Kayıtlar

Ateşi Kalpten, Nuru Akıldan Bir Sevgi

Ateşi Kalpten, Nuru Akıldan Bir Sevgi   Bir küçük çocuk, annesi nakış işlerken dizlerinin dibinde oturup onu seyretmeyi çok severdi. Bir keresinde aşağıdan annesine doğru bakıp sordu: “Anneciğim, ne yapıyorsun?” Annesi, tatlı ve şefkatli bir sesle cevap verdi: “Nakış işliyorum yavrum. Bu kasnaktaki kumaşın üstüne güzel desenler işlemeye çalışıyorum.” Küçük çocuk: “Ama yaptığın şey, hiç güzel görünmüyor, karmakarışık…” Gerçekten de çocuğun baktığı yerden, annesinin elinde tuttuğu kasnağın altındaki ipler, birbirine giriyor, kasnağın üstünde görülen sanatlı işlemelerden ise hiçbir eser görünmüyordu. Çocuğun bu sözüne annesi gülümseyerek: “Hadi sen git, biraz oyna,” dedi. “Nakışımı bitirdiğimde seni dizime oturturum, o zaman o nakışa benim yakınımdan bakar ve ne olduğunu anlarsın.” Çocuk oynarken, annesinin parlak renkli ipliklerin yanında, o kapkara iplikleri neden kullandığını merak etmekten kendisini bir türlü alamadı. Biraz sonra annesinin sesi duyuldu: “Gel kızım

Hifa Hatun

Hifa Hatun Medine’nin kadınları hem güleryüzlü, hem de güzeldirler. Ancak Hifa Hatun başka güzeldir ve bambaşka gülümser. Öylesine sıcakkanlı ve öylesine samimidir ki kadınlar onu canları gibi severler. Oğlu, abisi, erkek kardeşi olanlar akraba olmaya kalkar, hatta bazıları beylerine ister. Onu ciddi ciddi sıkıştırır, araya hatırlıları koyup, izdivaç teklif ederler. Hifa Hatun’un methi hızla yayılır ve çoook uzaklara gider. Bırakın hekimleri, tüccarları, vezirler, sultanlar sıraya girer. Ancak o Necaşi gibi bir İmparatoru bile reddeder sadece ve sadece ALLAH’ın rızasını diler. Ama taliplerin ardı arkası kesilmez. Kimi ayaklarına halılar serer… Kimi cevahirler döker… Yüz kızıl tüylü deveyi getirip kapısına bağlayanları mı sorarsınız, yoksa saray anahtarlarını önüne atanları mı? Hifa Hatun bütün bunlara dönüp bakmaz bile, Efendimizin huzuruna çıkıp “Ey ALLAH’ın Resûlü” der, “bana cennete götürecek bir şeyler öğretsene.” Doğrusu o, Peygamber Efendimiz’in (sallALLAHu a

İslam’da Kendimi Buldum

İslam’da Kendimi Buldum İslam’ın nuruyla aydınlanan pırıl pırıl bir yürek, gözlerinden sürekli akan şükür gözyaşları. İslam’a girdikten sonra başlayan zorlu imtihanlar. Ama öyle iman dolu ki gönlü, hiçbir zorluk yıldıramamış, hatta kat be kat arttırmış imanını!.. Adım adım yaklaştırmış Rabbine bütün iman bedelleri. Eşinin vefatı, kızının kanser karşısında günden güne eriyişi, ye’se düşürmemiş. Tek endişesi, “kızımı Allah’a bir mümin ve iyi bir Müslüman olarak vermek istiyorum” da gizli. Günümüzde fani diplomalar için gayret gösterip de ebedî diploma için endişe duymayan ebeveynlere mümtaz bir numune Hayriye Hanım. Gözyaşı ve duygu atmosferiyle yoğunlaşan bir röportaj yaptık ve İslam’ın güzelliklerini onun yüreğinden seyrederken, kendi imanımızı bir kez daha yokladık. Buyurun sizler de yoklayın, iman atmosferinizi. Bu röportajın tercümesinde emeği geçen kıymetli Arnavut kardeşlerimiz Nur, Hümeyra ve Rabia hanımlara; ayrıca Hayriye hanımla çok yakından ilgilenen, kendisine maddî

Ey Hidâyeti Lütfeden! (Ya Hâdî, Entel Hâdî!!)

Ey Hidâyeti Lütfeden! (Ya Hâdî, Entel Hâdî!!)  Mukaddes suyla oğlu günahlarından ayıklanırken (!); yemin etmiş annesi, onu dindar bir Hristiyan olarak yetiştireceğine dâir! Uzun düşüncelerden sonra ismini Anselmo koymuşlar papazla birlikte. Ve o gün karar vermişler, “bu çocuk, İstanbul’da mükemmel bir misyoner olarak yetiştirilecek!” diye. Kilise, Anselmo’yu himâyesine almış, annesi de oğlunun müreffeh bir hayat sürmesi adına vakfetmiş oğlunu kiliseye… Ve çalışmalar başlamış; hem annesi, hem de kilise Anselmo’ya her yönüyle tam bir Hristiyan kültürü vermek için hiçbir fedakârlıktan kaçınmamış. Öncelikle kiliseyle yakinen bağlantıda kalabilmek için, kilisenin hemen yakınındaki bir eve yerleşmiş Anselmo’nun âilesi… Her Pazar, annesi elinden tutup kiliseye götürmüş, papazdan duâ alıp, ekmek ve şarapla kutsanmış(!). Bir yaramazlık yapsa, papaza gidip günah çıkarmadan, annesi onunla tek kelime konuşmamış. Ve kilise, Anselmo’nun hayatının vazgeçilmezlerinden biri olmuş. Öğretimini d

Bayramda Neler Yapılır Ve Ne Şekilde Hareket Edilir?

