Kayıtlar

Yunus etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Dostun Cemâlin Arzular

  Dostun Cemâlin Arzular   Yine seyreyledi gönlüm dostun cemâlin arzular. Hicre katlanmaz gönül dostun cemâlin arzular.   Her kim uğrarsa bu derde bulur himmeti erde. Açılıverecek perde dostun cemâlin arzular.   Kim ki gerçek mirîd ola bel bağlayıp gelsin yola. Şol yürekteki dert ola dostun cemâlin arzular.   Dostum beni deli kıldı aklımı fikrimi aldı. Hayâli gözümde kaldı dostun cemâlin arzular.   Evvel derdi gönlüm bana atlar donlar gerek bana. Mevlâ’m bir dert verdi bana dostun cemâlin arzular.   Yunus’un sözü erince iniler cânın verince. Tâ ölüp sine girince dostun cemâlin arzular.   Yunus EMRE

Yunus Emre: Aşkın Sesi

  Yunus Emre: Aşkın Sesi   Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın. Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. Yunus Emre Kuddise Sirrûh   13. Yüzyıl... Mevlana, Şems, Taptuk Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Sarı Saltuk... Ne kişisel gelişim merkezleri var, ne de 'en çok satan' spiritüel kitaplar, ne kurslar, ne seviye, ne unvan, ne de rütbe... Bu kişiler aydınlanmak için Hindistan'a da gidememişler... Kendi kendilerine hakikatin peşinden gitmişler... Nefisleri üzerinde çalışmış, mürşitlerinden ilham almışlar. Hiç bir para karşılığı olmaksızın açılan dergâhlarında irfan dağıtmışlar, kim olursa olsun buyur etmişler.   Yunus Emre de işte bu dönemde yaşamış, hakikati aramış, aşkı aramış bir Anadolu evladı. Hikâyesi buğday istemek için gittiği Hacı Bektaş-ı Veli ile başlıyor. Hacı Bektaş-ı buğday yerine nefes vermeyi önerir ama Yunus önce bundan bir şey anlamaz. Daha sonra koşarak geri gelen Yunus nefesi kabul eder ve

Çeke Geldi Çeke Gider

  Çeke Geldi Çeke Gider   Aşkın odu ciğerimi, Yaka geldi yaka gider. Garip başım bu sevdayı, Çeke geldi çeke gider…   Kar etti firak canıma, Aşık oldum cananıma, As zencirin dost boynuna, Taka geldi taka gider…   Sadıklar durur sözüne, Gayrı görünmez gözüne, Bu gözlerim dost yüzüne, Baka geldi baka gider..   Bülbül eder ah-ü figan, Hasret ile yandı bu can, Benim gönülcüğüm ey can, Hakk’a geldi Hakk’a gider…   Arada olmasın asi, Onulmaz bağrımın başı, Gözlerimin kanlı yaşı, Aka geldi aka gider…   Miskin Yunus’un sözleri, Efgan eder bülbülleri, Dost bahçesinin gülleri, Koka geldi koka gider…   Yunus EMRE Kuudise Sirrûh

Gel Dosta Gidelim Gönül

Gel Dosta Gidelim Gönül   Bir nazarda kalmayalım Gel dosta gidelim gönül; Hasret ile ölmeyelim, Gel dosta gidelim gönül…   Hakkın haberin gelmeden Ecel yakamız almadan, Azrail hamle kılmadan, Gel dosta gidelim gönül…   Gel gidelim can durmadan, Suret terkini urmadan, Araya düşman girmeden, Gel dosta gidelim gönül…   Hakkın haberin gelmeden, Ecel yakamız almadan, Azrail hamle kılmadan, Gel dosta gidelim gönül…   Terk edelim ili şarı, Dost için kılalım zarı, Ele geçirelim yâri, Gel dosta gidelim gönül…   Hakkın haberin gelmeden, Ecel yakamız almadan, Azrail hamle kılmadan, Gel dosta gidelim gönül…   Bu dünya olmaz payidar, Aç gözünü canın uyar, Olgıl bana yoldaş u yâr, Gel dosta gidelim gönül…   Hakkın haberin gelmeden, Ecel yakamız almadan, Azrail hamle kılmadan, Gel dosta gidelim gönül…   Gerçek âşıkı bulalım, Hakk’ın haberin soralım, Yunus emre’yi alalım, Gel dosta gidelim gönül…   Hakkın hab

