Kayıtlar

On etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Şu On Şey İnsanın Maddî Ve Mânevî Yapısını Tahrib Eder:

  Şu On Şey İnsanın Maddî Ve Mânevî Yapısını Tahrib Eder: 1- Dînine önem vermeyen kimseyle arkadaşlık etmek, 2- Hayırlı ve yararlı kişilerden ayrılmak, onlarla dostluk kurmamak, 3- Nefsin isteklerine boyun eğip onun peşine takılmak, 4- İslâmiyetten uzaklaşmak, 5- Dinden olmayan şeyleri din adına uydurup dîne sokan kimselerle oturup kalkmak, 6- Dünyâ ve âhiret için yararlı olmayan şeylerle uğraşmak ve bu tür şeyleri arzulamak, 7- Halkı kötü zan altında tutmak, 8- Üstünlük taslamak, 9- Dünyâlıktan yana üzüntüye kapılmak, 10- Âhireti düşünmemek.

Bir Ağaçtan On Ders

Bir Ağaçtan On Ders Bir adam, ağacın gölgesinde, bir felsefe kitabı okuyordu. Sorular adamın kafasını karıştırmıştı. Başını kaldırıp ağaca baktı. • Keşke ağaç olsaydım, hiç düşünmeden yaşasaydım dedi. Birden ağaç dile geldi: •”Ben düşünmüyorum belki, ama düşünen insanlara o kadar çok ders verebilirim ki” dedi. Adam heyecanla: •”Seni dinlemek isterim” dedi. Ağaç konuşmaya başladı: •”At o felsefe kitabını elinden, şimdi bana bak ve beni dinle! Sana on tane hayat dersi vereceğim” dedi. •Adam heyecanlanarak: •”Tamam” dedi. Ağaç: Dinle o zaman” dedi ve hayat derslerini sıralamaya başladı: 01-   Ağaç yaş iken eğilir ya da doğrulur. Her şeyin bir zamanı vardır. Hayat, öğrenme sürecidir ama zamanlaması çok önemlidir. Siz de bilirsiniz ki “Yaşlı köpeğe yeni oyunlar öğretilmez.”; “Yaşlı kurda yol öğretilmez.” 02-   Düşen ağaca balta vuran çok olur. Onun için, hayatta düşmemeye dikkat etmek gerek; güçlüyken gölgene sığınanlar, düşerken baltayı alıp sana koşarlar. 03-

Kıyamet Günü On Sınıf Kimsenin Hali

Kıyamet Günü On Sınıf Kimsenin Hali Muaz bin Cebel Radiyallahü Anh’dan: Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’e Nebe Sûresindeki: “Sur üfürüldüğü gün, bölük bölük gelirsiniz.” ayetini sordum. Mübarek gözleri yaşardı ve: “Ey Muaz, bana büyük bir şey sordun.” dedi ve sonra şöyle devam etti: “Ey Muaz, kıyamet gününde ümmetimden şu on sınıf, diğer mü’minlerden temyiz edilmiş halde haşir edilecektir!”. 01-   Bazıları hınzır şeklinde haşir edileceklerdir. Bunlar haram yiyenlerdir. 02-   Bazıları maymun şeklinde dirileceklerdir. Bunlar da laf taşıyanlardır. 03-   Bazıları da başı üstü haşr edileceklerdir ki, bunlarda riba ehlidir. 04-   Bazıları kör olarak dirileceklerdir, bunlar da Allah’ın hükümlerine aldırmayanlardır. 05-   Bazıları da deliler gibi dilsiz ve sağır olarak dirileceklerdir ki bunlar da kendi amellerini beğenenlerdir. 06-   Bazıları da dillerini ağızlarında sakız gibi çiğneyeceklerdir ve ağızlarından irin akacaktır. Bunlar da söyledikleri ile amel etmeyen

