Kayıtlar

Hayır etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Rabbine İsyan Etme! Her Olanda Hayır Vardır!

Resim
Rabbine İsyan Etme! Her Olanda Hayır Vardır! Serçe Allah’ü Teâlâ'ya küsmüştü. Günler geçiyordu ve serçe hiçbir şey söylemiyordu. İçine kapanmış derin bir hüzne boğulmuştu. Melekler merakla Allah’ü Teâlâ'ya serçe'yi soruyorlardı ve her defasında Allah’ü Teâlâ, meleklere: “- O gelecek” diye cevap veriyordu. “- Çünkü onun sesini duyabilecek ve onun minik kalbindeki derdini anlayacak olan tek benim” diyordu. Bir zaman sonra serçe, kalbi hüzün, gözü yaşla dolu bir halde bir ağacın dalına kondu. Hiçbir şey söylemiyordu öyle sessiz sessiz bekliyordu. Allah’ü Teâlâ, serçe'ye seslendi; "- Söyle bana! Canını sıkan ve kalbini hüzne boğan derdin nedir?" Melekler serçe ne söyleyecek diye ona bakıyordu. Serçe mahzun biraz da sitemli sesle; “- Küçük bir yuvam vardı. Yorulduğumda dinlendiğim üşüdüğümde sığındığım. Kimseyi rahatsız etmiyordum ve kocaman dünya’da ufacık bir yerdi kimsenin yerini dar etmiyordu. Sen onu da bana çok gördün neydi

Hayır Yollarının Çok Oluşu Arapça Türkçe Hadisi Şerifler

Hayır Yollarının Çok Oluşu Arapça Türkçe Hadisi Şerifler عن أَبِي ذرٍّ جُنْدَبِ بنِ جُنَادَةَ رضي اللَّه عنه قال : قلت يا رسولَ اللَّه، أيُّ الأعْمالِ أفْضَلُ ؟ قال : « الإِيمانُ بِاللَّهِ ، وَالجِهَادُ فِي سَبِيلِهِ » . قُلْتُ : أيُّ الرِّقَابِ أفْضَلُ ؟ قال : « أنْفَسُهَا عِنْد أهْلِهَا ، وأكثَرُهَا ثَمَناً » . قُلْتُ : فَإِنْ لَمْ أفْعلْ ؟ قال : « تُعينُ صَانِعاً أوْ تَصْنَعُ لأخْرَقَ » قُلْتُ : يا رسول اللَّه أرَأيتَ إنْ ضَعُفْتُ عَنْ بَعْضِ الْعملِ ؟ قال : « تَكُفُّ شَرَّكَ عَن النَّاسِ فَإِنَّها صدقةٌ مِنْكَ على نَفسِكَ » . متفقٌ عليه .    Ebû Zerr Cündüb ibn Cünâde Radiyallahü Anh şöyle demiştir: Ey Allah’ın Rasûlü hangi amel daha üstündür? dedim. “Allah’a iman ve Allah yolunda cihaddır” buyurdu. Bu sefer ben: Hangi esir ve köleyi hürriyetine kavuşturmak daha faziletlidir? dedim. “Sahipleri yanında en kıymetli ve değeri yüksek olanı” buyurdu. Cihadı ve köle azadını yapamaz isem dedim. “İş bilene yardım edersin, iş bilmeyenin işini yaparsın” buyurdu. Ey Allah’ın Rasûlü b

Herkese Hayır Dua Etmelidir

Herkese Hayır Dua Etmelidir Ma'rûf-i Kerhî hazretleri, birgün talebeleriyle hurmalıkta oturuyordu. Bu esnada Dicle nehrinden bir kayık geliyordu. Kayıktaki birkaç genç, içip içip nârâlar atıyorlardı. Bu hoş olmayan manzara karşısında talebeleri dediler ki: - Efendim, duâ edin de Allahü teâlâ bu kendini bilmezleri nehrinde boğsun, insanlar da böyle zararlı kimselerden kurtulsunlar. Bunun üzerine kayıktakilere şöyle duâ etti: - Yâ Rabbî! Sen bu kullarını dünyada neş'elendirdiğin gibi âhırette de neş'elendir. Talebeler bu duâya bir ma'nâ veremediler. Kendisine sordular: - Efendim, böyle duâ etmenizin hikmetini anlayamadık. İzâh eder misiniz? - Bekleyiniz! Söylediklerimin sırrı şimdi ortaya çıkar. Talebeler dikkatle kayıktakileri takip etmeye başladılar. Kayıktakiler, kıyıya çıkınca, Ma'rûf-i Kerhî hazretlerini gördüler. Birden ne yapacaklarını şaşırdılar. Daha o, kendilerine birşey söylemeden, ellerindeki sazı kırdılar, içkileri attılar. Huzûruna ge

