Kayıtlar

Sekiz Halde Melekler Sana Dua Eder

  1- Namazda ilk safta durduğunda, 2- Namazdan sonra mescitte oturdukça, 3- Hasta ziyareti sırasında, 4- Sekiz yolundaki kardeşini ziyaret ettiğinde, 5- Müslüman kardeşine arkasından dua ettiğinde, 6- İnsanlara hayrı öğretirken, 7- Abdestli olarak uyuduğunda, 8- Sahur yemeği yerken…   Allah’ü Teâlâ cümlemizi bu sekiz amele muvaffak eylesin!

Bütün Dünya Benim Olsa Gamım Gitmez Nedendir Bu?

Yavuz Sultan Selim Han Rahmetullahi Aleyh, Şair Vehbi Rahmetullahi Aleyh’i yanlışlıkla üzüp, yanından uzaklaştırır. Şair de kendisine epey müddet uygun bir yer aradıktan sonra, nihayet Van Müftüsü’nün kâtipliğini yapmaya başlar. Bir süre sonra Sultan Selim Rahmetullahi Aleyh şairi bulmak ister, fakat bulamaz ve şöyle bir çözüm düşünür: “Ben bir mısra yazayım ve bir yarışma düzenlensin. Benim mısramı beyte tamamlayan en güzel mısrayı yazana mükâfat vereceğimi ilan edeyim. Şüphesiz ki Şair Vehbi de dayanamayıp katılacaktır. O vakit, onu üslubundan tanırım…”   Ve Sultan Selim Rahmetullahi Aleyh şu mısrayı yazar:   “Bütün dünya benim olsa, gamım gitmez nedendir bu?” Sultan Selim’in düşündüğü yarışma ilan edilir. Yarışmaya katılan çok olur. Fakat padişah aradığını bulamaz.   O sırada Van Müftüsü Rahmetullahi Aleyh de: “Bir de ben deneyeyim, nasib ise olur” deyip, bir mısra yazmaya çalışır. Kendince bir şeyler yazdıktan sonra, bir de kâtibine gösterir. Şair Vehbi de şurası şöyle

Kahrın da Hoş Lütfun da Hoş

  Cana cefa kıl ya vefa Kahrın da hoş, lütfun da hoş, Ya dert gönder ya deva, Kahrın da hoş, lütfun da hoş.   Hoştur bana senden gelen: Ya hilat-ü yahut kefen, Ya taze gül, yahut diken.. Kahrın da hoş, lütfun da hoş.   Gelse celalinden cefa Yahut cemalinden vefa, İkisi de cana safa: Kahrın da hoş, lütfun da hoş.   Ger bağ-u ger bostan ola. Ger bendü ger zindan ola, Ger vasl-ü ger hicran ola, Kahrın da hoş, lütfun da hoş.   Ey padişah-ı Lemyezel! Zat-ı ebed, hayy-ı ezel! Ey lutfu bol, kahrı güzel! Kahrın da hoş, lütfun da hoş.   Ağlatırsın zari zari, Verirsen cennet-ü huri, Layık görür isen nari, Kahrın da hoş, lütfun da hoş.   Gerek ağlat, gerek güldür, Gerek yaşat gerek öldür, Aşık Yunus sana kuldur, Kahrın da hoş, lütfun da hoş.   Yunus Emre Kuddise Sirrûh

Hakkı Zikreyler

  Bülbüller sazda güller nîyazda Herkes namazda der Allah Allah…   Gözlerden yaşlar akmaya başlar Dağlar ve taşlar Hakk’ı zîkreyler   Yerde çiçekler Arşta melekler Bütün felekler Hakk’ı zîkreyler…   Gölgeler yerde bîn derîn secde Gelerek vecde Hakk’ı zîkreyler…   Nurlu seherler tevbeler söyler Gökler ve yerler Hakk’ı zîkreyler…   Mukaddes Kîtab îlahî Hîtab Mînberle mîhrab Hakk’ı zîkreyler…   Ey gafîl însan mabeddîr cîhan Her şey ve her an Hakk’ı zîkreyler…   Atarken şafak kâînata bak Enfüs ve âfâk Hakk’ı zîkreyler…   Hayat ve memat nebat ve cemat Bütün kâînat Hakkı zîkreyler…   Kalk gafîl olma zulmette kalma Madde ve mana Hakkı zîkreyler…

