Kayıtlar

Kötülüğe İyilikle Karşılık Vermek Hakkında Hadis

  Kötülüğe İyilikle Karşılık Vermek Hakkında Hadis İnsanların eziyetlerine katlanamamak ve tahammülsüzlük göstermek, hikmetten nasipsizliğin ve cehâletin bir neticesidir. İlim ve irfan sahibi insanlar nasıl zarif ve nâzik olurlarsa, hikmetten nasipsiz ve câhil kimseler de, kaba, hodgâm ve edep mahrumu olurlar. Şeyh Sâdî buyurur: “İnat, haksızlık ve düşmanlık gördüğün vakit nazik ol. Çünkü keskin kılıç, yumuşak ipeği kesemez. İnsan tatlılıkla bir fili bile çekip götürebilir.” Peygamber vârisi Hak dostları da insanların kendilerine karşı gösterdikleri kaba davranışlara, hatâ ve kusurlara aldırmaz, onların ıslâhı için türlü meşakkatlere cân u gönülden katlanırlar. Zira bu hâl, gerçek ilim ve irfânın muktezâsıdır. Kötülüklere Tahammülsüzlük, Cehâletin Neticesidir Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin buyurduğu gibi: “Musîbete karşı rızâ hâlinde, şiddete karşı sabırlı ve sarsıntı anlarında vakarlı olmak, velîlerin âdetidir.” “İlmin başı, yumuşak huyluluk; hikmetin başı, ins

Söze, Allah'ü Teâlâ’ya hamd ve Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem'e Dua İle Başlamak

  Söze, Allah'ü Teâlâ’ya hamd ve Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem'e Dua İle Başlamak   Değerli okuyucularım, İnsanın beşinci boyutta olgunluğu yakalaması, ademlikten kurtulup gerçek anlamda bir "insan" olması, içinde bulunduğu "düzen"in yaratıcısı ve sahibi olan Allahü Tealâ'ya ve O'ndan gelen ilahi feyz ve rahmetin bizlere ulaşmasını sağlayan elçilerine inanmasına, O'nları sevmesine ve O'nlara teslim ve tabi olmasına bağlı bulunmaktadır. Ancak Allahü Tealâ, böyle bir nimeti herkese nasip etmemektedir. Onun için böyle bir nimete kavuşan herkes, bütün hayır ve iyiliklerin asıl sahibi olan Allahü Tealâ'yı çok hatırlamalı, O'na hamd etmeli; ve o rahmetin bize ulaşmasına vesile olan Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimize de dua edip selâm göndermelidir. Hadis-i şeriflerde; "Bir toplulukta Allahü Tealâ anılmaz ve peygamberine salevat getirilmezse, o topluluk, kıyamette, hasret ve nedamet çekerler." [Tirmi

Berat Gecesi Tebriği

Berat Gecesi Tebriği   Eûzü billâhi mineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Elhamdülillahi Rabbil’âlemîn. Essalâtü vesselâmü alâ resûlinâ Muhammedin ve Âlihî ve Sahbihî ecma’în. Ey! Yerleri, gökleri, canlıları-cansızları, görünen-görünmeyen, her şeyi yoktan yaratan ve yöneten yüce Rabbimiz! Sen Sübhansın, Sen Sultansın, Sen Hayy’sın, Sen Kayyum’sun, Sen Zül Celâli vel İkram’sın! Sen’in sonsuz gücün ve kudretin var! Bizler ise aciz ve fakir kullarınız… Bütün acziyetimizle sana yalvarıyor ve senden istiyoruz! Sömürücü Siyonist Haçlı Güçler içimizdeki münafıkları, hainleri, kâfirleri de kandırarak; Suriye’de, Afganistan’da, Irak’ta, Çeçenya’da, Arakan’da, Müslüman coğrafyasının her yerinde oluk oluk Müslüman kanı akıtıyor, mallarını yağmalıyor. Müslümanlar olarak güzel dinimizi yaşayamıyoruz, cihad edemiyoruz. Mazlumlara yardım edemiyoruz. Ey âlemlerin Rabbi! Ey yüce Allah’ımız! Bu Mübarek Berat Gecesinde bütün Müslümanları şuurlandır-bilinçlendir, birleştir; İslâm

