Kayıtlar

Namaz Uykudan Hayırlıdır!

Namaz Uykudan Hayırlıdır! "Esselatu hayrun minen nevm" “Namaz uykudan hayırlıdır.” "Resulü Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz", Bilâl-i Habeşi Radiyallahü Anh sabah namazı okurken uyanamamış. Bilal Radiyallahü Anh kapıyı şiddetle vurarak; -'Esselatu hayrun minen nevm, Ya Resulallah!" diye iki defa seslenmiş. Resulü Ekrem hemen uyanmış ve hücresinden kapıya çıkarak; -Bu çok güzel Ya Bilâl! Daima söyle! Demiştir. Resulü Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem sabah namazının vaktinin kıymetini anlatmak için (Allah tarafından) uyanamamış. “Esselatu hayrun minen nevm ” lafzının Ezan-ı Muhammediye’ye eklenmesine vesile olmuştur… Bu hadise çok mühim bir hadisedir. Bunları bilmek gerek. O vakit için kılınan namaz sana o vakte kavuşmanı temin ediyor. Onun için namaz uykudan hayırlıdır. Burada (Hayır), devamlı bulunan Allah'ın mağfiretine çarpılmak ‘Hayr’dır. Sabah vakti, güneş doğmadan evvel her şey başkadır... Gökyüzü, yıldızlar, rüz

Günahları Temizleyen On Şey

Günahları Temizleyen On Şey Bir Mümin işlediği günahtan on şey ile kurtulur: 1- Tevbe yahut istiğfar ile 2- Allah’ü Tealayı zikir etmek ile 3- İşlediği hayırlı ameller ile  4- Dünyada başına gelen belâ ve musibetlerle, 5- Kabir suali ve azabı ile 6- Mümin kardeşinin ona dua ve istiğfar etmesi 7- Mümin kardeşinin amellerinin sevabından ona hediye etmesiyle. 8- Kıyamet günü Arasat’ın korkulu halleri ile 9- Rabbinin rahmeti ile 10- Resûlullâh Efendimiz’in Sallallahü Aleyhi Vesellem’in şefâati ile. (İmam Suyûtî, Tulûu’s-Süreyyâ) (Fazilet Takvimi)

İkinci Murad Han’ın Evliyâ’ya İlticâsı

İkinci Murad Han’ın Evliyâ’ya İlticâsı 1422 senesinde Selanik civarından Mustafa adında bir adam çıkıp Yıldırım Bayezid’in oğlu ve tahtın varisi olduğu iddiasıyla etrafına hayli adam topladı.   Sultan İkinci Murad Han, veziri Bayezîd Paşa’yı orduyla üzerine sevketti. Lâkin Osmanlı kuvvetleri mağlûb olup vezir esir düştü ve öldürüldü.  Haber Murad Han’a ulaşınca pek üzüldü. Seyyid Emîr Buhârî hazretlerinin huzûruna vardı, yardımını istedi.  Emîr Buhârî Kuddise Sirrûh anlattı:  Bu iş için teveccüh ettim. İki defa Peygamber Efendimiz’in Sallallahü Aleyhi Vesellem’in mübârek ayaklarını öperek yardım ihsân etmesini niyâz ettim, sükût buyurdular. Üçüncü defa teveccüh edip ayaklarını öptüm ve:  “Ey düşkünlerin sığınağı! Ey Resûl-i Rabbilâlemîn, Murad Han’a yardım et” dedim. Bu defa:  “Evet, inşâallâh ilâhî yardım onunladır” buyurdular.  Ertesi sabah Şeyh, Sultan Murad’ı zaferle müjdeledi. Eliyle kılıç kuşattı ve ‘Allâh’ın izniyle yürü, mansûr ve muzaffer olacaksın’ dedi. S

