Kayıtlar

George Bernard Shaw’dan Bazı Sözler

  George Bernard Shaw’dan Bazı Sözler ·      Akıllı adam aklını kullanır. Daha akıllı adam başkalarının da aklını kullanır. ·      Altın kural, altın kuralların olmadığıdır. ·      Attığınız tokada karşılık vermeyen kişiden sakının: O hem sizi bağışlamaz hem de kendinizi bağışlamanıza olanak bırakmaz. ·      Başka yıldızlarda insan var mı bilmiyorum ama eğer varsa, dünyayı akıl hastanesi olarak kullandıklarından eminim. ·      Bazı insanlar her şeyi olduğu gibi görür ve 'neden' diye sorarlar. Bense her şeyi asla olmadığı biçimde hayal eder ve 'neden olmasın' diye sorarım... ·      Bazıları mideleri için yiyecek, diğerleri de yiyecekleri için mide ararlar. ·      Beğenmediğiniz bir şeyi alkışlamak, yalan söylemenin birçok çeşidinden biridir. ·      Beni bir antika olarak saklamaya çalışıyorsun, ama işim bitti. Öleceğim. ·      Beni övebilecek başka birini neden bulayım, kendi kendimi övebilecekken. ·      Benim çapımda bir beyin besinini ineklerden al

Şu İnceliğe Bakar mısınız?

Resim
  Şu İnceliğe Bakar mısınız? Allah’ü Teâlâ Rasulü Sallallahü Aleyhi Vesellem bir gün camiye giderken yolda ezan ile dalga geçen Yahudi çocuklarını duydu. Aralarından birinin sesi çok güzeldi ve o ezanı ağzını eğip bükerek söylüyor diğerleri de ona gülüyordu. Bizler olsak ne yapardık bu durumda? Şiddet, hakaret... Allah’ü Teâlâ Rasulü Sallallahü Aleyhi Vesellem yolunu değiştirerek çocukların olduğu yöne doğru yavaşça ilerledi. Yanlarına yaklaştı öncelikle elini kaldırarak selâm verdi (bu psikolojide benden size zarar gelmez anlamında…) ve: "- Az önce çok güzel bir ses duydum, o sizden mi geldi?" diye sordu. Şu inceliğe bakar mısınız? Çocuk güzel ses deyince sevindi, tabi hemen öne atıldı: "- Evet ben söyledim!” dedi. Efendimiz ona: "- Senin sesin ne kadar güzeldir öyle. Seni su mescide götürsem oradaki amcalara da söyler misin?” dedi. Çocuğun gururu okşanmıştı mutlu oldu. "- Söylerim ama ben ezânı bilmiyorum ki!” dedi. "- Olsun

Kıyamet Günü Amel Defterimden İki Söz Çıkar

  Kıyamet Günü Amel Defterimden İki Söz Çıkar   Mekkî b. İbrahim Rahmetullahi Aleyh anlatıyor: İbn Avn’ın yanında oturuyorduk. Bazıları bir adama lânet ediyor, aleyhinde konuşuyorlardı. İbn Avn Rahmetullahi Aleyh ise susuyordu. Bunun üzerine, “- Ey İbn Avn! Biz bunları, onun sana karşı yaptığı kötülük ve eziyetlerden dolayı söyledik!” dediler. İbn Avn Rahmetullahi Aleyh ise şu cevabı verdi: “- Kıyamet günü amel defterimden biri ‘lâ ilâhe illallah’, diğeri ise ‘Allah falan kişiye lânet etsin’ olmak üzere iki söz çıkar. Benim amel defterimden ‘lâ ilâhe illallah’ sözünün çıkmasını, lânet sözüne tercih ederim.” Lokman da Aleyhisselâm oğluna şöyle nasihat etmiştir: “- Oğlum! Sana bazı tavsiyelerde bulunacağım eğer bunlara uyarsan hep seçkin olursun: Uzak yakın herkese güzel ahlâklı ol. Kardeşlerini koru. Akrabalarınla ilişkini kesme. Dedikoducuya, seni kötülüğe düşürmek isteyen bozguncuya kulak asmayacağına dair akraba ve dostlarına güvence ver. Kendisinden ayrıldığında se

İncitme, İncinme!

İncitme, İncinme!   Âşık der inci tenden İncinme incitenden Kemalde noksan imiş İncinen incitenden... Alvarlı Efe M. Lutfî Hz. Kuddise Sirrûh   Edeb Ya Hu!   Edebim el vermez Edepsizlik edene. Susmak en güzel cevap, Edebi elden gidene! Yunus EMRE Kuddise Sirrûh   Onaracak Ustası Yok!   Kırma dostun kalbini, Onaracak ustası yok. Soldurma gönül çiçeğini, Sulamaya ibrik yok… Yunus EMRE Kuddise Sirrûh   “Hor görme derviş fakiri hor deyip kılma nazar, Kalbinin köşesinde rahmet-i Rahman gezer.” Lâedrî   “Dest-i Kudretle yapılmış sun’-ı Mevlâdır gönül, Secdegâh-ı Kibriyâdır yıkma kalbin kimsenin.” Lâedrî   “Bir bahçeye giremezsen, Durup seyran eyleme. Bir gönlü yapamazsan, Yıkıp viran eyleme.” Yunus Emre Kuddise Sirrûh   “Gönül Çalab’ın tahtı, Çalap gönüle baktı. İki cihan bedbahtı, Kim gönül yıkar ise.” Yunus Emre Kuddise Sirrûh   Hor görme derviş fakiri hor deyip kılma nazar Kalbinin köşesinde rahmet-i

İncitmemekten İncinmemeye

  İncitmemekten İncinmemeye   Yazar: Mustafa Asım Küçükaşçı   Kısacık fakat tam isabet tarifler vardır. Tasavvuf hakkında yapılmış şu tarif onlardan biri:   “İlk dersi incitmemek, son dersi incinmemek olan mânevî tahsil…”   İbrahim Hakkı Erzurumlu Hazretleri de bir benzerini söylüyor:   Cihan bâğında ey âkıl, budur makbûl-i ins ü cin, Ne kimse senden incinsin, ne sen bir kimseden incin!   İncitmemek ve incinmemek; hangisi daha zor?   Son ders olduğuna göre incinmemek…   Soruyu tersine çevirelim:   İncitmek ve incinmek; hangisi bir insan için daha ağır bir noksanlık?   İlk başta incinmenin bir kusur olduğunu bile idrak edemeyebiliyoruz. İncinmek bir hak imiş, hattâ insanlığın, hassâsiyetin bir icabı imiş gibi geliyor değil mi? Fakat tasavvufun son dersi incinmemek… Yani incinmek bir kusur. Hattâ incitmekten daha ağır bir kusur…   Âşık der inci tenden İncinme incitenden Kemalde noksan imiş İncinen incitenden… (Alvarlı Efe M. Lutfî Hz.)   O nasıl olur?