Kayıtlar

düşman etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Düşmanı Yenmenin Şükrü

Düşmanı Yenmenin Şükrü Rislan-ı Dımeşkî Hazretleri'nden: “Şayet sana düşman olanı yenmeye kendinde bir güç bulursan, bulduğun bu gücün şükrü olarak onu affet.”

Yavrum Döner Diye Bekleme Anne!

Yavrum Döner Diye Bekleme Anne!   İçteki hainler kazan kaldırdı, Gidiyorum hakkın helâl et anne!                                 Alçak düşman pusu kurdu saldırdı, Yavrum döner diye bekleme anne!   Vatanım yanarken; nasıl yatayım? Gündüz savaş gece; nöbet tutayım! Dedelerim şehit, ben de olayım! Oğlun savaşıyor düşünme anne!   Ölmeyi isterim; kalmayı değil, Cenneti isterim; dünyayı değil, Vatanım sağ olsun; canımı değil, Kendini yıpratıp; üzülme anne!   Hep dua ederdin  “Şehit ol!”  diye! Allah’a vatana  “Kurban ol!”  diye! Rabbim kabul etti  “Mutlu ol!”  diye! Daha ne beklersin şehidim anne!   Sakın saç baş yolup boşa ağlama! Yüreğine hançer; vurup dağlama, Artık sevinçli ol; kara bağlama! Şehit anasısın; bayram et anne!   Şehadet şerbetin tadı doyumsuz, Cennetlere uçtum oldum ölümsüz, Nice makamlara erdim sorunsuz, Siz görmezsiniz ben diriyim anne!   Allah’ın Rasûlü elimden tuttu, Şehit başı Hamza alnımdan öptü, Cenne

Altını Düşman Belle

Altını Düşman Belle   Sultan Mahmud imanlı, amelli, bilgin bir hükümdardı ama güzel yüzlü değildi. Bundan müteessir de olmuyordu. Ne var ki halk güzel yüzlü hükümdarları daha çok severdi. Endişesi bundan ileri geliyordu. Devrinin büyük velilerinden birine sordu: - Efendi Hazretleri, malumdur ki halk güzel yüzlü hükümdarları daha çok sever. Hâlbuki ben bundan yoksunum. Ama halkımın da beni sevmesini istiyorum, bana ne tavsiye edersiniz? Allah dostu şu tavsiyede bulundu: - Halkın seni sevmesini istiyorsan altını kendine düşman belle... (Halkın refah ve mutluluğu için onu gözünü kırpmadan harca).

İnsanı Yorgun Düşüren 11 Enerji Düşmanı

İnsanı Yorgun Düşüren 11 Enerji Düşmanı Bilim adamları, kronik yorgunluk ile tüm bu etkenler arasında şaşılacak bağlantılar olduğunu tespit ettiler. İşte insanı yorgun düşüren ve enerjisini bitiren en büyük 11 düşman. 1- Derin uykuda bizi rahatsız edenler: Gürültü stres yaratır ve stres tansiyonu yükseltir. Sonuçta sürekli halsiz ve uykulu oluruz. Bunun için size önerimiz, yatak odanızdan saat gibi ses çıkarabilecek tüm eşyaları kaldırmanız olacaktır. 2- Kahve ve çay: 6 fincandan sonrası zarar: Kafein uyarıcı etki yapar, yani beyne daha fazla enerji emri verir. Günde 3 fincan kadar çay veya kahve içersek, bu canlandırıcı özellikten iyi şekilde faydalanırız. Fakat miktar ikiye katlanırsa, kafein ve tein, vücudumuzdaki demiri emer. Bu durumda beyin ve kalbe yeterli oranda oksijen gitmez. Sonuçta kendimizi çok yorgun hissederiz. 3- Karbonhidrat uyku hapı etkisi yapar: Tüm karbonhidratlar, aç karnına yenildiği zaman ağırlık yapar. Siz siz olun, aç karnına bu besinle

