölük bölük gelirsiniz” mealindeki âyetin tefsirini sorunca, Peygamber efendimiz   Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: “Kıyamette ümmetimden 12 sınıf aşağıda bildirildiği şekilde haşr olacaktır: 01- Zekât vermeyen, kabrinden karnı yılan ve akreplerle dolu olarak, 02- Namazda gevşeklik gösteren, domuz suretinde, 03- Alışverişte yalan söyleyip aldatan, ağzından kan gelerek, 04- Komşularına eza eden, el ve ayakları kesik olarak, 05- Allah’ü Teâlâ’dan korkmayıp, gizlice günah işleyen, leşten daha pis kokar hâlde, 06- Yalan söyleyen, yalancı şahitlik yapan, dili kesik olarak, 07- Haklı bir şahitliği yapmayan dilsiz olarak, 08- Zina eden, avret yerinden irin akarak, 09- Haksız yere yetim malı yiyen, karnı ateşle dolu olarak, 10- Alkollü içki içen, yüzleri kızarmış, gözleri yerinden fırlamış, dişleri öküz boynuzu gibi sivrilmiş, dudağı karnına, karnı da uyluğuna sarkmış

İnsanlara Tevazuyu Öğretmek, Onları Kibirden Kurtarmak…

Bir derviş, mübarek bir zata bağlanır. O zatın dergâhına gidip gelmeye başlar. Fakat yine dergâha gittiği bir gün, dergâhtaki büyük bir köpek, önüne çıkar, havlamaya başlar ve onu içeri bırakmaz. Mübarek zat da, merakla pencereden bakar. Köpek içeri almayınca, talebe köpeğe bağırır: “- Ey köpek, yeter yahu! Sen de bu dergâhın köpeğisin, ben de… Köpeğin köpeğe bunu yapması reva mı?” Der. Köpek kuyruğunu indirip gider. Talebe içeri girince hocası, onu ve diğer bütün eski talebelerini çağırır. “- Bana kâğıt kalem getirin!” Der. İcazetini yazıp, o talebenin eline verir. “- Evladım, senin işin tamam. Benim vekilimsin. Artık benim sana verecek bir şeyim kalmadı!” Buyurur. Herkes şaşırır, çünkü dergâha intisap edeli henüz çok az bir zaman olmuştur. O talebe, bunun üzerine: “- Efendim, ben bir şey bilmiyorum. Bu icazeti neye istinaden verdiniz?” Diye sorar. Hocası buyurur ki: “- Evladım, bu dergâhın vazifesi, insanlara tevazuyu öğretmek, onları kibirden kurtarmaktır. Se

Tul-i Emel, İnsanların Seni Övmesi Seni Aldatmasın

Ömer bin Abdülaziz Rahmetullahi Aleyh halife olunca gelen bir heyetteki 11 yaşındaki bir genç dedi ki: “- Allahü Teâlâ, hallerini razı olduğu şekilde ıslah etsin. İnsanlar, Allahü Teâlâ’nın onlar üzerindeki merhametine, tul-i emellerine, insanların kendilerini övmelerine aldanmakta, böylece ayakları kayarak ateşe (Cehenneme) düşmektedir. Ey Emir-ül-müminin! Allahü teâlânın üzerindeki merhameti, tul-i emel, insanların seni övmesi seni aldatmasın. Eğer aldanırsan ateşe düşen aldananlara dahil olursun. Eğer aldanmazsan, Allahü teâlâ seni bu ümmetin salihleri ile beraber bulundurur.”   Bu genç Hüseyin bin Ali Radiyallahü Anh’ın oğlu, yani Hz. Ali Radiyallahü Anh’ın torunu idi.

İnsanların Seni Ne Kadar Çabuk Unutacaklarını Bilseydin!!!

Resim
  أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ كُلُّ نَفْسٍ ذَٓائِقَةُ الْمَوْتِۜ وَنَبْلُوكُمْ بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةًۜ وَاِلَيْنَا تُرْجَعُونَ   Euzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm. Her nefis mutlaka ölümü tadacaktır. Biz sizi, gerçek değerinizi ortaya çıkarmak için şerle de hayırla da imtihan ediyoruz. Sonunda zâten bize döneceksiniz. (Enbiyâ Sûresi, 35)   Vefatından sonra insanların seni ne kadar çabuk unutacaklarını bilseydin, kesinlikle hayatını Allah’ü Teâlâ’dan başkasını razı etmek için yaşamazdın! İmâm-ı Gazâlî (Kuddise Sirrûh) Yâ Rabbi! Bütün nefeslerimizi rızâ-i ilâhi için alıp vermemizi nasip eyle!

İnsanların Çokluğuna Aldanma!