Günahların Etkileri ve Çareleri

Günahların Etkileri ve Çareleri Ehl-i Sünnet Ve’l Cemaat itikadına göre günah işlemek günahı helal ve iyi olarak görmedikçe insanı küfre sokmaz yani dinden çıkarmaz. Ama günahın insanlara zarar vermediğini de söyleyemeyiz. Allah’ü Teâlâ Hazretleri Celle Celaluhu mealen şöyle buyuruyor: “Bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Kim Allah’ın sınırlarını geçerse, kendisine yazık etmiş olur.”  (Talak, 1) 1. Her Günahın İçinde Küfre Gidecek Bir Yol Vardır Rasulullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyuruyorlar: “Bir kul günah işlediği zaman kalbinde siyah bir leke meydana gelir. Eğer o kul günahı terk edip bağışlanmayı dilerse, bu leke kaybolur. Şayet tövbe etmez ve günah işlemeye devam ederse, o zaman bu siyah nokta büyüyerek onun bütün kalbini kaplar. İşte Allah Taâlâ’nın,‘Doğrusu şudur ki, yapıp ettikleri kalplerini kaplayıp karartmıştır.’ (meâlindeki) âyetinde ifade ettiği kararma ve pas tutma budur.”  (Müslim, “İmân”, 231; Tirmizî, “Tefsîr”, 75). Bediüzzaman Hazretleri ku

Polis

Polis Şimdi arkadaşımla Taksim’de takılıyoruz. Bir adam ağlayan çocuğunu susturmaya çalışıyor. Yanında da bir polis var; sonra adam çocuğa dedi ki: – Sus yoksa seni polise veririm. Yandaki polis de bir delilendi: – Ulan geri zekâlı, biz adam mı yiyoruz? Bize veriyorsun çocuğu?

Yabancı Dil Bilmenin Faydası…

Yabancı Dil Bilmenin Faydası… Farenin burnuna nefis bir peynir kokusu gelmişti.  Araştırmak üzere deliğinden başını çıkarınca, bir kedi sesi işitti ve hemen deliğine sindi. Ertesi gün, yine fare delikten başını çıkarınca, kedi sesini duyup deliğine çekildi. 3. gün, fare iyice acıkmıştı. Kediyi nasıl aldatabilirim düşüncesiyle, delikten başını çıkardığında bu defa kedi sesi değil köpek havlaması işitti. Fare sevindi. Demek ev sahipleri kedi yerine köpek edinmişlerdi.  Kendinden emin ve rahat şekilde, peynirin kokusuna doğru giderken, odanın bir köşesinde gizlenen kedi, bir sıçrayışta fareyi yakaladı. Ve yanında kendisini merakla izleyen yavrusuna: — Gördün mü yavrum! Dedi. Yabancı dil bilmenin faydasını…

Eltime Gidiyorum, Ya Sen Nereye?

Eltime Gidiyorum, Ya Sen Nereye? Bir gün dolmuş bekliyoruz. Üst geçit var ama kendi halinde bir kadıncağız; kırmızı ışıkta karşıya geçmeye çalışıyor. Üst geçidin altında beklemekte olan polis otosundan şöyle bir anons yapılıyor: – Hanım nereye, hanım nereye? Kırmızı ışık yanıyor!  Teyzeden cevap: – Ben eltime gidiyorum! Ya siz nereye gidiyorsunuz?

Nerden Bileyim?

Nerden Bileyim? Geçen gün aksam vakti dolmuşta gidiyorum. Arkadan teyzenin biri bağırdı: – Evladım şu sarı taksinin yanında indiriver. Dolmuş şoförü sinir olmuş bir vaziyette: – İyi de teyze, o taksi hareket halinde, nerde duracağını nerden bileyim?

Anne Annemin Saçları Neden Bembeyaz?