Yirmi Dokuz Maddede Ölüme Hazırlanmak…

Yirmi Dokuz Maddede Ölüme Hazırlanmak… Doğum ile dünyaya geldik, ölüm ile dünyadan çıkacağız. Hayat, bir rüya ve hayâlden ibarettir. Bugüne kadar yaşadıklarımız hep hayal ve rüya oldu. Şimdiden sonra yaşayacaklarımız da hayal ve rüya olacaktır. Ölüm ise; zenginliğe-fakirliğe, güzelliğe-çirkinliğe, makam ve mevkie, hazır olup olmadığımıza bakmaz; her an gelebilir. Ölümü geri çevirecek hiçbir güç ve kuvvet de yoktur. Geçen zamanı geri getirmek ve öldükten sonra dirilmek ve hayatı tekrar yaşamak mümkün değildir. Sonsuz pişmanlık duymamak için; “ÖLÜM” hiç unutulmamalı ve sonsuz ahiret için hazırlık yapılmalı. Gaflete düşerek ebedi hayat tehlikeye atılmamalı, hayatın her anı şuurlu ve ölüme hazırlıklı geçirilmeli. 01-   Önce iman ve itikad ehlisünnet inancına göre düzeltilmeli. İman ve itikadı bozuk olanların hiçbir ameline sevap verilmez. 02-   Allah’ü Teâlâ’nın, emrettiği farzları yapmalı ve yasakladığı haramlardan kaçılmalı. 03-   Hem Dünya hem de ahiret için çalışılmalı

On Nasihat

On Nasihat 1-        Her gün Kuran’dan kolay geldiği kadar oku ve Nebi Sallallahü Aleyhi Veselleme’e bol bol salât getir. 2-        Beş vakit namaza, gece namazına ve iki rekât da olsa kuşluk namazına dikkat et. 3-        Üzerine farz olan zekâtı ver. Az da olsa her gün tasadduk et. Bir şey bulamazsan hoş bir söz söyle. Ramazan’da ve her aydan üç gün oruç tut. 4-        Allah’ü Teâlâ’nın sevdiği kimselerden olmak istemez misin? O’nun peygamberi Muhammed Aleyhisselâm’ı ve O’nun Ehli Beyt’ini sev. Ana babaya ihsân et. 5-        Ya Rabbi, Ya Rabbi diyip de Allahu Teâlâ’nın: “Buyur kulum, iste verilecek?” buyurduğu kullarından olmak istemez misin? Yemek yedir duana icâbet olunsun. İnsanları nefsinden önde tut. İnsanlara güzel ahlakla davran 6-        Duasına icabet olunan ve amel defteri Kıyamet Günü nur ile parlayan kimselerden olmak istemez misin? Kalbini temizle, bol bol kelime-i tevhidi söyle, kendi günahların, mümin erkek ve mümine kadınların günahları için i

Sizin Çanakkale'niz on Hiroşima eder!

Sizin Çanakkale'niz on Hiroşima eder! Dönemin Başbakanı Turgut Özal zamanında gerçekleşmiş bir olay şöyle anlatılır: Japon eğitim uzmanları gelmiş ve ülkemizin eğitim sistemini incelemiş, Sayın Özal'ın bürokratlarının da hazır bulunduğu bir ortamda raporlarını sunmuş ve sonuç olarak şunu söylemişlerdi: “- Sizin eğitim sisteminizde milli ruh yok!” Turgut Özal'ın “- Nasıl?” sorusu üzerine şunu anlatmışlardı: “- Biz Japonya'da okula başlayacak çocuklarımıza milli ruh şoklaması yaparız. Onları önce toplu halde hızlı trenlere bindirir, dev fabrikalarımızı, teknoloji merkezlerimizi gezdirir ülkemizin gücünü gösteririz. Sonra da bu yavrularımızı alır Hiroşima ve Nagazaki'ye götürür, orada atom bombası atılan ve yıllardır ot dahi bitmeyen alanları gösterir deriz ki: Eğer siz çalışmaz, bilinçlenmez ve az önce gördüğünüz teknolojiye sahip olmak için çalışmazsanız sonunuz böyle olur.” Bürokratlardan biri atılır: “- Ama bizim Hiroşima'mız yok ki!” Japo

