Kayıtlar

Hesapsız, Azapsız Cennete Gireceklerden Olabilirsiniz…

  Hesapsız, Azapsız Cennete Gireceklerden Olabilirsiniz…   Hesapsız ve azapsız Cennete girecekler kimlerdir? İşte Ahirette hesap sorulmayacak kişiler…   Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem Cenâb-ı Hakk’ın tevekkül ehlini dünyâda ve âhirette muhâfaza edeceğini ve onların hesapsız ve azapsız cennete gireceklerini şu hadîs-i şerîfleriyle açıkça bildirmişlerdir:   “Geçmiş ümmetler bana gösterildi. Peygamber gördüm, yanında üç beş kişilik küçük bir grup vardı. Peygamber gördüm, yanında bir iki kişi bulunuyordu. Ve peygamber gördüm, yanında kimsecikler yoktu. Bu arada önüme büyük bir kalabalık çıktı. Kendi ümmetim sandım. Bana; “Bunlar Mûsâ’nın ümmetidir, Sen ufka bak!” dediler. Baktım, çok büyük bir karaltı gördüm. “İşte bunlar Sen’in ümmetindir. İçlerinden hesapsız ve azapsız cennete girecek yetmiş bin kişi vardır.” dediler.” İbn-i Abbâs -radıyallâhu anhümâ- diyor ki:   Söz buraya gelince Peygamber Efendimiz kalkıp evine gitti. Oradaki sahâbîler bu yetmiş bin kişinin ki

Sağına Soluna Bakmadan Ben Öncüyüm Diyenlerden misin?

  Sağına Soluna Bakmadan Ben Öncüyüm Diyenlerden misin? وَالسَّابِقُونَ السَّابِقُونَۙ ﴿10﴾ اُو۬لٰٓئِكَ الْمُقَرَّبُونَۚ ﴿11﴾   (İman ve amelde) öne geçenler (ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir.   Vakıa Sûresi 10-11   Hayırlı İşlerde Öncü Olmak Gerekir.   Allah Teâlâ öncüleri sever. Önde olanları, fazilette öne geçenleri sever. Sağına soluna bakmadan öne atılanları sever.   Kimsenin kınamasından korkmadan, ben varım, diyenleri sever. Allah Teâlâ birçok yerde öncüleri övmüştür.   Haydi, kalk! İslam için bir şey yap denildiğinde, sağına bakmadan kalkmaktır öncü olmak, soluna bakmadan kalkmaktır öncü olmak.   Şu fakirin bir ihtiyacı var; onu gidermek isteyen var mı diye bir ses duyduğunda, acaba kim ne kadar verecek, ben de ona göre vereyim diye düşünmeden, elini cebine atmaktır öncü olmak, ben yaparım demektir öncü olmak!   İyi işlerde ikinci olmamaktır öncü olmak! Devlet niye yapmıyor ki diye sormadan kendi

Hâce Abdulhâlık-ı Gücduvânî Hazretlerinden Nasihatler

  Hâce Abdulhâlık-ı Gücduvânî Hazretlerinden Nasihatler   Silsile-i Sâdât’tan Hâce Abdülhâlık el-Gucdüvânî Kuddise Sirrûh Hazretleri çok sevdiği oğlu Hâce Evliyâ-yı Kebîr Kuddise Sirrûh Hazretlerine şöyle nasihat etmişlerdir: 01- “Vasiyet ederim ki sana ey oğul; bütün hâllerinde ilim, edep ve takvâ üzere olasın! 02- Vasiyet ederim ki sana ey oğul; 03- Fıkıh ve hadîs öğren ve câhil sofîlerden bucak bucak kaç! 04- Namazlarını, mutlaka cemaatle kıl! 05- “(Kâmil mânâda) namaz kılan kişiyi öyle bir havf ve haşyet bürür ki, kendisine ok atsalar bile bir söz söylemez.” 06- “Dâimâ dînin emir ve yasaklarına uymak, ayağı şerîat ve istikâmet seccâdesine koymak, azîmet ve sünnet ile amel etmek, ruhsat ve bid’atlerden kaçınmak gerekir. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in sözlerini rehber edinmek, hadis ve sahâbe sözlerini öğrenmek gerekir.” 07- (Burada kastedilen ruhsatlar; mestler üzerine meshetmek, yolculukta namazı kısaltmak gibi Cenâb-ı Hakk’ın kullar

İmam-ı Azam Rahmetullahi Aleyh’in Talebelere Ve Hocalara Öğütleri -1-

  İmam-ı Azam Rahmetullahi Aleyh’in Talebelere Ve Hocalara Öğütleri  -1-   001- Ey Yusuf, vilayetin valisine itaatli ve vakarlı davran. Hâkimlerin yanına şanlarına yakışır şekilde saygı ile gidesin. Seni ilmi bir iş için çağırmadıkça her zaman ziyaret etmeyesin. Zira sen onların sohbetine gidersen kendi değerini onların yanında düşürürsün. 002- O halde hâkimle, devlet adamları ile ateş muamelesi yapasın. İşini bitirip uzaklaşasın. Zira onlar kendi nefisleri için düşündüklerini başkası için düşünmezler. 003- Hükümdar kendi memurluklarından sana bir makam verirse senden ilim ve hükümde mezhebinden razı olmadıkça, (olduğunu bilmedikçe) onu kabul etmeyesin. 004- Sakın avamlarla ve zenginlerle, sorduklarına cevap vermekten ve din ilminden fazla bir şey konuşma, böylece mala sevgin ve rağbetin var sanmasın. 005- Küçük çocuklara ve yetimlere tebessüm edip başlarını okşayasın. 006- İnsanların gelip geçtikleri yere oturmayasın. 007- Mescitlerde ve çarşılarda (açıkta) yeme