Bayramda Neler Yapılır Ve Ne Şekilde Hareket Edilir? Bayram günü aile, çoluk çocuk ve yakın akrabaya güzel ve güler yüzle muamele eylemelidir. Dargın olanları barıştırmalıdır. Her yıl, ramazan ayında günahlar af edildiği, Müslümanların sevindikleri, sürurlarının avdet ettiği, tekrar geldiği için Îyd denildi. Ni'met-i islâm kitabında deniyor ki: “Bayram günleri şunları yapmak sünnettir: Erken kalkmak, gusül abdesti almak, misvak ile dişleri temizlemek, güzel koku sürünmek, yeni ve temiz elbise giymek, sevindiğini belli etmek, Fıtır Bayramı namazından önce tatlı, hurma yemek. Tek adette yemek. Sabah namazını mahalle mescidinde kılıp, bayram namazı için, büyük camiye gitmek. O gün yüzük takmak, camiye erken ve yürüyerek gitmek. Bayram tekbirlerini, Fıtır Bayramında sessiz, Kurban Bayramında cehren söylemek. Dönüşte, başka yoldan gelmek... Çünkü ibadet yapılan yerler ve ibadet için gidip gelinen yollar, kıyamet günü şehadet edeceklerdir. Müminleri güler yüzle ve selâmün aleykü

Müslümanlar Terörist Öyle mi?

Müslümanlar Terörist Öyle mi? •        Birinci Dünya savaşını kim başlattı Müslümanlar mı? •        İkinci Dünya savaşını kim başlattı Müslümanlar mı? •        Hiroşima ve Nagazaki’ye Nükleer Bombaları kim attı? Müslümanlar mı? •        Avustralya’daki 20 milyon Aborjin’i kim katletti? Müslümanlar mı? •        Kuzey ve Güney Amerika’da 150 milyon Kızılderili’yi kim katletti?  Müslümanlar mı? •        180 Milyonluk Afrika Nüfusunun % 77’lik kadarını köleleştirip katleden kim? Müslümanlar mı? •        Vietnam’da 5 milyon kişiyi katleden kim? Müslümanlar mı? •        Bosna’da on binlerce Müslüman’ı BM güçlerinin gözü önünde katleden kim? Müslümanlar mı? •        Afganistan’da 70 bin kişiyi öldüren Müslümanlar mı? •        Irak’ta 1,5 Milyon kişiyi öldüren Müslümanlar mı? •        Filistin’de on binleri katleden kim? Müslümanlar mı? •        Müslümanlar terörist öyle mi?

Oyun için yaratılmadık

Oyun için yaratılmadık Behlül-i Dânâ Rahmetullahi Aleyh bir gün Bağdât sokaklarından birinde giderken, oynayan çocuklar gördü. Çocuklardan biri ise bir köşeye çekilmiş onlara bakıyor ve ağlıyordu. Behlül-i Dânâ o çocuğun yanına gitti ve; "Ey çocuk niçin ağlıyorsun? Gel sana bir şeyler alayım da sen de arkadaşlarınla oyna." dedi ve çocuğun başını okşadı. Çocuk bakışlarını Behlül'e çevirdi ve; "Ey aklı az adam! Biz oyun için yaratılmadık." dedi. Behlül bu söze şaştı ve çocuğa; "Ey oğlum! Peki niçin yaratıldık." diye sordu. Çocuk; "Allahü teâlâyı bilmek ve O'na ibâdet etmek için." dedi. Behlül hazretleri; "Peki bunun öyle olduğunu nereden biliyorsun?" diye sordu. Çocuk, Mü'minûn sûresinin 115. âyet-i kerîmesini okuyuverdi. Meâlen; "Sizi ancak boşuna yarattığımı ve gerçekten bize döndürülmeyeceğinizi mi zannettiniz?" Hazret-i Behlül tekrar; "Ey çocuk. Sen hakîmâ

Acil Durum Numaraları

Acil Durum Numaraları Ne zaman başın sıkışırsa aşağıdaki ayeti kerimelere başvur kurtulursun İnşallah… Üzüldüysen (Bakara 25) Günah işlediysen (Zümer 53) Biraz huzur arıyorsan (Maide 16) Bir dosta ihtiyaç duyduğunda (Bakara 257) Seni sakinleştirecek bir sevgi arıyorsan (Rum 21) Depresyondaysan (Rad 28) Sen bir kaybedensen (Yusuf 87) Hayatın zorlukları seni yorduysa(İnşirah 5) İnsanlar fazla üstüne geliyorsa (Furkan 63) Korkularından kurtulmak için (Bakara 62) Affedildiğini duymak için (Ali İmran 135)

