Kayıtlar

Mucize etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kur’an-ı Kerim’de Kelime Diziliş Mucizeleri

Kur’an-ı Kerim’de Kelime Diziliş Mucizeleri Kur’an-ı Kerim’de Mucizeliğinin İstatistiksel Delillerinden Bir Kısmı: Kur’ân’da, “ay” manasındaki “eş-Şehr” kelimesi 12 defa geçer. 1 yıl, 12 aydır. “Gün” manasındaki “yevm” kelimesi 365 defa geçer. 1 sene 365 gündür. “Melek (Melâike)” 88 defa, “şeytan (şeyâtin)” 88 defa geçer. “Dünya” 115 defa, “ahiret” 115 defa geçer. Erkek kişi anlamına gelen “racül” kelimesi 24 defa, kadın anlamına gelen “mer’e” kelimesi 24 defa geçer. “İblis” 11 defa, “ istiâze” (Allah’a sığınmak) 11 defa geçer. “Harp” 6 defa, “esir” 6 defa geçer. “Mağfiret” (affetmek) 234 defa, “ceza” ise “117” defa geçer. 117, 234’ün yarısıdır. “Allah’ın affı, Allah’ın gazabını” geçer. “Sabır” 12 defa, “sıkıntı” 12 defa geçer. İyiler anlamındaki “ebrar” kelimesi 6 defa, kötüler anlamındaki “eşrar” kelimesi 3 defa geçer. Güneş anlamındaki “şems” kelimesi 33 defa, “nur” kelimesi 33 defa geçer. “27 peygamberin

Emre İtaat Eden Ağaç Mucizesi

Resim
Emre İtaat Eden Ağaç Mucizesi   Endülüs’ün büyük İslam âlimi Kadı İyaz, Şifâ-i Şerif isimli eserinde kuvvetli senetlerle ve rivayet silsilesi ile bize Hazreti Abdullah ibni Ömer’den şu mucizesi naklediyor: Bir seferde, Allah Resulü’nün Sallallahü Aleyhi Vesellem yanına bir bedevî geldi. Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem ona sordu: “Nereye gidiyorsun?” Bedevî dedi: “Aileme.” diye cevap verdi. Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem tekrar sordu: “Ondan daha iyi bir hayır istemiyor musun?” Bedevî sordu: “Nedir?” Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem cevap verdi: “Allah’tan başka hiçbir ilâh olmadığına, Onun bir olduğuna, hiçbir şeriki bulunmadığına ve Muhammed’in, Onun kulu ve resulü olduğuna şehadet etmendir.” Bedevî sordu: “Bu şehadete şahit nedir?” Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem cevap verdi: “Vadi kenarındaki şu ağaç şahit olacak.” İbni Ömer der ki: O ağaç yerinden sallanarak çıktı, yeri ikiye yardı, Allah Resulü’nün Sallallahü Aleyhi

Mucize kurtuluş! Öldürmeyen Allah öldürmüyor!

Resim
Mucize kurtuluş! Öldürmeyen Allah öldürmüyor! İzmir’in Buca ilçesine bağlı Yenigün Mahallesi'nde oturan 16 yaşındaki Başak Görücü sofra bezini silkelemek için 5. katta bulunan evinin penceresine çıktı. Üzerine bastığı koltuğun kayması ile bir anda dengesini kaybederek aşağıya düştü. Düşerken altta bulunan erik ağacının dallarına çarpmasıyla zemine sert şekilde çakılmaktan kurtuldu.  112 ambulansı ile Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi Acil Servisine getirilen Başak’ta, yapılan tetkik ve incelemeler sonucunda sırt omurlarında çatlak, bel omurlarında parçalanma kırığı ve omurganın kayması saptandı. Acilen Beyin Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Berkant Atay tarafından gece 01.00’de ameliyata alınan Başak, 4 saat süren ameliyatın sonrasında servise alındı. Başak Görücü, sedyeyle geldiği hastaneden yürüyerek çıktı. Hızımı Yavaşlattı Tedavi altındayken yürüyememe korkusu yaşadığını belirten Başak Görücü, yaşadığı kazayı şu sözlerle anlattı “Sofra bezini silkelemek için

Rahmet Peygamberinin Mucizesi

Rahmet Peygamberinin Mucizesi Cenab-ı Hak buyuruyor: "O'na Rabbinden sana indirilseydi Mucizeler! dediler. De ki: Mucizeler ancak Allah katındadır, ben imkb sadece sadece açık Bir uyarıcıyım. Kendilerine okunup duran kitabı Sana indirmiş (Mucize Olarak) mil onlara yetmez olmamız? Elbette îmân eden Bir kavim Için onda rahmet ibret vardir ettik. "(Ankebut, 50-51) Resulullah (sav) buyurdular: "Gönderilen onu peygambere, İnsanların hidâyetine vesile olacak Bir Mucize muhakkak verilmiştir. Bana Verilen de allah'ın bana vahyettiği Kelâm nev'inden Olan Kur'ân-ı Kerîm'dir. Bu sebeple kıyamet günü ümmetimin Diğer ümmetlerden sayıca daha çok Olmasını Ümmîd ediyorum. "(Buhârî, İ'tisam 1, Fedâilü'l-Kur'ân 1; Müslim, iman, 279) Cenab-ı Hak kullarını Hidayete ulaştırmak için onlara lütfettiği birtakım üstün vasıflara ilâveten, bir de aralarından Müstesna yaratılışlı Sâlih insanları rehber Olarak vazifelendirmiştir. Böyle Sâlih kim

Peygamberimizin İki Mu'cizesi

Peygamberimizin İki Mu'cizesi Hazreti Ömer Radiyallahü Anh’ın oğlu Abdullah anlatıyor: — Ensardan bir sahabî, Hazreti Peygamberin huzuruna gelip bazı şeyler sormak istediğini söyledi. Resûlüllah ona: — Otur! dedi. Biraz sonra Sakîf Kabilesinden bir zat geldi, o da bazı şeyler öğrenmek istediğini söyledi. Resûlüllah ona da: — Otur! dedi. O da oturdu. Hazreti Peygamber, Ensara: — Evvelâ sen geldiğin için, önce senin suallerine cevap vereceğim, dedi. Ensar: — Ben sıramı Sakif'li kardeşime veriyorum ya Resûlallah! dediğinde, Efendimiz, Sakafi'ye: — Ne söyleyeceğini sen mi söyleyeceksin, ben mi söyleyeyim? buyurdu. Sakafî: — Siz buyurun ey Allah'ın Resulü, dedi. Peygamber Efendimiz: — Namazdan, secdeden, rükudan soracaktın, buyurdu. O: — Seni hak peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, evet! Dedi. Peygamberimiz, ona namaz hakkında lüzumlu malûmatı verip gönderdiler. Sakafî ayrıldıktan so