Anne Annemin Saçları Neden Bembeyaz? Bir gün küçük bir kız oturup annesinin mutfakta bulaşıkları yıkamasını seyrediyordu. Aniden annesinin saçlarında beyazlar olduğunu fark etti.  Annesine baktı ve merakla sordu,  -"Neden saçında beyazlar var anne?"  Annesi yanıtladı,  -"Her yanlış yaptığında, beni kızdırdığında, mutsuz ettiğinde, saçlarımdan biri beyazlar"  Küçük ki bu cevap üzerinde bir sure düşündü ve sonra sordu,  -"Anne, anneannemin tüm saçları nasıl bembeyaz oldu?"

Annemin Ev Süpürmesi

Annemin Ev Süpürmesi Temizlik günümüz gelmişti… Evde temizlik yapıyoruz annemle ben içeri odaları sildim annemde salonu süpürüyor. Haydi, anne işin bitmedi mi? Diye yanına gittim. Bir baktım süpürgenin borusu çıkmış annem boş boş süpürüyor... Bitti bitti dedi. Sen öyle san dedim. Bir baktı süpürgenin borusu çıkmış. Gülmekten öldük yarım saat…

Temel, Dursun Ve Nasrettin Hoca

Temel, Dursun Ve Nasrettin Hoca Bir gün Nasrettin Hoca Temel ve Dursun bir otele giderler. Temelin odası sivrisinekli, Temel’in odası örümcekli, Nasrettin Hoca’nın odası karıncalıymış. Sabah olmuş. Temel uyanmış. Dursun’a sorar; -Nasıl uyudun? Diye. Dursun; -Örümcekler beni ağa buladı! -Sen nasıl uyudun? -Sivrisinekler beni kan kaybın öldüreceklerdi! Demiş. Nasrettin Hoca’ya giderler. -Hoca sen nasıl uyudun? -Çoooook iyi… Şaşırırlar… Hoca açıklar… -Karıncalardan birisini öldürdüm, diğerleri cenazeye gitti...

16 Maddede Çocuklarımızı Dua İle Terbiye Etmek

16 Maddede Çocuklarımızı Dua İle Terbiye Etmek 1. Hazreti Enes (radıyallahü anh)’dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurmuştur; “Köleleriniz, hayvanlarınız ve çocuklarınızdan kötü huylu olanların kulağına bu ayeti okuyun! أَفَغَيْرَ دِينِ اللّهِ يَبْغُونَ وَلَهُ أَسْلَمَ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ طَوْعًا وَكَرْهًا وَإِلَيْهِ يُرْجَعُون Çocuğun iki kulağına okunur. 2. Rad sûresi, yaramaz olan çocuğun üzerine okunursa, çocuk sakinleşir. 3. Malın ve evlâdın hayırlı olmasını, rızkın artmasını isteyen kimsenin günde 70 kere: اَسْتَغْفِرُ اللهَ إِنَّهُ كَانَ غَفَّارًا “Estağfirullahe innehü kane ğaffara” Diye istiğfar etmesi tavsiye olunmuştur. 4. Bir kimse çocuğunun üzerine Bakara sûresinin ilk dört âyetini, Ayetel Kürsi ve sonrasındaki iki âyeti ve Bakara sûresinin son 3 âyetini okursa, şeytan yaklaşamaz, çocuğunda istemediği bir şeyle karşılaşmaz. 5. Çocukların itaatkâr olması için

Yetiş! Yetiş! Koş, Yetiş! Cennet’in Kapıları Kapanıyor!