Bugün Berat Gecesi ve Duası

  Bugün Berat Gecesi ve Duası   Berat gecesi, Şaban ayının 14’ünü 15’ine bağlayan gecedir. Rahmet kapılarının açılıp, duâların kabul olacağı dört geceden biridir. Rasûlullah “Sallallahü Aleyhi Vesellem”, bu gece çok ibadet ve dua ederdi. اللَّهُمَّ اَرْزُقْنَا قَلْباً تَقِيَّاً، مِنَ الشِّرْكِ بَرِيَّاً، لاَ كَافِراً وَلَا شَقِيَّاً Okunuşu: Allahümmerzuknâ, kalben takıyyen mineşşirki beriyyen lâ kâfiren velâ şakıyyen. Anlamı: Ey Allah'ım! Bize, şirkten berî, kâfir ve şakî de olmayan, müttakî bir kalp nasîb eyle! Duâsını çok okurdu. Kur’ân-ı kerîm, levhilmahfûz’a bu gece indi. Allah’ü Teâlâ, ezelde, hiçbir şey yaratmadan önce, her şeyi takdir etti, diledi. Bunlardan, bir yıl içinde olacak her şeyi, bu gece meleklere bildirir. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: (Şabanın 15. Gecesini ibadetle, gündüzünü de oruçla geçirin! O gece Allah’ü Teâlâ buyurur ki: “af isteyen yok mu, affedeyim. Rızk isteyen yok mu, rızk vereyim. Dertli yok mu, sıhhat, âfiyet vereyim. Ne isteyen var

40 Hadis-i Şerif 61 (Yardımlaşma ve Dayanışma)

  40 Hadis-i Şerif 61 (Yardımlaşma ve Dayanışma) 01- Bir mümin, aç bir mümini doyurursa, Allah da o kimseyi cennet meyveleriyle doyuracaktır. Yine bir mümin, susuz kalan bir mümine bir şeyler içirip susuzluğunu giderirse, Allah kıyamette ona (misk ile mühürlenmiş lezzetli bir içecek olan) 'Rahîk-ı Mahtûm'dan içirecektir. Yine bir mümin, elbiseye ihtiyacı olan bir mümini giydirirse, Allah da ona cennetin yemyeşil elbiselerinden giydirecektir. (Tirmizî, Kıyâme, 18) 02- Yüce Allah şöyle buyurmuştur: Ey âdemoğlu, sen infak et, ben de sana infak edeyim! (Buhari, Nafakât, 1) 03- Güneşin doğduğu her gün insanın bütün eklemleri için sadaka vermesi gerekir. İki kişinin arasını düzeltmen sadakadır. Bir kimseyi kaldırarak hayvanına binmesine yardımcı olman ve eşyasını ona yüklemen sadakadır. Güzel söz de sadakadır. Namaza giderken attığın her adım sadakadır. Yoldaki rahatsızlık veren şeyi kaldırman sadakadır. (Müslim, Zekât, 56) 04- Hz. Peygamber, Hangi sadaka en faziletlidir?

Bu Yüksek Makamlara Nasıl Kavuştunuz?

  Bu Yüksek Makamlara Nasıl Kavuştunuz?   Bâyezîd-i Bistâmî Kuddise Sirrûh’a: “- Bu yüksek makamlara nasıl kavuştunuz?” diye sordular. Cevâbında şöyle anlattı: “- Bir gece herkesin uyuduğu bir sırada, Bistâm’dan çıktım. Ay her tarafı aydınlatıyordu. Giderken aniden karşımda çok heybetli bir makam gördüm. On sekiz bin âlem onun heybeti yanında bir zerre gibi kalıyordu. Aklım başımdan gitti. Beni fevkalâde bir hâl kapladı. O halde iken:   “- Yâ Rabbî! Bu kadar büyük, bu kadar güzel bir dergâh acaba niçin böyle boş?” dedim. Hemen: “- Bu dergâhın boşluğu, kimse gelmediği için değil, belki gelenlerin lâyık olmadığı ve uygunsuzluğu sebebiyle gelenleri bizim kabul etmeyişimizdendir.” diyen bir ses duydum. Bir an, herkesin bu huzûra kavuşması için şefaatçi olayım diye kalbime geldi. Fakat bu şefaat makamının Sultân-ül-Enbiyâ Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi Vesellem efendimize mahsus olduğunu hatırlayıp, benim öyle düşünmemin, bu şefaat makamına karşı edebe riayetsizlik olaca

