Kayıtlar

Şemsi Tebrizi (Kuddise Sirrûh) 40 KuralıŞemsi Tebrizi (Kuddise Sirrûh) 40 Kuralı

Şemsi Tebrizi  (Kuddise Sirrûh) 40 Kuralı 1. Kural: Yaratanı hangi kelimelerle tanımladığımız, kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar. Şayet tanrı dendi mi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık geliyorsa aklına, demek ki sen de korku ve utanç içindesin çoğunlukla. Yok, eğer, tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat anlıyorsan, sende de bu vasıflardan bolca mevcut demektir. 2. Kural: Hak yolunda ilerlemek yürek işidir, akıl işi değil. Kılavuzun daima yüreğin olsun, omzun üstünde ki kafan değil. Nefsini bilenlerden ol silenlerden değil! 3. Kural: Kur’an dört seviyede okunabilir. İlk seviye zahiri manadır. Sonra ki batıni manadır. Üçüncü batıninin batınisidir. Dördüncü seviye o kadar derindir ki kelimeler kifayetsiz kalır tarif etmeye. 4. Kural: Kâinattaki her zerrede Allah’ın sıfatlarını bulabilirsin, çünkü O camide, mescitte, kilisede, havrada değil, her an her yerdedir. Allah’ı görüp yaşayan olmadığı gibi, onu görüp ölen de yoktur. Kim O’nu bulursa, sonsuza dek O

Cebele'nin Şam'a Kaçışı

Cebele'nin Şam'a Kaçışı Cebele'nin Şam'a kaçışı ve mürted oluşu hakkında şunlar rivayet ediliyor: Cebele önce Müslüman oldu. Zira rivayete göre Cebele Şam'a git­tikten sonra Hz. Ömer, Şam'ın idarecilerine, şu mektubu yazdı: “Cebele, kavminin ileri gelenleriyle bana geldi ve Müslüman oldu. Ona ikram ettim. Mekke'ye gitti.  Tavaf yaparken Beni Fuzara kabile­sinden bir kişi  Cebele'ni  eteğine bastı. Cebele, Beni Fuzara'dan olana vu­rup burnunu dağıttı. Dişlerini kırdı. El-Fuzara kabilesinden olan kişi Cebele'yi bana şikâyete geldi. Ben: “Ya Cebele'yi affedersin veya kendisin­den kısas alırsın!” diye hükmettim. Cebele: “Ben bir kıralım. O ise bir avam. Ondan ötürü benden kısas mı alıyorsun?” diye itiraz etti. Ona cevab olarak dedim ki: “Seninle onu İslâm bir araya getirmiştir. Sen ancak akıbetle yani güzel netice (ve güzel amelle) ondan üstün olabilirsin.” Cebele, Hz. Ömer'den, kısası ertesi güne tehir etmesini ist

Yardıma Muhtaç Kimselerin Koyunlarını Sağan Devlet Başkanı

Yardıma Muhtaç Kimselerin Koyunlarını Sağan Devlet Başkanı Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh, önceleri ticaretle uğraşıyor, çarşıya inip alış veriş yapıyordu. Ayrıca koyun sürüsü vardı ve zaman zaman onlarla meşgul oluyordu. Bazen mahallesindeki yardıma muhtaç kimselerin koyunlarını sağıyordu. Halife olup kendisine beyat edildiği zaman, daha önce koyunlarını sağdığı bir ailenin kızı: -Artık bundan sonra koyunlarımız sağılmaz!" diyerek hayıflandı. Kızın sesini işiten Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh: -Hayır, vallahi davarlarınızı sağmaya devam edeceğim. Üzerime aldığım bu işin daha önceki ahlakımı değiştirmeyeceğini ümit ediyorum, diye kızı teselli etti ve halife iken de mahallenin koyunlarını sağmaya devam etti. Hatta bazen koyunlarını sağdığı kimselere: -Nasıl istersiniz, sütü köpüklü mü sağayım, köpüksüz mü olsun? Diye sorar, onlar nasıl isterse öyle sağardı. Daha sonra bulunduğu mahalleden Medine'nin merkezine taşındı. Ticaret işiyle halifeliğin beraber yürüm

