Kayıtlar

Nefsi Öldurmek mi? Nefsi Terbiye Etmek mi?

Nefsi Öldurmek mi? Nefsi Terbiye Etmek mi? Nefis bir tanedir! Nefsi öldürünce sende ölmüş olursun. Onun için nefsi öldürmek değil terbiye etmek, aşırılıklarını en aza indirebilmek önemlidir. Nefsi yenmek, terbiye etmek için şunları yapınız: ·      İbadet edin ·      Tefekkür ·      Salihlerle birlikte olun ·      Alimlerin kitaplarını okuyun ·      Sohbet dinleyin ·      Zikirle meşgul olun ·      Boş işlerle uğraşmayın ·      Nefsin hoşuna gidecek şeylerden kaçının ·      Öfkelenmekten sakının, sakinlik şart. Bir anda alışkanlık haline gelmiş bütün günahları terketmek çok zor. Önce bir kaç günahı terk etmekle başlamalıyız ve onları terk etmek konusunda nefsimize galip gelip, onların kökünü tamamen kurutuncaya kadar bu işe devam etmeliyiz.   Daha sonra aynı ameli diğer günah işlerimiz üzerinde de uygulamalı ve kurtulana kadar bunu devam ettirmeliyiz ve bir taraftan da terk ettiğimiz günahları tekrarlamamaya dikkat etmeliyiz. İnsanoğlu için en büyük tehlike k

Susmanın Faydalarına Dair

Susmanın Faydalarına Dair Ey kardeş sen hakkı arayan bir insan isen Tanrı buyruğundan başka bir konuda ağzını açma. eğer hiç ölmeyecek olan Allah’a dair bir bilgin varsa ağzına sükut mührünü vur. Yavrum: öğüt dinle, kurtuluş istiyorsan dilini tut. Çok konuşanların göğüsleri içinde kalbleri hastadır. Akıllıların âdeti sükût, cahilin âdeti unutkanlıktır. Gıybet ve yalancılıktan ziyade sükût gereklidir. Daima söylemeye düşkün olan kimseler ahmaktırlar. Kardeşim: Hakkı öğmekten başka söz söyleme. Doğru sözü de halkı kötüleme yolunda sarf etme. düzgün varsa hepsi yağmaya gider. Çok konuşmak kalbi beden içinde öldürür. O sözler isterse Aden incisi olsun. Sanatlı söz söylemeye çabalayanlar da gönüllere ıstırap verirler. Git dilini ağzına hapset halktan hiçbir şey bekleme, kendi ayıbını görebilenlerin ruhlarında bir kuvvet belirir. (Pendname - Feridüddin-i Attar)

Nefsi Emareyi Kötüleme

  Nefsi Emareyi Kötüleme   Akıllı odur ki Allah’ü Teâlâ’nın nimetlerine şükreder. Sonra nefsine hâkim olur. Ey delikanlı: Kendi öfkesini yenebilen cihanda kendini kurtarmışlardan olur. Halkın en budalası odur ki nefis ve havasının ardından koşar. Sonra o bozuk fikirli sanır ki; nihayet Allah’ü Teâlâ kendisini affedecektir. Ey oğul dervişlik gerçi zor bir iştir. Fakat dervişlikten daha hoş bir meslek de yoktur. Dik başlı, nefsini emri altına alan kimse iyi ün kazanmış akıllılardan olur. Riyazetle kötü nefsin terbiyesini ver ki, seni günaha sokmasın. Selametle kalmak isteyen, bütün halkın dedikodusundan yüz çevirir. Halkı baştanbaşa gaflette bil! İnsan ancak cihandan gittiği vakit uyanır. Seni incitenlerin özürlerini kabul et. Mağfiret bulmak istersen onu yakalama1 halkı inciteni Allah sevmez. Böyle bir huy dindar bir adama yakışmaz. Sitemle bir kalbi yaralayan o yarayı kendi vücudunda açmış olur.   Gönül incitme kaydında olan bir kimsenin cezası sonunda ağlamaktır. Ey oğ

