Kayıtlar

rüya etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Dervişin Uykusunu Kaçıran Rüya

Dervişin Uykusunu Kaçıran Rüya Ârif zâtlardan biri şöyle bir hikâye anlatmıştır: “Bir gece zikir ve dua ile meşgul olurken uyuyakaldım. Rüyamda daha önce hiç rastlamadığım güzellikte bir cariye gördüm. O kadar güzel kokuyordu ki daha önce öyle bir koku koklamadım. Elini uzatıp bana bir kâğıt parçası verdi ve: - Üzerinde yazanı oku! Dedi. Okumak için elime aldığımda üzerinde şu beyitleri gördüm: Hayırlı olan hayatı bırakıp uyku ile zevklendin Cennet köşklerinin odalarındaki hurilere rağmen Ebedi olarak yaşarsın, ölüm yoktur orada Cennetlerde güzellerle ebedi yaşarsın Artık uyan uykundan, çünkü hayırlı olan, uykundan Kur’an okumak, teheccüd namazı kılmaktır. Korkuyla uykumdan uyandım. Vallahi bu rüyayı her hatırladığımda uykum varsa bile hemen kaçmaktadır. “ İmam Yâfiî İffet Numunesi Meryem Hazreti Meryem’in babası İmran olup Süleyman aleyhisselâm neslindendir. Anasının adı da Hanne’dir. Hanne’nin kız kardeşi Işâ da Zekeriyya aleyhi

Güzel Rüya Görünce

Güzel Rüya Görünce Sahabeden Ebû Saîd el-Hudrî Radiyallahü Anh diyor ki; Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem’i şöyle buyururken işittim: “Sizden biriniz hoşuna gidecek sevdiği bir rüya görünce; Bilsin ki güzel rüya yüce Allah’tandır. Bu durumda, ” اَلْحَمْدُ لِلّهِ “ “ Elhamdülillah ”, “Her türlü övgü Allah’a mahsustur!” diyerek Allah’ü Teâlâ’ya hamd etsin ve rüyasını sevdiği salih insanlara anlatsın. 

Aydos’u Fetheden Rüya

Aydos’u Fetheden Rüya Orhan Gazi’nin padişah olmasından sonra (726/1326), ilk fethedilen yer Üsküdar’ın doğusundaki Semendire (Samandıra) kalesi olmuştu. 728 (1328) tarihinde Konur Alp ile Abdurrahman Gazi, Semendire’nin güney tarafındaki Aydos hisarı fethine gönderildiler. Bir hayli sarp bir kale olan Aydos hisarının fethine hemen muvaffak olamadılar. Aydos tekfurunun güzel bir kızı vardı. Bir gece rüyasında derin bir kuyuya düştüğünü gördü. “Gördü ki bir civân-i nurânî çıkageldi halâs için ânı. ” Bu haldeyken güzel bir yiğit geldi, elini uzatıp kızı çıkardı. Sabahleyin hisarın burcundan etrafı seyreden kız, Abdurrahman Gazi’yi gördü ve onun rüyada kendisini kurtaran yiğit olduğunu anladı. O anda İslâm dini kalbinde yer etti ve hemen bir kağıda durumunu açıkça yazdı. İslâm dinine gireceğini bildirerek: “Eğer kalenin fethi muradınız ise, firar ediyormuş gibi buradan geçip gidiniz. Falan gece hisar dibine geliniz. Sizin için bu kalenin fethi kolayca mümkün olur. ” diye yazarak,

Nerede Kutlu Çağlar

Nerede Kutlu Çağlar   Dün gece müjdeli, bir rüya gördüm, Yeniden toplanmış, “O yüce divan...”   Yemyeşil ovada koca bir çınar, Masmavi göklere yükseliyordu.   Zümrüt yapraklarda, altın bülbüller, Tatlı bir nağmeyle ötüşüyordu...   Yüksek bir tepeye kurulmuş otağ, Ulu bir Hakan, haykırıyordu...   Nur simalı pirler divana gelmiş, "Garip halimizi" konuşuyordu...   Vadileri doldurmuş, binlerce yiğit, Tekbirlerle arzı titretiyordu...   Akıncılar mutlu uçacak gibi, Şahlanan atlarda haykırıyordu...   Divan, bir kararı tartışıyordu... Âlimler çok titiz çalışıyordu.   Son nokta konuldu, karar verildi. Bir nida inletti yer ve gökleri...   "Hedefimiz şudur: ‘İyi dinleyin!’ “İman ve Kur’an’da, tekrar dirilip;”   “Dünyada yeniden, süper güç olmak,” “Küfür ve zulümü silip, yok etmek...”   “İslâm’ın sesini tekrar yükseltmek;” “İnsanlığa hizmet edip yüceltmek…”   Erenler ruhları; yere inmişti. Divanın önünde, hep dizilmişti.   Hepsi de düşünceli küskün ve kızgın... Sustukça susuyor ço