Kayıtlar

ay etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Oruç hem vücudu temizler hem de nefsi ıslah eder

Oruç hem vücudu temizler hem de nefsi ıslah eder Oruç hem vücudu temizler hem de nefsi ıslah eder. Nefis insanın içindeki yaşama arzusunu da kamçılayan duygudur. Nefsinizi eğitip emrinize alabilirseniz şeytana yamaklık etmekten kurtarmış olursunuz. Unutmayın ki aynı zamanda ondan sorumlusunuz. Geçmişten günümüze nefis terbiyesiyle alakalı eminim çok şey duymuşsunuzdur. Nefsi kimi azgın bir ata kimi şımarık bir çocuğa benzetmiştir. Azgın ata benzetenler, “nefsinin seni sevk ve idare etmesine izin verirsen, seni nereye götürüp atacağı belli olmaz ama sen onun dizginini eline alırsa istediğin yere sevk edebilirsin” demişler. Evet, nefis insanın içindeki yaşama arzusunu da kamçılayan duygudur. Belki de bu yüzden ata benzetilmiştir. Onu sadece annesini emmek için istediği zaman yere yıkıp emen bir şımarık çocuğa benzetmek de belki haksızlık olur. Bize bağlı, bizim emrimize verilmiştir. Biz ne istersek onu yapmaya mahkûmdur ama bir şartla, onu şeytanın iç ajanı olmaktan kurtarmamız l

Ay İle Güneş

Ay İle Güneş Bir gün Ay'a sordular: -En çok neyi seversin? -Güneşin tutulup ebediyen perde altında, bir bulutun gerisinde saklı kalmasını severim. -Neden ona bunu reva göresin ki? -Çünkü onu kendi gözümden bile kıskanıyorum. Üstelik güneşe olan aşkımla bütün âlemi nura boğmak gelir elimden! - Sözün doğruysa eğer, gece gündüz durmadan ona koşmalısın ki ona ulaşabilesin. Ona ulaştığın vakit de zaten onda yok olursun, varlığın görünmez olur. O zaman onun ışıkları seni yakar, varlığını ortadan kaldırır. Aksi takdirde hangi küstahlık ile onun önünde ışık saçabilirsin? - Ben yok olunca, onun cemaliyle öyle görünmeye başlarım ki, işte o vakit halk beni parmağıyla birbirine gösterir ve onunla bir olduğumuzu asla fark etmez.

Benim On Yılda Geldiğim Yere, Sen İki Ayda Gelmeye Çalıştın

Benim On Yılda Geldiğim Yere, Sen İki Ayda Gelmeye Çalıştın Kavağın yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Yağmurların ve güneşin etkisi ile müthiş hızla büyümüş ve neredeyse, kavak ağacıyla aynı boya gelmiş. Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa: -   Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç? -   On yılda... Demiş kavak. -   On yılda mı? Diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak. -   Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak. -   Doğru! Demiş ağaç. “Doğru! ” Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak, önce üşümeye başlamış sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış… Sormuş endişeyle kavak ağacına: -   Neler oluyor bana, ey kavak ağacı? -   Ölüyorsun... Demiş, kavak. Kabak ağlayarak: -   Niçin? Diyerek devam ettirmiş sorusunu… Kavak ağacı: -   Benim on yılda geldiğim yere sen iki ayda gelmeye çalıştığın için...

Bin Aydan Hayırlı Bir Gece

Bin Aydan Hayırlı Bir Gece Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik.   Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?   Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.   O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar. O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar.” (Kadr, 1-5) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Kadir gecesini, fazîlet ve kudsiyyetine inanarak, sevâbını yalnız Allâh’tan bekleyerek ibâdet ve tâatle geçiren kimsenin kul hakkı hâriç geçmiş günâhları bağışlanır.” (Buhârî, Müslim) Kadir Gecesi, Rabbin, ümmet-i Muhammed’e sonsuz merhametinden saçtığı müstesnâ bir lutuf gecesidir. Bu gece, nice mânevî hazîneler bahşedilmektedir. Bu gecenin ihtişam ve azametine binâen hakkında müstakil bir sûre nâzil olmuştur. Kadir Gecesi, Kur’ân-ı Kerîm’in kendisinde indirilmesiyle nûrlanmış, Cebrâîl ve diğer meleklerin iştirâki ile mânevîleştirilmiştir. Mü’minlere görülmez nûrânîler tarafınd

Ramazan Ayı Öyle Bir Aydır ki...

