Kayıtlar

sevgi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kişinin Kalbinde Hangi Sevgi Varsa Onunla Gider

  Kişinin Kalbinde Hangi Sevgi Varsa Onunla Gider   ·      Bugün çürük olan, yarın da çürük olur . ·      İnsan hür iradesi ile uçağa, gemiye, otobüse binmekte serbesttir. Ama bindikten sonra kaptanın işine karışılmaz . ·      İnsan yaşlandıkça beyin hücreleri yavaş yavaş ölmeye başlar. Bildiklerini unutur, ilim kalmaz. En son kalb (yürek değil) hücreleri ölür. Çünkü kalbde sevgi vardır. Kalbinde bulunan sevgi ile ölür. Kalbinde hangi sevgi varsa onunla gider. Kalbdekiler unutulmaz. Allah sevgisi, Peygamber sevgisi, dine hizmet sevgisi … ·      Niyet çok önemli; haramlardan kaçıp, farzları yerine getiren, dinimize hizmet niyetinde olanın, her adımı zikir sayılır. Niyeti unutmamalı. Her sabah, (Allah Rızası için, ibadet ve dinime hizmet etmeye, rızkımı helalinden kazanmaya) diye niyet edenin, yaptığı her iş, attığı her adım zikir sayılır . ·      Nefsin gıdası haramdır, nefs harama doymaz, işledikçe işler. Ruhun gıdası, ilim ve iyi haldir. Cahilin, yani dinini bilmeyenin din

Sevgi Nedir?

  Sevgi Nedir?   Bir gün Hızır Aleyhisselâm hamamda yıkanan bir ihtiyarın yanına yaklaşmış. İhtiyar kendi kendine yıkanmaktaymış.   Hızır Aleyhisselâm demiş ki:   – Ey ihtiyar! Gençliğinde yaşlılara yardım etseydin şimdi şu gençler de sana yardım ederlerdi.   İhtiyar adam şöyle cevap vermiş:   – Ben gençliğimde yaşlılara yardım ederdim ama zamane gençliği şimdilerde yardım etmez olmuş.   Hızır Aleyhisselâm bir taraftan ihtiyar adamın sırtını keselerken bir taraftan da konuşmaya devam etmiş:   – Demek ki yaptığın yardımları içinden gelerek yapmamışsın, Allah’ın sevgisini kazanamamışsın, yoksa ettiğin o hayrı neden görmeyeceksin ki?   İhtiyar adam şöyle demiş:   -Eğer yaptığımı Allah’ü Teâlâ için yapmasaydım, O’nun sevgisini kazanmasaydım, Allah’ü Teâlâ bugün benim sırtımı Hızır’a keseletir miydi?   Hızır Aleyhisselâm duydukları karşısında çok şaşırmış.   -Allah’ım demiş, bana verdiğin Seni sevenlerin listesinde bu ihtiyarın adı yok, bu nasıl olur?   Yüce Allah’

Muhabbed

Ali Hâfız Efendi Kuddise Sirrûh sohbetlerinde buyururdu ki: "Muhabbet edene muhabbet edilir. Seven sevilir. Unutmayan unutulmaz." "Ömür geçiyor. Gâfil olmayın. Ömrü, Allah’ü teâlânın zikri ile kıymetlendirin." "Büyükleri tanıyan bir zâtın merhametinden, cömertliğinden, yumuşaklığından, güzel ahlâkından herkes istifâde etmelidir." "Peki deyin, îtirâzcı olmayın." Sohbetlerinde hocasından nakille buyururdu ki: "Ölümden korkuyor ve hazırlığımız yok diyorsak ne duruyoruz? Ne yapacaksak bir ân önce yapalım. Yarın, vakit, fırsat elverir mi, bunu bilmiyoruz. Giden günler sermaye-i ömürden gidiyor. Sonra bu sermâye âniden tükenir de haberimiz bile olmaz!" "Nefsimizin alıştığı zevklerine erişmek için bizi şeklen olan bir pişmanlıkla aldatıp duruyor. Nefis düşmandır. Düşman sözüyle hareket etmek akıl işi değildir." "Cebrâil aleyhisselâm dört bin senede iki rekat namaz kıldı ve; "Benim kıldığım namaz gibi bir nam

