Yunus Emre: Aşkın Sesi
Yunus Emre: Aşkın Sesi
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin,
Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin,
Aramadan duramazsın.
Yunus Emre Kuddise Sirrûh
13. Yüzyıl... Mevlana, Şems, Taptuk Emre, Hacı Bektaş-ı Veli,
Sarı Saltuk...
Ne kişisel gelişim merkezleri var, ne de 'en çok satan'
spiritüel kitaplar, ne kurslar, ne seviye, ne unvan, ne de rütbe... Bu kişiler
aydınlanmak için Hindistan'a da gidememişler...
Kendi kendilerine hakikatin peşinden gitmişler... Nefisleri
üzerinde çalışmış, mürşitlerinden ilham almışlar. Hiç bir para karşılığı
olmaksızın açılan dergâhlarında irfan dağıtmışlar, kim olursa olsun buyur
etmişler.
Yunus Emre de işte bu dönemde yaşamış, hakikati aramış, aşkı
aramış bir Anadolu evladı. Hikâyesi buğday istemek için gittiği Hacı Bektaş-ı
Veli ile başlıyor. Hacı Bektaş-ı buğday yerine nefes vermeyi önerir ama Yunus
önce bundan bir şey anlamaz. Daha sonra koşarak geri gelen Yunus nefesi kabul
eder ve hakikati bulma yolculuğu başlar.
Bu yol hem çok kolay, hem de çok zor bir yoldur. Hayattayken
ölmeyi gerektiren bir yoldur. Yunus Emre'nin hikâyesini seyrettiğinizde
anlarsınız ki, çok eski öğretilerin özünü, kuantum fiziğinin gerçeklerini
bundan sekiz yüz yıl önce kendini öldürme süreci ile aşkı arayarak kavramışlar.
Kendini öldürme çok özetle kişiye hâkim olan benliğin yani
egonun ölmesidir. Aşılması gereken kapılar, ulaşılması gereken ruhani seviyeler
olduğunu sanan zihin, egonun yok olması ile aslında aşılacak kapıların olmadığı
ve sonunda da hiçbir yere gitmek gerekmediği anlaşılır. Bu uyumakla, uyanık
olmak olmak arasındaki farktır. Uyuduğunuzda değişik şekilde rüyalar
âlemindesinizdir, uyandığınız zaman ise her şeyin bir rüya olduğunu anlarsınız.
Yunus Emre’nin en önemli yönlerinden biri de onun sabit dergâhı
olmaması ve Anadolu’yu gezerek karış karış halkın diliyle Aşk’ı anlatma
çabasına devam edişidir... Belki gerçekten Yunus'u anladığımızda değil,
kendimizi, ben sandığımız kişiyi öldürdüğümüzde uyanmış olacağız. Yunus'u
bizden farklı, yüce bir kişi olarak tanımlarsak, uyanmaktan ziyade guruyu,
öğretmeni takdir etmek, yüceltmek ve belki de taklit etmekten, sözlerini
paylaşmaktan öteye gidemeyiz. Uyanış hakkında konuşur ama onun hakkında hiç bir
şey yapmayız... Herkese güzel gözüken bilge ego doğmuş olur...
Çocukluğunuzdan beri kendimiz sandığımız şeyden özgürleşmek
zorlu bir yoldur. Yunus Emre’in hocası Taptuk Emre onun çektiği sıkıntıları
bilir: “Sessiz çığlığını biliriz, duyulmayan haykırışını biliriz. Hiçlik
yolunda kendini kenara bırakıp Aşkı aramak için düştüğün yolları biliriz. Bazen
ölüm aşılmaz bir dağ gibi dervişin başını öne eğer. Bazen insan Aşkı için
kendini feda eder. Senin yolun aşıkların yolu, var git şimdi Anadolu’ya karış
karış gezdiğin toprakların sesi ol, şiir yaz, aşkı anlat. Uyandırdığın her kalp
sevgi yolunda sana ses versin. Aşkın sesi ol.”
İşte şimdi filmden alıntılar:
Mevlana: “Toprağa tohum atmak için yürek gerek. Tohumu yeşertmek
için rahmet gerek. Her şeyden önce hepimize nefes gerek.”
Yunus Emre: “Aşk nedir?”
Mevlana: “Yüz binlerce dille söylesem de Aşkın yüceliğini,
güzelliğini... Aşk okundan yüz binlerce yara vardır gönülde, ne ok vardır
ortada, ne de yay...”
