Kayıtlar

geldi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bulunmayan Hızır Kendi Geldi

Bulunmayan Hızır Kendi Geldi Padişahlardan biri memleketinde bozulan düzeni yeniden ihya etmekte milletine doğru yolu gösterip onların birbirleri arasında kardeşçe ve insanca yaşamalarını teminde son derece güçlük çekiyordu. Birisi sadrazam olmak üzere üç tane veziri vardı ama hiç birisi padişahın istediği gibi memleket ve millet için çalışarak gereken sükûn ve istikrarı sağlayamıyordu. Bu durum karşısında ne yapacağını şaşıran padişah Hızır (as)’ı bulup gerekli aklı O’ndan almaya ve O’nun dediğini yapmaya karar verdi. Memleketin her yanına haberciler gönderen padişah Hızır (as)’ı bulup getirene çok büyük ihsanlarda bulunacağını ve onları dünyalık olarak ihya edeceğini bildirdi. O muhitte bir alim vardı ki ilmine rağmen çok sefalet içinde, ailesinin geçimini teminde bile son derece güçlük çekiyordu. Bu alim zat padişahın huzuruna çıktı. Hızır’ı kendisinin bulabileceğini söylerek iki at ve bir miktar da para verilmesini istedi. “- Diyar diyar gezip Hızır’ı bulacağım. Bu iki at

Bu Tokat Hata Yapmayan Yerden Bize Geldi

Bu Tokat Hata Yapmayan Yerden Bize Geldi Ebü'l-Hasan el-Bûşencî Kuddise Sirruh, bir gün yolda yürürken, gencin biri gelip ensesine bir tokat vurdu ve gitti. Bu hali görenler gence, "Sen ne yaptın? O zat evliyanın büyüklerinden Ebü'l-Hasan el-Bûşencî'dir" dediler. Genç bunları duyunca çok üzüldü. Hemen geri dönüp, hazretin yanına geldi. Özür dileyip, affedilmesi için yalvarınca, "Sen rahat ol kardeşim. Biz, hakkımız varsa helâl ettik. Bize bu tokat sizin tarafınızdan gelmedi ki. O, aslında hiç hata yapmayan bir makamdan geldi. Demek, bir kabahatimiz var ki bu hal başımıza geldi"dedi ve istiğfar ederek yoluna devam etti. Bir keresinde adamın biri Hz. Hüseyin'i tokatlar, ama o sesini çıkarmaz. Bilakis "Bunu kim takdir etti?" der; etrafındakiler, "Allah Teâlâ!" derler. Bunun üzerine o şöyle der: "Benim Allah'ın kazasını önleyebileceğimi mi sanıyorsunuz?" Ebû Osman el-Hîrî Kuddise Sirruh, bir gün talebeleriyl

“Baba yetiş! Kötüler geldi! Diye Haykırdım..."

  “Baba… Kötüler geldi! Diye Haykırdım..." “Baba… Kötüler geldi!” diye haykırdım… “Oğlum korkma kötüler hep kaybeder…” “Baba yine masumları öldürüyorlar…” Babam kızdı; “Korkmasana, kötüler hep kaybeder…”    “Baba yine geldiler, ellerinde korkunç bombalar…” “Rastgele herkese ateş açıyor” “Bebeleri, nineleri, öldürüyorlar…” “İnan ki baba bize de sıra gelecek…” Babam yine de çok kızdı… “Biraz da el düşünsün!” “Sadece sen misin, memleketi kurtaracak?” “Baba! Neredeyse, masum kalmadı!” “Bir de… İyi dediklerimiz var ya… Hepsi seyirci…” “Baba biz de bir şeyler yapsak olmaz mı?” “Onlara tuzak kurup; yollarına engeller koysak…” “Masumları örgütlesek, birisinin kolunu kırsak…” “Susss! Seni de öldürürler, kötüler hep kaybeder… “Boş ver oğlum boş ver! Bize dokunmuyor bize ne!” “Hem sade biz miyiz bunları, düşünen? “Baba; yerli-yabancı, dünyanın hepsi seyirci…” “Sadece kınar görünüp; hiçbir şey yapmıyorlar…” “Dedim ya sen üzülme! Bir gün

Sevginin Bedeli

Sevginin Bedeli Küçük oğlu annesine geldi ve ona kâğıdı uzattı. Annesi ellerini önlüğüne kuruladıktan sonra kâğıdı okumaya başladı; ·         Çimleri biçtiğim için 5 lira! ·         Odamı temizlediğim için 2 lira! ·         Alışverişe gittiğim için 1 lira! ·         Küçük kardeşime baktığım için 2 lira! ·         Çöpü attığım için 1 lira! ·         İyi bir karne getirdiğim için 5 lira! ·         Bahçeyi temizlediğim için 2 lira! ·         Toplam borç 18 lira!!! Anne, umutla kendisine bakan oğlunun elinden kâğıdı aldı ve kâğıdın arka yüzüne şunları yazdı: ü Seni 9 ay karnımda taşıdım BEDAVA! ü Hasta olduğunda başında bekledim, elimden geleni yaptım, senin için dua ettim BEDAVA! ü Yıllar boyu değişik nedenlerle senin için gözyaşı döktüm BEDAVA! ü Senin için geceleri kaygı duyup, uykusuz kaldım BEDAVA! ü Oyuncaklarını topladım, yemeğini hazırladım giysilerini yıkadım, Ütüledim. Bedava yavrum bedava! Ve bunların hepsini topladığın zaman gerçek s