Elhamdülillah

Elhamdülillah Haktan gelen şerbeti içtik, elhamdülillah! Şol kudret denizini geçtik, elhamdülillah! Şol karşıki dağları, meşeleri bağları, Sağlık sefalık ile geçtik elhamdülillah! Kuruyuduk yaş olduk, ayak olduk baş olduk, Kanatlandık kuş olduk, uçtuk elhamdülillah! Vardığımız illere, şol sefa gönüllere, Baba Tapduk ma'nisin saçtık elhamdülillah! Beri gel barışalım yâd isen bilişelim, Atımız eğerlendi eştik elhamdülillah! İndik Rum'u kışladık çok hayr ü şer işledik, Uç bahar geldi geri göçtük elhamdülillah! Dirildik pınar olduk ırıldık, ırmak olduk, Aktık denize daldık taştık, elhamdülillah! Taptuğun tapusunda kul olduk, kapusunda, Yunus miskin çiğ idik, piştik, elhamdülillah! Yunus Emre Kuddîse Sirrûh

Bana Bu Ten Gerekmez

Bana Bu Ten Gerekmez Bana bu ten gerekmez, can gerektir, Ol bakî Cennete iman gerektir. Zehi mürşit ki bizi Hak’ka iletür, Aşık canı ana kurban gerektir. Bular kat, geçti kurban gerektir, Didâr göstermeye Sultan gerektir. Niderim uçmayı yahut huriyi, Bana dergâhına seyran gerektir. Eğer Muhammed’e ümmet olursan, Dilinde zikr ile Kur’an gerektir. Namaz ü vird ü teşbih, zikr ü Kur’an, İnayet bunlara Hak’tan gerektir. Hakikat şerbetin içen âşıklar, Başı açık, teni üryan gerektir. Âşık Yunus bu sırrı arzulayanın, Ciğeri püryan, gözü giryan gerektir. Yunus Emre Kuddise Sirrûh

Çalap Nurdan Yaratmış

Çalap Nurdan Yaratmış Çalap nurdan yaratmış, Canını Muhammed’in. Âleme rahmet saçmış, Adını Muhammed’in. Muhammed bir denizdir, Âlemi tutup durur. Yetmiş bindir peygamber, Gönlünde Muhammed’in. Hakk’ın aslanı Ali, Sağında Muhammed’in. Hasan ile Hüseyin, Solunda Muhammed’in. Yunus Emre’m âşıktır, Eksiklidir miskindir. Her kim bilmez mahrumdur, Aşkını Muhammed’in. Yunus Emre Kuddise Sirrûh

Bana Bu Ten Gerekmez

Bana Bu Ten Gerekmez Bana bu ten gerekmez, can gerektir, Ol bakî Cennete iman gerektir, Zehi mürşit ki bizi Hak’ka iletür. Aşık canı ana kurban gerektir… Bular kat, geçti kurban gerektir, Didâr göstermeye Sultan gerektir, Niderim uçmayı yahut huriyi, Bana dergâhına seyran gerektir… Eğer Muhammed’e ümmet olursan, Dilinde zikr ile Kur’an gerektir. Namaz ü vird ü teşbih, zikr ü Kur’an, İnayet bunlara Hak’tan gerektir… Hakikat şerbetin içen âşıklar, Başı açık, teni üryan gerektir. Âşık Yunus bu sırrı arzulayanın, Ciğeri püryan, gözü giryan gerektir… Yunus Emre

Dünyada Kaç Yıl Kaldınız?