Ramazan Ayı Öyle Bir Aydır ki... Resûlullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), şabân ayının son günü hutbede buyurdu ki: “Ey Müslümanlar! Üzerinize öyle büyük bir ay gölge vermek üzeredir ki, bu aydaki bir gece (Kadir gecesi) bin aydan daha fâidelidir. Allahü teâlâ bu ayda, her gün oruç tutulmasını emretti. Bu ayda geceleri teravih namazı kılmak sünnettir. Bu ayda, Allah için ufak bir iyilik yapmak, başka aylarda farz yapmış gibidir. Bu ayda, bir farz yapmak başka ayda yetmiş farz yapmak gibidir. Bu ay sabır ayıdır. Sabredenin gideceği yer Cennettir. Bu ay iyi geçinmek ayıdır. Bu ayda müminlerin rızkı artar. Bir kimse, bu ayda bir oruçluya iftar verirse, günahları affolur. Hak teâlâ, onu Cehennem ateşinden azâd eder. O oruçlunun sevâbı kadar, ona sevap verilir.” Eshâb-ı Kirâm; “Yâ Resûlallah! Her birimiz, bir oruçluya iftar ettirecek, onu doyuracak kadar zengin değiliz” dediler. Resûl-i ekrem Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Bir

Ramazan Ayının Fazileti

Ramazan Ayının Fazileti Selmân-i Fârisî Radiyallahü Anh bir hadîs-i şerîfi şöyle bildirmiştir: “Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem Şa’ban ayının son günü hutbede buyurdu ki: “Ey müslümanlar! Üzerinize öyle büyük bir ay gölge vermek üzeredir ki, bu aydaki bir gece (Kadir gecesi) bin aydan daha hayırlıdır. Allâh’ü Te’âlâ, bu ayda, her gün oruç tutulmasını emretti. Bu ayda, geceleri teravih namazı kılmak da sünnettir. Bu ayda, Allâh için, ufak bir iyilik yapmak, başka ayda bir farz edâ etmek gibidir. Bu ayda bir farz yapmak, başka aylarda yetmiş farz yapmak gibidir. Bu ay sabır ayıdır, sabır edenin gideceği yer Cennettir. Bu ay iyi geçinmek ayıdır. Bu ayda mü’minlerin rızkı artar. Bir kimse, bu ayda bir oruçluya iftar verirse, günâhları affolur. Hak Te’âlâ onu Cehennem ateşinden âzâd eder. O oruçlunun sevabı kadar, ona verilir.” Ashâb-ı Kiram (r.a.e.) dediler ki: “Yâ Resûlâllah, her birimiz, bir oruçluya iftar edecek, onu doyuracak kadar zengin değiliz.” Resûlullâh Sallallahü Ale

Receb Ayı Tebriği ve Receb Ayının Faziletleri

Resim
Receb Ayı Tebriği ve Receb Ayının Faziletleri        Nebi SallAllah’ü Aleyhi Vesellem buyurdu ki: “Receb ayı, Allah’ü Teâlâ’nın seçtiği aylardandır. O Allah’ü Teâlâ’nın ayıdır. Receb ayına tazim eden kişi, gerçekten Allah’ü Teâlâ’nın emrini büyük tutmuş olur. Allah’ü Teâlâ’nın emrine değer vereni de, O, naîm cennetlerine girdirir ve kendisi hakkında en büyük rızasını kesinleştirir.” (Şuâbül Îman)        Resûlullah SallAllah’ü Aleyhi Vesellem buyurdu ki: “Allah’ü Teâlâ Receb’in her gecesinde: ‘Receb Benim ayımdır, kul Benim kulumdur, rahmet de Benim rahmetimdir, fazl-ı kerem Benim (kudret) elimdedir. Bu ayda Benden af isteyeni mağfiret ederim, bunda Benden bir şey isteyene de veririm’ buyurur.” (Nüzhet’ül Mecâlis /)        Diğer bir Hadis-i Şerif’te: “Receb’in ilk günü oruç tu­tanın orucu, bir yıllık oruca eşittir. Yedi gün oruç tutana, cehennemin yedi kapısı kapanır. Sekiz gün oruç tutana cennetin sekiz kapısı açılır Dokuz gün oruç tutanın, Allah’ü Teâlâ günahını seva

