Kayıtlar

Yaralanmakla Bir Şey Olmaz! Git, Şehid Ol!

Resim
Yaralanmakla Bir Şey Olmaz! Git, Şehid Ol!   Halit Paşa (Halit Karsıalan) savaştan yaralı olarak eve döner. Halit Paşa'nın Anası sorar: “- Oğul savaş bitti mi ki sen eve döndün?” “- Yok, ana! Yaralandım istirahat verdi tabipler izine geldim!” “- Yaralanmakla bir şey olmaz! Git, şehid ol!!!” Halit Paşa: Şu kahramanlık ibretlik solu sözleri söylemiştir. “- Vatan bizimdir, kaçan haindir, düşmana sırtını döneni vururum! Ben dönersem, siz de beni vurun!” Diye emir verebilen, düşman üstüne Fetih Sûresi’ni ezberden okuyarak gidebilen, unutturulan bir kahramandır O! Halit Paşa (Halit Karsıalan) Kimdir? 1883 yılında İstanbul’da doğdu. Harbiye’yi bitirdi (1903) ve Yemen’e gitti (1908). Bundan sonraki bütün hayatı cephelerde geçmiştir. Mondros’tan sonra Kazım (Karabekir) Paşa ile 15. Kolordu komutanlığına gelerek İslam Tümeni’nden kalan kuvvetlerin bir savunma çekirdeği haline getirilmesini sağladı. Kurtuluş Savaşı’nda Kocaeli Grubu’na komuta etti ve

40 Hadis-i Şerif 34

40 Hadis-i Şerif 34 01-   Nefes etmek, temîme yapmak (göz değmesi için boncuk takmak), tivâle (her çeşit sihir) yapmak şirktir. (İbni Mesud Radiyallahü Anh’dan) 02-   Kıyamet günü kulun ilk hesabı namazdan başlar. Eğer namazı tamamsa kurtulur, noksansa mahrum olur, hüsranda kalır. (Tergîb) 03-   Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem'e biri, Yâ Rasûlallah, islâmda Allahü Teâlâ'nın en çok sevdiği amel nedir? Dedi. Resûlüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem Vaktinde kılınan namazdır. Kim namazı terk ederse onun dini yoktur. Namaz İslâm dininin direğidir buyurdu. (Beyhakî) 04-   Meşrû bir mâzeret olmadan iki namazı birleştiren (kılmayan) kimse büyük günahlardan bir kapıya girmiştir. (Hâkim) 05-   Çocuklarınıza yedi yaşında namazı emredin. On yaşına geldiğinde (kılmazlarsa) döğün! (Ebû Dâvud) 06-   Altın ve gümüşü olup da zekâtını vermeyenlerin o altın ve gümüşler levhalar halinde Cehennem'de kızdırılıp sahibinin yüzü, yanları ve sırtı onlarla dağlanacak, soğuduk

40 Hadis-i Şerif 33

40 Hadis-i Şerif 33 01-   Geride kendisine dua edecek hayırlı bir çocuk bırakan kimsenin amel defteri kapanmaz, kendisine sürekli olarak hayır yazılır. (Ebû Davud, Vesâyâ, 14) 02-   Katâde İbnu Numan Radiyallahü Anh anlatıyor: Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki: “Allah bir kulu sevdi mi, onu dünyadan korur. Tıpkı sizden birinin hastasına suyu yasaklaması gibi.” (Tirmizi, Tıbb 1) 03-   Kur'an'da 30 ayetli bir sure vardır, onu çok okuyan insana bağışlanıncaya kadar şefaat eder. Bu sure Mülk suresidir. (Ebû Dâvûd, Tirmizî) 04-   Bir kulun günahları çok olur da affa sebep olan ameli bulunmazsa, 05-   Allah o kuluna öyle bir hüzün verir ki, günahlarına kefâret olur. Ramüzül Ehadis: (C.1,S.61/15) 06-   Kim darda kalan bir kimsenin işini kolaylaştırırsa Allah da dünya ve ahirette onun işlerini kolaylaştırır. (Müslim, Birr ve Sıla: 17: Buharî, Edeb 34) 07-   Fakirlik, Allah tarafından sevilen bir şeydir ki, onunla ancak müminlerden sevdiğini mübtela e

Bazen Yalınayak Yürü!

Bazen Yalınayak Yürü! Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem bize bazen yalınayak yürümemizi emretti (Ebu Davud, Sünen; 4160) Sağlıklı yaşamak istiyorsanız, çıplak ayakla toprağa basın! “Topraklama, bilinen en kuvvetli antioksidandır.” Dokuz tane en etkili faydası şunlardır: 1- Kırmızı kan hücrelerinin zeta potansiyelini azaltır. Toprağa yalın ayak basılması halinde zeta potansiyeli nötr hale gelir. Özellikle doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda zeta potansiyeli çoğalır. Bu potansiyelin çoğalması demek ilerleyen zamanda kalp krizi riskinizin artması demektir. Toprağa yalın ayak basmak yani kanın iç akışını anlamlı derecede azaltır, kan incelir. 2- Adet öncesi sendromunu önler. Toprak üzerinde yalın ayak yürümek, kortizol yani ”stres hormonu” nu azaltmaya yardımcı olur. Bundan dolayı adet öncesi ağrılarınızın daha hafif geçmesine yardımcı olur. 3- Kırmızı kan hücrelerinin akış hızı ortalama olarak %280 artar. Bu sayede dokulara daha fazla oksijen taşınabilir. Bu

Mahşer günü Hiçbir Bahane Geçmez!

Mahşer günü Hiçbir Bahane Geçmez! Mahşer günü Allah’ü Teâlâ bir kulunu çağırır: "- Ey kulum! Bana neden ibadet etmedin?" Kul boynunu bükerek: "- Ey Rabbim! Beni o kadar zengin kıldın ki ibadet edecek fırsatı bulamadım" Allah’ü Teâlâ: "- Öyle mi?" der. "- Çağırın Süleyman Aleyhisselâm’ı gelsin. Bu dünyada Süleyman Aleyhisselâm kadar hiç kimseyi zengin etmedim ama o yine bana ibadet etmekten geri kalmadı." Başka birini çağırdı. Allah’ü Teâlâ: "- Ey kulum! Neden bana ibadet etmedin?" Kul yine boynunu bükerek: "- Ey Rabbim! Beni o kadar fakir yarattın ki rızkımı aramaktan seni arayamadım". Allah’ü Teâlâ: "Öyle mi?" der. "- Çağırın İsa Aleyhisselâm’ı! Bu dünya da İsa Aleyhisselâm kadar kimseyi fakir yaratmadım tuğladan bir yastığı ve bir de ibriği vardı. Ama o yine bana ibadet etmekten geri kalmadı" Başka bir kulunu çağırır: "- Ey kulum! Neden bana ibadet etmedin?&q