Kayıtlar

Vatan Bizim Yurt Bizim

  Vatan Bizim Yurt Bizim   Tarih yazdık şeref ile şan ile, Devlet kurduk yüz binlerce can ile, Karış karış sınır çizdik kan ile, İhanete yumruğumuz sert bizim, Bu mukaddes vatan bizim, yurt bizim!   Her an fırsat kollar Türk’ün yağusu, Hazır bekler tuzağıyla ağusu; Kuzey, güney, batısıyla, doğusu Gecikmeden bir olmamız şart bizim, Bu mukaddes vatan bizim, yurt bizim!   Tedavisi bizde olan yara var, Derdimize özümüzde çare var, Kol kırılır yen içinde töre var, Sevinç bizim,   tasa bizim,   dert bizim, Bu mukaddes vatan bizim, yurt bizim!   İmanlıyız,   bizim için zor yoktur. Alnımızda leke yoktur, kir yoktur. Safımızda namertlere yer yoktur. Aslımız neslimiz yiğit, mert bizim, Bu mukaddes vatan bizim, yurt bizim!   Nihat’ım ayrılık kalmasın bitsin, Şüpheler tarihe müracat etsin. İstemeyen varsa defolsun gitsin! Türkmen bizim,   Çerkez bizim, Kürt bizim Bu mukaddes vatan bizim, yurt bizim!   Ozan Nihat

Derdim Çoktur Hangisine Yanayım

Derdim Çoktur Hangisine Yanayım   Derdim çoktur hangisine yanayım? Yine tazelendi yürek yarası. Ben bu derde nerde derman bulayım? Meğer dost elinden ola çaresi…   Efendim, efendim; benim efendim! Benim bu derdime derman efendim!   Türlü donlar giymiş gülden naziktir, Bülbül cevreyleme güle yazıktır, Çok hasretlik çektim bağrım eziktir, Güle güle gelir canlar paresi…   Efendim, efendim; benim efendim, Benim bu derdime derman efendim…   Benim uzun boylu servi çınarım, Yüreğime bir od düştü yanarım. Kıblem sensin yüzüm sana dönerim, Mihrabımdır iki kaşın arası…   Efendim, efendim; benim efendim, Benim bu derdime derman efendim…   Pir Sultanım katı yüksek uçarsın, Selamsız sabahsız gelir geçersin, Âşık muhabetten niye kaçarsın? Böyle miydi yolumuzun töresi…   Efendim, efendim; benim efendim, Benim bu derdime derman efendim…

Üzüntüsüz Yaşama Sanatı

Üzüntüsüz Yaşama Sanatı   Epiktetos yirmi asır önce demiştir ki: "Kader eninde sonunda şöyle veya böyle günahlarımızın bedelini önümüze koyar. Görünen ya da görünmeyen zaman içinde herkes günahlarının bedelini öder. Ektiğini biçer. Bunu bilen adam kimseye kızmaz, gücenmez, kimseyi aşağılamaz, kimseyi itham etmez, kimseden nefret etmez, kimseye kin tutmaz. Bunu bilen adam karşılaştığı aksiliklere şaşmaz. Önüne çıkan maddi-manevi engellerin kendi günahlarından başka bir şey olmadığını bilir..."   Düşmanlarınızı düşünmek için ayıracağınız bir dakika bile düşmanlarınızdan daha değerlidir. Nefret ve intikam hissi size büyük zararlar verir. New York'un eski belediye başkanı William J. Gaynor, basının kışkırtması ile bir manyak tarafından vurulduğu günün akşamında hastanede şunları demişti: - Her akşam her şeyi ve herkesi affederim.   Şöyle diyor Aristo: "İdeal insan iyilik yapmaktan zevk alır. Kendisine iyilik yapılırsa mahcubiyet duyar. Çünkü

Muhammed Konyevî Kuddise Sirrûh’tan Hikmetli Sözler -1-

Muhammed Konyevî Kuddise Sirrûh’tan Hikmetli Sözler -1-   01- "Ben dünyada yaşadığım sürece, daima Allah-u Zülcelâl’in rahmetinden bahsedeceğim. Ümit ediyorum ki, Allah-u Zülcelâl mahşer gününde bizlere, İnşallah-u Teâlâ rahmeti ile muamele edecektir." 02- "Allah-u Zülcelâl, nefsin istek ve arzularını yaratmış bir tarafa koymuştur. Bunun karşısına da rızasını koymuştur. Bunun için de: "Kullarım benim rızamı mı seçecek, yoksa nefsinin arzularını mı seçecek?" diye imtihan etmektedir." 03- "Akılsız insan odur ki, yaşadığı süre içinde, ahiret mutluluğunu düşünmeden, kendi ateşini kendi eliyle tutuşturur. Ne yazık ki insan Allah-u Zülcelâl’den o kadar gafildir ki, arkasında Cehennem olduğunu bildiği halde, gülmeye devam eder. Hâlbuki tek kurtuluş yolu, çok ağlamak ve daima Allah-u Zülcelâl’e yalvarmaktadır." 04- "Kim ki hayata nefsinin isteklerinin gözüyle bakarsa, daha dünyada iken kendi Cehennem ateşini yakmış demektir. Onun için

Muhammed Konyevî Kuddise Sirrûh’tan Hikmetli Sözler -2-

Muhammed Konyevî Kuddise Sirrûh’tan Hikmetli Sözler -2-   01- Bir şeyi seven onu çok anar. Demek ki Allah-u Zülcelâl’i sevmenin alameti, O’nun zikrini sevmek, kelâmı olan Kur’an’ı sevmek, peygamberini, veli kullarını ve O’na nispet edilen her şeyi sevmektir. 02- Dünyaya ait şeyleri sevmekten kurtulmanın çaresi, bu güzel şeylerin hakikatte güzel olmadıklarını, güzel oldukları kabul edilse bile fani ve geçici oldukları için sevgiye değmediklerini ve üstelik onları sevenlerin dinine ve ahiretine çok zarar verdiklerini düşünmektir. 03- Allah sevgisinin alametlerinden birisi de kalbi dünya malından çekip, tamamen Allah-u Zülcelâl’e vermek ve nefsin bütün kötü arzularına karşı hakkı tercih ederek Allah-u Zülcelâl’e yönelmektir. 04-   “Sevginin alameti, sevdiğinin isteğini kendi isteğine tercih etmektir. Allah-u Zülcelâl heveslerden sakınmayı istediğine göre, O’nu sevmenin alameti heveslerden sakınmaktır.” 05- Allah'u Zülcelâl'e karşı ibadet yapmak ve O'nu razı et