Dilekleri Yerine Getiren Allah’ü Teâlâ’ya Yalvarış

Dilekleri Yerine Getiren Allah’ü Teâlâ’ya Yalvarış (Günahlardan Özür Dileme) Ey padişah suçlarımızı bağışla, biz suçluyuz, sen yargılayıcısın. Sen iyilik işleyen(tanrı), bizse kölüklere uğraşan(kul)larız, sayısız, ölçüsüz günahlar yüklenmişiz. Yıllarca isyan ve kötülük ettik, nihayet ettiklerimize pişman olduk. Gece gündüz fenalıklara dalmış, saçlarımızdan, ayaklarımızdan tutulup cehenneme sürükleneceğimiz gafil olmuştur. Daima isyan kaydında dolaşmış nefis şeytanına yakın bulunmuşuz. Günahsız bir saatimiz geçmedi. Gönül hoşluğuyla sana kulluk edemedik. Dergâhından kaçan yüzsuyunu isyanla dökmüş olan kul, katına geldi. Lütfünden mağfiret umar. Zaten sen rahmetimden umut kesmeyin dememiş mi idin? Senin lütfünün denizi bitip tükenmez. Rahmetinden umutsuz olan da ancak şeytandır. Ey Kerem sahibi! Nefis ve şeytan benim yolumu kesti. Bu yolda yardımcım senin rahmetindir. Umarım ki beni kabirde toprak etmeden önce günahlarımdan temizleyesin. Canımı bedenimden soyup götürdüğün zaman b

Gurura Karşı İlaç

  Gurura Karşı İlaç   Halife Hz. Ömer Radiyallahü Anh bir gün kırbasını (su kabı) sırtına yüklenmiş, Medine'nin en kalabalık sokaklarında dolaşıyordu. Babasının sırtında kırba ile dolaştığı, oğlu Abdullah Radiyallahü Anh'ın da gözüne ilişti ve kendisine yetişip sordu:   "Baba sen ne yapıyorsun, koskoca halife sırtında kırbamı taşır? Taşıtacak kimse bulamadın mı?"   "Oğlum, bunu taşıtacak adam bulamadığım için veya başka bir mecburiyet dolayısıyla taşıyor değilim.   Nefsime gurur gelir gibi oldu, kendimi beyenir gibi oldum, sırf onu küçültmek için bu yola başvurdum." Nefsin, insanı yoldan çıkarmak için kullandığı “ En Etkili Silah” ; sürekli yeme-içme ve uyuma gibi hisleri tahrik etmesidir.   Nefsin ikinci silahı öfkedir - en küçük hadiseyi büyütme halidir. İnsanın kendi kendini frenleyebilmesi, öfkeleneceği yerde öfkelenmemesi, nefsine gem vurabilmesi çok önemlidir.

Nefsi Yenmenin Yolları

  Nefsi Yenmenin Yolları   ·      Nefsine hakim olan akıllı insandır. Bunun için de insan öfkesini yenmelidir. ·      Nefsini kendi emri altına almalıdır. İnsanların dedikodusundan yüz çevirmelidir. ·      İnsan, kendini incitenlerin özürlerini kabul etmelidir. ·      Başkalarını incitmemeye çalışmalıdır. ·      Çünkü halkı inciteni Allah’ü Teâlâ sevmez. ·      Başkasının kalbini yaralayan insan, o yarayı kendi vucudunda açmış olacağından, gönül incitmekten sakınmalıdır. ·      İyiliğe gücü yetmeyen, hiç değilse kötülük yapmamalıdır. ·      İnsan dilini tutmalı, az konuşmalıdır. Çok konuşanların kalpleri hastadır. ·      Yalnız doğruyu söylemeli; fakat doğru sözü halkı kötüleme yolunda sarfetmemelidir. Sanatlı söz söylemeye düşkün olanlar da gönüllere ıstırap verirler. ·      Dünya zevklerinden uzaklaşmalı; nefsin zevk ve arzuları arkasında koşmamalı; geçici aleme sevgi bağlamamalıdır. ·      İnsan ölümle birlikte uzun bir yolculuğa çıkacaktır. Gideceği yolun ha

Mü’min, İffetli Ve Hayâ Sâhibi Olmalıdır; Neden mi?