Hediye Sevgi Ve Öpücük

Hediye Sevgi Ve Öpücük Adam 3 yaşındaki kızını, pahalı bir hediyelik kaplama kâğıdını ziyan ettiği için azarlamıştı. Küçük kız, koskoca bir paket altın yaldızlı kâğıdı bir kutuyu eğri büğrü sarmak için kullanmıştı Yılbaşı sabahı küçük kızı paketi getirip: "- Bu senin babacığım!" dediğinde üzüldü. Acaba gereğinden fazla mı tepki göstermişti kızına Bir gece önce yaptığından utandı... Ne var ki paketi açınca yeniden öfkelendi. Kutunun içi boştu Kızına gene bağırdı. "- Birisine bir hediye verdiğinde, kutunun içinde bir şey olması lazım! Bunu da mı bilmiyorsun küçük hanım!" Küçük kız gözlerinde yaşlarla babasına baktı. "- O kutu boş değil ki baba!" dedi. "- İçini öpücüklerimle doldurmuştum!". Adam öyle fena oldu ki… Koştu Kızına sarıldı… Beraberce ağladılar… Adam o altın kutuyu, ömrünün sonuna kadar yatağının başucunda sakladı. Ne zaman keyfi kaçsa, ne zaman morali bozulsa, ne zaman kendini kötü hissetse, kutuya koşar, içinden

Hubb-u Riyâset

Hubb-u Riyâset Hubb-ı riyâset: Makam ve mevki sevgisi Hubb-ı riyâsetin insana yapacağı zarar, iki aç kurdun, bir koyun sürüsüne girdiği zaman, yaptıkları zarardan daha çoktur. (Hadîs-i şerîf-Berîka) Hubb-ı riyâset insanlarda üç şeyden hâsıl olur. Birincisi, nefsin arzûlarına kavuşmak arzusu. Nefs, arzûlarının, haram yollardan elde edilmesini ister. İkincisi, kendinin ve başkalarının haklarını zâlimlerden kurtarmak, müstehâb (dinde güzel görülen) ve mübâh (dînen izin verilen) işleri yapmak içindir. Bu niyet ile mevkiye kavuşurken, riyâ (gösteriş) ve hakkı bâtıl ile karıştırmak gibi, İslâmiyet'in yasak ettiği şeyleri yapmamak ve vâcibleri, sünnetleri terk etmemek lâzımdır. Üçüncüsü nefsi eğlendirmektir. (Muhammed Hâdimî) Olup nâdim elim çektim hevâdan, Pâk ettim kalbimi hubb-ı sivâdan. Yüzüm dergâhına döndüm ilâhî, Kapundan etme red, bu pür günâhı. (Muhammed bin Receb)

Hubb-u Dünya Ne demektir?

Hubb-u Dünya Ne demektir? Dünya sevgisi. Ölümden sonra işe yaramayacak olan şeylere düşkün olmak. Dünya; haramlar, mekruhlar ve Allahü Teâlâ’yı unutturan her şeydir. Hubb-u dünyâ arttıkça, âhirete olan zarar da artar. Âhiret sevgisi arttıkça, dünyânın ona zararı azalır. (Hadîs-i şerîf-Mektûbât-ı Rabbânî) Hubb-ı dünyâ, günahların başıdır. (Hadîs-i şerîf-Mektûbât-ı Rabbânî) Bütün kötülüklerin başı dünya sevgisidir... Sôfiyye indinde nefsin en kötü sıfatlarından biri olarak kabûl edilen, "hubb-i dünyâ" yani "dünyâ sevgisi"nin mahzurları ve kalbi bu kötü sıfattan temizlemek husûsunda Muzaffer Efendi Hazretlerinin lütfettiği bazı hikmetli sözleri, nasîhatları ve ibretli kıssalardan birkaçını sizler için bir araya getirmeye çalıştık... Efendi Hazretleri bu hususda buyururlardı ki: İnsanı bir gemiye, dünyâ metâını da denizin suyuna teşbîh edebiliriz... Nasıl ki su geminin dışında yani gemi suyun üstünde olduğunda kolaylıkla yol alıyor fakat su gem

İbadet Sevgisi İçin Dua

İbadet Sevgisi İçin Dua اَللّٰهُمَّ أَعِنِّي عَلٰى ذِكْرِكَ وَشُكْرِكَ وَحُسْنِ عِبَادَتِكَ Okunuşu: “Allâhümme e’ınnî ‘alâ zikrike ve şükrike ve husni ‘ıbâdetike.” Anlamı: “Allah’ım! Seni zikretmek, nimetlerine şükretmek ve sana en güzel biçimde ibadet etmek konusunda bana yardım eyle.” diye dua etmelerini söylemiştir. Kaynak: (İbn Huzeyme, Dua, No:751; Hâkim, No: 1838, I, 499; İbn Ebî Şeybe, Dua, 42, No: 29391)

Bir Kalbe Dört Sevgiyi Nasıl Sığdırıyorsun?