En Tehlikeli Düşman

En Tehlikeli Düşman Son zamanlarda gazete manşetlerinden düşmeyen, “Arkadaşına kanıp evden kaçtı”, “Arkadaşlarının telkini ile uyuşturucu batağına battı”, “Arkadaşının sözlerine kanan genç kız kendini fuhuş tacirlerinin elinde buldu”, “İnternette tanıştığı arkadaşının evine giden genç kız ayıldığında kendini parkta buldu” gibi haberler iyi arkadaş seçmenin önemini bir defa daha gözler önüne serdi. Ayrıca bu olaylar İslam büyüklerinin “İnsanın üç düşmanı vardır: Nefs, şeytan ve kötü arkadaş. Bunlardan en tehlikelisi kötü arkadaştır” sözlerinin ne kadar doğru olduğunu ortaya koydu. Gerçekten de, iyi bir arkadaş, iki cihan için, yani hem dünya hem de âhiret için büyük sadettir. Çok az bulunan bir hazinedir. Kişi iyi bir arkadaşa sahip olunca, çok hamd etmelidir. İnsanın hem dünyasını hem de âhiretini kurtaracak arkadaş bulmak, hele bu zamanda çok zordur. Bunun için iyi kimsenin değeri çok fazladır. Kötü bir kimse ile görüşüp onu yola getirmek, çok faydalı ise de bu tehlikelidir.

Düşmanın Silahına Aynı Silahla Karşılık Verin

Düşmanın Silahına Aynı Silahla Karşılık Verin Mısır’ın fethinden sonra esir Memluk kumandanlarından Kayıtbay Yavuz Sultan Selim’in huzuruna getirilmişti. Aralarında şöyle bir konuşma geçti: “- Söyle bakalım Kayıtbay, cesaret ve kahramanlığın ne işe yaradı?” “- Cesaret ve kahramanlığım hâlâ var ey Sultan! Yalnız, bize ne yaptıysa ordunuzdaki toplar yaptı!” “- Anlamadım!. . ” “- Berberilerden biri, Venedik’ten top getirerek bize satmak istemişti de, Peygamberimizin, “ok ve kılıç kullanın” şeklindeki emrine aykırıdır diye satın almamıştık. O satıcı bize, “Yaşayan görecektir ki, memleketiniz top yüzünden elinizden çıkacaktır” demişti. Meğer doğruyu söylemiş!” “- Din kaidelerine böylesine bağlı idiniz de, Allah’ın, “Düşmanın silahına aynı silahla karşılık veriniz” emrine neden uymadınız? Bilmez misiniz ki, “Ok ve kılıç kullanın” demek “Başka silah kullanmayın” demek değildir. O zaman o silahlar varmış, şimdi de bu silahlar var!”

Korkutamayan Düşman

Korkutamayan Düşman Sultan Alpaslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken, keşfe gönderdiği subaylardan biri huzuruna gelip telaşla: -300 bin kişilik düşman ordusu bize çok yaklaştı, demiş. Alpaslan, hiç önemsemeyerek şöyle karşılık vermiş: -Biz de onlara yaklaştık.

İslâm düşmanı Ebu Cehil’in Oğlu

İslâm düşmanı Ebu Cehil’in Oğlu Rasul– i Ekrem Sallalahü Aleyhi Vesellem’in Mekke’yi fethettiği gün, İslâm düşmanı Ebu Cehil’in idam fermanı verilmiş oğlu İkrime, ölüm korkusuyla kaçıp Yemen tarafına gitmişti. Onun eşi Ümmi Hakîm ise Müslüman olmuş ve İkrime’nin bağışlanmasını Rasulullah’tan istirham etmişti. Allah Rasulü Sallalahü Aleyhi Vesellem, İkrime için güvenlik garantisi verince, hanımı Ümmi Hâkim onu aramaya çıktı. Tihâme sahillerinde deniz yolculuğu sırası Müslüman bir kaptanla görüşmekte olan İkrime’yi buldu. Kaptan ona diyor ki: – Lâ ilâhe illallah Muhammeden Rasulullah de, canını kurtarıver! İkrime şu karşılığı veriyordu: – Ben de zaten bunun için kaçıyorum… O sırada İkrime’nin karısı ortaya çıkarak şu haberi verdi: – Ben insanların en iyisi ve en hayırlısının yanından geliyorum. Onunla konuştum, o sana eman verdi, seni güvenceye aldı. Gel gidelim, kendine kıyma! Beraber yola çıktılar. Bir konaklama yerinde İkrime, eşiyle birlikte olmak istedi. Kadın onu

Vatan, Vatan! Canım Vatan! Sen Gitme, Canım Gitsin!