Abid Kadınla Recep Ayı

Abid Kadınla Recep Ayı Vakti zamanında bir kadın vardı. Zamanını devamlı olarak Kâbe'de ibadet etmekle geçiriyordu. Recep ayı girdiğinde de, Allah'a olan sonsuz sevgi ve saygısını dile getirmek için, günde on bir defa ihlâs sûresini okuyordu. Ayrıca Recep ayına karşı beslediği saygısını ifade için de atlas elbisesini çıkarıp, en değersiz elbisesini giyiyordu. Abid kadın bir Recep ayında hasta düştü. Çok sevdiği oğluna da öldüğü takdirde kendisini üzerindeki değersiz elbisesiyle defnetmesini vasiyet etti. Nihayet kadın bir gün ruhunu teslim edip bu fani âlem veda etti. Oğlu, sanki annesinin vasiyeti yokmuş gibi, ötekine berikine gösteriş olsun diye, annesini en şık ve pahalı elbisesiyle defnederek onun son sözünü yerine getirmedi. Ölümünden sonra bir gece rüyasında annesini gören oğlana annesi, "Sevgili oğlum, niye vasiyetimi tutmadın? Ben senden razı ve hoşnut değilim"  diye şikâyette bulunuyordu. Sabah uykudan uyanan oğlan gece rüyasında gördü

Ramazân-ı Şerîf Rahmet Ayıdır

Ramazân-ı Şerîf Rahmet Ayıdır Resûlullah Efendimiz Sallallâhü Aleyhi Vesellem buyurdular: • “Ramazan ayının ilk gecesi olduğunda cennet kapıları açılır, bütün ay boyunca cennetin hiç bir kapısı kapanmaz. Azgın cinler (şeytanlar) bağlanır. Her gece sabah namazı vaktine kadar semâdan şöyle seslenilir: ‘Ey hayır peşindeki kişi, hayırlı amelleri işlemeye devam et ve müjdelen. Ey kötü amel işleyen kişi, bu ay tevbe ve sâlih amel zamanıdır, kendini fenalıktan tutup tevbe et, tevben makbuldür. İstiğfâr eden yok mudur, mağfiret olunsun. Tevbe eden yok mudur tevbesi kabûl olunsun. Duâ eden yok mudur duâsı müstecâb (makbul) olsun.” • “Muhakkak Ramazân-ı Şerîf'te iftâr vaktinde her gece Allâhü Teâlâ altmış bin kişiyi cehennemden âzâd eder. (Ramazan bayramı günü) olduğunda bütün ay boyunca âzâd ettiği kadar kulunu cehennemden âzâd eder.” (Kenzü'l-Ummal) • “Ramazân-ı Şerîf'in ilk gecesi olunca Allâhü Teâlâ mahlûkâtına rahmet nazarıyla bakar. Allâhü Teâlâ bir ku

Rahmet ayı Ramazan

Rahmet ayı Ramazan Değerli kardeşimiz, Selman-ı Farisi Radiyallâhu Anh anlatıyor: Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem Şaban ayının son gününde bize okuduğu bir hutbede şöyle buyurdu: "Ey insanlar, büyük ve mübarek bir ay yaklaştı, gölgesi başınıza geldi. Bu öyle bir aydır ki, içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi vardır. Allah o mübarek ayın gündüzlerinde orucu farz, gecelerinde nafile namazları meşru kıldı. Bu ayda küçük büyük bir hayır yapan insan başka aylarda bir farz eda etmiş gibi sevap alır. Bu ayda bir farzı yapmak, başka aylarda yetmiş farz yerine geçer. Bu ay Allah için açlık ve susuzluğun, taat ve ibadetin meşakkatlerine sabır ve tahammül ayıdır. Sabrın karşılığı da Cennettir. Bu ay yardımlaşma ayıdır, bu ay mü’minlerin rızkını arttıracak aydır. Bu ayda her kim oruçlu bir mü’mine iftar edecek bir şey verirse, yaptığı bu iş günahlarının bağışlanmasına ve Cehennemden azat olmasına sebep olur. Oruçlunun

