Kayıtlar

Günahları Affettiren Ameller

Günahları Affettiren Ameller   Horasan melik ve kahramanlarından Amr bin Leys’in hâli, buna güzel bir misâldir. Vefâtından sonra onu sâlih bir zât rüyâsında görmüştü. Aralarında şu konuşma geçti:   “– Allah sana nasıl muâmele etti?”   “– Allah beni affetti.”   “– Hangi amelin sebebiyle affetti?”   “– Bir gün bir dağın zirvesine çıkmıştım. Yüksekten askerlerime bakınca, sayılarının çokluğu hoşuma gitti ve:   “Keşke Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem zamanında yaşasaydım da O’na yardım edip destek olsaydım, (O’nun yolunda fedâyı cân eyleseydim)…” diye duygulandım. İşte bu niyet ve iştiyâkıma karşılık, Yüce Allah’ü Teâlâ beni af ve mağfiretine mazhar eyledi.” (Kadı Iyâz, Şifâ, II, 28-29)   Nitekim bir hadîs-i şerîfte:   “Mü’minin niyeti, amelinden hayırlıdır.” buyrulmaktadır. (Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 194)   Beden için ruh ne ise, amel için hâlis niyet de o mevkîdedir. Buna mukâbil, ibadet ve sâlih amellerde samimiyetsizlik, riyâ ve gösterişe kaçma

Benim İçin Bu Gün Ne Yaptın?

Benim İçin Bu Gün Ne Yaptın? Allah Celle Celâlühü Hz. Musa Aleyhisselâm’a bir gün sorar: “Ya Musa benim için bu gün ne yaptın?” “Yarabbim Senin için namaz kıldım, oruç tuttum, zekât verdim, ismini çok zikrettim!” Allah Celle Celâlühü tekrar sordu: “Namaz kılmak senin için burhandır, oruç seni cehennemden koruyan kalkandır, zekât mahşer günü herkes sıcaktan yanarken sana gölge yapacaktır, zikir de o gün karanlıkta sana nur olacaktır. Benim için ne yaptın?” Hz. Musa Musa Aleyhisselâm: “Ya rabbim Senin için olan amel hangisidir? Senin için ne yapılır?” Allah Celle Celâlühü de buyurdu ki: “Sevdiğim kulumu benim için sevdin mi, düşmanımı da düşman bildin mi?” Diye buyurdu. Hz. Musa Aleyhisselâm da Allah’ü Teâlâ'nın sevdiği amelin  “O'nun dostlarını sevmek ve düşmanlarını sevmemek ” olduğunu anladı. Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem  “Allah’ü Teâlâ için birbirini seven, hayatını böyle geçiren ve bu hal üzere ve

Bir Oku Bin Düşün!

Bir Oku Bin Düşün! Mukaddeme Bismillahirrahmanirrahim Cimri küçük fakat anlatmak istediği mesele bakımından çok büyük olan bu Risalenin ismini “Bir Oku Bin Düşün” koymamız elbette sebepsiz değildir. Allah Celle Celâlüh yüce kitabı Kuran-ı Kerim’inin birçok ayetlerinde biz insanları düşünmeye (tefekküre) davet etmektedir. Herhangi bir kitabı, bir yazıyı okuyup geçersek, hikmetini düşünmezsek, faydasından istifade edemeyiz, zararından korunamayız. İşte onun için bu küçük risalenin ismini de ilham alarak okuyun ve düşünün. Çünkü ifadeye çalıştığı mevzu, Allah’ın dostlarına dost, düşmanlarına düşman olmanın elzemliği mevzuudur. Ebedi saadetimizi kazanmak Cehennem ateşinden kurtulmak mevzuudur. Bütün bunlar küçümsenecek meseleler değildir. İtiraz edilemeyecek eserlerden meydana getirdiğimiz kati delillerle karşınıza çıkmış bulunuyoruz. Bu mevzuda daha pek çok deliller bulmak mümkündür. Ancak meseleyi anlatmak bakımından bu kadarını kâfi gördüğümüzden fazla araştırma ya