Yeniden Hayata Döndürüleceğim Gün Esenlik Benimle Olacaktır

  Yeniden Hayata Döndürüleceğim Gün Esenlik Benimle Olacaktır   Âlemlerin Rabbi Allah’ü Teâlâ mealen buyuruyor ki: Bismillâhirrahmânirrâhîm! وَجَعَلَنِى مُبَارَكًا أَيْنَ مَا كُنتُ وَأَوْصَٰنِى بِٱلصَّلَوٰةِ وَٱلزَّكَوٰةِ مَا دُمْتُ حَيًّا﴿ ۳۱ ﴾ وَبَرًّۢا بِوَٰلِدَتِى وَلَمْ يَجْعَلْنِى جَبَّارًا شَقِيًّا﴿ ۲۳ ﴾ وَٱلسَّلَٰمُ عَلَىَّ يَوْمَ وُلِدتُّ وَيَوْمَ أَمُوتُ وَيَوْمَ أُبْعَثُ حَيًّا﴿ ۳۳ ﴾ “Nerede olursam olayım, o beni kutlu ve bereketli kıldı; yaşadığım sürece bana namazı, zekâtı ve anneme saygılı olmayı emretti; beni zorba ve isyankâr yapmadı. Doğduğum gün, öleceğim gün ve yeniden hayata döndürüleceğim gün esenlik benimle olacaktır.” ﴾ Meryen Sûresi, 31-32-33 ﴿

Huzur Evleri Açmayın…

Resim
Öyle okullar açın ki; Anaya babaya ataya saygı gösteren; anne ve babanın değerini bilen çocuklar yetişsin. Ana babanın değerini bil! Bir gün toprağını öpersin! Ama iş işten geçmiş olur… Ya Rabbi! Gözbebeği evlâtlarımızı imanla, Kur’an-ı Kerim’le; Allah’ü Teâlâ ve Sevgili Peygamberimiz Aleyhisselâm’a sevdalı, ana-babalarına vatan ve milletine saygılı ve hizmet duygusuyla dolu   evlâtlar yetiştirmeyi; nasip eyle!

Ben beni

Şu yalan dünyaya kıldım nazarı Elli yıldır bulamadım ben beni Meydana kurulmuş gönül pazarı Bir sevdaya alamadım ben beni…   Kim ne yapsın böyle bahtı karayı, Viran olmuş zaten köşkü sarayı, Her gelen bağrıma açtı yarayı, Bir gönüle salamadım ben beni…   Melek mi şeytan mı nur muyum neyim? Hazreti Musa’ya Tur muyum neyim? Erenler içinde sır mıyım neyim? Aklım ermez bilemedim ben beni…   Yandım alev alev küle saydılar, Turnası olmayan göle saydılar, Dost bağında gonca güle saydılar, Dikenimden yolamadım ben beni…   Bir sevdaya düştüm naz eylediler, Yoldular tüyümü kaz eylediler, Derdinden inleyen saz eylediler, Telim koptu çalamadım ben beni…   Sel oldum bulanık aktım gölekten, Pay verdiler kavun diye kelekten, Değirmene girip ince elekten, Zannetme ki elemedim ben beni,   Yerlere serilmiş dergâh postuyum, Erenler, ozanlar garip dostuyum, Muazzam der! Gönlü kırık testiyim, Bir pınardan dolamadım ben beni…   Ramazan Ak

Huzur

Bir gün bilge bir kral, huzuru en güzel resmedecek sanatçıya büyük bir ödül vereceğini ilan etti. Yarışmaya çok sayıda sanatçı katıldı. Günlerce çalıştılar, birbirinden güzel resimler yaptılar. Sonunda, eserlerini saraya teslim ettiler. Tablolara bakan kral sadece ikisinden hoşlandı. Ama birinciyi seçmek için karar vermesi gerekiyordu.             Resimlerden birisinde, sükûnetli   bir göl vardı. Göl bir ayna gibi etrafına yükselen dağların huzurlu görüntüsünü yansıtıyordu. Üst tarafta pamuk beyazı bulutlar gökyüzünü süslüyordu. Resme kim baktıysa, onun mükemmel bir huzur resmi olduğunu düşünüyordu. Diğer resimde de dağlar vardı. Ama engebeli ve çıplak dağlar. Üst tarafta öfkeli gökyüzünden yağmur boşalıyor ve şimşek çakıyordu. Kısacası, resim hiç de huzur dolu görünmüyordu. Fakat, kral resme bakınca, şelalenin ardında kayalıklarda bir çatlaktan çıkan bir çalılık gördü. Çalılığın üzerinde ise anne kuşun ördüğü bir kuş yuvası görünüyordu. Sertçe akan suyun orta yerinde ise anne