Benim On Yılda Geldiğim Yere, Sen İki Ayda Gelmeye Çalıştın

Benim On Yılda Geldiğim Yere, Sen İki Ayda Gelmeye Çalıştın Kavağın yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Yağmurların ve güneşin etkisi ile müthiş hızla büyümüş ve neredeyse, kavak ağacıyla aynı boya gelmiş. Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa: -   Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç? -   On yılda... Demiş kavak. -   On yılda mı? Diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak. -   Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak. -   Doğru! Demiş ağaç. “Doğru! ” Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak, önce üşümeye başlamış sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış… Sormuş endişeyle kavak ağacına: -   Neler oluyor bana, ey kavak ağacı? -   Ölüyorsun... Demiş, kavak. Kabak ağlayarak: -   Niçin? Diyerek devam ettirmiş sorusunu… Kavak ağacı: -   Benim on yılda geldiğim yere sen iki ayda gelmeye çalıştığın için...

Tartışmanın On Zararı Vardır

Tartışmanın On Zararı Vardır 1- Hasede yol açar. Haset ise, ateşin odunu yediği gibi, iyilikleri yer. Tartışmada galip gelen de, mağlup olan da zararlıdır. Mağlup olana, (Falanca senden daha ileri görüşlüdür) denince, galip gelene haset etmeye başlar. Tartışmada galip gelen kimse, kendini üstün görmeye başlar. Hadis-i şerifte, (Allahü teâlâ, kibredeni alçaltır, tevazu edeni yükseltir) buyuruldu. (Taberani) 2- Hakkı küçük gösterir. Tartışmacı, kendini üstün görme hastalığından kurtulamaz. Her zaman kendisinin hâkim olmasını ister. (Niye hep kendin konuşuyorsun) diyenlere, (Biz böyle davranmak la ilmin izzetini koruyoruz) der. Hasmının bildirdiklerine önem vermez, onun delilleri ni küçük görür. 3- Kin tutmaya yol açar. Fikrinin kabul edilmediğini gören tartışmacı, hasmına kin besler, bazen ömür boyu onu affetmez. Kin felakettir. 4- Gıybete sebep olur: Tartışmacı, hasmının sözlerini naklederek, (O şöyle dedi, ben şöyle cevap verdim) diyerek kendini gıybetten kurt

Hz. Musa Aleyhisselâm'a Gelen On Emir Nelerdir?

Hz. Musa Aleyhisselâm'a Gelen On Emir Nelerdir? Hz. Musa Aleyhisselâm'a gelen on emir nelerdir? Bu On Emir konusunu İslam’a göre nasıl değerlendirmeliyiz? Cevap: Değerli kardeşimiz, “Bir zamanlar biz İsrâiloğulları'ndan, "Yalnız Allah'a kulluk edeceksiniz; ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz. İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin" diyerek söz almıştık. Sonra, içinizden küçük bir kesim dışında, sözünüzden döndünüz; hâlâ da sırt çevirmektesiniz. Vaktiyle sizden, birbirinizin kanlanın dökmeyeceğinize, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacağınıza dair de söz almıştık. Siz de kabullene geldiniz. Hâlâ da (buna) şahitlik ediyorsunuz." (Bakara Suresi, 2/83, 84) Bu âyetlerde İsrâiloğulları'nın yükümlü kılındıkları ve Yahudi-Hristiyan literatüründe  "on emir"  diye bilinen dinî ve ahlâkî vecîbelerden bazıları hatırlatılmakta; Allah'ın onlardan bu vecîbeleri ifa edecekleri yönünde