Kayıtlar

Osmanlı Devleti’ni Yıkan Güçler İle Türkiye’yi Bölmek İsteyen Güçler Aynı

Osmanlı Devleti’ni Yıkan Güçler İle Türkiye’yi Bölmek İsteyen Güçler Aynı Yazar: Yaşar AKKAŞ Osmanlı Devleti 1299 yılında kurulduğundan beri Avrupa, Asya ve Afrika’da genişlemeye devam ediyordu. Avrupalılar Osmanlı’dan öyle korkuyorlardı ki çocuklarını bile “Türkler Geliyor!” diye korkutuyorlardı. Nihayet 1699’da başlayan 2. Viyana Kuşatması sonunda yenilen Osmanlı Devleti devamlı toprak kaybetmeye başladı. Hollandalı Yahudi Erasmus “Osmanlı- Türk İmparatorluğu'nun büyüklüğü bizi korkutmamalıdır. Roma ve Büyük İskender'in İmparatorlukları da çok büyüktü ve yenilmez oldukları sanılırdı. Hâlbuki bu gün yoklar. Yıkılıp gittiler.” diyerek Türk korkusunu yenmeye çalışıyordu. Ortadoğu’nun enerji kaynaklarının büyük bölümünün hâkimiyeti de Osmanlı Devleti’nde olduğundan Siyonizm’in ve sömürgeci Haçlı güçlerinin işine gelmiyordu. Her iki küresel güç birleşerek Osmanlı’yı önce yıkmaya, sonra yok etmeye, topraklarını sömürge yapmaya karar verdiler. Bilim adamlarından oluşa
Tevbenin Makamları İmâm Gazali (rahmetullahi Aleyh) hazretleri, “Minhâcû’İ-Âbidîn” isimli kitabında buyurdular: Tevbe’nin makamları üçtür. 1- Günahların çirkinliğini düşünmek, 2- Allah’ın azap ve gadabını düşünmek, 3- Kendi zayıflığını düşünmektir. Birinci:   Günahların gayet çirkin olduklarını düşünmektir. İkincisi:   Allah-ü Teâlâ Hazretleri’nin cezalandırması gayet şiddetli, azabının çok elim (ve acı verici) ve senin onun gazabına takat getiremeyeceğin kadar büyük olduğunu düşünmektir. Üçüncüsü:   Kendi zayıflığını, tahammülünün az ve çaresizliğini düşünmendir. Zira güneşin sıcaklığına, polisin tokadına ve karıncanın ısırmasına dayanamayan bir insan, cehennemin sıcağına, zebanilerin kamçılarına ve ateşten yaratılmış olan katır gibi akreplerin, deveboynu gibi cüsseli yılanların ısırmasına nasıl tahammül edecektir? Yakıtı taşlar ve günahkâr insanların bedenleri olan Cehennem, “Gazap ve Azap” diyarıdır. Gazabından ve azabından Allah’ü Teâlâya sığınırız. Kayn

SONSUZA GİDEN YOLCU

Resim
Sonsuza Giden Yolcu Sonsuza giden yolcu, yol uzun ve karanlık. Sakın kanma dünyaya, gerçek değil yalanlık...   Dönüşü yok bu yolun, geçen gün geri gelmez. Belki bu gün, son günün; pişmanlık fayda vermez...   İçi boş çukur için, bitmeyen azık lâzım. Sonsuz yolculuk için, hiç sönmeyen nur lâzım...   Şeytan, nefis, sefahat doğru yoldan saptırır. Yalan dünya aldatır, kendisine taptırır...   Sokağa bak, insanlar, şaşırmış sarhoş gibi. Sanki morfin içmişler, uykuya dalmış gibi...   Umutsuzluk, mutsuzluk; bağlıyor elimizi. Her gün kötü haberler, dağlıyor sinemizi...   Çok çalışıp, bu hali; durdurmaktır görevin. İman, bilgi, aşk ile kalkınmaktır ödevin...   Korkma! Gücün çok büyük, tarihi atan yaptı. Üç kıta, yedi deniz; dünyayı vatan yaptı...   Yeter artık, ecdadın kemiğini sızlatma! Asil soylu milleti, daha fazla ağlatma...   Haydi, yiğidim, haydi; hedefin pek yücedir. Batılı büyük görme, çok küçüktür cücedir...   Dünya savaş açsa d

Herbiri, Birisi, Herhangibiri, Hiçbirisi

Herbiri, Birisi, Herhangibiri, Hiçbirisi Bu hikâye, isimleri “Her biri” , “Birisi” , “Herhangibiri” , “Hiçbirisi” olan dört kişinin hikâyesidir. Yapılması gereken “ÇOK ÖNEMLİ BİR İŞ" vardı. Bu dört kişinin her birinden o işi yapması istendi. “Herbiri” ,  bunu “Birisi” nin yapacağından emindi. “Herhangibiri” bunu yapabilirdi. Ama “ Hiçbiri” bunu yapmadı. “Birisi” buna çok kızdı. Çünkü “Herbiri” nin göreviydi. “Herbiri” bunu “Birisi” nin yapacağını zannediyordu ama… “Hiçbiri” bu işi “Herbiri” nin yapamayacağını düşünemedi. Ve sonunda “Birisi” nin yapabileceği işi “Hiçbiri” yapmayınca “Herbiri” birbirlerini suçladı. “Sorumluluk” yüklenmeyen  kişilerden hiçbir şey beklenmez! “Organizasyon” un önemi ne kadar büyük… “Kontrol mekanizması” ne kadar önemli…                                                                                                      Yaşar AKKAŞ “Bu eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve San