İşitin Ey Yarenler Aşk Bir Güneşe Benzer

  İşitin Ey Yarenler Aşk Bir Güneşe Benzer   İşitin ey yarenler, aşk bir güneşe benzer, Aşkı olmayan gönül sanki bir taşa benzer.   Taş gönülde ne biter, dilinde ağı tüter, Nice yumşak söylese, sözü savaşa benzer.   Aşkı var gönül yanar, yumuşar muma döner, Taş gönüller kararmış, sarp katı kışa benzer.   O sultan kapısında, o Hazret tapısında, Aşıkların yıldızı her dem çavuşa benzer.   Aynı hırs o olmuştur, nefsine o kalmıştır, Kendine düşman olmuş yavuz yoldaşa benzer.   Aşktır kudret körüğü, kaynatır aşıkları, Nice kaptan geçirir, ondan gümüşe benzer.   Aşık gönlü dölenmez maşukun bulmayınca, Kararı yok dünyada pervazı kuşa benzer.   Münkir sözünü bilmez, sözü ileri varmaz, Neye benzetir ise, anlanmaz düşe benzer.   Geç Yunus endişeden, gerekse bu pişeden, Ere aşk gerek önden, ondan dervişe benzer.   Yunus Emre Kuddise Sirrûh

Üç Şeye Güven!

  1- Geçmiş için; Allah'ü Teââ’nın rahmetine 2- Şu an için; Allah'ü Teââ’nın yardımına 3- Gelecek için; Allah'ü Teââ’nın vaadine   "Hz. Yusuf Aleyhisselâm’ı kuyudan çıkartıp Mısır'a sultan yapan Rabbin'e her zaman güven..."

Allah’ım Bizleri Aldananlardan Eyleme!

  Âlemlerin Rabbi Allah’ü Teâlâ mealen buyuruyor ki: Bismillâhirrahmânirrâhîm! يَٓا اَيُّهَا الْاِنْسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَر۪يمِۙ Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı? (İnfitâr Sûresi 6) Ya Rabbi! Biz fakir ve aciz kullarını nefsimize, şeytan   ve dünyaya aldanan gafillerden eyleme! Kısacık ömrümüzü Allah’ü Teâlâ yolunda en iyi değerlendiren bahtiyar kullarından eyle! Âllahümme âmîn!

Yerli Misyoner Çok Tehlikeli

Resim
Yerli Misyoner Çok Tehlikeli (Kime hizmet ettiği belli değil…)   Kader inancını inkar eden, Hz. Adem'in babası vardı diyen, Peygamberimizi ( ﷺ ) İslam'ın dışında tutan ilahiyatçı Mustafa İslamoğlu bu defa da Ayasofya'nın camiye çevrilmesine "Kur'an'a aykırı" dedi. Ehl-i Sünnet dışı fikirler taşıyan, İslamoğlu, Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesi ve fetih kavramlarını Alman Deutsche Welle zihniyetinde olması gerektiği şekliyle yorumladı.

Kininizle Geberin!

Resim
İsrailli Yahudiler’in Müslümanlar’a öfke kusması; bize şu Ayet-i Kerime’yi hatırlatıyor. “Size olan kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar. De ki; ‘Kininizle geberin!’ (Alî İmrân Sûresi-119) Ya Rabbi! Sürekli Müslüman kıyımı yapan, evlerini yıkan, öldüren, hapislerde çürüten… Siyonist Yahudiler’i “el Kahhar” İsmi Şerifin hürmetine kahru perişan eyle!

Hüküm Yalnızca Allah’ü Teâlâ’nındır

  “Hüküm yalnızca Allah’ındır. O doğruyu haber verir ve hak ile batıl arasında hükmederek onların aralarını ayıranların en hayırlısıdır.” Enam57 İnsanı haktan uzaklaştıran şeylerin başında hiç kuşku yok ki: • Kişinin boş işlerle çokça meşgul olması, • Boş işlere haddinden fazla kulak asması, • Boş işlere dalanlarla birlikte kendisinin de dalması gelmektedir.   Bu çok önemli bir noktadır. Üzerinde durulması gerekmektedir. Bundan dolayıdır ki, Kur'an ve Sünnet’te bâtıla dalmaktan ve bâtıl ehliyle oturup-kalkmaktan yasaklayan birçok nass gelmiştir. Mesela Rabbimiz şöyle buyurur: مَا سَلَكَكُمْ فٖي سَقَرَ … وَكُنَّا نَخُوضُ مَعَ الْخَٓائِضٖينَ “ Sizi ‘Sekar’a’/şu yakıcı ateşe sokan nedir?” (…) “Biz, (boş, bâtıl işlere ve günahlara) dalanlarla birlikte dalardık.” (74/ Müddessir, 42 ve 45) وَقَدْ نَزَّلَ عَلَيْكُمْ فِي الْكِتَابِ اَنْ اِذَا سَمِعْتُمْ اٰيَاتِ اللّٰهِ يُكْفَرُ بِهَا وَيُسْتَهْزَاُ بِهَا فَلَا تَقْعُدُوا مَعَهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا في حَديثٍ غَيْرِه اِن