Yetiş! Yetiş! Koş, Yetiş! Cennet’in Kapıları Kapanıyor! -Yetiş! Yetiş! Yetiş! Diye bir ses duydum. Sanki rahmetlik annemin sesiydi… -Allah, Allah neye yetişeyim ki! Derken; -Cennetin kapıları kapanıyor! Dışarıda kalacaksın! Yıldırım gibi hatta yıldırımdan bile hızlı hareket etmelisin! Diye haykırıyordu. Öyle koşmaya başladım ki sanki yerde değil havada uçuyordum. Bir adımım beş on metre geliyordu. Şaşırmış kalmıştım. Normalde dizleri ağrıyan birisiyim. Bir adımım en çok 50-60 cm gelir. En çok 80 cm atabilirim. Fakat bana ne olmuştu ki öyle hızlı koşuyordum. Bir de baktım ki arkamda beni kovalayan canavarlar var. Dev bir aslan, Siyah bir kurt, boğa şeklinde bir canavar, Kırmızı bir yılan, … Arkalarında küçük küçük başkaları da vardı… Öyle korkmuştum ki yüreğim ağzıma geldi… Mesafeyi bir an önce açmak, onlardan kurtulmak istiyordum. Fakat o canavarlar da benim kadar hızlı koşuyorlardı. Canavarların nefeslerini ensemde hissederken, hem koşuyor hem de bir taraftan; -Allah

Dünya nedir, bilir misin?

Dünya nedir, bilir misin? "Dünya nedir, bilir misin? Kadın, çocuk, mal, makam, reislik, oyun, oyuncak, lüzumsuz işlerle uğraşmak..." (İmamı Rabbani Kuddise Sirrûh) Ey oğul! Dünya nedir bilir misin? Kadınlar, oğullar, mallar, şan, şöh­ret, liderlik, eğlence ve oyun gibi seni Hak Sübhânehû’dan uzak­laştıran ve O’na ulaşmanı engelleyen her şey dünyadır. Boş şeyler­le meşgul olmak da dünyaya dâhildir. Ahiret işleriyle ilgisi olmayan ilimler de dünyadan kabul edilir. Astronomi, mantık, geometri, aritmetik vb. faydasız ilimleri tahsil etmek faydalı olsaydı filozoflar kurtuluşa ererdi. Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: “Allah Teâlâ’nın bir kuldan yüz çevirdiğinin işareti, kulun kendi­sini ilgilendirmeyen işlerle meşgul olmasıdır. (Beyhaki, ez-Zühd, nr. 72) Kim kalbinde hardal tanesi kadar da olsa Hak aşkının dışında bir şey taşırsa, o hastalıktır. Namaz vakitlerini bilmek için astronomi öğrenmenin gerekli olduğunu söyleyenler, “Namaz v

Sıkıntıdan Kurtulmak İçin

Sıkıntıdan Kurtulmak İçin Belalardan, sıkıntılardan kurtulmak için, istiğfar okumak çok faydalıdır. Her zaman yüz defa; اَسْتَغْفِرُ اللهَ الْعَظِيمَ الْكَرِيمَ الَّذِى لاَ اِلهَ اِلاَّ هُوَ الْحَىَّ الْقَيُّومَ وَاَتُوبُ اِلَيْكَ Okunuşu: Estağfirullâhel'azim ellezi lâ ilâhe illâ hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh demeli ve manasını düşünerek söylemelidir! Manası: Kendisinden başka ilah bulunmayan hay, kayyum ve azim olan Allah’a istiğfar eder ve günahlarıma pişman olup Ona sığınırım!  [Azim, zatı ve sıfatları kemalde, yani büyüklükte benzeri olmayan demektir. Hay, ezeli ve ebedi bir hayatla diri olan, Kayyum, zatı ile kâim olan, yarattığı her şeyi varlıkta durduran demektir.] Yukarıda bildirilen istiğfarı ikindi namazından, tesbihlerden ve duadan sonra yüz defa okumalıdır! Ehl-i sünnet itikadında olmak, kul haklarını ve kazaya kalan farzlarını ödemek ve haramlardan vazgeçmek şartı ile Cuma günü sabah namazından önce, yukarıdaki istiğfarı okuyanın bütün günahları

Hayatta Ya Tozu Dumana Katarsın, Ya Da Tozu Dumanı Yutarsın...