Hacı Bektaş Veli:
İnsanın değeri yüreğinin ağırlığı kadardır.
Ne ekersen onu biçersin.
Ne arasan aslında sen O’sun.
Bu âlemde her şeyin bir nedeni vardır.
Sultan Veled:
Her ne ararsan sadece kendinde ara. O zaman gelip göreceksin ki,
aradığın sadece sensin Yunus.
Taptuk Emre:
Önce pirine teslim olacaksın. Nefsini yere at, onu ayaklarının
altında ez. İşte o zaman sen olacaksın, yolunu bulacaksın. Dervişlik yolu hem
zor hem kolaydır, hem uzak hem yakındır. Dervişlik yolundaki ilk söz teslim
olmaktır.
Tüm geçmişini getir gözünün önüne... Kimsin sen? İçindeki ışıkla
bakmadan gör, o zaman tüm perdeler, engeller kalkacaktır varlığının önündeki.
Kimsin sen?
Bu âlemde aldıkların ve yiyebildiklerin taşıyabileceğin
kadardır. Kâinat da senin olsa sen bir hiçsin… Önce nefsini, kendini yok
etmelisin. Sevmeyi, görmeyi bilmeden önce kendini yok etmelisin. Her şey
kulakla duyulmaz, her şey gözle görülmez. Bazı şeyler vardır ki gönülde
görülür, kalbin ışığıyla baktığımızda belirir.
Hiç uzağa bakma, bir insana baktın mı tüm insanlığı görürsün.
Her insanda insanlığın tüm halleri vardır.
Hallacı Mansur:
Ten fanidir, can ölmez. Varlık dünyası değil, yokluk dünyasıdır.
Sen aşkı kalbinde ara, Kudüs’te, Mekke’de, Hac’da değil... Eğer bir kalp
kırarsan, Hakk'a eylediğin secde değil. Aşkın kendisi ucu bucağı gözükmeyen bir
yoldur. O yola girenin de geri dönmeye hakkı yoktur.
Bu âlemde adım atmadık yer bırakmasan da aradığını ilk yola
çıktığın yerde bulacaksın. Ne ararsan ara, aradığın sensin. Olmak kadar aramak
da önemlidir. Aradığını bulsan da bulamasan da bu yolda pişmek, yanmak da
önemlidir.
Buğday tanesini düşün. Bir taneden başak olur. Olgunlaşınca
başını öne eğer, öyle hizmet eder. Doğaya bak, insana bak, işte o zaman
Tanrının yaşamlara nasıl değdiğine bir kez daha tanık olacaksın.
Meleklere sormuşlar cennet nerededir diye. Sevginin olduğu her
yer cennet, sevgisiz her kalp de cehennemdir demişler.
Sarı Saltuk:
Aşk, bir güneşe benzer. Ölüm denen perdeyi deldiğinde bu sırra
erişirsin. Bunun için ölmeden önce ölmen gerekir.
Şems-i Tebrizi:
Sen ol da; ister yâr' ol, ister 'yara'; lütfun da başım üstüne,
kahrın da..
Yunus Emre:
Ben bu yolda hem aşkı hem kendimi ararım...
Benliği unutup gerçeği aramaktır aşk. Aşk sonsuz bir denizdir,
ne zaman tanır, ne mekân. Attığın her kulaç sevgiliye uzanan bir yoldur. Ancak
âşıklar geçebilir o denizden. Ateşten bir denizdir o. Gerçek âşıklar mumdan bir
gemi ile geçer o denizi.
Aşk damarlardan akan kan gibi titreyen kalp ve nefestir. Benliği
unutup gerçeği aramaktır aşk.
Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dünü günü
Bana seni gerek seni
Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni
Ben yürürüm yane yane
Aşk boyadı beni kane
Ne akilem, ne divane
Gel gör beni aşk n'eyledi?
Gâh eserim yeller gibi
Gâh tozarım yollar gibi
Gâh akarım seller gibi
Gel gör beni aşk n'eyledi?
İşitin ey yârenler
Aşk bir güneşe benzer
Aşkı olmayan kişi misali taşa benzer
İşitin ey yârenler
Kıymetli nesnedir aşk
Gönüllere yol eyler
Sultanları kul eyler
Hikmetli nesnedir aşk
Denizleri kaynatır
Kayaları söyletir
Kuvvetli nesnedir aşk…
Yorumlar
Yorum Gönder