İnsanların çokluğuna aldanma! Sen yalnız ölecek, kabre yalnız girecek, kabirden yalnız kalkacak ve hesabını yalnız vereceksin!   (Hasan-ı Basrî Rahmetullahi Aleyh)   Yâ Rabbi! Bu geçici dünya hayatını senin rızan doğrultusunda yaşamayı; kâmil iman, salih amel ve selim kalp sahibi olmayı Mahkeme-i Kübra’da kolay hesap verebilmeyi nasip eyle!

İnsanlar Niçin Ölmek İstemez?

  İnsanlar Niçin Ölmek İstemez? M. Said Arvas   M. Said Arvas Hocadan Hatıralar...   Dünya muhabbeti galip olunca insan ölmek istemez. Çünkü ölüm onu sevdiklerinden ayıracaktır. Aklı sıra ölümü kendinden uzak tutar.   Çok yaşayacağını, uzun yıllar hayatta kalacağını sanan bir insan öbür dünya için bir iş yapamaz. Kendi kendine der ki: "Nasıl olsa önünde çok zaman var, ibadetlerini istediğin zaman yaparsın, şimdi rahatına bak, keyfini çıkar..." Ölümü yakın gören ise her an onun hazırlığı ile meşgul olur, yalan dünyaya bel bağlamaz. Böyle bir insan tövbesini geciktirmez, ibadetlerini vaktinde yapar. Ölümü çok hatırladığı için kalbi yumuşar. İşte bu bütün saadetlerin başıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Lezzetleri yıkan ölümü çok hatırlayınız!" Zevk ve safa sürmek için çok yaşamayı istemeye tûl-i emel (uzun emel) derler. Hizmet ve ibadet için yaşamayı istemek tûl-i emel olmaz, ayrıca da kıymetlidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "İnsanla

İnsanların En İyisi, Onlara Faydası Çok Olanıdır...

  İnsanların En İyisi, Onlara Faydası Çok Olanıdır...   Salim Köklü Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Allahü teâlânın farzlardan sonra en çok sevdiği iş, bir mümini sevindirmektir.)   İnsanın ömrü çok kısadır. Sonsuz olan ahiret hayatında insanın karşılaşacağı şeyler, dünyada yaşadığı hâle bağlıdır. Aklı başında olan, ileriyi görebilen bir kimse, kısa olan dünya hayatında, hep, ahirette iyi ve rahat yaşamaya sebep olan şeyleri yapar. Ahiret yolcusuna lazım olan şeyleri hazırlar. Allahü teâlânın kullarına hizmet etmek, faydalı olmak için çalışır! Rabbimizin kullarına hizmet etmekle dünyada ve ahirette nimetlere kavuşacağını düşünür! İnsanlara karşı yumuşak olur, onlara iyilik eder, onların işlerini güler yüzle ve tatlı dille ve kolaylıkla yapar. Bu sûretle Allahü teâlânın rızasını kazanmaya çalışır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Allahü teâlâ, bazı kullarına dünyâda çok nimet vermiştir. Bunları, kullarına faydalı olmak için yaratmıştır. Bu nimetleri Allahü teâlânın kullarına

İnsanlar Neden Ölmek İstemezler

  İnsanlar Neden Ölmek İstemezler   ·      Ölüme hazırlanan, yakın bilen, seven kimsenin bir tek alameti vardır. Güler yüz ve tatlı dil. Ölümü seven kimsenin yüzü güler. Müslüman bu dünyada gurbettedir. Müminin vatanı ahirettir. İnsan dünyada bile uzun yıllar ayrı kaldığı memleketine geldiğinde sevinir. Onun için mümin, asıl vatanına kavuşacağı için ölümüne sevinir.   ·      Kâfirle mümini ayıran en mühim farklardan biri de mümin, güler yüzlü tatlı dillidir.   ·      Allahü teâlânın en büyük nimeti imandır yani müslüman olmaktır. Bu en büyük nimeti seçtiği kullarına verir. Allah’ın seçtiğini beğenmemek kendi beğendiğini ileri sürmek ne çirkin şeydir. Bir kimse bu en büyük nimetin kıymetini bilmezse, bu nimet gider haberi olmaz, yani mürted olur haberi olmaz. Allahü teâlâ bu en büyük nimetin şükrünün nasıl yapılacağını bildiriyor. Kur’an-ı kerimde ‘’Birbirinizi seviniz’’ buyuruluyor. Müslüman müslümana aşık olmalı, niye, Allahü teâlâ seçmiş, seçilmişler. Bir müslüman başka b

Başarılı İnsanlar Neden Bahane Üretir?

