Kayıtlar

iman etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ahiret Günü ve Ahirete İman

Ahiret Günü ve Ahirete İman Ahiret, sözlükte “son, sonra olan ve son gün” anlamlarına gelir. Terim olarak ahiret, İsrafil’in (a.s.) Allah’ın emriyle, kıyametin kopması için sura ilk defa üflemesiyle başlayacak olan ebedi hayata denilir. İsrafil (a.s.) sura ikinci defa üfleyince insanlar diriltilip hesaba çekilecek, sonra dünyadaki iman ve amellerine göre ceza ve mükafat görecek, cennetlikler cennete, cehennemlikler cehenneme girecek ve orada kalacaklardır. Ahirete iman, iman esaslarından olup genellikle Kur'an'da "el-yevmü'l-ahir" (son gün) şeklinde, Allah'a imanla yan yana zikredilmiştir. Bu da ahiret inancının iman esasları arasında çok önemli olduğunu göstermektedir. Al­lah'a ve O'nun birer yol gösterici olarak peygamberler gönderdiğine inanmak, insanların sorumlu olduğuna inanmayı da gerekli kılar. İnsandaki sorumluluk duygusu da kişiyi, yaptıklarının karşılığını göreceği ahiret hayatına inanmaya götürür. Ahirete inanmayan kimse K

Gerçek Müslüman Olmak İçin Neler Yapmak Gerekir?

Gerçek Müslüman Olmak İçin Neler Yapmak Gerekir? Gerçek Müslüman olmak için, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri gibi iman etmek ve ibadetlerini doğru ve ihlas ile yapmak lazımdır. Allahü teâlâ doğru ve ihlas ile ibadet yapanları seveceğini, bunların kalblerine dünyada feyizler, nurlar vereceğini, ahirette de sevap vereceğini vaat etti. İslamiyet'in aslı, temeli üçtür: İlim, amel, ihlas. Bunların biri yoksa o işin değeri olmaz. Yani ilimsiz veya ihlassız ibadetin kıymeti yoktur. İlim ve ihlas var, fakat amel yani ibadet yoksa yine kıymetsizdir. İbadet, emirleri yapmak demektir. İbadetlerin doğru olması için, nasıl yapılacaklarını öğrenmek ve öğrendiklerine uygun olarak yapmak lazımdır. Sevap, iyilik, Allahü teâlâ tarafından verilen mükâfattır. Takva, haramlardan, yasak edilmiş olanlardan sakınmaktır. İhlas, gerek beden ile gerek mal ile yapılan farz veya nafile bütün ibadetleri, mesela hayrat ve hasenat yapmayı, Müslümanları sevindirmeyi, onları sıkıntıdan kur

Örümcek Ağı

Resim
Örümcek Ağı Dünya hayatında hep kötülük işleyen bir adamı ölünce Cehennem kapısında bir melek karşıladı. Melek adama şöyle seslendi: “Hayatta iken tek bir gün bile birisine iyilik yaptıysan buraya girmeyeceksin. ” Günahkâr adam uzun süre düşündükten sonra, bir keresinde ormanda gördüğü örümceği hatırladı. Balta girmemiş ormanda yürürken önüne bir örümcek ağı çıkmıştı. Adam ağı bozmamak ve örümceği ezmemek için o gün yolunu değiştirmişti. Heyecan içinde o günü meleğe anlattı. Melek gülümsedi ve ardından elini şaklattı. Gökten bir örümcek ağı inmişti. Adam bu ağa tutunarak cennete girebilecekti. Adam neşe içinde ağa tırmanırken cehennemden bazıları da bu ağa tutunarak cennete gitmeye çalıştılar. Ama adam ağın o kadar çok insanı taşımayacağından korkarak onları itmeye başladı. Tam o sırada ağ gerçekten koptu ve diğerleri ile birlikte adam da cehenneme düştü. -“Yazık!” dedi melek. -“Bencilliğin, hayatında işlediğin tek iyiliği de kötülüğe döndürdü. Eğer, o insanlar

58 Hadis-i Şerif

58 Hadis-i Şerif ١) عَنْ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ، يَقُولُ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ: " إِنَّمَا الْأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ، وَإِنَّمَا لِكُلِّ امْرِئٍ مَا نَوَى، فَمَنْ كَانَتْ هِجْرَتُهُ إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ فَهِجْرَتُهُ إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ، وَمَنْ كَانَتْ هِجْرَتُهُ لِدُنْيَا يُصِيبُهَا أَوِ امْرَأَةٍ يَنْكِحُهَا فَهِجْرَتُهُ إِلَى مَا هَاجَرَ إِلَيْهِ" 1- Mü’minlerin emîri Ebû Hafs Ömer ibni Hattâb radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi: “Yapılan işler niyetlere göre değer-lenir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır. Niyeti Allah’a ve Resulüne hicret olanın hicreti Allah’a ve Resulüne olur. Hicretteki niyeti bir dünyalığı elde etmek veya bir kadınla evlenmek olan kimsenin hicreti de ona göre değerlenir. Hülasa herkes ne için hicret etmiş ise hicrteti de ona göre değer bulur.” (Buhârî, Bed’ü’l-vahy 1, Îmân 41, Müslim, İmâret 155) ٢) عَنْ ابْنِ عَبَّاسٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا قَالَ قَالَ الن

100- Hadis-İ Şerif 2

100- Hadis-İ Şerif 2 ١- أقْرَبُ مَا يَكُونُ الْعَبْدُ مِنْ رَبِّهِ وَهُوَ سَاجِدٌ، فأكْثِرُوا الدُّعَاءَ  “Kul Rabbine en ziyade secdede iken yakın olur, öyle ise (secdede) duayı çok yapın.” [Müslim, Salât ٢١٥ , ( ٤٨٢ ); Ebû Dâvud, Salât ١٥٢ , ( ٨٨٥ ) ٢- مَا منْ دَعْوَةٍ أسْرَعُ إجَابَةً مِنْ دَعْوَةِ غَائِبٍ لِغَائِبٍ  “İcâbete mazhar olmada gâib kimsenin gâib kimse hakkında yaptığı duadan daha sür’atli olanı yoktur.” [Tirmizî, Birr ٥٠ , ( ١٩٨١ ), Ebû Dâvud, Salât ٣٦٤ , ( ١٥٣٥ ); Müslim, Zikr ٨٨ , ( ٢٨٣٣ ) ٣- مَنْ لَمْ يَسْألِ اللّه يَغْضِبْ عَلَيْهِ  “Allah Teâla Hazretleri kendisinden istemeyene gadap eder.” [Tirmizî, Daavât ٣ , ( ٣٣٨٠ ); İbnu Mâce, Dua ١ , ( ٣٨٢٨ ) ٤- أَحَبُّ اسْمَاءِ إلى اللّهِ تعالَى عبدُاللّهِ وعبدُ الرحمنِ  “Allah’ın en ziyade sevdiği isimler Abdullah ve Abdurrahman’dır.” [Müslim,Ebu Davud,Tirmizi] ٥- رضى الربِّ في رضى الْوَالِدِ، وسخطُ الربِّ في سخطِ الوَالِدِ  “Allah’ın rızası babanın rızasından geçer. Allah’ın memnuniyet