Kıyamet Günü Arş'ın Gölgesinde Gölgelenecek Olan Yedi Grup

Kıyamet Günü Arş'ın Gölgesinde Gölgelenecek Olan Yedi Grup Kıyamet günü Arş'ın gölgesinde gölgelenecek olan yedi grup kimlerdir? Hangi özellikler buna neden olmaktadır? Cevap: Değerli kardeşimiz, Ebu Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Başka bir gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde Allah Teâla, yedi insanı, arşının gölgesinde barındıracaktır": 1- Adil devlet başkanı, 2- Rabbine kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genç, 3- Kalbi mescitlere bağlı Müslüman, 4- Birbirlerini Allah için sevip buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan iki insan, 5- Güzel ve mevki sahibi bir kadının beraber olma isteğine "Ben Allah'tan korkarım" diye yaklaşmayan yiğit, 6- Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse, 7- Tenhada Allah'ı anıp gözyaşı döken kişi." (Buhari, Ezan 36, Zekat 16, Rikak 24, Hudüd 19; Mü

Adam

Adam Ayasofya Câmii’nin yanında kendi adına bir medresesi bulunan Câfer Ağa, ahbaplarını evine dâvet etmek için uşağını birine yollamış... Uşak adamın evine varmış, kapıyı süratle çalarak. -Kalk, kalk; hemen toparlan... Ağa seni istiyor!” şeklinde kaba davranışlarda bulunmuş,  Adam: - Ağanın bana gönderecek bir adamı yok muydu ki, senin gibi bir eşeği yolladı? deyince, uşak cevabı yapıştırmış: - Câfer Ağa diğer adamlarını öteki “adamlara” gönderdi. Beni de “sana” yolladı!

Abdestsiz Nöbet Tutmam

Abdestsiz Nöbet Tutmam Sultan İkinci Abdülhamid Han zamanında, Sarayda gece gündüz nöbet tutan hassa askerleri vardı. Bu nöbetçilerin geleneksel olarak geceleyin bir seslenişleri yankılanırdı etrafta: - Kimdir o? - Kim var orda? Hiç kimse yoktur ama onlar sanki birilerini görüyormuş gibi, belli aralıklarla hep seslenirlermiş... Böylece devamlı uyanık durduklarını ve vazife başında olduklarını duyururlarmış. Ayrıca bu askerler her saat başı nöbeti başka arkadaşlarına devrederlermiş. Bir gece, yine nöbet yerinden sesler duyar Padişah: - Kimdir o? - Kim var orada? Aradan bir saat geçmesine rağmen, yine aynı ses bağırır: - Kimdir o? - Kim var orada? Padişah'ın dikkatini çeker. Bu ses, bir saat geçtiği halde değişmemiştir. Hâlbuki her saat başı nöbetçi değişmelidir. Bir müddet bekler ve tekrar sese dikkat kesilir. Hayret, ses önceki sestir. Nöbetçi niçin değişmemiştir? Sultan Abdülhamid Han, hemen ilgilileri çağırtır ve durumu öğrenmek istediğini söyl

En Güzel Üç Dakika

En Güzel Üç Dakika Önceleri koyu karanlıklar içinde yaşayan Câhiliye toplumu, Efendimiz’in irşâdıyla “Gerçek bilenler” hâline geldi. Geceler gündüze döndü. Kışlar bahar oldu. Tefekkür gelişti. İnsan vücûdunun bir damla sudan, kuşun ufak bir yumurtadan, ağacın ve meyvelerin yok denecek kadar küçük bir çekirdekten meydana gelişleri ve emsâlleri üzerinde derin tefekkürler başladı… Hayat, Allah rızâsına endekslendi. Merhamet, şefkat ve hakkı tevzîdeki derinlik zirveleşti. Ashâb-ı kirâm, güzel bir Müslüman karakteri ve şahsiyeti sergilediler. Her türlü fedâkârlığa katlanarak hayatın her ânında ve her safhasında Allâh’ın rızâsını aradılar. Böyle bir gönül kıvâmı içinde, iyiyi, güzeli, hayrı ve doğruyu tavsiye edip, kötülükten, çirkin davranışlardan, ahlâksızlıktan sakındırdılar. Onlar için hayatın en zevkli ve mânâlı anları, insanlara tevhîd mesajını ilettikleri zamanlar oldu. İSLAM’I TEBLİĞ Peygamber Efendimiz Sallâllâhu aleyhi ve Sellem’in, İslâm’ı tebliğ husûsunda kadın