Bir Kalbe Dört Sevgiyi Nasıl Sığdırıyorsun? Bir gün Rasulallah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz, Hz. Ali Radiyallahü Anh’a şunu sorar: –   Ya Ali Allah’ı seviyor musun? –   Evet ya Rasulallah Sallallahü Aleyhi Vesellem.    –   Peki, beni seviyor musun? –   Evet, ya Rasulallah Sallallahü Aleyhi Vesellem.    –   Peki, eşini seviyor musun? –   Evet ya Rasulallah Sallallahü Aleyhi Vesellem.   –   Peki, çocuklarını seviyor musun? –   Evet ya Rasulallah Sallallahü Aleyhi Vesellem.   –   Peki, bunların hepsini bir kalbe nasıl sığdırıyorsun? Hz. Ali Radiyallahü Anh bu beklemediği son soru karşısında şaşırmış ve cevap verememişti. Bunu düşünmem gerek deyip oradan ayrılmıştı. Hz. Ali Radiyallahü Anh düşünceli bir şekilde dolaşırken eşi Hz. Fatıma Radiyallahü Anha bu durumu fark edip: “Nedir bu hal, ya Ali?” der. “Eğer bu düşünceli halin, dünyevi kaygılardan dolayı ise sana yakışmaz, bırak gitsin. Yok, bu halin Rahmani kaygılardan dolayı ise, anlat birlikte ç

Beni, Bu Sevgime Bağışla!

Beni, Bu Sevgime Bağışla!           Kayseri’de metfun bulunan Seyyid Burhâneddîn Rahmetullahi Aleyh hazretleri, bir gün gusül abdesti alır ve hizmetçisine;           “- Ecel şerbeti bir bardağa konulmuş bana verilmek üzeredir. Beni yıkamaları için sıcak su hazırla. Ayrıca dışarıya çık ve:           “- Seyyid Burhâneddîn vefât etti!” diye seslen ki, cenazemde hazır bulunsunlar buyurur.           Sonra içeri girip iki rekât namaz kılar ve Allah’ü Teâlâya niyâzda bulunarak;           “- Ey her zaman hâzır ve nâzır olan Allah’ım! Bana bir emânet verdin. Nihâyet o emâneti benden geri alacaksın!” der ve Sâffât sûresinin 102. (İnşâallah beni sabredenlerden bulacaksın!) meâlindeki âyet-i kerîmesini okur.           Bundan sonra;           “- Yâ Rabbî! Seni ve Resûlünü çok seviyorum, sana kavuşmak arzum son haddine ulaştı. Beni bu sevgime ve arzuma bağışla. Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah!” diyerek rûhunu teslim eder.

Dâvud Aleyhisselâm’ın Duası

Dâvud Aleyhisselâm’ın Duası Allah sevgisi insanı Allah’a yaklaştırır ve O’nun rızasını kazanmasına sebep olur. Peygamberimiz buyuruyor: كَانَ مِنْ دُعاءِ دَاوُدَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ﷺ : كَانَ مِنْ دُعاءِ دَاوُدَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم:     اَللَّهمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ حُبَّكَ، وَحُبَّ مَنْ يُحِبُّكَ، وَالْعَمَلَ الَّذِي يُبلِّغُنِي حُبَّكَ، اَللَّهُمَّ اجْعَلْ حُبَّكَ أَحَبَّ إِلَيَّ مِنْ نَفْسِي، وَأَهْلِي، وَمِنْ الْمَاءِ الْبَارِدِ Okunuşu: Allahümme innî es'eluke hubbeke ve hubbe men yuhibbuke ve'l-amele’l-lezi yübelliğuni hubbeke. Allahummec'al hubbeke ehabbe ileyye min nefsî ve ehlî ve mine'l- mâil bârid. Anlamı: Allah’ım, senden senin sevgini ve seni sevenleri sevmeyi ve senin sevgine beni ulaştıracak amelleri dilerim. Allah’ım, senin sevgini, nefsimden çoluk çocuğumdan ve soğuk sudan daha sevgili kıl. Kaynak: Tirmizî (Deavât 73 Ravi: Ebû Derda Radiyallahü Anh

