Kayıtlar

böyle etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Mısır Elimizden Böyle Gitti

Mısır Elimizden Böyle Gitti Tarihte tesadüf yoktur. Yıl 1881, Mısır'da bir Fransız konsolosluk çalışanı faytona biner. Ücret ödemeden meyhaneye girer. Faytoncu peşinden gidip adamdan para ister. Adam faytoncuyu bıçaklar. Çevredeki Araplar meyhanedeki yabancılara saldırır. Olaylar büyür İskenderiye sokaklarına yayılır. Hazır bekleyen Fransız İngiliz donanması şehri top atışına tutar ve kendi vatandaşlarının can güvenliğini sağlamak bahanesi ile işgale başlar. Tesadüf gibi görünen olayların tümü önceden planlıydı. Mısır elimizden böyle gitti. Şevki Karabekiroğlu

Atalarımız Böyle Âdil İdi

Atalarımız Böyle Âdil İdi İstanbul’un fethinden sonra, Osmanlı askerleri, Bizans hapishanelerini kontrol ettiler. En ücra bir mahzende üç papaz buldular. Alıp Fatih Sultan Mehmed Han’a götürdüler. Sultan, onlara hapsedilmelerinin sebebini sordu. Papazlar, “Biz, Bizans’ın en ileri gelen papazları idik. İmparatorun zulüm ve işkencelerinden, yaptığı rezalet ve sefahetten dolayı kendisini ikaz edip, sonunun yakın olduğunu söyledik. O da, bize kızdı zindanlara attırdı!” dediler. Fatih Sultan Mehmed Han, papazların ellerine serbest dolaşma belgesi verip, memleketini gezip görmelerini, Osmanlı Devleti hakkında kendisine görüşlerini bildirmelerini istedi. Papazlar, İstanbul’da bir çarşıya girip, sabahın erken vaktinde bir şeyler almak istediler. Siftah yapan bir dükkândan, komşuları siftah yapmadan ikinci bir şey alamadılar. Anadolu’ya geçtiler dolaşırken, ezan okunmaya başladı. Kimse dükkânını kapatmaya bile lüzum görmeden camiye gittiler. Hiç kimse, bir başkasının malına,

Ahde Vefa Böyle Olur!

Ahde Vefa Böyle Olur! Hire kralı Numan b. Münzir, bir gün veziriyle birlikte ava çıkar. Ebu Kâbûs lâkaplı Nu’mân bin Münzir (580-602), milâdî 268-633 yılları arasında Irak ve Arap Yarımadasında hüküm sürmüş olan Lahmî Oğullarının (Benû Lahm/ Hîre Krallığı) en meşhur krallarından olup, Câhiliyye Dönemi Arap tarihinde, “Sâhibu Yevmu’l Bu’s ve Yevmu’l Naîm/ Keder ve Nimet Günü Sahibi” olarak vasıflandırılmaktadır. Nu’mân bin Münzir, bir gün (Yevmu’l Bu’s) insanlara kötülük yapardı, diğer gün de (Yevmu’l Naîm) iyilik. Keder günü olduğu bir sabah, yanına hizmetçisi Şerîk bin Adiyy İbn Şurahbil’i de alarak gezintiye çıkan Nu’mân bin Münzir, yolda el-Tâi kabilesine mensup olan bir fakir Bedevî ile karşılaştı. Çoluk çocuğuna yiyecek bulmaya çıkan Bedevî, o günün keder günü olduğunu, dolayısıyla da öldürülmesinin kesin olacağını biliyordu. Bu yüzden, Numân bin Münzir’e, “Ey Melik, bu günün keder günü olduğunu biliyorum. Ancak, çoluk-çocuğum açlıktan kıvranıyorlar. Bana izin ver

Kudüs İşte Böyle Kurtulur!

Kudüs İşte Böyle Kurtulur!   01- Müslümanlar, “Başımı veririm, imanımı vermem!” derecesinde kâmil imana sahip olacaklar. İslâmiyet’i tam öğrenip eksiksiz yaşayacaklar.  “İslâmiyet, yaşam biçimi”  olacak. Bir Müslüman camide neyse dışarıda da o olmalıdır;  “Camide “Allah dostu” ,  “Cami dışında şeytan dostu”  olamaz. 02- Sadece namaz kılmakla, oruç tutmakla, Müslüman olunmaz. Müslümanlar; bütün bilim ve teknolojide, eğitimde, ekonomide, siyasette askeriyede, sanayi ve ticarette…” dünyada lider olacaklar. Düşmanla en iyi mücadele ondan daha güçlü olmaktır. 03- Müslümanlar; önce cehaleti yenecekler; İslâmiyet’i bütün yönleriyle doğru kaynaklardan, doğru öğrenecekler yaşayacaklar ve hakiki Müslüman olmaya çalışacaklar. 04- Müslümanlar’ın amacı: a)   İslâm dinini hakkıyla yaşayıp, yaşatmak; b)   Allah’ü Teâlâ’nın rızasını kazanmak; c)    İslâmiyet’in nurlarını yeryüzünün her noktasında her ferde yaymak; d)   Saadeti Ebediye’yi, yani; Cennet’i elde etmek; Cennet’te Cemalullah’ı görmek… Ş