Kayıtlar

Öyle Bir Zaman Gelecek ki…

Öyle Bir Zaman Gelecek ki… Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuşlardır: “Öyle bir zaman gelecek ki o zaman şu üç şeyden daha kıymetli bir şey olmayacaktır: Helal para, can u gönülden arkadaşlık yapılacak bir kardeş ve kendisiyle amel edilecek bir sünnet.” (Heysemî, I, 172) “Öyle bir zaman gelecek ki, kişi helâlden mi haramdan mı kazandığına aldırmayacak!” (Buharî, Büyû; 7) “Aranızda öyle bir grup ortaya çıkacaktır ki, namazınızı onların namazları, oruçlarınızı onların oruçları ve diğer amellerinizi de onların amelleri yanında az göreceksiniz. Onlar Kur’ân okurlar, fakat okudukları boğazlarından aşağı geçmez. onlar okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkarlar…” (Buhârî, Fedâilü’l-Kur’ân, 36) İbadetler şekilde kalarak rûhânî tarafı zayıflayacak, nefis tezkiyesi ve kalp tasfiyesi yapılmayacak… Rasûlullah Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuşlardır: “Öyle bir zaman gelecek ki okumaya meraklı kurrâ çoğalacak; fakîhler (dini anlayıp yaşa

En Şiddetli Hastalıklardan Biri Nimete Alışma Hastalığıdır

En Şiddetli Hastalıklardan Biri Nimete Alışma Hastalığıdır Ratib Nablusi hoca anlatıyor: En şiddetli hastalıklardan biri sinsi hastalıktır. Belirtileri görülen yahut hissedilen türden değildir. Yakalandığınızda çok ciddi zarar verir. Bu hastalığın adı “nimete alışma hastalığı”dır. Dört şekilde kendini gösterir. 1- Allah’ın nimetlerine alışmak. Adeta nimet değilmiş gibi görmeye başlamak. Nimetin nimet olduğunu hissetmeyip müktesep hak gibi görmek. 2- Evine giren kişinin ailesini sağ salim görmeye alışması. Onları iyi halde görüp bunun için Allah’a hamdu sena etmemek. 3- Alışverişe gidip market arabasına dilediğini koyup ücretini ödeyerek evine dönerken nimeti vereni ve ona şükretmenin gerektiğini zerre miktar hissetmemek. Bunu gayet normal bir durum olarak görüp adeta en tabii hakkı gibi telakki etmek. 4- Her sabah güven içinde uyanıp sağlığı yerinde bir şikâyeti ağrısı sızısı olmadan kalktığında Allah’a hamd etmemek. Dikkat !!!!! Sen bu durumlardan

Böyle Bir Zamanda İmtihana Hazır mısınız?

Böyle Bir Zamanda İmtihana Hazır mısınız? Abdülaziz Kıranşal ·           Kişiyi ailesi helak edecek: Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki; “Öyle bir zaman gelecek ki, kişinin helak olması, eşinin, anne-babasının ve çocuklarının elinden olacaktır. Onu fakirlikle ayıplarlar, gücünün üstünde tekliflerde bulunurlar, o da dinini kaybedecek işlere girer ve helak olur.” (Beyhakî) ·           Güvenilir dost ve helal para azalacak: Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki; “Öyle bir zaman gelecek ki o zaman şu üç şeyden daha kıymetli bir şey olmayacaktır: Helal para, cânı gönülden güvenilip, arkadaşlık yapılacak bir dost ve kendisiyle amel edilecek bir sünnet.” (Heysemî) ·           Dünya menfaati için din ve dava satılacak: Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki; “İnsanlar dinlerini küçük dünya menfaati karşılığı değiştiriverirler. İşte öyle zamanda dinlerinde sâbit kalabilenler ellerinde kor ateşi tutanlar gibidirler.” (Müslim) ·   

İffetli Mazlum Bir Kızın Ahı Ve Sonucu (Yaşanmış İbretlik Bir Hikâye)

İffetli Mazlum Bir Kızın Ahı Ve Sonucu (Yaşanmış İbretlik Bir Hikâye)        Hikâyeyi eski edebiyat hocası olan Kamil Hoca öğrencilerine anlatmış.        Kendisi 70’li yıllarda öğretmenliğe başladığında, o yıl müzik öğretmeninin kocasının başından geçen olayı anlatıyor.        Erzincan Valiliği’nde görev yapıyordum. Oranın valiliğinde, memur ve atama işleri ile ilgileniyordum.        O vakit Erzincan’da genç bir Ayşe hemşire vardı. 20-22 yaşlarındaydı. Annesi ise felçli idi. Ekseri ilçe ve köylere gider, iğne yapar, ilaç verir, kadınların doğumlarına ebelik yapardı. Oldukça iffetli ve izzetli biriydi. Annesine sadakatle bakar, civar halka hizmet etmekten geri durmazdı. Bekârdı.        Bir gün yine köylerden birine giderken, nüfuzlu bir ağa görmüş ve ağa kendisiyle evlenmesi için Ayşe Hemşire’ye haber göndermişti.        Ayşe Hemşire hemen teklifi ret etti.        Ardından ağadan ikinci bir haber gelmişti. Haber tehdit ve şantaj doluydu.        Ağa:       

Tesettürü Hafife Alan Kadın

Resim
Tesettürü Hafife Alan Kadın                         Yıl, 1939… O dönemlerde Müslüman kadınların hepsi kapalı. Yolda saçı-başı açık bir hanım göründü mü, herkes bilirdi ki ya gayr-i Müslim ya da yüksek memur karısıdır.             İmamlığa yeni başlad ığım o dönemde, ikindi vakti bir hanımın naaşını getirdiler. Gerekli vecibeleri yerine getirdikten sonra defin için kabre gittik ve akrabalarının ağıtları eşliğinde kabire defnettikten sonra mezarın başında yalnızca ben ve birkaç metre arkamda da kocası kaldı.             Birden müthiş bir depremle sarsılmaya başladık!             "- Eğer şehir merkezinde de olduysa bu deprem, bir tane bile ev kalmamıştır, yıkılmıştır hepsi."             Diye düşündüm ki; sadece mezarın etrafının sarsıldığını fark ettim o an…             Derken, birdenbire feci bir feryat işittim. Kabirdeki kadın öyle bir imdat istiyor ki, sanırsınız etlerini lime lime ediyorlar!             Tablo karşısında haşyetle sarsılıp olanları idrak et