Kayıtlar

Lokman Hekim etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Lokman

Lokman                Efendisinin düzinelerle kölelerinden yalnızca birisi idi Lokman... Derisinin siyahlığının aksine, tüm aydınlığını içinde saklamıştı sanki.                Diğer köleler ise tam aksine... Ne onun hikmetli sözleri, nede ağırbaşlılığı ilgilerini çekmez, sürekli yapmaları gereken işlerden kaytarmaya, kendilerinin olan zamanlarını;                "Efendilerinin malı kendilerinin olsa" neler yapacakları hakkında fikir üretmekle geçirirler. Lokman'ı anlamak bir yana, ondaki farklılıktan rahatsız dahi olurlar. Fırsat buldukça da efendilerinin gözünden düşürmek için arkadaşlarına olmadık düzenler kurar, akla gelmedik yalanlar uydururlar.                Hep aynı geçen günlerinin birinde efendi, meyve yemek istedi ve kölelerini bağa gönderdi. Herkes topladı; Lokman hariç, topladıklarının çoğunu yediler diğerleri... Birleştirdiler kalanları ve evin yolunu tuttular.                Efendi:                -Bu nedir... Akşama kadar bununla mı oyalan

Lokman Hekim'in Esareti

Lokman Hekim'in Esareti Lokman Hakîm hazretleri günlerden bir gün eşkıyâ tarafından yolu kesilip, esîr edildi. Kendisini yabancı bir şehre götürüp, köle olarak bir zengine sattılar. Efendisi ona kerpiç yapma gibi ağır işler verdi. Lokman Hakîm, işin zorluğundan şikâyet etmeyip, herkesten daha iyi çalışıyordu. Zamanla efendisi, hazret-i Lokman'ın; şefkatli, güç işlere dayanır ve iyilik sever birisi olduğunu anladı. Lokman Hakîm'e değer verip, sevdiği kimselerden biri oldu. Sonunda efendisi, hemşehrilerinden bir topluluğun o şehre gelmesi ile, hazret-i Lokman'ın kim olduğunu öğrendi. Daha önce Lokman'ı tanımadan şöhretini duyan zengin efendi, hâdisenin böyle cereyân etmesine üzüldü. Lokman Hakîm'den özür diledi. Kendisine, pek çok mal ve para hediye ederek serbest bıraktı. Ona: “ Neden kendini daha önce tanıtmadın, dedi. Lokman Hakîm;”Bana zulmedenler, kötülük yaptıklarını bilmiyorlardı. Beni tanımıyorlardı. Ama hür birini esîr almak zulümdür. Bu Lokman o

Kalp ve Dil

Kalp ve Dil Hazreti Lokman (Lokman  Hekim ), yanında yardımcısı ile  ava  çıkmıştı. Avdan dönerken bir kabile reisi Lokman  Hekim ’e bir gece misafir kalması için ısrar etti. Lokman Hazretleri de kabul ederek o  gece  misafir kaldı. Kabile reisi  Hazreti Lokman  için bir  koyun kestirdi. Hazreti Lokman  çömezine:  — Kesilen  hayvan ın en temiz iki azasını kes bana getir, dedi. Çömezi gidip koyunun kalbini ve dilini kesti getirdi. Hazreti Lokman:  — Aferin bildin, dedi.  İkinci gün başka bir kabile reisi, Hazreti Lokman’a bir gece de kendisinde misafir kalması ve evini şereflendirmesi için ısrar edince, Lokman Hazretleri onu da kırmayıp bir gece de onun evinde kaldı.  Orada da ziyafet olarak bir  koyun  kestiler. Hazreti Lokman gene çömezine bu sefer:  —  Hayvan ın bana en pis yerinden ikisini kes getir, dedi. Yardımcısı yine  hayvan ın dilini ve kalbini kesip önüne koydu. Lokman Hazretleri çömezine:  — Aferin bunu da bildin. Hakikaten insanın ve hayvanın en pis ve tem

Amaç, Niyet, Yön…

Amaç, Niyet, Yön… Amaç, niyet, yön… İnsanı en yüce makamlara yükseltebilen faktörlerdir. Hayatta neye ulaşmak istiyorsak, mutlaka hedefimiz, zirvemiz olmalıdır. İnsan böyle kuruldu; hep gözü ileride… Kim önde giderse insan ona ulaşmak ondan üstün olmak ister. İnsan kendini örnek aldığı birine benzetmeye çalışır. Belki de bu yüzden Allah Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de bize peygamberini en güzel örnek “Üsvetül-i Hasene” gösterdi. İnsanlığın en yüce zirvesini örnek olarak sundu ki, gözümüz Onda olsun, O'na benzemeye çalışalım. Kendimizi ucuz Hollywood filmlerinin, Pembe Brezilya dizilerinin sahte yıldızlarına benzetmeyelim. Hayatları skandallarla, şovlarla, boyalarla, foyalarla sunan ahlâkları lekeli sözde yıldızlara benzemeye gerek yok. Eğer onlara benzemeye çalışırsak parlamadan söneriz. O yollarda nice kişiler kaybolmuştur. Her adımda iki cihan güneşi sevgili peygamberimizin sünnetini kendimize rehber edinelim. O yüce sünnetleri şeref bilerek, Onun gibi yaşayalım,