Resim
Vatan, Vatan! Canım Vatan! Sen Gitme, Canım Gi tsin! Kıymetli Dostlar; imandan sonra en kıymetli şey vatandır. Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki “Hubbul vatan, minel iman! Vatan sevgisi imandandır.” (Acluni, Keşfu’l-Hafa, 1/345, no: 1102) Vatan öyle kutsal, öyle güzel ve önemli ki… Anlatmak için cilt cilt kitaplar yetmez. Müslüman’ın en büyük görevi imandan sonra vatanını korumaktır. 1492’de İspanya Engizisyon’undan kaçan Yahudilere Osmanlı Devleti kapılarını açtı. Kuzey Irak’taki Kürt kardeşlerimizi Saddam korkuttu. Binlercesine sınırımızı açtık. Suriye’de Esad Kürt, Türk, Arap milyonlarca kişiye katliam yaptı, sınırımızı açtık. Komünizm sonrası Ruslar ve Romenler aç kaldı; binlercesine kapımızı açtık. Bu örnekler saymakla bitmez… Artık savaşlar cephede değil, cephe gerisinde yapılıyor. Emperyalizmin adı örtülü emperyalizm oldu. Zaten her gün; Siyonistler, Haçlılar, Dış güçlerin piyonları: Dış güdümlü Terör örgütleri, (Dhkp/C, Pkk, Pyd, İşid… vb.), Dış güdümlü İşadamları, D

Bayrağım

Resim
Bayrağım Atalarım “Al!” dedi; aldım ben bu bayrağı, Söz verdim, yemin ettim; menzile dikeceğim. Yıkacağım engeli; yaracağım her yanı, Bu kutsal emaneti, oğluma vereceğim. Söz verdim, yemin ettim; menzile dikeceğim! Hainler kırılacak, kalleşler vurulacak, Sapık fikir, kültürün; defteri dürülecek. İşbirlikçi haydudun, hesabı sorulacak. Bu kutsal emaneti, oğluma vereceğim, Söz verdim, yemin ettim; menzile dikeceğim! Sinsi iç-dış düşmanlar; önüme takılmayın, At nalımı öptünüz, çok çabuk unutmayın! Artık ben de uyandım, daha çok sayıklayın! Bu kutsal emaneti, oğluma vereceğim, Söz verdim, yemin ettim; menzile dikeceğim! Geceler ışıyacak, nur saçacak yıldızlar; Uzaylara kaçacak; bölücüler, soysuzlar; “Korksun!..” benim dinime, dil uzatan arsızlar; Bu kutsal emaneti, oğluma vereceğim; Söz verdim, yemin ettim; menzile dikeceğim!.. Nice hanlar, hakanlar; en yükseğe çektiler; Fatih, Yavuz, Süleyman; cihana hük

MEHMETÇİK

MEHMETÇİK Hatırlarsın; demir dağları yardın, İki aileden, devletler kurdun. Ülkeler fethettin, düşmanı vurdun, Tarihimize şan, verdin Mehmetçik!... Üç büyük kıtanın, hâkimi oldun. Mazlumu güldürdün, zalimi kovdun. Karanlık cihanı, ışığa boğdun. Gönüllere selâm, saldın Mehmetçik!... Merhamet dağıttın, gözün yaş doldu. Kahraman vuruşun, kutsal iş oldu. Düşmana yenilmen, hayal düş oldu. “Türk gibi, kuvvetli”, oldun Mehmetçik!... Dört cepheden barbar, saldırmış idi. Ateş kusan kâfir, kudurmuş idi. Bizi haritadan kaldırmış idi. Hepsini yerlere serdin Mehmetçik!... Dünya ateş olsa, seni yakamaz. Hakkın yardımıyla, kimse yıkamaz. Bileğini hiçbir, düşman bükemez. Kükremiş bir aslan oldun Mehmetçik!... Eski düşman, uyanmış da kükrüyor. Yaptığı vahşete, vahşet ekliyor. “Esir eller” hasret, seni bekliyor. Yeter dinlendiğin, şahlan MEHMETÇİK!...                                                         Yaşar AKKAŞ “Bu eserlerin izin