Allah Celle Celâlüh Bir Kimseye Hayır Murad Ederse

Allah Celle Celâlüh Bir Kimseye Hayır Murad Ederse “Dikkat et ey Ebu Hüreyre! Sana bazı kelimeler öğretiyorum. Bir kimseye Allah hayır murad ederse ona bu kelimeleri öğretir. Sonra da ebedi olarak unutturmaz. De ki: اللَّهُمَّ ‍ إِنِّي ضَعِيفٌ فَقَوِّ فِي رِضَاكَ ضَعْفِي، وَخُذْ إِلَى الْخَيْرِ بِنَاصِيَتِي، وَاجْعَلِ الْإِسْلَامَ مُنْتَهَى رِضَايا. اللَّهُمَّ إِنِّي ضَعِيفٌ فَقَوِّنِي، وَإِنِّي ذَلِيلٌ فَأَعِزَّنِي، وَإِنِّي فَقِيرٌ فَارْزُقْنِي Okunuşu: Allâhümme innî daîfun fe kavvi fî rıdâke da’fî ve huz ile’l-hayrî binâsiyetî vec’ali’l-İslâme müntehâ rıdâye. Allâhümme innî daîfün fekavvinî ve innî zelîlün feeizzenî ve innî fakîrün ferzuknî.” Anlamı: Allah’ım, hiç şüphe yok ki ben zayıfım. Benim zaafımı rızan hususunda güçlendir. Benim alnımdan tut, hayra ulaştır. İslam’ı hoşnutluğunun sonu kıl. Allah’ım, ben çok zayıfım. Beni güçlendir. Ben zelilim, bana izzet ver. Şüphesiz ben fakirim. Bana rızık ihsan eyle. (Râmûzu’l-Ehâdis, 2011)

Belâ Ve Musibetleri Hayra Çeviren Dua

Belâ Ve Musibetleri Hayra Çeviren Dua Bela musibet hayır belaları hayra çeviren dua dua Rasûlüllâh Sallâllâhu Aleyhi Vesellem’in, eşi İmmü Seleme (Radıyallâhu Anhâ) şöyle anlatmıştır: Ben Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sdlem) 'Her hangi bir kula bir musibet isabet eder de o: Aşağıdaki duayı okursa; Allâh-u Te'âlâ mutlaka onu o musibetinden dolayı sevaba nail kılar ve onun yerine kendisine daha hayırlısını ihsan eder' derken işittim. إِنَّا لِلَّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعُونَ، اَللَّهُمَّ آجِرْنِي فِي مُصِيبَتِي، وَأَخْلِفْ لِي خَيْرًا مِنْهَا؛ إِلَّا .أَجَرَهُ اللَّهُ فِي مُصِيبَتِهِ، وَأَخْلَفَ لَهُ خَيْرًا مِنْهَا Okunuşu: İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râci´ûn, Allahümme ecirnî fi musîbetî vahluf lî hayran minhâ illâ Allahü fî musibeti ve ahlefe lehû hayran minhâ. İllâ ecerahüllahü fî musibeti ve ahlefe lehû hayran minhâ. Anlamı: Şüphesiz biz Allah'a âitiz ve muhakkak ki biz ancak O'na dönücüleriz. Allah’ım, Sen başıma gelen bu musibetimde beni mü

Hayrı Öğretenler

Hayrı Öğretenler Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Allah, içinizden iman edenlerin ve kendilerine ilim verilenlerin derecelerini yükseltir.” (Mücâdele, 11) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Şüphesiz ki Allah Teâlâ, O’nun melekleri, göklerde ve yerlerde bulunan bütün canlılar, hatta yuvalarındaki karıncalar ve balıklar bile insanlara hayrı öğreten kimseye dua eder.” (Tirmizî, İlim, 19/2685) İlim sahibi, bir insan, sadece kendisine değil başkalarına da faydalı olur. İnsanlar, hayatta kalabilmek için yemeye içmeye muhtaç oldukları gibi, dinlerini yaşayıp ebedî kurtuluşa erebilmek için de ilme ihtiyaç duyarlar. Çünkü, ibadetlerin ve kulluğun sıhhati, ilme bağlıdır. Âlimlerin sözleriyle mânen ölü kalpler dirilip canlılık kazanır. Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem âlimlerin meclisinde bulunmayı tavsiye ederek şöyle buyurur: “Lokmân Hakîm, oğluna dedi ki: “Âlimlerin (ve âriflerin) meclislerinde bulun! Hikmet ehlinin sözlerini dinle! Çünkü Allah Teâlâ, ölü t

Her İşte Bir Hayır Vardır

Her İşte Bir Hayır Vardır             Bir zamanlar Afrika’daki bir ülkede hüküm süren bir kral vardı. Kral, daha çocukluğundan itibaren arkadaş olduğu, birlikte büyüdüğü bir dostunu hiç yanından ayırmazdı. Nereye gitse onu da beraberinde götürürdü. Kralın bu arkadaşının ise değişik bir huyu vardı.  İster kendi başına gelsin ister başkasının, ister iyi olsun ister kötü, her olay karşısında hep aynı şeyi söylerdi:             "Bunda da bir hayır var!"             Bir gün kralla arkadaşı birlikte ava çıktılar. Kralın arkadaşı tüfekleri dolduruyor, krala veriyor, kral da ateş ediyordu. Arkadaşı muhtemelen tüfeklerden birini doldururken bir yanlışlık yaptı ve kral ateş ederken tüfeği geriye doğru patladı ve kralın baş parmağı koptu. Durumu gören arkadaşı her zamanki her zamanki sözünü söyledi:             "Bunda da bir hayır var!"             Kral acı ve öfkeyle bağırdı: "Bunda hayır filan yok! Görmüyor musun, parmağım koptu?"             Ve son