  Mü’min, İffetli Ve Hayâ Sâhibi Olmalıdır; Neden mi?   Nefsânî arzu ve hislerin bütün kuvveti tasavvurda olduğundan, iffet ve nâmusu korumak ve nefse hâkim olabilmek için kalbi dâimâ güzel hislerle, zihni de ulvî düşüncelerle meşgul etmek lâzımdır. Ayrıca bu hususta kötü arkadaşlardan sakınmak da çok mühim bir esastır.   Allâh’ü Teâlâ'nın Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurur:   “Yabancı (nâmahrem) kadınlar karşısında siz iffetli olun ki, sizin kadınlarınız da iffetli olsunlar. Babalarınıza iyilik edin ki, çocuklarınız da size iyilik etsinler. Özür dileyerek yanına bir kardeşi gelen kimse, ister haklı ister haksız olsun, onu kabûl etsin. Aksi hâlde Cennet'te havz-ı kevserde yanıma gelemez.” (Hâkim, IV, 170/7258)   İnsanlığın zîneti olan hayâ, sâhibini her türlü kötülükten muhâfaza eden mânevî bir kalkandır. İnsanın, Allâh’ü Teâlâ’ya ve kullarına karşı bütün vazîfelerini hakkıyla yerine getirmesini sağlar. Allâh’ü Teâlâ 'nın Rasûlü Sallallahü Aleyh

Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm’ın İlâhî Ölçülere Riâyeti

  Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm’ın İlâhî Ölçülere Riâyeti   "Allah'a yemin ederim ki ben sizin Allah'tan en çok korkanınız ve O'na en saygılı olanınızım." (Buhârî, Nikâh, 1) İlâhî ölçüler, Cenâb-ı Hakk'ın Sevgili Peygamberi'ne vahiy yoluyla bildirdiği dünyâ ve âhirete âit hükümlerdir. Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem 'in peygamber olarak gönderilmesinin hikmeti, Allah Teâlâ'nın emir ve yasakları çerçevesinde örnek bir hayât yaşamak ve böylece ilâhî emirlerin insanlar arasında tatbikini sağlamaktır. Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem, bütün hayâtını ilâhî murâkabe altında ve en yüce bir ihsan şuuru içinde geçirmiştir. Onun bu özelliği, hem şahsı hem de diğer insanlarla alâkalı her husûsta, ilâhî ölçülere riâyetinde tezâhür eder. Efendimiz'in bu husustaki muvaffakiyeti, Allah'a muhabbet ve teslîmiyetin kendisinde derin ve köklü bir şekilde yer etmiş olmasından kaynaklanmaktadır. İnsanların Allah'ı en çok bileni ve O&#

Dilin hep Allah'ü Teâlâ’yı Zikretsin!

  Dilin hep Allah'ü Teâlâ’yı Zikretsin!   Abdullah ibni Büşr Radıyallahu Anh şöyle diyor: Bir bedevî Resûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi Vesellem'in huzuruna gelerek: “- Ey Allah'ın elçisi! İslâmiyet'in emirleri çoğaldı. Bana dört elle sarılacağım az bir şey söyle!” dedi. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “- Dilin hep Allah'ü Teâlâ’yı zikretsin!” (Tirmizi)

Kemal-i Zatının

  Kemal-i Zatının   Kemâl-i zâtının na’tı anılmaz yâ Rasûlallah! Kalır levh ü kalem mislin yazılmaz yâ Rasûlallah!   Senin medhinde şirket eylesem Mevlâ’ya ma’dûmum Bu babda cürm ü isyâna bakılmaz yâ Rasûlallah!   Ne hâkim ben ki nâ-şüste kalam deryâyı cûdunda Habâb-ı Nün felak hîçe sayılmaz yâ Rasûlallah!   Şafâk-veş her ki dâğ-ı âteşîn’i aşkını açmaz Gül-i maksûd billâhî açılmaz yâ Rasûlallah!   Gabâr-ı âsitânın pertevinden âb olan hâtır Fürüğ-i pençe-i mihre kapılmaz yâ Rasûlallah!   Ümîd oldur ki Galib çâker-i evlâd ü âlindir Gürûh-i ehl-i hüsrâna katılmaz yâ Rasûlallah!   Şeyh Galib