Mevlana’da Sevgi

Mevlana’da Sevgi: Hamdım, pi ş tim, yand ı m! 1.    Cömertlik veya yardım etmede akarsu gibi ol! 2.    Ş efkat ve merhamette, g ü ne ş gibi ol! 3.    Ba ş kalar ı n ı n kusurunu ö rtmede gece gibi ol! 4.    Hiddet ve asabiyette, ölü gibi ol! 5.    Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol! 6.    Ho ş g ö r ü l ü kte deniz gibi ol! 7.    Ya oldu ğ un gibi g ö r ü n, ya da g ö r ü nd ü ğ ü n gibi ol! “Bu eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ”

YA RASÛLALLAH (Sallallâhü Aleyhi Ve Sellem)

YA RASÛLALLAH    (Sallallâhü Aleyhi Ve Sellem) Güzel yüzün güler güller açardı, Bütün insanlığa nurlar saçardı. Kötülükler erir, cehil kaçardı. Güneşten güzeldin Ya Rasûlallah! Zalimler mazlumu ezip boğarken, Garipler, yetimler her gün ağlarken, Anaların ahı yürek dağlarken Güldürdün onları Ya Rasûlallah! Yeryüzünü küfür, zulüm sarmıştı, Umutlar tükenmiş gün kararmıştı, Gencecik fidanlar hep sararmıştı, Yeşerttin onları Ya Rasûlallah! Azgın kalpler bir bir nura gark oldu, Umutsuzlar, umutla neşeyle doldu, İnsanlar huzuru İslâm’da buldu, Küfürden kurtardın Ya Rasûlallah! Biz yetimiz çünkü seni görmedik, O tatlı sesini bir kez duymadık, Kutlu cihatlara hiç katılmadık, Gel de rüyamıza gir Rasûlallah! O güzel cemalin düşte görelim, Rüyamızda sahabilik bilelim, Saadet çağına biz de erelim, Gecemize güneş ol Rasûlallah! Asr-ı Saadete her gönül hasret, İman ve İslâm en güzel haslet, Ya Rab Muhammed’le beraber haşret, San

Sende Varsa Mutlusun!

Sende Varsa Mutlusun! Allah’a inanarak, hayatın güçlüklerine katlanabilecek kadar;  İNANÇ… Geleceğin daha iyi olacağına inanacak kadar;  ÜMİT... Doğru bildiklerin için mücadele edebilecek kadar;  CESARET... Topluma, ailene, İslam'a faydalı olabilecek kadar;  SAĞLIK... İhtiyaçlarına yetebilecek, zekâtını verebilecek kadar;  PARA... Başkalarının daima iyi yönlerini görebilecek;  GÖZ... Çevrendeki insanlara yardım eli uzatabilecek kadar;  CÖMERTLİK... İnsanlardan karşılık beklemeden yapabileceğin;  İYİLİK... Hayatın zorluklarına karşı hayatı ve insanları kuşatacak;  SEVGİ... Kuş tüyü kadar yumuşak ve rahat bir;  VİCDAN... Dilini, belini, kalbini, keseni ve gözünü haramdan saklayabilecek;  İRADE... Gördüklerinin, duyduklarının düzelmesini bekleyebilecek kadar;  SABIR... Günahlarını, noksanlarını itiraf edebilecek kadar;  FAZİLET… En kötü halinde bile Allah’tan razı olabilecek kadar;  ŞÜKÜR… Allah’ü Tealanın seni her an görd

Ölüm var, Her Yerde; Bekliyor Kardeş

Resim
  Ölüm var, Her Yerde; Bekliyor Kardeş Yüz bin yıl yaşamak olsa emelin, Demirden, çelikten olsa temelin, Kral olsan göğe uzansa elin, Ölüm var, her yerde; bekliyor kardeş…   Dünyaya gelip de gitmeyen var mı? Ecel şerbetini içmeyen var mı? Mezar denen yere girmeyen var mı? Ölüm var, her yerde; bekliyor kardeş…   Gücüne güvenip,  “Yiğidim!”  deme! Tenine güvenip,  “Güzelim!”  deme! Malına güvenip, “ Zenginim!”  deme! Sakın gururlanıp,  “Ben buyum!”  deme, Ölüm var, her yerde; bekliyor kardeş…   Çevrene dokunur, seni es geçer, Bazen çok yaklaşır, pas gelir geçer, Yaşlılar dururken, gençleri seçer, Ölüm var, her yerde; bekliyor kardeş…   Hani Nuh, Süleyman, Muhammed nerde? Hiç bir peygambere kalmadı dünya! Hoş seda bırakıp geçip gittiler… Ölüm var, her yerde; bekliyor kardeş…   Hani Şeddad, Karun, Firavun nerde? Hayırla ananı, var mı bir yerde? Küfür ve zulmüyle; yanıyor narda, Ölüm var, her yerde; bekliyor kardeş…   Yerden göğe kadar altının olsa, Elmastan, zümrütten, tahtların olsa, Uz