Kayıtlar

Bırak Zaman Ne Dilerse Onu Yapsın

  دَعِ الْأَيَّامَ تَفْعَلُ مَا تَشَاءُ Bırak Zaman Ne Dilerse Onu Yapsın   دَعِ الْأَيَّامَ تَفْعَلُ مَا تَشَاءُ وَطِبْ نَفْساً إِذَا حَكَمَ الْقَضَاءُ Bırak, zaman ne dilerse onu yapsın Kaderin hükmüne karşı gönlün rahat olsun   وَلَا تَجْزَعْ لِحَادِثَةِ اللَّيَالِي فَمَا لِحَوَادِثِ الدُّنْيَا بَقَاءُ Sabır göster cereyan eden olaylara Dünya olayları kalıcı değil ki   وَكُنْ رَجُلاً عَلَى الْأَهْوَالِ جَلْداً وَشِيمَتُكَ السَّمَاحَةُ وَالْوَفَاءُ Sıkıntılara sağlam bir adam gibi diren Vefa ve hoşgörü olsun senin hasletin   وَإِنْ كَثُرَتْ عُيُوبُكَ فِي الْبَرَايَا   وَسَرَّكَ أَنْ يَكُونَ لَهَا غِطَاءُ İnsanlar arasında birçok eksiğinle nam salmışken Bir örtü gelse de şunları saklasa demişsen   تَسَتَّرْ بِالسَّخَاءِ فَكُلُّ عَيْبٍ يُغَطِّيهِ -كَمَا قِيلَ- السَّخَاءُ Cömertliği kuşan, zira her ayıbı Öyle derler ki cömertlik örtermiş   وَلَا تُرِ لِلْأَعَادِي قَطُّ ذُلًّا فَإِنَّ شَمَاتَةَ الأَعْدَا بَلَاءُ Sakın düşmanlara

Senden Meded Senden Meded

  Senden Meded Senden Meded   Ey Vâhid-ü Ferd-ü Samed, Senden meded senden meded Ey Lem yekûn küfüven Ehad, Senden meded, senden meded   Zulmânî nûrânî hicâb, Açılsın olsun feth-i bâb, Ref’et cemâlinden nikâb, Senden meded, senden meded!   Ey katreyi ummân eden, Ey nutfeyi insân eden, Ey derdlere dermân eden, Senden meded, senden meded!   Kurtarmayınca Yaradan, Dil kurtulur mu yaradan, Döndürme yüz bî-çâreden, Senden meded, senden meded!   Kurtarmayınca yaradan, Dil kurtulur mu yaradan, Döndürme yüz bî-çâreden, Senden meded, senden meded!   Yâ Rab Hüdâyî derd-i mend, Âvâre kaldı müstemend, Vaslından olsun behre-mend, Senden meded, senden meded!   Azîz Mahmud Hüdâyî Kuddise Sirrûh

Allah’ü Teâlâ’dan Her Şeyin Hayırlısını Dileyin...

Allah’ü Teâlâ’dan Her Şeyin Hayırlısını Dileyin...   Üzülme, der, Mevlâna Kuddise Sirrûh hazretleri...   İstediğin bir şey olmuyorsa ya daha iyisi olacağı için, ya da gerçekten olmaması gerektiği için olmuyordur...   İsra Sûresi’ne ; "İnsan hayra dua eder gibi şerre dua eder; çok acelecidir insan!" buyurur Rabbimiz...   Bazen iyilik istediğimiz zannederek kötülüğü isteriz. Başka bir ayet-i kerimede de; "Hayır zannettiğiniz şer olabilir, şer zannettiğiniz hayır olabilir!" (Bakara Sûresi, 216) buyurulmaktadır. Demek ki kulun baktığı yerden bakınca ve acele edip sonunu beklemeyince şer zannedilebilecek bazı şeylerin; Allah’ü Teâlâ’nın bakmamızı istediği yerden bakınca ve sabredince hayır olduğu görülecektir.   "...Belki kötü olduğunu zannettiğiniz şey sizin için hayır, hayırlı olduğunu zannettiğiniz şey de sizin için şer olabilir. (Çünkü) Allah (her şeyi en iyi) bilir. (Fakat) siz bilmezsiniz." (Bakara Sûresi 216)