Dünyada Kaç Yıl Kaldınız? Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla; Yunus suresi; 45. Ayet وَيَوْمَ يَحْشُرُهُمْ كَاَنْ لَمْ يَلْبَثُٓوا اِلَّا سَاعَةً مِنَ النَّهَارِ يَتَعَارَفُونَ بَيْنَهُمْۜ قَدْ خَسِرَ الَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِلِقَٓاءِ اللّٰهِ وَمَا كَانُوا مُهْتَد۪ينَ ﴿٤٥﴾ ﴿45﴾   Allah onları mahşerde topladığı vakit, sanki (dünyada) sadece günün bir saatinde, aralarında tanışacak kadar kısa bir süre kaldıklarını düşünürler. Allah’ın huzuruna çıkarılacakları uyarısını asılsız sayanlar ve doğru yolda yaşamamış olanlar hüsrana uğramış olacaklar. Tâ-Hâ Suresi; 103., 104. Ayetler يَتَخَافَتُونَ بَيْنَهُمْ اِنْ لَبِثْتُمْ اِلَّا عَشْرًا﴿١٠٣﴾ نَحْنُ اَعْلَمُ بِمَا يَقُولُونَ اِذْ يَقُولُ اَمْثَلُهُمْ طَر۪يقَةً اِنْ لَبِثْتُمْ اِلَّا يَوْمًا۟﴿١٠٤﴾ Tâ-Hâ Suresi; 103,104: Aralarında birbirlerine “(Dünya’da) sadece on (gün) kaldınız” diye gizli gizli konuşacaklar. -Onların, hakkında konuşacakları şeyi biz daha iyi biliriz.- O vakit içlerinden en aklı başında olanları, “S

Seyyâh Olup Şu Âlemi Ararsan

Seyyâh Olup Şu Âlemi Ararsan Seyyâh olup şu âlemi ararsan, Abdülkadir gibi bir er bulunmaz. Ceddi Muhammed’dir eğer sorarsan, Abdülkadir gibi bir er bulunmaz. Çevre gelip dervişleri derilir, Erkân ile usûlleri sürülür, Kudretinden nasipleri verilir, Abdülkadir gibi bir er bulunmaz. Mevlâ’m yüce devlet vermiş başına, Meşgul olmuş Yaradan’ın işine, Mevlâ’sının Rasûlü’ne aşina, Abdülkadir gibi bir er bulunmaz. Giderler gazâya çalarlar satır, Daima yaparlar hoş gönül-hatır, Bağdat’ta türbesi nur olmuş yatır, Abdülkadir gibi bir er bulunmaz. Kâdir Mevlâm yeri-göğü düzeli, Hoş nazar eylemiş O’na ezeli, Evliyalar serçeşmesi güzeli, Abdülkadir gibi bir er bulunmaz. Cümle hâs u âmı Hakk’a götürür, Nice müşkilleri anda bitirir, Muhammed’in sancağını götürür, Abdülkadir gibi bir er bulunmaz. Derviş Yûnus! Biz çekelim zahmeti, Üstümüzde hazır ola himmeti, Oğlum demiş O’na Rasûl Hazreti, Abdülkadir gibi bir er bulunmaz. Yun

Erenlerin Sohbeti

Erenlerin Sohbeti Erenlerin sohbeti, ele giresi değil. Sohbete kavuşanlar, mahrum kalası değil. Gezmek gerek her yeri, bulmak için, bir eri, Sarraf tanır cevheri, herkes bilesi değil. Bir pınarın yanına, kapalı testi kona, Kırk yıl orada dura, kendi dolası değil. Sohbetle parlar iman, talip kazanır irfan. İnsanı arif yapan, fesi, hırkası değil. Önce doğru iman et, haramdan el etek çek, Ruha gıdadır sohbet, badem helvası değil! Yunus Emre