Şeker Hastalığına Karşı 13 Öneri

Şeker Hastalığına Karşı 13 Öneri Dr. Murat Kınıkoğlu'nun tavsiyeleri Şeker hastalığı, hastanın diyet ve yaşam tarzıyla büyük ölçüde önlenebilecek, geciktirilebilecek bir hastalık olduğu için aşağıdaki gerçekleri bilmemizde yarar var. Okurlarım ve hastalarım bilirler, “hastalık öcüsüyle” insanları korkutmayı doğru bulmam. Buna karşılık bazı önlemler alınarak önlenebilecek, hatta iyileştirebilecek hastalıklarda yılların boşa geçirilmesine çok üzülürüm. Şeker hastalığı, hastanın diyet ve yaşam tarzıyla büyük ölçüde önlenebilecek, geciktirilebilecek bir hastalık olduğu için aşağıdaki gerçekleri bilmemizde yarar var. Şeker hastalığının kötü tarafı, damarların içinde yağ birikimine neden olarak kalp, beyin, böbrek ve göz damarlarını bozması ve zamanla bu organlarda yetmezliklere neden olmasıdır. Böbrek yetmezliğinin ve sonradan olma körlüğün en büyük nedeni şeker hastalığıdır. Yüksek şeker, zamanla sinirleri etkileyerek el, ayak ve yüzde duyu bozuklukları gelişmesine ne

Şişmanlığı Önleyen 5 Öneri

Şişmanlığı Önleyen 5 Öneri Şişmanlık tehlikeli boyutlara ulaşmadan önlenebilir. İşte ipin ucu kaçmadan uygulamanız tavsiye edilen 5 öneri... Olgunluk çağına gelen kadın kilo almaya başlamışsa, bunun sağlık açısından tehlike oluşturacağını düşünmek yanlıştır. Ama önlem almamakta bir o kadar yanlıştır. Şişmanlık tehlikeli boyutlara ulaşmadan önlenebilir. Menopoz öncesinde başlayan şişmanlama, hormon dengesinin yeniden kurulmasıyla sona erebilir. İşte uygulamanız tavsiye edilen 5 öneri. 1- Ölçüleri Sıkı Takip Menopozda özellikle bel bölgesindeki kalınlaşma tehlike işaretidir. Karındaki yağ hücreleri metabolik bakımdan daha faaldirler ve kalçalardaki yağ hücrelerinden daha tehlikelidirler. Bu bölgelerdeki yağ hücreleri, ensüline karşı direnç oluştururlar. Bu da kandaki şekerin temizlenmesi için fazla ensülin üretimini zorunlu hale getirir. 2- Stresten Kaçının Stresin metabolizma üzerindeki etkisi asla hafife alınmamalı. Özellikle menopoz döneminde kadının strese girmesi

Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’in Hastalara Okuduğu Şifa Duaları

Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’in Hastalara Okuduğu Şifa Duaları   Tıbbî tedavi yanında telkin ve dua ile tedavi yöntemi (psikolojik tedavi) günümüz müspet bilimi için de büyük önemi haizdir. Hastalık, insanın maneviyatının moral gücünün yüksek olması ile daha kolay aşılabilir. Bunun için dua önemli bir manevî güç teşkil eder. Bu gibi sıkıntılı durumlarda gerek hastanın gerekse onu ziyaret edenlerin hastalıktan şifa bulması için dua etmeleri önem taşır. Ayrıca hasta ziyareti sağlığın ne kadar önemli bir nimet olduğunu hatırlamaya yardımcı olur. Hasta ziyaretinde bulunmak müminlerin birbirlerine karşı görevlerinden biridir. Hastalandığında bir mümini ziyaret ederek gönlünü almaya çalışmak dinimizde büyük değeri olan bir davranıştır. Bir hadis-i şerifte hasta ziyaretinin önemi şöyle dile getirilmiştir: Dinimizin korunmasını istediği beş esastan birisi de hayat ve sıhhattir. Onun için sağlığı korumak ve gerekli tedavi yöntemlerine başvurmak dini bir görevdir.