Müminler Arasında Sevgi

Müminler Arasında Sevgi Ebû Hüreyre Radıyallahu Anh'dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: "Siz, iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yaygınlaştırınız." (Müslim, İman 93.) Hadisten Öğrendiklerimiz 1. İman Cennetin anahtarıdır. Cennete mü'min olanlardan başkası giremeyecektir. Her pey¬gamberin ümmeti içinde mü'min olup, cennete girecekler vardır. Ancak İslâm'dan sonra diğer dinlerin hükmü ortadan kalkmıştır. 2. Sevgi iman’ın temelidir. Mü'minlerin birbirlerini sevmeleri dînî bir mecburiyettir. Karşılıklı sevgi gerçekleşmeden kâmil mü'min olunamaz. 3. Sevgi, kuru bir sözden ibaret değildir. O, kişiye yerine getirilmesi gereken bir takım sorumluluklar yükler. 4. Müminler arasında sevginin yayılması için çalışmak gerekir. 5. Sevginin yayılmasının birçok yolu vardır.

Aşk

Resim
Aşk SEVGİ, insan tabiatının zevk aldığı bir şeye meyletmesidir. Bunun kuvvetli şekline AŞK denir. Âşık sevdiğine karşı aşırı derecede şefkatli olur ve malını mülkünü onun yolunda harcar. Hz. Yusuf’a olan aşkı ile dillere destan Züleyha buna açık bir misaldir. Gerçekten Züleyha, aşkı yüzünden malını - mülkünü, hatta güzelliğini bile kaybetti. Kendisi, yetmiş deve yükü inci ve cevhere sahipti. O paha biçilmez gerdanlıkları Hz. Yusuf’a olan aşkı yolunda sarf etti. Her kim: “Ben bu gün Yusuf’u gördüm” dese, ona değerli gerdanlıklardan bir tanesini verirdi. Böylece vere vere hiçbir şeyi kalmadı. Her şeyi “Yusuf” diye çağırırdı. O’na olan ifrat derecesindeki aşkı yüzünden “Yusuf” kelimesinden başka her şeyi unutmuştu. Başını göğe kaldırdığı zaman yıldızlarda, “Yusuf” ismini yazılı görürdü. Gene anlatıldığına göre Züleyha imana gelip Hz. Yusuf ile evlendikten sonra artık O’ndan uzak durmaya ve ibadet için tenhalara çekilmeye başladı. Artık bu aşkı, o aşkın gerçek s

Sevgi ve Muhabbet

Sevgi ve Muhabbet Her şeyden önce sevgi ve muhabbete layık olan zat, bizi yoktan var eden, bütün nimetleri bize bahşedip bizlere hidayet veren Cenâb-ı Hakk’tır. O’nun bir ismi de “el Vedûd” dur. Yani sevilmeye çok layık olan anlamını taşır. Sonra ise sevgi ve muhabbete en layık olan bizlerin Allah’ı tanımamıza ve de hidayetimize vesile olan sevgili Peygamber Efendimizdir. Artı her şeyin Rabbi ve sahibi olan Allah Celle Celâlüh O’nu sevdi ve O şanlı elçiye “Habibim!” dedi. Ancak hiçbir zaman sevgide aşırı gitmemeliyiz, yani ne Peygamber sevgisini, Allah sevgisinin önüne, ne de herhangi bir insanı veya insan sevgisini Peygamber sevgisinin önüne geçirmemeliyiz. Ve nitekim Yahudi ve Hıristiyanlar sevgide aşırı gittikleri için “Yahudiler Uzeyr Allah’ın oğlu“ dediler. Hıristiyanlar da “Mesih Allah’ın oğlu” dediler. (Tevbe: 30.) Müşrikler ise sevgide aşırı gittikleri için, sevdikleri Lat ve Uzza gibi insanları unutmamak için önce onların putlarını yaptılar, sonra da “Bunl