Kayıtlar

seni etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Biz Seni Uyanık Bilirdik

Biz Seni Uyanık Bilirdik İstanbul’da kenar semtlerden birinde oturan yaşlı bir kadın, padişahın huzuruna çıkmak istediğini saraydaki görevlilere bildirmiş. Bunun üzerine sultanın karşısına çıkarılmıştı. Yaşlı kadın: Evinin soyulduğunu ve bu olaydan padişahın sorumlu olduğunu söyleyerek, şikayette bulunur. Bunun üzerine hiddetlenen Kanuni: -Bana bak kadın, sen niçin bu kadar derin uyku uyudun da evinin soyulduğunu duymadın? deyince, yaşlı kadın: Padişahım! Kusura bakma, biz seni uyanık bilirdik, onun için evimizde rahat uyuyorduk der. Bu cevap üzerine Kanuni utanarak: -Haklısınız diyerek, kadının çalınan mallarının bedelini kendi malından öder.

Seni Çok Seviyoruz Efendim Sallallahü Aleyhi Vesellem

Seni Çok Seviyoruz Efendim Sallallahü Aleyhi Vesellem Seni çok seviyoruz ya Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem! Ben mi sana seni çok sevdiğimi diyeceğim! Bu halimle, Senin ümmetin mi diyeceğim bu kirli dudaklarımla? Sana gelmek istediğimi mi söyleyeceğim? Kapına geldiğimde, nasıl huzuruna varacağım bu bedenle? Ben sana layık bir ümmetim diyemem! Sığıntı olurum gerekirse, Herkesin arkasından bakarım, sen ordasın bilirim! Saklanırım herkesin arkasına! Beni görme! Bana nazar eyleme! Diye! Çünkü bilirim ki gözün gözüme değdiğinde yanarım! Sadece sana uzaktan bakarım! Sadece seyrederim! Gül yüzünü… Ama kim bilir belki merhametin beni de sarar! Belki sende ümmetimdensin dersin! Ne kadar günahkâr olsam da bakabilir miyim acaba o zaman yüzüne, gözlerine? Ama ben razıyım senin ayağının bastığı yerlere yüzümü sürmeye… Senin kokunu çekmeye içime buram buram… Burası oturduğun yer işte, burası namaz kıldığın yer! Burası yediğin, burası içtiğin yer… Gözyaşlarımla temizlerim her yeri. A

Grönland’da Seni Sokan Yılan, Burada Beni De Sokar Mı?

Grönland’da Seni Sokan Yılan, Burada Beni De Sokar Mı? Bahar aylarının verimli topraklarının içinde iki tohum yan yana yatıyorlarmış tohumlardan biri diğerine, ''Ben büyümek istiyorum! '' demiş, ''Köklerimi altımdaki toprağın derinlerine ve filizimi yeryüzüne göndermek istiyorum! Baharın müjdecisi tomurcuklarım açılsın istiyorum! Güneşin sıcağını yüzümde, sabahın tatlı dokunuşunu yapraklarımda hissetmek istiyorum!'' Ve büyümeye başladı tohum. Filizlendi, büyümeye başladı… Çiçeklendi, meyveler verdi, Meyvelerini binlerce insan, hayvan, canlı yedi… Meyveden binlerce tohum yeryüzüne dağıldı. İkinci tohum ise, ''Ben korkuyorum!'' dedi, ''Köklerimi altımda yatan toprağın derinliklerine gönderirsem, karanlıklarda beni neyin beklediğini bilemem. Üstümdeki toprağı zorlayıp yeryüzüne çıkmaya çalışsam, filizlerim zarar görebilir! Hem tomurcuklarım açmaya başladığında üzerlerinde salyangozlar gezip, onları yemeğe kalkarsa? Ya tom

Ölüm var, Her Yerde; Bekliyor Kardeş

Resim
  Ölüm var, Her Yerde; Bekliyor Kardeş Yüz bin yıl yaşamak olsa emelin, Demirden, çelikten olsa temelin, Kral olsan göğe uzansa elin, Ölüm var, her yerde; bekliyor kardeş…   Dünyaya gelip de gitmeyen var mı? Ecel şerbetini içmeyen var mı? Mezar denen yere girmeyen var mı? Ölüm var, her yerde; bekliyor kardeş…   Gücüne güvenip,  “Yiğidim!”  deme! Tenine güvenip,  “Güzelim!”  deme! Malına güvenip, “ Zenginim!”  deme! Sakın gururlanıp,  “Ben buyum!”  deme, Ölüm var, her yerde; bekliyor kardeş…   Çevrene dokunur, seni es geçer, Bazen çok yaklaşır, pas gelir geçer, Yaşlılar dururken, gençleri seçer, Ölüm var, her yerde; bekliyor kardeş…   Hani Nuh, Süleyman, Muhammed nerde? Hiç bir peygambere kalmadı dünya! Hoş seda bırakıp geçip gittiler… Ölüm var, her yerde; bekliyor kardeş…   Hani Şeddad, Karun, Firavun nerde? Hayırla ananı, var mı bir yerde? Küfür ve zulmüyle; yanıyor narda, Ölüm var, her yerde; bekliyor kardeş…   Yerden göğe kadar altının olsa, Elmastan, zümrütten, tahtların olsa, Uz