Kayıtlar

Şeytan İnsanı En Çok Hangi Yollarla Kandırır?

  Şeytan İnsanı En Çok Hangi Yollarla Kandırır?   Denilir ki, iblis insanoğlunu en çok şu üç şekilde tuzağına düşürür... Denilir ki, iblis insanoğlunu en çok şu üç aldanış ile avlar:   Birincisi; İşlediği sâlih amelleri, gözünde büyük gördüğü zaman Yaptığın hayırları unut! İnsan, hayatı boyunca bazı iyiliklerde bulunur. Şeytan ve nefis; o iyilikleri insanın gözünde büyütür de büyütür, kişiyi başkalarıyla bilhassa mânen daha zayıf olan kişilerle kıyaslayarak, kendini sâlih bir kişi gibi hissetmesini sağlar. Kişiyi bu iyiliklerine güvendirip; onun yapması gereken diğer birçok vazifesini ihmal etmesini, hattâ birtakım yanlışları da yapmasını hoş göstermeye çalışır. Bu da büyük bir aldanış olur.   Bu tehlikeye işaretle Lokman Hakîm buyurur:   İki şeyi unutma: a) Allâh -celle celâlühû- b) Ölüm   İki şeyi unut: a) Sana yapılan fenalıklar. b) Yaptığın hayırlar. İnsan için ölçü, etrafındaki insanlar değil, sahâbe-i kiramdır. Çevresinin ortalaması değildi

Yunus Emre: Aşkın Sesi

  Yunus Emre: Aşkın Sesi   Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın. Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. Yunus Emre Kuddise Sirrûh   13. Yüzyıl... Mevlana, Şems, Taptuk Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Sarı Saltuk... Ne kişisel gelişim merkezleri var, ne de 'en çok satan' spiritüel kitaplar, ne kurslar, ne seviye, ne unvan, ne de rütbe... Bu kişiler aydınlanmak için Hindistan'a da gidememişler... Kendi kendilerine hakikatin peşinden gitmişler... Nefisleri üzerinde çalışmış, mürşitlerinden ilham almışlar. Hiç bir para karşılığı olmaksızın açılan dergâhlarında irfan dağıtmışlar, kim olursa olsun buyur etmişler.   Yunus Emre de işte bu dönemde yaşamış, hakikati aramış, aşkı aramış bir Anadolu evladı. Hikâyesi buğday istemek için gittiği Hacı Bektaş-ı Veli ile başlıyor. Hacı Bektaş-ı buğday yerine nefes vermeyi önerir ama Yunus önce bundan bir şey anlamaz. Daha sonra koşarak geri gelen Yunus nefesi kabul eder ve

Şeytan İnsanı En Çok Hangi Yollarla Kandırır?

  Şeytan İnsanı En Çok Hangi Yollarla Kandırır?   Denilir ki, iblis insanoğlunu en çok şu üç şekilde tuzağına düşürür... Denilir ki, iblis insanoğlunu en çok şu üç aldanış ile avlar:   Birincisi; İşlediği sâlih amelleri, gözünde büyük gördüğü zaman Yaptığın hayırları unut! İnsan, hayatı boyunca bazı iyiliklerde bulunur. Şeytan ve nefis; o iyilikleri insanın gözünde büyütür de büyütür, kişiyi başkalarıyla bilhassa mânen daha zayıf olan kişilerle kıyaslayarak, kendini sâlih bir kişi gibi hissetmesini sağlar. Kişiyi bu iyiliklerine güvendirip; onun yapması gereken diğer birçok vazifesini ihmal etmesini, hattâ birtakım yanlışları da yapmasını hoş göstermeye çalışır. Bu da büyük bir aldanış olur.   Bu tehlikeye işaretle Lokman Hakîm buyurur:   İki şeyi unutma: a) Allâh -celle celâlühû- b) Ölüm   İki şeyi unut: a) Sana yapılan fenalıklar. b) Yaptığın hayırlar. İnsan için ölçü, etrafındaki insanlar değil, sahâbe-i kiramdır. Çevresinin ortalaması değildi

7 Kere Okuyanın Hacetinin Görüleceği, Sıkıntılarının Gideceği Bir Salâvat

7 Kere Okuyanın Hacetinin Görüleceği, Sıkıntılarının Gideceği Bir Salâvat   اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ صَلَاةً تُحَلُّ بِهَ العُقَدُ وَتفَرَّجُ بِهَا الكُرَبُ وَتُشْرَحُ بِهَا الصُّدُورُ وَتُسَيَّرُ بِهَا العُمُورُ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلِّم اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدِ ابْنِ عَبْدِ اَللَّهُ القَائِمِ بِحَقِّ اللهِ عَدَدَ مَا فِي عِلمِ اللهِ صَلَاةً وَسَلَامًا دَائِمَيْنِي يَدُومَانِ بِدَوَامِ مُلْكِ اللهِ وَعَلَى أَخِيهِ جِبْرِيلَ الُمُطَوَّقِ بِالنُّورِ وَآلِهِ وَصَحْبِهِ وَفَرِّجْ عَنِّي مَا أَهَمَّنِي إِنَّكَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَدِير   Okunuşu: Allahümme salli alâ seyyidinâ muhammedin salâten tühallü bihel’ukadü Ve tüferracü bihel kürabü Ve tüşrahu bihessudûru Ve tüseyyeru bihel ümûru Ve alâ Âlihî ve sahbihî vesellim. Allahümme Salli alâ seyyidinâ mühammed ibni abdillahil’ Kâimi Bihakkıllâhi adede mâ fî ilmillâhi Salâten ve selâmen dâimeyni Yedümâni bidevâmi mülkillâhi Ve Alâ Ehîhi Cibrîlel’mütavvekî binnûri. Ve Âlihî ve sahbihî ve

