Kayıtlar

Mekke etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ebû Damdam Olmaktan Aciz miyiz?

Ebû Damdam Olmaktan Aciz miyiz? Mekke Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem tarafından fethedildiğinde Ebû Cehil'in oğlu İkrime kaçmıştı. Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem ise onun bütün yaptıklarını bağışlayıp aman verdi ve yanına çağırdı... İkrime gelip de Rasulullah'ın onu affettiğini öğrenince hemen Müslüman oldu ve şöyle haykırdı: – “Vallâhi yâ Rasûlâllah, İslâmʼa düşmanlık yolunda harcadığım şeylerin en az bir mislini de Allah’ü Teâlâ Hazretleri’nin yolunda harcayacağım!” (Hâkim, III, 271/5059; Vâkıdî, II, 851–853; Tirmizî, İsti’zân, 34/2735) Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem, Ebû Cehil gibi bir kâfirin oğlu olan ve İslâm'a karşı çok mücadele etmiş İkrime'yi; çok sevdiği amcası Hz. Hamza’yı şehit eden Vahşi’yi ve nicelerini affetmişti. Çünkü O Sallallahü Aleyhi Vesellem, ceza ve kınama için değil; âlemlere Rahmet olarak gönderilmişti... Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem, kendisi insanları affettiği gibi bizlere

İslâm düşmanı Ebu Cehil’in Oğlu

İslâm düşmanı Ebu Cehil’in Oğlu Rasul– i Ekrem Sallalahü Aleyhi Vesellem’in Mekke’yi fethettiği gün, İslâm düşmanı Ebu Cehil’in idam fermanı verilmiş oğlu İkrime, ölüm korkusuyla kaçıp Yemen tarafına gitmişti. Onun eşi Ümmi Hakîm ise Müslüman olmuş ve İkrime’nin bağışlanmasını Rasulullah’tan istirham etmişti. Allah Rasulü Sallalahü Aleyhi Vesellem, İkrime için güvenlik garantisi verince, hanımı Ümmi Hâkim onu aramaya çıktı. Tihâme sahillerinde deniz yolculuğu sırası Müslüman bir kaptanla görüşmekte olan İkrime’yi buldu. Kaptan ona diyor ki: – Lâ ilâhe illallah Muhammeden Rasulullah de, canını kurtarıver! İkrime şu karşılığı veriyordu: – Ben de zaten bunun için kaçıyorum… O sırada İkrime’nin karısı ortaya çıkarak şu haberi verdi: – Ben insanların en iyisi ve en hayırlısının yanından geliyorum. Onunla konuştum, o sana eman verdi, seni güvenceye aldı. Gel gidelim, kendine kıyma! Beraber yola çıktılar. Bir konaklama yerinde İkrime, eşiyle birlikte olmak istedi. Kadın onu

Nûşirevân'dan Az Adil Değilim!

Nûşirevân'dan Az Adil Değilim! Hazret-i Ömer halife iken, Sa'd bin Ebî Vakkâs hazretleri de Mısır'da komutandı. Mısır'da ordusunu sevk ederken bir karargâh lâzım olur. Karargâh olacak en uygun yerde bir Yahûdînin evi vardır. Satması istenir, fakat inat edip satmaz Yahûdî. "Bize burası lâzım" denir ve Yahûdîye evinin değeri verilip evinden zorla çıkartılır. Yahûdî hanımına der ki: -Ne yapacağız? -Bunlara bir şey yapamazsın ki. Bunların Medîne'de bir Halîfeleri var. İstersen yürü git, "Böyle böyle yaptılar bana" diyerek bunları şikâyet et. Birşey çıkacağını zannetmem, ama bir ümit, git bakalım. Adam, küçük bir ümit de olsa, çıkıp gelir Medîne'ye. Sorar karşısına çıkanlara: -Halîfenin sarayı nerede? diye sorar. Adamın bu sorusu üzerine güler Medîneliler. Cevap verirler: -Ne sarayı? Evi şurası. Yahûdî gösterilen eve gider ki, basit, kerpiç bir ev. Kapıya vurarak seslenir: -Emîr-ül mü'minin nerede? Çocukları derler k