Sana Hayrandır Efendim

  Rûhum sana âşık, sana hayrandır Efendim, Bir ben değil, âlem sana kurbandır Efendim.   Ecrâm ü felek, Levh u Kalem, mest-i nigâhın, Dîdârına âşık Ulu Yezdân’dır Efendim.   Mahşerde nebîler bile senden medet ister, Rahmet, diyen âlemlere, Rahman’dır Efendim.   Kıtmîrinim ey Şâh-ı Rusül, koğma kapından, Asilere lütfun, yüce fermândır Efendim..   Ta Arşa çıkar her gece âşıkların âhı, Medheyleyen ahlâkın, Kur’ân’dır Efendim.   Aşkınla buhurdan gibi tütmekde bu kalbim, Sensiz bana cennet bile hicrandır Efendim...   Doğ kalbime bir lâhzacık ey Nur-i dilârâ, Nûrun ki; gönül derdime dermandır Efendim...   Ulvî de senin bağrı yanık âşık-ı zârın, Feryâdı bütün âteş-i sûzandır Efendim...   Ali Ulvi Kurucu Rahmetullahi Aleyh

Evlâdına; Batının Kokuşmuş, Pis Değerlerini Öğretme!

Evlâdına; Batının Kokuşmuş, Pis Değerlerini Öğretme!   ·      Evlâdına; batının kokuşmuş, pis değerlerini değil; Allah’ü Teâlâ’nın nuru Kur’an-ı Kerim’i öğret! ·      Evlâdına; popu, cazı, dansı, baleyi, yogayı, dövmeyi değil; abdest almayı, namaz kılmayı, oruç tutmayı saygıyı ve sevgiyi öğret! ·      Evlâdına; Ramazan ve Kurban bayramını, imanlı yaşamayı, Cemalûllah bayramına hazırlanmayı öğret! ·      Evlâdına; kadını ticaret metaı, seks kölesi kabul eden batının materyalist ölçülerini değil; Allah’ü Teâlâ’nı sevgilisi Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi Vesellem’in sünnetlerini, Veda Hutbesini öğret! ·      Evlâdına; onun bunun desteğiyle ayakta durmayı değil; kendi bilek gücüyle ayağa kalkmayı öğret! ·      Evlâdına; içkinin, zinanın, hırsızlığın, tüm haramların Cehennem ateşi oluğunu; alın terinin ise kutsal olduğunu öğret! ·      Evlâdına; “Çok kazanmayı” öğretme! “Haramlardan kaçmayı, helâllerle yetinmeyi, kul haklarından sakınmayı” öğret! ·      Evlâdına; sadi

Bulduk Dünyayı, Unuttuk Mevlâ’yı!

  Bulduk Dünyayı, Unuttuk Mevlâ’yı!   Aşırı dünya sevgisi ahireti unutturmakta, iyilikseverlik ve yardımseverlik duygularını öldürmekte; bencillik, açgözlülük, gösteriş, kibir, gurur, şöhret tutkunluğu, başkasının malına göz dikme gibi karakter eksikliklerine sebep olmaktadır. Dünyanın parlak cazibesine kapılan ve kendini tamamen dünyaya veren kişi, önce hayat standardını yükseltmek için bütün çarelere başvurmakta, ardından bu yüksek hayat standardını düşürmemek için daha çok kazanmaya, kendini daha fazla dünyaya vermeye mecbur hissetmekte; tek amacı dünya malı, mevki ve makam, şöhret ve itibar kazanmak olduğu için, çoğu kere -farkında bile olmadan- sahip olduğu ulvî hedef ve gayelerden uzaklaşmaktadır.   https://kultursarayi.wordpress.com