Zaman ve Sabır

Zaman ve Sabır İkinci dünya Savaşı’nın ilk yıllarında, Amerika seferberlik dairesi müdürü Elmer Knudsen, işlerin gerektiği gibi hızlı ve istenildiği gibi yürümediğini söyleyerek kendisini tenkit edenlere şu cevabı vermişti; -“Unutmayınız ki, bugün bu ülkede, dünyanın en iyi hastanelerine, en iyi anestezi uzmanlarına, en iyi çocuk doğum doktorlarına ve en iyi hastane personeline sahibiz; ama bütün modern bilgilerimize ve tıp alanındaki araştırmalarımıza rağmen, bir çocuğun normal doğumu için 9 ay beklememiz gerekiyor. ” Evet! Hiç şüphesiz bazı şeyler için zaman, sabır ve doğru bir şekilde mücadele gerekiyor. Esasen her şey mükemmel olsa bile, bazı işlerin asla aceleye gelmeyeceğini aklımızdan çıkarmamız gerekiyor.

Şehit Şerife Bacı

Resim
Şehit Şerife Bacı İşte Şerife gelin bu köylü ve 21 yaşında. O'nu 16 yaşında evlendirmişlerdi. Düğünden iki ay sonra Harbi Umumi patlak verdi. Kocasını askere aldılar. 6 ay sonra da Çanakkale'den kocasının ölüm tezkeresi geldi. Kimsesizdi, hiçbir geliri yoktu. "Bu tazeliğiyle yapayalnız durması yakışık almaz" diyen köyün yaşlıları, onu sakata ayrılmış bir asker gazisi olan Topal Yusuf ile evlendirdiler. Üç yıl sonra Şerife Gelin'in bir kızı oldu. Küçük kıza Elif adını koydular. Elif anasını emiyor, emdikçe Şerife Gelinin sütü artıyordu. Bunu fırsat bilen komşular, o günlerin salgın hastalıkları yüzünden anası ölen, yetim kalan, süt ememeyen hangi çocuk varsa, Şerife Gelin'e getiriyorlar; Köyün yetimlerini hep O emziriyordu. Belki de bunlar çile günlerinin tabii bir yansıması idi. Sonuç olarak bu köyde yetimlerin tamamı sütkardeşi, Şerife Gelin de sütanası olmuştu... Evdeki işlerle birlikte dışarı işlerini de Şerife gelin yapardı. Öküzlerle çift

Ezanlar Susmasın

Resim
Ezanlar Susmasın, Diye Camisini Terk Etmedi Sokağa çıkma yasağı uygulanan bir ilçede görev yapan imam, "Memleket ezansız kalmasın" diyerek 5 ay boyunca görev yaptığı camiden ayrılmadı. Sokağa çıkma yasağı uygulanan bir ilçede yaşayan  imam  A. A, "Memleket ezansız kalmasın!" diyerek  cami sini eve çevirdi ve 5 ay boyunca camiyi terk etmedi. İlk ataması doğudaki bir ilçeye yapılan imam A.A, 28 yıl boyunca görev yerinden ayrılmadı. Son dönemde yaşanan terör eylemleri nedeniyle ailesini memleketine gönderen İmam A, sokağa çıkma yasağı uygulandığı dönemde ise evini görev yaptığı camiye taşıdı. Görmez teşekkür etti İmam A'nın bu hassasiyetini öğrenen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, kendisini arayarak yaptığı vefakâr çalışmalar için teşekkür etti. AA muhabirine yaptığı açıklamada imam A, "Evimi camiye taşıdım. Cemaat ezansız kalmasın diye camide yattım kalktım. Camide imam odası vardı. Orayı ev olarak kullandım. Merkezi sistem