Hayatta Ya Tozu Dumana Katarsın, Ya Da Tozu Dumanı Yutarsın... Bundan yirmi yıl sonra, yaptıkların değil, yapamadıkların için üzüleceksin... Dolayısıyla halatları çöz. Güvenli limandan uzaklara yelken aç... Rüzgârı yakala, araştır, düşle, keşfet... Düşün, onları seyredecek birileri olmasaydı, kaç kişi Mercedes otomobil alırdı... Bilimde ve güzel sanatlarda en üstün başarılar, tek başlarına çalışan kişiler tarafından elde edilmiştir... Hiç bir parkta bir kurul için dikilmiş bir anıt yoktur... Yapabileceğin kadar söz ver. Sonra söz verdiğinden daha fazlasını yap... Oturarak başarıya ulaşan tek yaratık bir tavuktur... Dertlerini gözyaşlarında boğmak isteyenlere dertlerin yüzme bildiğini söyle... Dalın ucuna gitmekten korkma. Meyve oradadır... Büyük adam büyüklüğünü küçük adama davranışıyla gösterir... Şans bukalemun gibidir. Biraz zaman tanı, mutlaka değişecektir... "Tarihte en etkili yüz kişi" adlı kitabı okudum. Onların hepsiyle ortak olduğumuz

Sıkıntıların Sebebi

Sıkıntıların Sebebi İnsanın başına ne geldiyse israf yüzünden gelmiştir. Nice varlıklı aileler israf yüzünden perişan hale düşmüş; Bizans gibi, Osmanlı gibi nice imparatorluklar ve nice köklü müesseseler bu israf yüzünden tarih sahnesinden silinmişlerdir. İnsanoğlu için çok önemli olan bu israf hastalığını herkesin öğrenmesi ve yakalananların nasıl kurtulacaklarının bilmesi, çocuklarına çevresine öğretmesi gerekir... İsraftan kurtulmak için, önce israfın sebebini bilmek lazımdır. İsrafın birinci sebebi, sefâhattir. Yâni eğlenceye, zevke, gösterişe, öğünmeye düşkün olmaktır. İnsanları isrâfa alıştıran budur. Bu aynı zamanda, aklın az ve hafîf olmasının alametidir. Çok kimse, yaratılışta eğlenceye, zevke düşkün olur. Bu kötü halleri, bazı sebeplerle, zaman zaman artar. Çalışmadan, alın teri dökmeden eline mal girer, kötü arkadaşlar, bu mala konmak için, dağıtmasına, saklamanın, artırmanın erkeklik, yiğitlik olmadığına onu inandırırlar. İsrafa yol açarlar. İsrafın ne olduğunu

Bedeli Çanakkale'de Altın Olarak Tesviye Edilecektir

Resim
Bedeli Çanakkale'de Altın Olarak Tesviye Edilecektir Üç aylık bir tâlimden sonra Mehmed Muzaffer, 'zâbit namzeti' olarak Çanakkale'de idi. (Mart 1916). Müttefik İngiliz ve Fransız kuvvetleri, Çanakkale'de uğradıkları mağlûbiyetlerden ve verdikleri yüzelli bin zâyiattan sonra Boğaz'ı aşamayacaklarını anlamışlar, 1915'in son haftasıyla 1916'nın ilk haftasında bütün hatları tahliye edip, çıkıp gitmişlerdi. Muzaffer, Çanakkale'ye vardığında harp durmuştu. Zaman zaman, İmroz-Bozcaada'da üslenmiş düşman gemileri ve uçakları bombardımanda bulunuyorlarsa da, 1915 Nisan'ından Aralık sonuna kadar sekiz ay süren kanlı boğuşmalara kıyasla bu bombardımanlar 'hiç' mesâbesindeydi. Çanakkale'deki birliklerin büyük bir kısmı, Kafkas, Irak ve Filistin cephelerine sevkedileceklerdi. Hazırlanma ve noksanları ikmâl emri aldılar. Muzaffer, birliğinin alay karargâhında vazifeliydi. Alayın kamyon ve otomobil lastiği ile diğer bir takım malzem