Canlar Canını Buldum Bu Canım Yağma Olsun

Canlar Cânını Buldum! Canlar cânını buldum bu cânım yağma olsun, Assı ziyandan geçtim dükkânım yağma olsun! Ben benliğimden geçtim gözüm hicabın açtım, Dost vaslına eriştim gümanım yağma olsun! Benden benliğim gitti hep mülkümü dost yuttu, Lâ-mekâna kavm oldum mekânım yağma olsun! Taalluktan üzüştüm ol dosttan yana uçtum, Aşk divanına düştüm divanım yağma olsun! İkilikten usandım birlik hanına kandım, Derd-i şarabın içtim dermanım yağma olsun! Varlık çün sefer kıldı dost andan bize geldi, Viran gönül nur doldu cihanım yağma olsun! Geçtim bitmez sağınçtan usandım yaz-u kıştan, Bostanlar başın buldum bostanım yağma olsun! Yunus ne hoş demişsin bal-u şeker yemişsin, Ballar balını buldum kovanım yağma olsun! Sözlük Assı: Kâr, kazanç Hicab: Perde, örtü, utanç Vasl: Kavuşma Guman: Şüphe La-mekan: Mekansız Kavm: Kavim, yaşanılan yer, topluluk Taalluk: Alaka, ilgi Üzüşmek: Kesilmek, koparılmak Sağınç: Emel, istek Yunus Emre

Hayıf Bana, Yazık Bana, Vah Bana!

Hayıf Bana, Yazık Bana, Vah Bana! Muradıma maksuduma ermezsem, Hayıf bana, yazık bana, vah bana! Kadir Mevlâm cemalini görmezsem, Hayıf bana, yazık bana, vah bana! Daima isyandır hep benim işim, Nic'olur kabirde ol garip başım, Duadan unutman eşim yoldaşım, Hayıf bana, yazık bana, vah bana! Âsi kulum defterine bak derse, Yüzün karaları gör ne çok derse, Yerim göğüm arasından çık derse, Hayıf bana, yazık bana, vah bana! Okumayıp defterimi şaşırsam, Mahşer yerlerinde derde düşürsem, Mümin kullarından ayrı düşersem, Hayıf bana, yazık bana, vah bana! Derviş Yunus Arasat’a varırsam, Yüzüm karaların anda görürsem, Defterimi sol elime alırsam, Hayıf bana, yazık bana, vah bana! Yunus Emre

Ben Dervişim Diyene

Ben Dervişim Diyene Ben dervişim diyene, Bu yolda hiç ar olmaz, Derviş olanın gönlü, Geniştir hiç, dar olmaz… Derviş gönülsüz olur, Sövene dilsiz olur, Dövene elsiz olur, Kimseden bizar almaz… Derviş bağrı taş gerek, Gözü dolu yaş gerek, Koyundan yavaş gerek, Kimseye kızar olmaz… Derviş ise bir kişi, Bulunmaz onun eşi, İyi geçinmek işi, Arada ağyar olmaz… Dervişin yok kimsesi, Yoksulluk sermayesi, Miskinlikten gayrısı, Ona asla yâr olmaz… Er elini almışsa, Ona gönül vermişse, İkrar ile gelmişse, Gayri hiç inkâr olmaz… Yunus gördün sen eri, Bırak başka her piri, Bozma girdiğin yeri, Bunda tarumar olmaz… Yunus Emre Rahmetullahi Aleyh

Ah Ölüm

Ah Ölüm   Yalancı dünyaya konup   göçenler,   Ne söylerler ne bir haber verirler,   Üzerinde türlü otlar bitenler,   Ne söylerler ne bir haber verirler.   Kiminin başında biter ağaçlar,   Kiminin başında sararır otlar,   Kimi masum kimi güzel yiğitler,   Ne söylerler ne bir haber verirler.   Toprağa gark olmuş nazik tenleri,   Söylemeden kalmış tatlı dilleri,   Gelin duadan unutman bunları,   Ne söylerler ne bir haber verirler.   Yunus derki gör takdirin işleri,   Dökülmüştür kirpikleri kaşları,   Başları ucunda hece taşları,   Ne söylerler ne bir haber verirler. Yunus Emre Kuddise Sirrûh