Anneler Üzerine

Anneler Üzerine Çocukken yatağımdan her kalkışımda, yerdeki yastık ve minderleri görüp, annemin dağınıklığından dolayı söylenip dururdum. Büyüdüm, evlendim ve nur topu gibi bir erkek çocuk sahibi oldum. Oğlum da bana benzemiş olmalı ki, geceleri kıpır kıpır dönüp, ikide birde yataktan düşüyor. Ve şimdi ben, rahmetli anacığıma Fatihalar okuyarak, yavrumun düşebileceği yerlere minderler seriyorum...   Cüneyt Suavi 

Leylâ Leylâ!

Leylâ Leylâ! "Leylâ Leylâ!" diyen dilin, Mevlâ demedikçe, Vuslata eremezsin. İnsanı kıble edinen; ey sen! Hakk’a tapmadıkça, Menzile erişemezsin! (Alıntı)

Kadir Gecesinde Yapılacak Dua

Kadir Gecesinde Yapılacak Dua Kadir gecesini, namaz kılarak, Kur’an-i Kerim okuyarak, tövbe, istiğfar ederek ve dua yaparak değerlendirmeliyiz. Üzerinde namaz borcu olanların nafile namazı kılmadan önce hiç değilse beş vakit kaza namazı kılmaları daha faziletlidir. Kazası yoksa nafile kılar. Fakir ve kimsesizler doyurulur, bol bol sadaka verilir. Hâsılı her vesileyle vakit nurlandırılır. Kadir Gecesinin getireceği büyük kazanç hakkında rivayet edilen hadisler en güzel teşvik mahiyetini taşımaktadır. "Kim inanarak, sevabını ancak Allah'tan bekleyerek Kadir Gecesinde kıyam üzere olursa (uyanık kalıp ihya ederse) geçmiş günahları affedilir." Süfyan-ı Sevri: “Kadir gecesi dua ve istiğfar etmek namazdan sevimlidir. Kur’an okuyup sonra dua etmek daha güzeldir” demiştir (Tecrid-i Sarih Tercümesi, VI, 313). Hz. Aişe Radiyallahü Anh söyle anlatıyor: “Ey Allah’ın Resulü! Kadir gecesine rastlarsam nasıl dua edeyim? Diye sordum. Rasulüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem:

Bin Aydan Hayırlı Bir Gece

Bin Aydan Hayırlı Bir Gece Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik.  Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?  Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.  O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar. O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar.” (Kadr, 1-5) Rasûlullah (sav) buyurdular: “Kadir gecesini, fazîlet ve kudsiyyetine inanarak, sevâbını yalnız Allâh’tan bekleyerek ibâdet ve tâatle geçiren kimsenin kul hakkı hâriç geçmiş günâhları bağışlanır.” (Buhârî, Müslim) Kadir Gecesi, Rabbin, ümmet-i Muhammed’e sonsuz merhametinden saçtığı müstesnâ bir lutuf gecesidir. Bu gece, nice mânevî hazîneler bahşedilmektedir. Bu gecenin ihtişam ve azametine binâen hakkında müstakil bir sûre nâzil olmuştur. Kadir Gecesi, Kur’ân-ı Kerîm’in kendisinde indirilmesiyle nûrlanmış, Cebrâîl ve diğer meleklerin iştirâki ile mânevîleştirilmiştir. Mü’minlere görülmez nûrânîler tarafından selâm verilen bu gece; feyz

Ateist Yıldırım ile Çantacı Necmi Abinin Muhteşem Diyaloğu...

Ateist Yıldırım ile Çantacı Necmi Abinin Muhteşem Diyaloğu... Beyaz eşya pazarlamacısı kamyondan iner. Beyaz eşya satan dükkâna girer. Dükkânda dini bir konuda sohbet yapılmaktadır. Satıcı sohbet esnasında kafasını uzatarak: -Merhaba, ben ateistim, sizinle dini konularda tartışabiliriz, dedi. Dükkânda bulunanlardan biri olan Necmi Abi -Hoş geldin Ateist kardeş, -Hoş bulduk -Buyur gel oturalım, sohbet edelim. Ateist oturur. -İsminiz nedir ateist kardeş? -Yıldırım -Merhaba Yıldırım memnun oldum benim adım da Necmi. -Sağ ol! -Sen akıllı, zeki birine benziyorsun, dedi Necmi Abi. - Nerden bildin? Diye sordu Yıldırım.  (Necmi abi baştan yağlama yapıyor ki kapı sonra gıcırdamasın) -Pazarlama müdürüsünüz, aptal adamı müdür yapmazlar. Oradan anladım, dedi. -Teşekkür ederim. -O yüzden sen ateist olamazsın. Ateist olmak için akılsız aptal olmak lazım. Çünkü şu kâinata baktığımızda her şey Allah’ın varlığını bize gösteriyor, dedi. Yıldırım sessiz beklemede.