Kayıtlar

Yük Olmamak, Yük Almak, Gül Yaprağı Olmak…

  Yük Olmamak, Yük Almak, Gül Yaprağı Olmak…   Bir zamanlar bilginler ve şairler, 'Suskunlar Meclisi' adıyla bir topluluk oluşturmuşlardı. Üye sayısı 40 kişiydi ve bunu arttırmıyorlardı. Üyeliğin ilk şartı çok düşünmek fakat çok az konuşmaktı. O zamanlar meşhur şair ve bilgin Molla Câmî, bu meclisin üyeleri arasında olmayı arzuluyordu. Günün birinde suskunlar meclisinin bir üyesinin öldüğünü duyunca, onun yerine aday olmak için bilginlerin bulunduğu köşke geldi. Kendisini karşılayan kapıcıya bir şey söylemeden, ismini bir kâğıda yazarak o sırada toplantı halinde bulunan suskunlar meclisine gönderdi. Meclis üyeleri bu teklifi görünce biraz üzüldüler. Molla Câmî Rahmetullahi Aleyh oraya layık bir bilgindi, ama ölen üyenin yerine başka birini almışlardı. Yeni bir üye için yer yoktu. Meclisin başkanı, bir bardağı tamamen suyla doldurduktan sonra Molla Câmî'ye gönderdi. Zeki bilgin, durumu kavramıştı. Bir damla daha olsa bardak taşacaktı. Bunun üzerine o da

Namaz, Niçin Uykudan Hayırlıdır!

  Namaz, Niçin Uykudan Hayırlıdır!   • Uyku nefsin, Namaz ise Allah'ın çağrısına uymaktır. • Uykuda ölüm, Namazda hayat vardır. • Uyku bedenin, Namaz ise ruhun rahatlamasıdır.   İbrahim ORUÇ

Şimdi Herkes Cenâzelerin Başında Gülüp Eğlenmektedir

  Şimdi Herkes Cenâzelerin Başında Gülüp Eğlenmektedir   A’meş diyor: “Gittiğimiz cenâzelerde herkes hüngür hüngür ağladığı için şaşırır ve cenâzenin asıl sâhibinin kim olduğunu bulup tâziye edemezdik.” İşte eskilerin ölümden korkuları böyle idi. Ne yazık ki, şimdi herkes cenâzelerin başında gülüp eğlenmektedir. Konuştukları, vereselerine bıraktıkları mallar hakkındadır. Hiç kimse kendisinin de aynı şekilde öleceğini ve ne olacağını düşünmez. Bütün bu gafletin sebebi isyandan doğan kalp katılığıdır. Bu sûretle Allah’ı, âhireti ve önümüzdeki müşkil durumları unutarak, gaflet içinde boş şeylerle vakit geçiriyoruz. Bu gibi gafletten uyanmayı Allah’tan dileriz... İmâm Gazâlî İhyâu Ulûmi’d-Din

Kandil Duası

  Kandil Duası   Ey! bu sonsuz alemleri, bir zerreden var eden, Ey! bu sonsuz nimetleri, kullarına yâr eden, Bizlere cenneti canân, cehennemi nâr eden, Rahmân olan,Rahim olan, bağışlayan RABBİMİZ.   Bu gece biz, ruhumuzun kirlerinden arındık. Bu gece biz, beden beden imân ile sarındık. Bu gece biz, ümitlerin mâbedinde barındık, Açtığımız bu elleri, boş çevirme YÂ RABBİ!   Bu gece biz, tövbe ettik, nice gurur kibirden, Husûmetten, dargınlıktan, zorbalık ve cebirden, Er geç, Sana gelmek için, geçeceğiz kabirden. Bize kabir azabını gösterme hiç YÂ RABBİ!   Bu gece af yağmurunu, sağnak sağnak ver bize, Bu gece cennet yolunu, adım adım ser bize, Bu gece nûr perdelerin, kanat kanat ger bize, Mahşer günü, biz kulları, utandırma YÂ RABBİ!   Ataların emâneti, bu mübârek vatanı, Vatan için şehit düşüp, kucağında yatanı, O mukaddes kışlalarda eli silah tutanı, Düşmanların şerlerinden, emin eyle YÂ RABBİ!   Muhammed ümmetini, türlü iftirâlardan