Her Hayırlı İşin Başı Besmele

Her Hayırlı İşin Başı Besmele Besmele Bir Müslümanın hayırlı bir işe başlamak istediğinde o işin bereketli ve kâmil olması için başında “Bismillâhirrahmânirrahîm” ve sonunda “Elhamdülillâh” demesi sünnettir. Rasûlullâh Efendimiz (s. a. v. ) Hazretleri bir hadîs-i şerîflerinde buyurdular ki: “Besmele ve hamd okunmadan başlanılan her iş kesiktir (bereketten mahrumdur). ” Yani, mühim bir işe besmele ve hamd ile başlanmazsa o iş eli kesik insan gibi noksan olacağından arzu edilen fayda elde edilemez demektir. İmam Fahruddîn-i Râzî, Tefsîr-i Kebir’de der ki: Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Hazretleri, Ebû Hüreyre’ye Radiyallahü Anh şöyle buyurmuşlardı: “Ey Ebû Hüreyre! Abdest alacağın zaman ‘Bismillah’ de! Zîrâ amellerini yazmaya memur olan hafaza melekleri, abdestini bitirinceye kadar senin için devamlı sevap yazarlar…” “Bir çocuğa ‘Bismillâhirrahmânirrahîm’ öğretilince kabirde azâb olunan babası affolunur. ” Besmele-i şerîfenin faydalarını saymak mümkün değ

Her Şeyde Bir Hayır Vardır

Her Şeyde Bir Hayır Vardır İki melek insan kılığına girip yeryüzünü dolaşmaya çıkmışlar. Akşam olmuş. Kentin en zengin semtinde lüks bir villanın kapısını çalmışlar. Tanrı misafiri alır mısınız? Demişler. Ev sahipleri somurtarak buyur etmişler. Yemek falan teklif etmemişler. Sıcacık misafir odaları yerine, buz gibi ve nemli bodruma iki şilte atıp; -“Geceyi burada geçirebilirsiniz” demişler. Şilteleri betona sererken, yaşlı melek duvarda bir çatlak görmüş. Elini uzatmış. Şöyle bir sürmüş yarığa. Duvar eskisinden sağlam olmuş. Genç melek: -“Niye yaptın bunu?” Diye sormuş merakla. -“Her şey her zaman göründüğü gibi değildir.” Demiş yaşlı melek yavaşça. Ertesi akşam melekler bir köy evinde çok fakir, ama çok iyiliksever bir aileye misafir olmuşlar. Her şeyleri bir tanecik inekleri imiş... Onun sütünü satıp geçiniyorlarmış. Ev sahipleri mütevazı sofralarına almış onları. Allah ne verdiyse beraber yemişler. Yatma zamanı gelince kadın: “Siz uzun yoldan geliyorsunuz, yorgun olma

40 Hadis-i Şerif 3

40 Hadis-i Şerif 3  ١) رَحِمَ الِلَّهِ مَنْ سَمِعَ مِنِّي حَدِيثًا، فَبَلَّغَهُ، كَمَا سَمِعَهُ 01-  Benden bir hadis işitip onu işittiği şekilde insanlara ulaştıranın Allah yüzünü nurlandırsın. İbn Hibban. ٢) إِنَّ الْخَيْرَ لاَ يَأْتِى إِلاَّ بِالْخَيْرِ. 02-“Hayır, ancak hayır getirir.” Muslim 419 ٣) خَيْرُكُمْ مَنْ تَعَلَّمَ الْقُرْآنَ وَعَلَّمَهُ. 03-  “Sizin en hayırlınız Kur’ân’ı öğrenen ve öğretendir.” Buhârî, Fedâilu’l-Kur’ân 21. ٤) خَيْرُ الْجِيرَانِ عِنْدَ اللهِ خَيْرُهُمْ لِجَارِهِ. 04-  “Allah katında komşuların hayırlısı, komşusuna hayırlı olandır.” Tirmizî, Birr ٥) رِضَا الرَّبِّ فِى رِضَا الْوَالِدَيْن 05-  “Allah’ın rızası, anne ve babanın rızasıdır.” Hâkim, Müstedrek 152. ٦) لَعَنَ اللهُ مَنْ لَعَنَ وَالِدَيْهِ. 06-  “Kim annesine ve babasına lânet ederse Allah da ona lânet eder.” Buhârî, Kitabu’l-Edeb 4. ٧) لَيْسَ مِنَّا مَنْ لَمْ يَرْحَمْ صَغِيرُنَا، وَيُوَقِّرْ كَبِيرُنَا. 07-  “Küçüğüne merhamet etmeyen, büyüğüne saygı