Uyan

Uyan   Baksana kim boynu bükük ağlayan. Hakk-ı hayâtın senin ey Müslüman, Kurtar o biçâreyi Allah için. Artık ölüm uykularından uyan.   Bunca zamandır uyudun, kanmadın; Çekmediğin çile kalmadı, uslanmadın. Çiğnediler yurdunu baştan başa. Sen yine bir kerre kımıldanmadın!   Ninni değil dinlediğin velvele, Kükreyerek akmada müstakbele. Bir ebedi sel ki zamandır adı, Haydi katıl sen de o coşkun sele.   Karşı durulmaz cereyan sine-çâk. Varsa duranlar olur elbet helâk. Dalgaların anlamadan seyrini, Göz göre girdâba nedir inhimâk?   Dehşet-i mâziyi getir yâdına; Kimse yetişmez yarın imdâdına. Merhametin yok diyelim nefsine; Merhamet etmez misin evlâdına?   "Ben onu dünyaya getirdim" diye Kalkışacaksın demek öldürmeye! Sevk ediyormuş meğer insanları, Hakk-ı übüvvet de bu câniliğe!   Doğru mudur ye's ile olmak tebah? Yok mu gelip gayrete bir intibah? Beklediğin subh-u kıyamet midir? Gün batıyor sen arıyorsun sa

Aliya İzzetbegoviç Rahmetullahi Aleyh’ten Seçme Sözler

  Aliya İzzetbegoviç Rahmetullahi Aleyh’ten Seçme Sözler   001-       Bizi toprağa gömdüler fakat tohum olduğumuzu bilmiyorlardı... 002-       Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır. 003-       Yeryüzünün öğretmeni olabilmek için gökyüzünün öğrencisi olmak lazım. 004-       Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır. 005-       Biz ölüyoruz ama onlar da kazanmıyorlar… 006-       Ben Avrupa`ya giderken kafam önümde eğik gitmiyorum. Çünkü çocuk, kadın ve ihtiyar öldürmedik. Çünkü hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa onlar bunların tamamını yaptı. Hem de Batı`nın gözü önünde; Batı medeniyeti adına. 007-       Hiç kimse intikam peşinde koşmamalı, sadece adaleti aramalıdır. Çünkü intikam sonu olmayan kötülüklerin de kapısını açar. Geçmişi unutmayın ama onunla da yaşamayın.   008-       &q

İslâmiyet Ve Batılılar

İslâmiyet Ve Batılılar   İslâmiyet’ten evvel Arabistan bir çöl ve orada oturan bedevîlerdi. Putperest idiler. Birçok putlara taparlardı. Basit bir hayat sürerlerdi. Kız çocuklarını diri diri gömmek gibi korkunç âdetleri vardı. İşte böyle âciz, zavallı, fakat saf ve temiz olan bir kavim; onlara mürşitlik, rehberlik eden Muhammed aleyhisselamın getirdiği Kur’ân-ı kerîm sayesinde birdenbire değişmiş, tam bir medeniyete kavuşmuş, harikulâde bir gayret ile çok kısa bir zamanda, doğuda Türkistan ve Hindistan, batıda İspanya olmak üzere akla hayret veren çok kudretli bir İslâm devleti meydana getirmiştir... İlimde, fende ve medeniyette son derece ilerlemişler, o zamana kadar bilinmeyen birçok şeyler keşfetmişlerdir. İlim, fen, tıp ve edebiyatta en yüksek mertebeye varmışlardır... O zamanın Avrupa’sından bahseden John W. Drapper gibi tarafsız bir tarihçi, [Avrupa’nın Mânevî İnkişâfı] ismindeki eserinde şöyle demektedir: “O zamanki Avrupalılar, tamamen barbardı. Hıristiyanlık onları