İmam-ı Şafii’nin Kendisiyle İhtilafa Düşüp Öfkelenen Öğrencisine Nasihatleri

İmam-ı Şafii Rahmetullahi Aleyh’in Kendisiyle İhtilafa Düşüp Öfkelenen Öğrencisine Nasihatleri İmamı Şafii Rahmetullahi Aleyh’in talebelerinden biri olan Yunus ile müzakere yaptığı bir meselede ihtilafa düşer. Öyle ki, talebesi öfkesinden dolayı dersi terk eder ve evine gider. Akşam olunca, Yunus kapısının çalındığını fark eder. “- Kim o?” der. Kapıdaki kişi: “- İmamı Şafii!” der. Yunus, kapıyı açar ve İmam Şafii’nin kapıda beklemekte olduğunu görür. Hocasının ayağına kadar gelmesine şaşırır. İmam Şafii, kapıyı açan talebesi Yunus’a, ders niteliğinde şunları söyler: 1- “- Ey Yunus, bizi birleştiren yüzlerce mesele dururken bir mesele mi bizi ayıracak? 2- “- Ey Yunus, yaptığın ve üzerinden geçtiğin köprüleri yıkma! Bir gün o köprüden geri dönmen gerekebilir! 3- “- Ey Yunus, hatadan nefret et, ama hataya düşenden nefret etme! 4- “- Bütün kalbinle günaha öfkelen, ama günahkâra acı, ona merhamet göster! 5- “- Ey Yunus, sözü eleştir, ama sözü söyleyene saygı göster!

Hatme Adabı

  Hatme Adabı 01- Hatmenin başından sonuna kadar gözler kapalı tutulur. Gözlerin açık tutulması kesinlikle yasaktır. 02- Hatme esnasında, kalbin huşu ve huzurlu olması için mürşide kısa bir istimdat rabıtası yapılmalıdır. Hatme duasında isimleri okunan Sâdâtlar birer manevi hediye ile hatme halkasına gelirler. Getirdikleri hediyelerin hepsini mürşidin eline teslim ederler. Onun için hatmenin sonunda gözler açılmadan evvel, gelen bu hediyelerden mahrum olmamak için yine mürşide istimdat rabıtası yapılmalıdır. 03- Hatme duası okunurken, Peygamber Efendimizin adı söylenince “Sallallâhu Aleyhi Vesellem” , Ehlibeyt ve Sahabeler söylenince “Rıdvânullahi Teâlâ Aleyhim Ecmain” , sâdâtların isimleri söylenince “Kaddesâllahu sirrahul Aliyye” denilir.   04- Hatmeye sonradan gelenler, eğer hatme duası başlamamış ise hatmeye katılabilirler. Eğer hatme duası başlamış ise katılamazlar.   05- Hatme esnasında arkaya, sağa, sola veya herhangi bir yere dayanmak adapsızlıktır.   06- Ada

İmam-ı Azam Rahmetullahi Aleyh’in Oğluna Tavsiyeleri

  İmam-ı Azam Rahmetullahi Aleyh’in Oğluna Tavsiyeleri İmâm-ı A’zam rahimehullah, oğlu Hammâd Rahmetullahi Aleyh‘e aşağıdaki tavsiyeleri yazdırmıştır:   01- “Evlâdım! Bununla amel etmen çok faydalıdır. Bu hasletler saîd olmanın ve mutluluğun esasıdır. Onları prensip edin ve onlarla amel et” buyurmuştur. 02- Haramdan sakınmak ve emirleri yerine getirmekten ibaret olan takvayı sermaye yap. Zahiri duygularını haramdan sakındırdığın gibi, kalbini de harama sirayet edebilecek düşünce ve vesveselerden, bozuk niyetlerden temizle. Kemâl’i zillet ve tevâzûdan ibaret ubûdiyetle Cenâb-ı Feyyâd-ı Mutlak’ın emirlerini yerine getir. 03- Cehaleti terk et. Ölünceye kadar fıkıh ilmi öğren. Çünkü, fıkıh ilmini bilene hadîs-i şerîfte müjde vardır:  “Allah Teâlâ kime hayır murad ederse, onu dinde fakih kılar.”  Yani, helâl haram ilmini güzelce anlar ve ona göre amel eder. 04- Dinde veya dünyada kendisine muhtaç olduğun kimseden başkasıyla arkadaşlık yapma. Muhtaç olduğun kimseye karşı da b