Hz. Ebubekir Radiyallahü Anh efendimizin sabır tavsiyesi

  "Birine karşı sabrın kalmadığında, Allah’ü Teâlâ’nın sana karşı ne kadar sabırlı olduğunu düşün…”

Hesap Sorucu Olarak Kendi Nefsin Sana Yeterlidir

Âlemlerin Rabbi Allah’ü Teâlâ mealen buyuruyor ki: Bismillâhirrahmânirrâhîm! اِقْرَأْ كِتَابَكَۜ كَفٰى بِنَفْسِكَ الْيَوْمَ عَلَيْكَ حَس۪يبًاۜ Ahirette kendi hayat kitabımız, yani canlı çekim kayıtlarımız, yine bize seyrettirilip: “Kulum işlediğin amellerin kitabını oku; bugün hesaba çekici ve sorgu hâkimi olarak kendi nefsin sana yeterlidir!” (İsrâ Sûresi, 14) Buyurulacak.   Yâ Rabbi! Amel defterlerimizi tertemiz doldurmayı, dehşetli ‘Kıyamet Günü’ne hazırlıklı gitmeyi, orada korkan, üzülen ve ağlayan değil sevinç çığlıkları atan bahtiyar kullarından olmamızı nasip eyle! Âmîn!

Cehennemlik Olursun!

  İblis inat etti: Şeytan oldu! Kabil inat etti: Katil oldu! Firavun inat etti: Rüsva oldu! Karun İnat etti: Hasf oldu (yerin altına geçti). Kenan İnat etti: Gark oldu (suya gömüldü). Cinler İnat etti: Tard oldu (kovuldu). Ey nefsim! Sen de inat etme! Dünyada rezil, ahirette Cehennemlik olursun!

Ey Allah'ım Beni Senden Ayırma

Ey Allah'ım Beni Senden Ayırma   Ey Allah'ım beni senden ayırma! Beni senin didarından ayırma...   Seni sevmek benim dinim imanım, İlahi din-ü imandan ayırma...   Şeyhim güldür ben anın yaprağıyım, İlahi yaprağı gülden ayırma...   Ben ol dost bahçesinin bülbülüyüm, İlahi bülbülü gülden ayırma...   Balığın canını suda dediler, İlahi balığı gölden ayırma...   Eşrefoğlu senin kemter kulundur, İlahi kulu sultandan ayırma...   Eşrefoğlu Rumi Kuddise Sirrûh

Teyemmümün Elleri Temizlediğini Tespit Etti

Resim
    Kuran-ı Kerim'deki Maide ayetinden yola çıktı, teyemmümün elleri temizlediğini tespit etti İstanbul'da özel bir hastanede İç Hastalıkları Uzmanı olarak görev yapan Dr. Abdülkadir Geylani: Teyemmüm sonrasında yapılan araştırmada ise kişilerden alınan örneklerde steril sonuç elde edildi. Şahan, "Kuran-ı Kerim, insanların hem bilimsel hayatına hem dünya hayatına akla gelebilecek her duruma çok net açıklamalar verebilen bir kitap. Bunları bağlantılı ayetleriyle okumak hikmet metoduyla okumak çok daha kıymetlidir. Biz bunlara çalışıyoruz, herkes de çalışsın istiyoruz" dedi.

Bizleri İhlâslı Ve Takvalı Kullarından Eyle!

Resim
Âlemlerin Rabbi Allahû Teâlâ Buyuruyor ki: Bismillâhirrahmanirrâhim [Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’den öğüt almayan, nefsinin ve şeytanın emrinden çıkmayanlara sesleniyor…] فَمَا لَهُمْ عَنِ ٱلتَّذْكِرَةِ مُعْرِضِينَ ﴿٤٩﴾ كَأَنَّهُمْ حُمُرٌ مُّسْتَنفِرَةٌ ﴿٥ ۰ ﴾ فَرَّتْ مِن قَسْوَرَةٍۭ ﴿٥ ۱ ﴾   “ Böyle iken onlara ne oluyor ki, âdeta arslandan ürküp kaçan yaban eşekleri gibi (hâla) öğütten yüz çeviriyorlar?” ( Müddessir Sûresi 49, 50, 51) Yâ Rabbi! Bizleri Yüce Kur’an-ı Kerim’inde buyurduğun emirlere ve yasaklara titizlikle uyan ihlâslı ve takvalı kullarından eyle! (Âmîn!)