Kayıtlar

Ey Dost Sana Geldim

Ey Dost Sana Geldim   Cennetler gönüller itminan için, Cehennem nankörden intikam için, Bu dünya fanidir, imtihan için, Zorluklara göğüs, germeye geldim… Bu dünya fanidir, imtihan için, Hak edip rızana, ermeye geldim…   Gafile zorluklar, usanç yeridir, Bize zelil hayat, utanç yeridir, Dünya ahiretin, kazanç yeridir, Kapında kıtmirim, ölmeye geldim… Dünya ahiretin, kazanç yeridir, Can verip Canana, ermeye geldim…   Hep Seni anlatır, bu ayetlerin, Seni hatırlatır, tüm nimetlerin, İhsan ikramındır, hep ziynetlerin, Bin Esma tecellin, görmeye geldim… İhsan ikramındır, hep ziynetlerin, Saadet güllerin, dermeye geldim…

Îmânın Şubeleri

  Îmânın Şubeleri   Îmânın cüzlerinin ve bunun gereği olan hasletlerin neler olduğunu, İmâm, Muhaddis Ebû Bekr Ahmed İbnü'l- Hüseyn el- Beyhakî'nin (384- 458) “Şu'abu'l- Îmân” isimli eserini ihtisâr eden Ebû Ca'fer Ömer el- Kazvînî'nin (v. 699) “Muhtasaru Şuabil- îmân”ından aynen tesbît edelim:   01- Allah'a (azze ve celle) îmân. 02- Allah'ın (azze ve celle) rasûllerine (sallallahü aleyhim ve sellem) îmân. 03- Meleklere îmân. 04- Kur'ân'a ve ondan önce indirilmiş olan kitapların hepsine îmân. 05- Kaderin hayrının ve şerrinin Allah'dan (azze ve celle) olduğuna îmân. 06- Âhiret gününe îmân. 07- Öldükten sonra dirilmeye îmân. 08- İnsanların kabirlerinden diriltildikten sonra (hesap için) meydânda haşrolunacaklarına (toplanacaklarına) îmân. 09- Mü'minlerin yurt ve karârgâhlarının Cennet, kâfirlerin varacakları yer ve karârgâhlarının Cehennem olacağına îmân. 10- Allah'ı (azze ve celle) sevmenin vücûbun

En Değerli İnsan

En Değerli İnsan   İki komşu ülkenin hükümdarları birbirleriyle savaşmazlar, ama her fırsatta birbirlerini rahatsız ederlerdi. Doğum günleri ve bayramlar da ilginç armağanlar göndererek birbirlerine zekâ gösterisi yaparlardı.   Hükümdarlardan biri, günün birinde ülkesinin en önemli heykeltıraşını huzuruna çağırdı. İstediği, birer karış yüksekliğinde, altından, birbirinin tıpatıp aynisi üç insan heykeli yapmasıydı. Aralarında bir fark olacak ama bu farkı sadece ikisi bilecekti.   Heykeller hazırlandı ve doğum gününde komşu ülke hükümdarına gönderildi.   Heykellerin yanına bir de mektup konmuştu.   Söyle diyordu heykelleri yaptıran hükümdar:   “- Doğum gününü bu üç altın heykelle kutluyorum. Bu üç heykel birbirinin tıpatıp aynisi gibi görünebilir. Ama içlerinden biri diğer ikisinden çok daha değerlidir. O heykeli bulunca bana haber ver.”   Hediyeyi alan hükümdar önce heykelleri tarttırdı. Üç altın heykel gramına kadar eşitti. Ülkesinde sanattan anlayan ne kada