  Başarılı İnsanlar Neden Bahane Üretir?   Özgür BOLAT   Bir şirkette üst düzey kişilerle çalıştay yapıyoruz. Bir sorun var. Ama hiçbir yönetici sorunun sorumluluğunu almıyor. Herkes sorunu dışarıda arıyor. Acaba bu başarılı insanların bir özelliği midir?   Araştırma Pennsylvania Üniversitesi’nden Prof. Martin Seligman asker yetiştirme programına kabul edilen kişilere iyimserlik ölçeği uyguluyor. Sonuçlara göre kimin başarılı, kimin başarısız olacağını büyük yüzdeyle tahmin ediyor. Neye bakıyor? Kişinin iyi ve kötü durumları nasıl açıkladığına.   İyimser İnsan İyimser insanlar, kötü durumların sebeplerini kendi dışındaki etkenlere, iyi durumların sebeplerini kendilerine addediyor. Örneğin, bir proje başarısız olduğunda, “Yönetici iyi yönetemedi.” Ama proje başarılı olduğunda ise “Çok çalıştım.” diyor.   Kötümser İnsanlar Kötümser insanlarda ise durum tam tersi. İyi durumları dış faktörlere, kötü durumları kendilerine bağlıyor. Örneğin, proje başarılı

Vefalı İnsanlar

  Vefalı İnsanlar   ·      Vefalı insanlar, melek gibidir; görünmez ama gözetler seni… ·      Duyulmaz ama bırakmaz seni… ·      Sen onu unutsan da O asla unutmaz seni… ·      Dokunmaz ama korur seni… ·      Sen onu hep üzsen o hiç üzmez seni… ·      Kötülük yapsan bile iyilikle karşılar seni… ·      Haber dahi vermez ama duasında unutmaz seni… ·      Sıkıntılı zamanında yetişir Hızır gibi… ·      Rabbim hepimize vefalı olmayı ve vefalı dostlara sahip olmayı nasip etsin!

İnsanlar Bedeni Ölenlere Ağlıyorlar da Kalbi Ölenlere Ağlamıyorlar!

  İnsanlar Bedeni Ölenlere Ağlıyorlar da Kalbi Ölenlere Ağlamıyorlar! İnsan en çok; zelzele, tsunami, savaş, yangın gibi can kaybının fazla olduğu maddî felâketlerden korkar. Fakat esas korkulması gereken şey, kalbî hayata zehir serpen günahlardır. O günahlar sebebiyle kabir ve âhirette karşılaşılacak dehşetli manzaralardan korkulmalıdır. İnsanlar bedeni ölenlere ağlıyorlar da kalbi ölenlere ağlamıyorlar! Mevlânâ Hazretleri buyurur: “İnsanların çoğu, bedenlerinin ölümünden korkarlar. Asıl korkulması gereken husus, kalplerin ölümüdür.” Kur’an’ı Kerim’de bir ayette mealen, “Allah sizlerin mallarınıza, güzelliğinize bakmaz ancak sizlerin kalplerine bakar. Gönlünüzdekini bilir.” buyuruyor. Yani bir Müslüman için önemli olan Allah’a yakınlaşmak için çırpınan ve Muhabbetullâh’ı barından bir kalp her şeyden önce gelir. En büyük korkusu ise kalbin kararması yani ölmesidir. İnsan en çok; zelzele, tsunami, savaş, yangın gibi can kaybının fazla olduğu maddî felâketlerden korkar. Fakat

Allah’ü Teâlâ Buyuruyor; İnsanlar Bahane Buluyor…

Allah’ü Teâlâ Buyuruyor; İnsanlar Bahane Buluyor…   ALLAH’Ü TEÂLÂ :  "Namaz farzdır, kılın!"  Buyuruyor... İnsanlar:  "Vaktim yok, benim kalbim zaten temiz!"  Diyor... ALLAH’Ü TEÂLÂ :  "Alkol haram, içme!"  Buyuruyor... İnsanlar:  "Derdim çok, ne yapayım!"  Diyor... ALLAH’Ü TEÂLÂ :  "Kumar yasak, oynama!"  Buyuruyor... İnsanlar:  "Ya kazanırsam!"  Diyor... ALLAH’Ü TEÂLÂ :  "Zekât farzdır, verin!"  Buyuruyor... İnsanlar:  "Borcum var, şimdi veremem!"  Diyor... ALLAH’Ü TEÂLÂ :  "Örtünün, korunun!"  Buyuruyor... İnsanlar:  "Ne olacak ya, bunlar moda!"  Diyor... ALLAH’Ü TEÂLÂ :  "Hacca gidin, farzdır!"  Buyuruyor... İnsanlar, Avrupa da tatile gidiyor. ALLAH’Ü TEÂLÂ :  "Ahiretiniz için hazırlık yapın!"  Buyuruyor... İnsanlar:  "Dünyaya bir daha mı geleceğiz, eğlenelim!"  Diyor... ALLAH’Ü TEÂLÂ :  "Kulum tövbe et, ben de kabul edeyim!"  Buyuruyor... İnsa