Camide Zengin Bir Adamla Bir Derviş Yan Yana Namaz Kılıyorlardı

  Camide Zengin Bir Adamla Bir Derviş Yan Yana Namaz Kılıyorlardı   Camide zengin bir adamla bir derviş yan yana namaz kılıyorlardı. Birbirlerine olan yakınlıklarından dolayı ne okuduklarını ve ne dua ettiklerini duyuyorlardı. Derviş namazdan sonra ellerini açtı: “– Ya Rabbi! Karnım çok aç beni şu yemek ve şu tatlılarla rızıklandır,” diye dua etti. Dervişin duasını duyan zengin adam, içinden şöyle geçirdi: “– Bana duyurmak için sesli dua ediyor. Böyle yapmaktansa doğrudan gelip para isteseydi verirdim. Şimdi ona bir şey vermem.” Zengin adam böyle düşünürken derviş caminin bir kenarına çekilmiş ve uykuya dalmıştı. Az sonra camiye elinde tepsiyle bir adam geldi. Doğruca, uyuyan dervişin yanına giderek dervişi uyandırdı ve elindeki tepsiyi derviş verdi. Derviş tepsinin üzerini açtı. Zengin adam geriden bu hadiseyi takip ediyordu. Tepside dervişin az önce duada istediği yiyecekler vardı. Derviş yemekleri yedikten sonra tepsinin üzerini örterek adama geri verdi. Bu işe hay

Şeytan İnsanı En Çok Hangi Yollarla Kandırır?

  Şeytan İnsanı En Çok Hangi Yollarla Kandırır?   Denilir ki, iblis insanoğlunu en çok şu üç şekilde tuzağına düşürür... Denilir ki, iblis insanoğlunu en çok şu üç aldanış ile avlar:   Birincisi; İşlediği sâlih amelleri, gözünde büyük gördüğü zaman Yaptığın hayırları unut! İnsan, hayatı boyunca bazı iyiliklerde bulunur. Şeytan ve nefis; o iyilikleri insanın gözünde büyütür de büyütür, kişiyi başkalarıyla bilhassa mânen daha zayıf olan kişilerle kıyaslayarak, kendini sâlih bir kişi gibi hissetmesini sağlar. Kişiyi bu iyiliklerine güvendirip; onun yapması gereken diğer birçok vazifesini ihmal etmesini, hattâ birtakım yanlışları da yapmasını hoş göstermeye çalışır. Bu da büyük bir aldanış olur.   Bu tehlikeye işaretle Lokman Hakîm buyurur:   İki şeyi unutma: a) Allâh -celle celâlühû- b) Ölüm   İki şeyi unut: a) Sana yapılan fenalıklar. b) Yaptığın hayırlar. İnsan için ölçü, etrafındaki insanlar değil, sahâbe-i kiramdır. Çevresinin ortalaması değildi

Yunus Emre: Aşkın Sesi

  Yunus Emre: Aşkın Sesi   Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın. Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. Yunus Emre Kuddise Sirrûh   13. Yüzyıl... Mevlana, Şems, Taptuk Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Sarı Saltuk... Ne kişisel gelişim merkezleri var, ne de 'en çok satan' spiritüel kitaplar, ne kurslar, ne seviye, ne unvan, ne de rütbe... Bu kişiler aydınlanmak için Hindistan'a da gidememişler... Kendi kendilerine hakikatin peşinden gitmişler... Nefisleri üzerinde çalışmış, mürşitlerinden ilham almışlar. Hiç bir para karşılığı olmaksızın açılan dergâhlarında irfan dağıtmışlar, kim olursa olsun buyur etmişler.   Yunus Emre de işte bu dönemde yaşamış, hakikati aramış, aşkı aramış bir Anadolu evladı. Hikâyesi buğday istemek için gittiği Hacı Bektaş-ı Veli ile başlıyor. Hacı Bektaş-ı buğday yerine nefes vermeyi önerir ama Yunus önce bundan bir şey anlamaz. Daha sonra koşarak geri gelen Yunus nefesi kabul eder ve

Şeytan İnsanı En Çok Hangi Yollarla Kandırır?

  Şeytan İnsanı En Çok Hangi Yollarla Kandırır?   Denilir ki, iblis insanoğlunu en çok şu üç şekilde tuzağına düşürür... Denilir ki, iblis insanoğlunu en çok şu üç aldanış ile avlar:   Birincisi; İşlediği sâlih amelleri, gözünde büyük gördüğü zaman Yaptığın hayırları unut! İnsan, hayatı boyunca bazı iyiliklerde bulunur. Şeytan ve nefis; o iyilikleri insanın gözünde büyütür de büyütür, kişiyi başkalarıyla bilhassa mânen daha zayıf olan kişilerle kıyaslayarak, kendini sâlih bir kişi gibi hissetmesini sağlar. Kişiyi bu iyiliklerine güvendirip; onun yapması gereken diğer birçok vazifesini ihmal etmesini, hattâ birtakım yanlışları da yapmasını hoş göstermeye çalışır. Bu da büyük bir aldanış olur.   Bu tehlikeye işaretle Lokman Hakîm buyurur:   İki şeyi unutma: a) Allâh -celle celâlühû- b) Ölüm   İki şeyi unut: a) Sana yapılan fenalıklar. b) Yaptığın hayırlar. İnsan için ölçü, etrafındaki insanlar değil, sahâbe-i kiramdır. Çevresinin ortalaması değildi