Ayetel Kürsi Ve Anlamı

  Ayetel Kürsi Ve Anlamı   أَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجيمِ. بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحيمِ.   اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَنْ ذَا الَّذ۪ي يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ اِلَّا بِاِذْنِه۪ۜ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْۚ وَلَا يُح۪يطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِه۪ٓ اِلَّا بِمَا شَٓاءَۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَۚ وَلَا يَؤُ۫دُهُ حِفْظُهُمَاۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظ۪يمُ ﴿٢٥٥﴾ Eûzübillahimineşşeytanirracim. Bismillâhirrahmânirrahîm. Allah’ü Teâlâ kendisinden başka hiçbir ilah olmayandır. Diridir, kayyumdur. Onu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey onundur. İzni olmaksızın onun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar onun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. Onun

Hızır Nasıl Hızır Aleyhisselâm Oldu?

  Hızır Nasıl Hızır  Aleyhisselâm  Oldu?   İbnü’l-Arabî Rahmetullahi Aleyh’in “Hızır Aleyhisselâm nasıl Hızır oldu” sorusuna verdiği cevap şöyledir: “Hızır bir orduda askerdi. Ordunun suya ihtiyacı olmuş, yoldaki tehlikeler nedeniyle kimse gitmek istemez. Hızır Aleyhisselâm tehlikeyi göze alarak su aramaya gider ve en nihayetinde ulaştığı su ab-ı hayat olur. Hızır geri döndüğünde durumu arkadaşlarına bildirir. Bunun üzerine herkes bu kez suyu elde etmek üzere yola çıkar, fakat kimse ona ulaşamaz. Çünkü herkes (bir başkası için değil) kendisi için bencilce suyu aramış. Fakat sadece insana hizmet etmek üzere yola çıkan Hızır Aleyhisselâm “ab-ı hayat” ı bulabilmiştir. Yani ölümsüzlük suyuna ulaşmak, tek gayesi Hakk’ın kullarına hizmet etmek olan kimseye nasip olmuştur.”   (Fütûhat-ı Mekkiyye)

Hikmet Bir Nurdur

  Hikmet Bir Nurdur Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilirse, ona pek çok hayır verilmiş demektir. Ancak akıl sahipleri düşünüp ibret alırlar.” (Bakara, 269) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Bir kul dünyâya karşı zâhid olduğu zaman Allah onun kalbinde hikmeti bitirir, diline hikmeti konuşturur, ona dünyanın ve nefsinin ayıplarını gösterir. Bir kardeşinizin zühd yolunu tuttuğunu görürseniz ona yakınlaşın ve onu dinleyin. Çünkü ona artık hikmet verilmiştir.” (Deylemî, Hadis no: 6217) Hikmet ilham ile vesveseyi birbirinden ayıran bir nurdur. Bu nur kalbde tefekkür ve ibretten meydana gelir. Tefekkür ve ibret ise hüzün ve açlığın bıraktığı mirastır. Hikmet ehli birisi şöyle demiştir: “Bedenlerin azığı yiyecek ve içecekler, aklın ise hikmet ve ilimdir. Kula dünyâda verilen en üstün şey hikmet, âhirette verilecek en üstün şey ise rahmettir. Bedenler için tıp ilmi ne kadar mühim ise, ahlak için hikmet de o kadar mühimdir.” H

Kötü Huylar

  Kötü Huylar   01-       Küfür ve şirk. 02-       Cehalet. 03-       Aylanmak korkusu. (İnsanların kötülemelerine, çekiştirmelerine, ayıplamalarına üzülüp, hakkı kabul etmemek.) 04-       Övülmeyi sevmek. (Kendini beğenip, övülmeği sevmek.) 05-       Bid’at itikât. (Bozuk iman.) 06-       Hevây-ı nefs. (Nefsin isteklerine, lezzetlerine, şehvetlerine tâbi’ olmak.) 07-       Taklîd ile îmân. (Bilmediği kimseleri taklîd.) 08-       Riyâ. (Gösteriş, Âhıret amelleri yaparak dünyâ arzûlarına kavuşmak.) 09-       Tûl-i emel. (Zevk ve safâ sürmek için çok yaşamağı istemek.) 10-       Tama’. (Dünyâ lezzetlerini harâm yollardan aramak.) 11-       Kibr. (Kendisini üstün görmek.) 12-       Tezellül. (Aşırı tevâdu) 13-       Ucb. (Yaptığı iyilikleri, ibâdetleri beğenmek.) 14-       Hased. (Kıskanmak, çekememek, ni’metin ondan çıkmasını istemek. Ebülleys-i Semerkandî diyor ki, (Üç kimsenin düâsı kabûl olmaz: Harâm yiyenin, gıybet edenin, hased edenin).) 15-       Hık