Güvenme

  Güvenme   Yalandır güvenme dünya yalandır, Uyan arık vakit âhir zamandır. Son nefeste lazım olan imandır, Fanidir bu dünya sakın güvenme! Güvenme güvenme yalan dünyaya. Bir an önce sığın yüce Mevlâ’ya…   Güvenme güvenme dünya yalandır! Ancak yüce Mevlâ baki kalandır…   Sevdirir kendini sakın imrenme , Malına mülküne fazla özenme! El açıp dünyadan bir şey dilenme! Fanidir bu dünya sakın güvenme! Güvenme güvenme yalan dünyaya, Bir an önce sığın yüce Mevlâ’ya…   Güvenme güvenme dünya yalandır! Ancak yüce Mevlâ baki kalandır…   Kimine baş tacı kimine acı, Kimisine olur gönül ilacı, Kimisine deva kimine sancı, Fanidir bu dünya sakın güvenme! Güvenme güvenme yalan dünyaya, Bir an önce sığın yüce Mevlâ’ya…   Güvenme güvenme dünya yalandır! Ancak yüce Mevlâ baki kalandır…   Kardeşi kardeşe düşman ediyor, Bilmem döne döne nere gidiyor, Yapraklar soluyor ömür bitiyor, Fanidir bu dünya sakın güvenme! Güvenme güvenme yalan d

Yeşil Âlem İle Gelir Muhammed

Yeşil Âlem İle Gelir Muhammed   Uyurken seyrimde kalktım ağlayu, Hakkın divanına elim bağlayu, Rasûle varsam ağlayu ağlayu…   Yeşil âlem ile gelir Muhammed, Allahümme sallî alâ Muhammed!   Sancağın aldı da arşa yürüdü, Muhammed'in nuru arşı bürüdü, Yüreğimde yağ kalmadı eridi…   Yeşil âlem ile gelir Muhammed, Allahümme sallî alâ Muhammed!   Hurmadan nâlini var ayağında, Taze güller açmış al yanağında, Rasûlü Allah’ım göster düşümde   Yeşil âlem ile gelir Muhammed, Allahümme sallî alâ Muhammed!   Yeşildir sancağı nurdan âlemi, Delilsiz varılmaz yollar harami, Delilim Kur’ân’dır Hakk’ın kelâmı…   Yeşil âlem ile gelir Muhammed, Allahümme sallî alâ Muhammed!   Yunus Emre der ki dünya yalandır, Güvenme malına malın talandır, Seherde âşıka uyku haramdır…   Yeşil âlem ile gelir Muhammed, Allahümme sallî alâ Muhammed!   Yunus Emre Kuddise Sirrûh

Âlemlere Rahmet Olarak Geldin

Âlemlere Rahmet Olarak Geldin   Âlemlere rahmet olarak geldin, Ümmetine şefaat vaad eyledin, Güzel ahlâkı sen itmam eyledin, Salât selâm sana ya Rasülallah.   Güzel ahlâkı sen itmam eyledin, Salât selâm sana ya Rasülallah, Ne büyük şeref sana ümmet olmak, Gösterdiğin doğru yola koyulmak.   Kur'an'a sarılmak, namaza durmak, Senin öğüdündür ya Rasülallah, Kur'an'a sarılmak, namaza durmak, Senin öğüdündür ya Rasülallah.   Allah'ın birliğine iman ettik, Dilimizle bunu ikrar eyledik, Seni kendimize rehber eyledik, Bizlere şâhid ol ya Rasülallah.   Seni kendimize rehber eyledik, Bizlere şâhid ol ya Rasülallah, Dinimiz İslâm'dır elhamdülillah, Canımız fedâdır fî sebîlillah.   Günahlarımız çoktur bî iştibâh, Bizlere şefaat ya Rasülallah, Günahlarımız çoktur bî iştibâh, Bizlere şefaat ya Rasülallah.   Sami ÖZER