İnsanlar Neden Ölmek İstemezler
İnsanlar Neden Ölmek İstemezler
· Ölüme hazırlanan,
yakın bilen, seven kimsenin bir tek alameti vardır. Güler yüz ve tatlı dil.
Ölümü seven kimsenin yüzü güler. Müslüman bu dünyada gurbettedir. Müminin
vatanı ahirettir. İnsan dünyada bile uzun yıllar ayrı kaldığı memleketine
geldiğinde sevinir. Onun için mümin, asıl vatanına kavuşacağı için ölümüne
sevinir.
· Kâfirle mümini
ayıran en mühim farklardan biri de mümin, güler yüzlü tatlı dillidir.
· Allahü teâlânın en
büyük nimeti imandır yani müslüman olmaktır. Bu en büyük nimeti seçtiği
kullarına verir. Allah’ın seçtiğini beğenmemek kendi beğendiğini ileri sürmek
ne çirkin şeydir. Bir kimse bu en büyük nimetin kıymetini bilmezse, bu nimet
gider haberi olmaz, yani mürted olur haberi olmaz. Allahü teâlâ bu en büyük
nimetin şükrünün nasıl yapılacağını bildiriyor. Kur’an-ı kerimde ‘’Birbirinizi
seviniz’’ buyuruluyor. Müslüman müslümana aşık olmalı, niye, Allahü teâlâ
seçmiş, seçilmişler. Bir müslüman başka bir müslümanı görünce rengi uçacak,
sararacak. Niye, acaba yanlış bir hareketim olur da onu üzer, kırar mıyım diye.
· Şeytan, emri
yapmadığı için kâfir olmadı. Bu emir yanlış, ben bu adama secde etmem dedi.
Onun için Allahü teâlânın emirlerine uyamayanlar, yapamayanlar, yapamadığı için
az da olsa üzülenler günahkârdır, çünkü Allahü teâlânın emrini beğenmemezlik
etmiyorlar. Ama böyle şey olur mu, bu yanlış, bu saçma, buna lüzum yok diyenler
mürted olur.
· Şimdi sana mevki
makam sahibi biri bir şeyi yap derse yaparsın. Mevki makamı yükseldikçe, yapman
süratli ve itinalı olur. Bunun gibi, dinimizin emir ve yasaklarını farklı
yapman, çok süratli ve itinalı yapman lazım. Bir fark olacak. Çünkü Allah ve
Resulü buyuruyor. İşte Allahü teâlâ secdeyi emredince bunu ilk yapan Cebrail
oldu. Onun içinde Cibril-i Emin oldu. (En büyük melek)
· İman nimetinin
şükrü, Hubb-i fillah, buğd-ı fillah’tır. Allah dostlarını sevmek, düşmanlarını
sevmemek. Allah düşmanlarını sevmemek. Bu imanın esasıdır.
· İnsan bedeni ve
sıhhati için doksan yere soruyor, hangi doktor iyi diye. Kasaba gitmiyor, bakkala
gitmiyor, mütehassıs doktora, meşhur hastaneye gidiyor. Akıllı olduğu için
gidiyor tabii. İnsan, Allah korusun ahireti için rastgele adama, rastgele
çağırana, rastgele kitaba vs. nasıl dinini teslim eder, bu mümkün değil, bu
mümkün değil, bu mümkün değil.
· En hassas
olacağımız nokta ölümle sonrası içindir. Çünkü orda Allah korusun üçüncü bir
yer yok. Ya Cennet ya Cehennem. Ortası yok..
· Ehl-i sünnet
âlimlerinin kitapları çok kıymetlidir, misli yoktur. Çünkü onlara ait içinde
bir kelime yoktur. Bütün sözleri nakle dayanır. Kendilerinin de, sözlerinin de
kıymetli olması bu yüzdendir.
· Büyüklerin sözleri
şifadır, rızktır. Siz farkına varmazsınız. Biri okur, (Aa benim ilacım bu) der,
diğeri (Allah Allah bu benim için) der. Herkes rızkını böylece alır.
· Büyüklerin
kitaplarını okumak, sözlerini anlatmak sohbettir. Sohbet böyle olur, sohbet
buna denir. Kendinden anlatmaya illet denir.
· Bazıları, bize
gelin biz sizi kurtarırız diyorlar. Böyle şey olmaz, Ehl-i Sünnet Büyüklerinin
kitaplarına tâbi olarak, beraber kurtulalım denir. Yol levhası olmaya
çalışmalıdır.
· Ölen birini geri
gönderseler o kimse melek olurdu, çünkü oradaki durumları gördü bir daha günah
işleyebilir mi? Bu fırsat sizde var, ölmeden önce ölün yani günah işlemeyin,
melek gibi olun.
· İnsanlar neden
ölmek istemezler, çünkü dünyalarını mamur, ahiretlerini harap ederler. İnsan
mamur edip harap ettiği yere hiç gitmek ister mi?
Yorumlar
Yorum Gönder